• bir johnny marr şarkısı

    sözleri de şu şekilde:

    left home a mystery, leave school for poetry
    i say goodbye to them and me, mission velocity
    it made me just run faster now, i'm gonna take it off driving round
    make up my mind, leave the windows down

    i'm in something all right, i know
    i got to live it up, oh-oh, oh
    i can't resist, make for zero, oh, no
    it turned out like i said it would, can i get the world right here?

    step up to symphonies, they play on for you and me
    when we face that july dawn, the uniforms one on one
    no run, we chased that summer down

    i'm in something all right, i know
    i got to live it up, oh-oh, oh
    i can't resist, make for zero, oh, no
    it turned out like ı said it would, can i get the world right here?

    i can't resist, make for zero, oh, no
    it turned out like i said it would, can i get the world right here?

    hello, you mystery, mission velocity
    here comes our poetry, new town velocity, new town velocity
  • the smiths'in güzelliklerinden johnny marr'ın 2013 tarihli solo albümü the messenger'ın (evet the smiths'in 1994 tarihli lp'siyle aynı adı taşıyor) tadından yenmeyen 11. parçası, 2. single'ı.

    "left home a mystery / leave school for poetry" diye aşırı güzel cümlelerle başlayan şarkı, marr'ın kendi hikayesini anlatıyor; 15 yaşında müzisyen olmak için okulu ve evi bırakıyor. otobiyografik bir şarkı anlayacağınız. "mission velocity" diyor tam bir rocker edasıyla. e öyle de olmuş, marr'ın gitarı hiç susmamış ondan sonra. "romantic idealizm" diyor kendisi buna ve şarkıda bunun bir meyvesi.

    albümün bitmesine üç gün kala marr, içinde tam olarak kişiliğini ve hikayesini yansıtan bir şarkının olmayışının eksikliğini hissetmiş, sonra oturmuş doğrudan okulu bırakmaya ve bir daha geri dönmemeye karar verdiği sabahı yazmış. tüm hikayeyi değil ama genel olarak o duyguları. mesela o sabah marr, kız arkadaşını (ki şimdi karısı olur) da okulu asmaya ikna etmiş ve yanlarına bir arkadaşlarını da alarak uzaklarda dolanmışlar.

    sözleri bir hayli hoşuma gidiyor. geçmişte sürekli şehir değiştiren ve en saçma şehirlerin bile, oralara yeni gidildiğinde tuhaf bir "hız"a sahip olduğunu gören biri olarak, beni vurdu. dahası değişim ve istediğin bir şeyin, bir tutkunun peşinden koşmanın insana verdiği hazzı da barındırıyor. her ne kadar marr'ın biraz tekdüze bir söyleyişi olsa da ben o hazzı vokalden şırınga ile çekebiliyorum.

    sözleri geçelim müzik harikulade. kesinlikle her türlü ruh halinde açıp dinlenebilir ve fiziksel olarak değil ama ruhsal olarak bir oksijen çadırına sokabilir kişiyi. introsu ile başlar bu fazla nefesler. kimileri electronic'in get the message'ının introsuna benzetmişse de eşim, kd lang'in constant craving'ine benzettiğinden beri bana da öyle geliyor. ama tabii sonrası biricik her ikisinin de. ha ayrıca sonlara doğru giren kadın vokaller de çok cool olmuş.

    şarkının videosu marr'ın çalışmayı çok sevdiği david barnes tarafından çekilmiş, manchester sokaklarında. david'in, marr gelip de video için düşüncelerinden bahsedene kadar "psychogeography" kavramından haberi yokmuş. biraz okumuş. sonra manchester sokaklarına çıkmışlar. ikisi de modernist mimariye ilgi duyuyor ve özellikle 60-70'lerin brütalist binalarını seviyorlarmış. videoda hexagon kulesi, umıst kampüsündeki barnes wallis binası, wythenshawe gibi yapılar görünüyor.

    psychogeography, bir felsefe, 1950'lerin durumcu enternasyoneller'inden ilhamla paris menşeili letterist enternasyonelleri'ne ait. burada, kentsel peyzaj içerisindeki eğlenceli deneyler, hem zihinsel hem de coğrafi ortamda, çevrenin farkına varılması için önem taşıdığı teorisi vardır. bu farkındalık günlük yaşamın koşullarını ve kontrollerini yıkmak için bir araçtır. bu videoda da "dérive" kavramı karşımıza çıkıyor; amaçsız, plansız bir yürüyüş şehrin içinde. bir dérive yalnızca kişinin fiziksel ya da kültürel çevresi değil, alanların algılanan karakterini ve uyandırdıkları ruh hallerini de bilinç içine toplar. burada da o var, manchester marr'ın memleketi, orada yapılan hiçbir "öylesine yürüyüş" bir "stroll" olamaz. hepimiz yaşamışızdır, eski okulumuza, sokağımıza, eski mahallemize gittiğimizde, orada asla "şöyle bir yürüyemeyiz." psikolojik bir coğrafya uyanıverir. bu anlamda video kesinlikle şarkının atmosferinin tamamlayıcısı.

    velhasılı kelam içi boş bir şarkı değil, "iki nota bir beste" hiç değil, videosu öyle altı sekiz dansçı kızla kapalı saçma stüdyolarda ışık oyunları içinde saçmalamanın yanından geçmez. sanat.
  • içinde bulunduğunuz kalabalıktan sizi 5 dakika 11 saniyeliğine soyutlayan, üşüten, terleten, sağanak yağmur altında sizi şemsiyesiz bırakan bir şarkı.

    i can't resist, make for zero, oh, no
    it turned out like ı said it would, can i get the world right here?
  • insana kendisini tüm eksiklikleriyle tamamlanmış hissettirebilen ender şarkılardan. yalnızken bile kalabalık olanlara kafalarını beş dakikalığına dinlemeleri için verilmiş bir hediye. çıt çıkmaz bir sokakta yürürken ayağınızın altında tıkırdayan taş, boğucu sıcağa dayanamayıp açtığınız camdan içeriye zorbaca giren rüzgâr. çok seviyorum.
  • özel bir şarkı.alır götürür, sürükler..
  • müthiş johhny marr şarkısı, yüzlerce kez dinlenip doyulamayanlardan
  • eşsiz bir havası var şarkının.
hesabın var mı? giriş yap