• bir baba ile 8-9 yaşlarındaki oğlu yanımdaki masaya oturdular. baba elindeki kipa poşetinden 2 tane buz gibi niğde gazozu çıkardı, şişenin dışı buğulu buğulu. sonra cebindeki çakısı ile gazozları açtı, birini oğluna, diğerini kendine açtı. sonra öyle bir yudum aldı ki gazozdan, yudum boğazından geçerkenki mutlu gülümsemesi tarif edilemez. adam aynı hazzı çocuğunda da görmek istiyor gibi çocuğun yüzüne baktı, çocukta aynı hazdan eser yoktu. bırakın gülümsemeyi adeta suratı asılmış gibiydi. adam aldığı hazzı çocukta da görebilmek için çırpında durdu ama çocuk kayıtsız kaldı. gazozun yarısını da içmeden, öylece bıraktı. adam uzaklara daldı, hüzünlendi.

    böyle bir şey nesil çatışması.
  • eski ile yeninin anlaşamaması sonucu ortaya çıkan, soğuk çatışma.
  • bir ortama geliş sırasına göre sınıflanmış olanların birbirleri arasındaki çatışma. sınıflama yapılırken çeşitli zaman birimleri kullanılabilir. gün, yıl, beş yıl, on yıl, bir asır gibi yuvarlak ve eşcinsel zaman aralıkları kullnılması alışkanlık olmuştur. kişiler, bulundukları nesile göre belirgin davranış şekilleri gösterirler ve çatışma da bu gösteri sonucunda oluşur. yeniler çok şey bildiklerini, hareketlerinin yeri yerinden oynatacağını düşünürken eskiler rahatlarının bozulacağını, alıştıkları her şeyin değişeceğini ve bu değişime ayak uyduramayacaklarını, daha kaymağı yiyemediydik beceriksizliklerini düşünürler. düşünce ha deyince bi kutuya koyulup kilitlenemiyor. yeniler, ortamın etinden sütünden faydalanan eskileri gizli gizli veya pek açık pek playboy şekilde kıskanırlar. hareketlerinde bu kıskançlıklarını gizlemeye çalışırlar, belli ettim mi diye de korkarlar. eskilerden yeterli ve olsa ne güzel olur erdeme sahip olanlar, kendilerine yeni eğlence çıktığı için sevinirler.

    nesil çatışması, 4000 yıl sonra da olacaktır. o zaman da şimdiki tartıştıklarımızı tartışıcaz ve o zaman da ölücez, istemesek de...
hesabın var mı? giriş yap