• hayati boyunca en şanslı oldugu donem, esir alindiktan sonra, ismet pasa tarafindan usak’a getirilmesidir.

    cunku, kendisini esir alan kuvvetler 1. ordu birlikleri olup, 1. ordu komutani olarak linçperest nurettin paşa gorev yapmaktaydi. eger ismet inonu bizzat bati cephesi komutani olarak, trikupis’in usak’a can ve mal emniyeti alinarak getirilmesi emrini vermeseydi, kuvvetle muhtemel, sakalli nurettin trikupis’i halkin icine atarak linç ettirecekti.

    abartiyorsun demeyin, elimdeki orneklere bakin. yargilanip gerekirse idam cezasi almasi muhtemel ali kemal ve izmir piskoposu’nu ofkeli halkin icinde birakip linc ettiren de sakalli’nin taa kendisidir.
  • kendisi centilmen bir mağlup olduğu kadar hayallerinin bir kısmına ulaşabilen bir komutandır.

    --- spoiler ---

    yunan başkomutanı trikopis: "bizi kimse durduramaz, buradan kayseri'ye kadar gideriz, talas'da da kahvemizi içeriz" deme cür'etini göstermişti.

    türk ordularına esir düştüğünde mustafa kemal paşa esaretini geçirmek üzere kendisini talas'a gönderdi.

    --- spoiler ---
  • her 9 eylul’de oldugu gibi kendisiyle dalga gecme senlikleri baslamis. tamam yunan kucuk asya ordusu isgalci bir ordu da, dalga gecilecek kisi kendisi degil, hacianestis adlı strateji fakiri bunaktir. yunan ordusunun yuzme ogrenmesinin musebbibi hacianesti’nin kucuk asya ordusu’nu duzenli geri cekememesi, yunanistan’in buyuk bir ozenle savundugu stratejik noktalara destek gondermemesidir. oyle boyle degil, belediyeler bile 9 eylul’u kutlarken sacma sapan hatalar yapiyorlar.

    https://twitter.com/…tatus/1303563772469145600?s=21

    https://twitter.com/…tatus/1303467140519997441?s=21

    1) general trikupis, gencliginde olimpiyatlarda altin madalyasi bulunan, sovalye ruhuyla hareket eden bir kurmaydir. bu yuzden esareti oldukca iyi gecmis, buyuk bir ozenle korunmus hatta bizzat baskomutan * tarafindan atanan korumalari trikupis daralmasin diye kayseri’de av senlikleri duzenlemistir. donemin turkiye’si, yunan ordusunun yenilgisinin trikupis’e ihale edilecegini sezdiginden ve idam edilmesi riskine binaen, kendisini yunanistan’a iade etmemis, yillarca buyuk bir ozenle misafir etmistir. (1920’larda turkiye vizyonuna bak gel bir de 2020’lere bak!)

    2) genelde 9 eylul senliklerinde kendisiyle dalga gecilirken kullanilan fotograf kendisine ait degildir, venizeloscu darbeci albay plastiras’a ait olan fotograf, trikupis’in fotografi gibiymis sunulur.

    3) trikupis, her 10 kasim’da, her 29 ekim’de kronik olarak hastalanan turk idarecilerinin aksine selanik’te ataturk’un evine gelerek, general uniformasiyla cephe selamiyla* saygi durusunda bulunan bir komutan olarak dalga gecilmeyi hak etmemektedir.

    https://www.gercekgundem.com/…rikopisii-esir-almasi

    debe editi:

    (bkz: sma tip 1 hastasi ali eymene yardim kampanyasi)
  • "...kıymetli gazetecilerimizden hıfzı topuz üç sene evvel [1952] yunanistan'a yaptığı bir seyahat sırasında atina'da ruzvelt caddesi'ndeki evinde mütevazı bir hayat yaşayan 84 yaşındaki emekli general trikupis'i ziyaret etmiş ve kendisi ile uzun boylu görüşmüştür. muharrir * bu enteresan ziyareti şöyle anlatıyor:

    (...)
    - generalim, diyorum. nasıl oldu şu anadolu harekâtı? ta ankara kapılarına kadar ilerledikten sonra nasıl oldu da davayı kaybettiniz?

    trikopis tekrar derin derin düşünüyor. sonra:

    - bizim anadolu'da işimiz ne idi? diyor. bizim menfaatimiz balkanlarda, makedonya'da, adalarda olabilir ama anadolu'dan bize ne? ne diye bizi oralara gönderdiler? aradan bunca yıl geçti şimdi insan maziyi çok daha iyi görebiliyor. çok daha sağlam hükümlere varabiliyor. şimdi artık itiraf etmekten çekinmiyorum. bizim anadolu savaşında hiçbir menfaatimiz yoktu. biz yabancı devletlere âlet olduk. sizden de, bizden de bunca insan öldü. bu kadar şehit verdik. sonunda ne oldu? işte bugün kardeşiz. hataydı anadolu harekâtı. hem de muazzam bir hata..."

    [kaynak: 30 ağustos hatıraları, sel yayınları, 30 ağustos 1955, sayfa 53]
  • 9 eylül’de yunan duyarı kasan entrysinin debeye girdiği başlık.

    ne kadar da muasır medeniyetler seviyesine yükselmiş bir sözlük.
  • kendisi denize dokulmemis, buyuk taaruz’da esir dusmustur.
  • atatürk'ün büyük saygı duyduğu bu yunan başkomutanı esir alan afyonlu ahmet çavuş'tur.

    görsel
  • esir alındığı gün yaşananları hatıralarında şöyle kaleme almıştır.

    büyük taarruzun 8.günü (22 ağustos 1922)

    saat 16.00 sıralarında güney tarafındaki nöbetçiler o cepheden takriben 1 km. mesafede türk süvarisiyle ondan 4 km mesafede de bir miktar türk piyadesinin görüldüğünü haber verdiler. keşif yapmak üzere yolladığım 2. grup kurmay subaylarından binbaşı ruvlais geri dönerek yukarıki haberleri doğruladı ve tahminine göre gelen kuvvetin üç piyade tümeni kadar olduğunu söyledi. aynı anda, güney istikametinden türk topçu ateşi başlıyordu.

    bunun üzerine xııı. tümen komutanı albay kaybalis'e gerekli tedbirleri almasını söyledim. ben bu albaya, çoğu xıv. tümene mensup birliklerden teşekkül etmiş alayın kumandasını vermiştim. bu derleme kuvvetlerin heyeti mecmuası 15.000 kişiyi geçmezdi. fakat biraz sonra yanıma gelen bu komutan, savaşmak üzere ilk hatta götürmek istediği askerlerin kafi cephaneleri olmadığından cepheye gitmek istemediklerini ve boşuna telef olacaklarını söylediklerini bildirdi. bundan sonra, borozanlardan biri, kimsenin emri olmaksızın "ateş kes" borusunu çaldı.
    ve bu suretle ilk hattı işgal eden askerler, kendilerinden 600
    metre mesafedeki düşmana ilk kurşunlarını attıktan sonra yerlerini terkettiler.

    buna hiddetlenerek mezkûr borozana doğru koştum ve "ateşe başla" borusunu çalmasını emrettim. bu emrimi yerine getirdi, sonra uzaklaşmasını söyledim. derhal cepheye gitmek istemeyen bölüğün yanına koştum ve vatan ve namus hislerini okşayıp vatana karşı olan vazifelerini hatırlatarak onları ikna etmeye çalıştım; bölüğün başına geçtim ve sonuna kadar
    mukavemet etmelerini söyleyerek takip etmelerini istedim. fakat onlar reddederek mermileri olmadığını ve bu sebeple boş yere ve maksatsız olarak ölmeyeceklerini söylediler.
    daha küçük birliklerin komutanları da askerlerin türklere karşı gitmek istemediklerini bildirdiler. bazıları da, başlangıçta işgal etmiş oldukları savunma mevkilerini terketmişlerdi. bazıları ise, kendilerini boş yere telef edecekleri için, buna devam ettikleri takdirde subayları bağlayıp türklere teslim edeceklerini söylüyordu.

    bu vaziyetle karşılaşınca xıı. tümen topçu komutanı yarbay manusos'u çağırarak türklere tümenin toplarıyla ateş açmasını söyledim. bu işte mevcut mermileri kullanacaktık. fakat topçu ateşi gecikiyordu.
    biraz sonra şu haberi aldım: silahlı piyade askerleri topçuların etrafını sarmış ve türklere ateş açıldığı takdirde kendilerinin de topçulara ateş edeceklerini söylemişlerdi. ileri sürdükleri sebep de şu idi. şayet şimdiden ateşe başlanmaz da türklerle göğüs göğüse gelince savaşa girişilirse, türkler onları esir alırdı, eğer cephanelerini şimdiden bitirirlerse türkler geldiği zaman hepsini keserdi. bu suretle son mukavemet ümidi de sönmüştü. derhal küçük birlik komutanlarının subay ve askerleriyle birlikte sonuna kadar mukavemet için mevziye girmelerini em-rettim. fakat istisnasız, bütün subaylar bana askerlerinin savaşmak istemediklerini söylediler ve kendi fikirlerini de ilave ederek mücadelelenin boş olduğunu, tarafımdan gösterilecek sabrın, subayların türklere teslim edilmesinden daha hayırlı olacağını bildirdiler.

    bu acıklı durumda kalınca, büyük bir üzüntüyle top ve makinalı tüfeklerin tahrip edilmesini emrettim ve bu emrim yerine getirildi. mevcut subaylar bana askerlerin takındığı tavır hakkında imza verdiler.
  • çok fazla bilinmese de ilk modern olimpiyatlar olan 1896 atina olimpiyatlarında atıcılıkta bronz madalya sahibidir
  • centilmen bir kumandan olduğuna örnek olarak düşürülen türk ucagindaki iki asker için tören yaptırır ve buna bizzat katılır.
    ardından bir uçağı türk tarafına gönderir ve o uçaktan bir valiz atılır.
    valizin içinden iki askerin üniformalari ile not çıkar. notta "kahraman askerleriniz askeri ve dini tören yapilarak defnedilmiştir. ailelerine haber verebilirsiniz" denilmiştir trikupis'in imzasıyla.
    kasaplık yapan köyleri yakıp yıkan diğer yunan komutanların aksine bu kadar centilmen olmasının arkasında fransa'da gördüğü askeri eğitim yatar.
hesabın var mı? giriş yap