• cannes da dahil olmak üzere, neredeyse katıldığı her festivalden birincilikle dönmüş, kanada yapımı kısa film. denis villeneuve adlı sanat küpü yönetmen tarafından çekilmiş ve ülkemizde de akbank 5. kısa film festivali ve 20. uluslararası istanbul kısa film festivalinde de gösterilmiştir. toplumun "sürekli şımartılan ve hızlı tüketime yönlendirilmiş zengin tabakasını" tabaklayan vurucu bir senaryoya sahip olduğu ve görsel olarak da mükemmel iş çıkardığı için kısa film camiasının önemli taşlarından biridir.

    www.nextfloor-film.com
  • filmdeki insanların giyinişlerinden, yemek masasında olanların aristokratlar, din adamları, devlet büyükleri, ve kodamanlar olduğu anlaşılıyor. onlara hizmet edenler ise halk ve hayatları boyunca(film boyunca) hizmet etmekten başka bir görevi olmayan insanlar. yemek yiyenlerin ne kadar aç gözlü olduğu betimlenmiş. ve bunların doymak bilmez iştahlarını doyurmaya çalışan kesim ise halk ve hizmet etmek zorunda bırakılan kesim olarak filmedilmiş. bi yerden sonra halk bu yüksek sınıf kesminin sürekli dibe sürükleneceğini, kendileri onlara yaklaşırlarsa (hizmet etmeye) devam ederlerse bi kat aşşağıya düşmeye ve her seferinde bi kat aşşağıya inip hizmet etmek zorunda olacaklarını anlıyorlar. içlerinden bir lider(devrimci liderler), bunları sonsuz bir şekilde düşmeye ve yemeklerinin kendilerine kalması, insan neslinin sürekli bir alt kata (daha düşük bir medeniyet seviyesine) inmesini durdurmak ve zümresinin hizmet etmekten kurtulması için. hizmetlileri direk alt kata geçirip, üst kattan düşen soyluların, hizmetlilerin de alt kattaki ağırlığı sayesinde düştükleri an duramadan direk alt kata ve daha sonra dibe kadar sürüklenmesini sağlamak istedi. bunu bilerek yaptığını filmin sonundaki anlamlı gülümsemeden anlayabiliyoruz.

    ayrıca soyluların, hizmet edenleri arkasında olmadığı, kaynaklarının tükenmeye başladığını anladığı zaman nasıl diğer kendi rütbedaşlarına saldıracağı ve onların yemeklerinde gözü olacağı işlenmiş.
  • “ aksırana tıksırana kadar yiyin efendiler “ sözünü hatırlatarak sistem eleştirisini çok iyi şekilde izleyiciye aksettiren ilk kez 2008 cannes film festivali’nde yayınlanan metaforik kısa metrajlı bir denis villeneuve filmi.
  • dibe indikçe avizenin de onları takip etmesi, yönetmenin elini gel gel yaparak izleyenlere yol gösteriyormuş gibi bir izlenim verdi.
  • (bkz: the platform)
  • fil'm hafızası'ndaki filmin tanıtım yazısında "ne kadar doyarsak o kadar düşüyoruz" diyor. oysa insan doymadıkça düşer. bunu öğrenin artık, doymak bilmeyen mideler !

    (doyumsuzluğun altını çizebilirsiniz.)
  • 2008 yapımı, denis villeneuve'nün yönettiği, 11 dakikalık kısa film.

    oburluk, sınıf ayrımı üzerine kurulmuş grotesk bir dünyayı, yiyenler ve hizmet edenler üzerinden anlatan, sert bir o kadar da mizah unsurlarına sahip müthiş bir kısa film.

    ayrıca yönetmenin bu kısa filmden bir kaç yıl sonra elde edeceği başarı ve ünün ayak seslerine sahip olduğu söyleyebiliriz.

    not: 2019 yapımı the platform'da, next floor'un izlerini rahatça görebiliriz.
  • the platform'a ilham kaynağı olacak kadar benzerlikler taşıyan bir kısa film.
  • sinematografi olarak çooook mükemmel olsa da konu olarak özgün değildir, daha önce benzer şekilde aynı konunun işlendiği animasyonlardan tutun stop-motionlara kadar bile sayısız yapım vardır...hani "gittiği her festivalden birincilikle dönmüş" denilince insan orjinal bişey bekliyor ama aynı yemeğin çok mükemmel bir şekilde hazırlanmışını görünce hayalkırıklığı olmuyor değil..

    neyse, yapımını çok övdük şu şekil yapmışlar, onu şeedelim en azından: http://phi-centre.com/en/events/id/nextfloor
hesabın var mı? giriş yap