• düz yazı...
    (bkz: sade nesir) (bkz: suslu nesir) (bkz: orta nesir)
  • "yunanlıların ve bilhassa latinlerin nesir dedikleri nesir, hulasa bugün aydınlığının hudutsuzluğuyla insanları insan eden nesir araplar'da da yoktu, acemler'de de yoktu. biz zavallı türkler, arap ve acem'in tilmizleri olduğumuz için, ayrıca da, kendi milli kusurumuz olarak, az yazdığımız için nesirsiz kaldık.asıl edebiyat nesirdir" (yahya kemal, edebiyata dair, istanbul fetih cemiyeti 1984, s.70.)
  • (bkz: nazim)
  • düzyazı kolayken niye tarihsel olarak düzyazı değil de şiir gelişmiştir diye kafamda bir soru. öncelikle sahadaki durum böyleymiş gerçektenbir link

    abe arkadaşım önceki adamlar öyle kendine güvenen bireysel adamlar olarak görme. onlar tanrıya ayıp olmasın diye kafalarına bir şapka veya serpuş takarlar. öyle ben bilirim de yoktur. peki neyi anlatacak? geziyi anlatmaz çünkü bu dünya zevkine girer. güzel yerler gördüm, güzel yemekler yedim mi desin adam.

    bir olay anlatmak, ama niçin? bir üst kişiye rapor vermekse mevzu, bir iş ilişkisi gereklidir ve bir bakış açıcısı gerekir. kimse onu tutmadıysa neyin raporunu verecek. padişah rapor mu istiyor da adam rapor sunacak.

    kendine veya muadiline anı mı? bu fani zavallı kulun bilgisi neyi kuşatır ki aktarsın.
  • "şiir gerçekliği duyulur görünüşü içinde kavrar, nesir gerçeklikte kendisini hayata bağlayan bağları araştırır." kemal tahir - dil dosyası

    "nesirle yazılmış bir kitaptaki mısralar sucuktaki yağ ne ise odur, yani ara ara küçük parçalarla serpilir ki bütün karışıklığa yağın pırıltısını, lezzetin tatlı edasını versin." e. t. a. hoffmann - lebens-ansichten des katers murr

    (bkz: düzyazı)
  • (bkz: düzyazı)

    yalnız şiir gibi kelime be (.
hesabın var mı? giriş yap