• 11-19 ocak 532 sularında imparator birinci iustinianos'a karşı tertip edilmiş ihtilâl girişimi. nika! (zafer) diye bağırarak sokaklarda gezinen, ortalığı yakıp yıkan -ayasofya da ağır hasar görmüştür bu arada- taife tarafında ismi konan bu ayaklanma nedeniyle imparator kaçmayı düşünürken eşi theodora tarafından engellenmiş ve nihayetinde isyan, başarısız tüm girişimler gibi birçok cana kıyılarak sona erdirilmiştir.
  • ayaklanma sonrasi gaza gelen iustinianos bugun gordugumuz 3. ayasofya'yi yaptirmistir. ayrica kelime koku icin (bkz: nike)
  • rivayetlere göre ayaklanmanın asıl sebebi, gözünü hırs bürümüş olan imparatoriçe theodora'nın halkın eşinin yönetiminden rahatsız olması sonucu alaşağı edileceği korkusu yüzünden hipodromdaki bir oyun sırasında yaratılmıştır. zaten gergin olan dengeler kavga sonrasında iyice bozulmuş ve de bu ufak kavga 8 gün süren ve de ardından kimi kaynaklara göre 30 kimilerine göre de 50 bin civarında ölü bırakan bir isyana dönüşmüştür.

    sonucunda imparator iustinianos ve eşi theodora bulundukları mevkiyi sağlamlaştırmışlardır. bize şu anda ucu dokunan en olumlu yani ise ayaklanma sırasında ağır hasar gören ayasaofya nın yerine bugünkü yapının yapılmış olmasıdır.
  • bu ayaklanmanın önemli bir yanı da, dünyada ilk holiganizm vakası olarak kayda geçmesidir. o zamanların istanbul'unda futbol değil, atlı araba* yarışları çok büyük ilgi görüyordu. bu yarışlara katılan iki kulüp vardı (mavi ve yeşil takım) ve tıpkı şimdiki 3 büyükler gibi çok büyük taraftar kitleleri vardı. işin ilginç yanı nasıl şimdi, mafya ve politika futbol ile iç içeyse, o zamanda durum farklı değildi. şehirde düzenlenen yarışlar aynı zamanda politika arenası gibiydi.

    işte böyle bir gün, 13 ocak 532'de yarışlar hipodromda yapılıyordu. günler öncesinden halk gergindi, bir kaç gün öncesinde mavi takım ve yeşil takım taraftarları arasında kavgalar olmuştu. kendisi de bir mavi takım taraftarı olan justinian yarışları hipodromun hemen yanındaki sarayından izliyordu.

    yarış 22. sıraya gelmişti ki, hipodromda yarışı izleyen taraftarlar, birden mavi veya yeşil diye bağırmaktan vazgeçip imparatora hakaretler yağdırmaya başladı. yarışlar bittiğinde ise, imparatorun sarayı kuşatma altına alındı. elbette olay sadece bir holiganizm meselesi değildi, insanlar justinian'ın koyduğu vergilerden rahatsızdı ve onu devirmek istiyorlardı.

    olaylar yaklaşık bir hafta boyunca sürdü ve kimilerine göre 30 bin kimine göre de 50 bin kişi öldü. yanılmıyorsam insanlık tarihinde hiçbir ayaklanmada bu kadar çok can kaybı olmamamıştır, tabii bunda, ayaklanmayı çok kanlı bir şekilde bastıran justinian'ın da büyük suçu vardı.

    justinian bu ayaklanma sonucunda, muhtemelen civilization oyunundan almış olduğu ilhamla, halkı bir arada tutmak ve muhtemel isyanların önüne geçmek için bugünkü ayasofya'yı inşa ettirmiştir.
  • (bkz: flavius belisarius)
    (bkz: narses)
  • halkın çaptan düşmüş bir general olan hypatius'u başına bir bilezik geçirerek imparator ilan ettiği isyandır.
  • nike sponsorlugunda gerceklesmistir.
  • doğu roma imparatorluğu'nun görmüş olduğu en kanlı isyan olarak kayıtlara geçmiştir. elbette ki isyanın müsebbibi o günlerin taze imaratoru l. justinan'den başkasın değildir.

    justinian, doğu roma'nın tahtına oturur oturmaz bir dizi düzenlemelerle merkezi otoriteyi sağlamlaştırmak istemiştir. bunun için öncelikle dönemin önemli güç odaklarından olan maviler ve yeşiller olarak adlandırılan iki grupla uğraşmıştır, bununla da sınırlı kalmayıp soylular üzerinde de ekonomik baskılar kurarak jet sosyeteyi kendisine hasım etmiştir. bu husumetlikler sonucu oluşan olumsuz hava isyanın ortamını hazırlamıştır.

    bu arada şu mavi ve yeşil gruplar hakkında da az da olsa bilgi verelim; efendim bu maviler ve yeşiller denen gruplar böyle nasıl desem, bir spor takımının taraftarı olarak da tanımlanabilir siyasi bir partinin sempatizanları da. o dönemin eğlencelerinden olan hipordomdaki araba yarışlarında ki tahmin ettiğiniz gibi arabaları atlar çekiyor, dört adet araba yarışırdı ve bunların taraftarları kırmızı, beyaz, mavi ve yeşil renkteydi. gönül verdiği arabanın renginde urbalar giyen taraftarlar hipordromu hınca hınç doldurur, coşkulu tezahüratlarla takımını ateşlerdi. zamanla kırmızı ve beyazların gücünü kaybetmesiyle hipordomda yarışan araba sayısı ikiye düşmüş, kırmızılar yeşillere, beyazlar ise mavilere katılmıştı. bu maviler ve yeşiller son derece ateşli taraftar grupları olması sebebiyle zaman zaman rekabet sokak çatışmalarına dönüşüyor halk bu iki gruptan umumiyetle çekiniyordu. gereksiz bir bilgi olarak da; yeşiller protokolün solunda otururken maviler sağında oturuyordu.

    işte yine bir yarış günü, hipodromdaki on binler yerlerini almışken, imparator justinian'in locasındaki yerini almasından kısa bir süre sonra kendisini protesto için "nika" nidalarıyla hipdromu inletmeye başlamıştır. sanki biri düğmeye basmışçasına kolektif bir heyecanla yayılan bu hareketi imparator ilk anda sükunetle izlemiş, kargaşanın artmasıyla sarayının yolunu tutmuştur.

    imparatorun hipodromu beraberindeki heyetle terk etmesi sonucu bu mavi ve yeşil gruplar hipodromdan çıkarak güçlerini birleştirmişler ve şehrin zengin muhitlerini, çarşılarını, ayairini ve ayasofya da dahil olmak üzere yağmalamışlar daha da ileri giderek imparatorluk sayarına bile zarar vermeye çalışmışlardır. bununla da kalmayan isyancılar pek çok yapıyı ateşe vermiştir, gözü dönen isyancılar sampson hastanesi'ni içindeki hastalarla yakmışlardır. şehre hakim olan bu kaos ortamı birçok insanın anadolu yakasına kaçmasına sebep olmuştur.

    rivayet odur ki; bu isyan hareketinin odağı haline gelen hipodromda isyancılarla masaya oturmak isteyen imparator justinian, isyancılara isyanı bittirmeleri halinde kendilerini affedeceğini söylemiştir. buna kulak asmayan isyancıların asıl niyetinin, justinian'in yerine kukla bir imparator getirmek olduğu, eski imparatorlardan l. anastasius'un yeğeni hypatius'u hipodroma getirip el etek öpüp biat etmelerinden anlaşılıyordu.

    işte tüm bu olumsuz şartların arasında kalan büyük justinian düşünür taşınır ve imparatorluğu terk etme kararı alır. tarihi yarımadanın güney sahilinde hazırlattığı bir gemiye yanında birçok değerli eşya ve nakit parayla atlayıp soluğu yunan adalarında almak için tüm hazırlıklarını tamamlar ve eşi theodora'ya "hadi hanım gidiyoruz" der. gel gör ki theodora kılını bile kıpırdatmaz ve imparator justinian'e tarihçi önder kaya'nın kaynaklarına göre şu sözleri söyler;

    "belki kadınların erkekler önünde konuşması korkaklara cesaret vermesi yönünden doğru değildir ama tehlike anında herkes elinden geleni yapmalıdır. yıllarca başında imparatorluk tacı taşıyan biri, o tacı kaybederken canını da kaybetmelidir. nasıl olsa dünyaya gelen her kişi ölecektir. ey imparator! kaçmak, kurtulmak istiyorsan bunda bir zorluk yoktur; hazinen var, gemilerin seni bekliyor ama saraydan ayrıldığında yaşamanın anlamını da yitirmiş olacaksın. ben her zaman tanrı'ya dua etmişimdir. üzerimdeki erguvan renkli imparatorluk pelerinini aldığında canımı da alsın. merak etme! senin de giydiğin şu erguvan rengi pelerin, gerektiğinde muhteşem bir kefen olur. şimdi gidebilirsin ama yanında ben olmayacağım"

    justinian, dünya tarihinin bu en büyük ayarlarından birini alınca sarayı terk etme fikrinden cayar ve kurmaylarıyla bir araya gelerek durumu istişare ederler ve o gece sarayın ışıkları geç saatlere kadar yanar, çıkan sonuç şudur; "isyan kanla bastırılacak"

    dönemin en büyük bizans komutanlarından flavius belisarius ve isyan günlerinde konstantinopolis'te bulunan arnavutluk valisi mundus ile tüm askeri imkânları kullanarak isyancılara karşı saldırıya geçilir ve isyancılar hipodromda kıstırılır. hipodromun kapılarının kapatılmasıyla kapana kısılan isyancılara karşı o andan itibaren kelimenin tam anlamıyla bir kıyım başlar. ok yağmuru ile delik deşik edilen ve kılıçtan geçirilen isyancıların sayısı 35-40 bin arasındadır.

    isyan bastırılmıştır ancak ardında binlerce ölü ve viraneye dönmüş bir başkent bırakmıştır. jusitinian bunun üzerine imar faaliyetlerine girişir, buna da önce gücünü simgeleştirmek için ayasofya'yı yeniden inşaa ettirmekle başlar. bugün gördüğümüz ayasofya justinian'in iktidarının yanında, kanlı nika ayaklanması'nı da hatırlatır bizlere.
  • (bkz: fildamı)
  • izmirli amatör fantastik yazarlardan harun çimen tarafından yazılan, reenkarnasyon yıllarını bizanslı bir marangozun gözünden anlattığı hiciv dolu fantastik hikayenin konusudur. http://cemaziyel.blogspot.com/2012/05/isyan.html

    --- spoiler ---
    pelerinin rengi yüzünden öldürülmek ve istanbul'daki meşhur taraftar gruplaşmalarına göndermeleri özellikle enteresan olan hikayedir.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap