• instagramda sürekli suratına sürdüğü bilimum şeylerle karşıma çıkan şahıs.

    teyze sen ne sürsen olmaz o surata ya. valla kusura bakma. bunu takip edenlerde de hiç vizyon yok yemin ediyorum.
  • hemcinslerimin, yazılarını ayıla bayıla paylaştığı kadın. samimi bir sohbet havasında gibi gözüken ama içi boş, birbirinin aynı şeyler yazıyor. bu kadar ilgi görmesini anlayamadım doğrusu.
  • (bkz: balon)
  • bir yılı aşkın süredir takip edip bu sabah takibi bıraktığım insan.

    eskiden tarif paylaşırdı, maske paylaşırdı. kitap yazdı, kamyon arkasına bağladı. sürekli atar sürekli gider.

    elli yaşında kadın sevgililer gününü yalnız geçirmekle ilgili muhabbet yapıyor. 14 şubat lisede kutlanmaz mıydı, ben 15 yaşından büyük olup da bu yıl yalnızım diye tribe gireni ilk kez görüyorum.

    bir de limonu tarçını karıştırıp yüzüne sürünce maske oldugunu düşünüyor, halbuki güzellik merkezinden çıkmıyor.

    pazarlamayı çok iyi bilen biri olduğu kesin ama bir yerden sonra aklı başında takipçisi kalmaz. gene atarlı giderli bir postuna göz devirip sabah sabah yazmaya geldim.
  • kim olduğunu bilmiyorum. ama bugün sabah bu videosu hoşuma gitti.

    hayat ilginç...

    hayat ilginç...
    gün gelir, iç oğlanlar, padişah olur...
    hırsızlar zengin,
    metresler eş,
    eşekler adam olur.
    odundan kapı, taştan saray olur...
    gün gelir, kezbanlar destan,
    onları destan yapanlar, mestan olur.
    gün gelir, hadsizlik özgüven,
    saygı yalan, sevgi ise dolan olur...
    gün gelir, çivisi çıkar dünyanın.
    konuşamayanlar hatip,
    şifa veremeyenler tabip,
    yazamayanlar katip olur...
    ama yine öyle bir gün gelir ki ...
    verenler alır, gidenler uslanır, dönenler yalvarır...
    merdiveni koşarak çıkanların, gün gelir ayağı takılır.
    sevgisini vermeyen, gün gelir kimsesiz kalır.
    aldatan bir gün sadakat için, çalan bir gün adalet için, döven bir gün şefkat için yalvarır.
    piyon deyip geçme,
    gün gelir şah olur.
    şaha da fazla güvenme.
    gün gelir mat olur...
    öyle bir gün gelir ki sen bakmazken her şey hallolur...
  • kim olduğunu hiç bilmiyorum ama ağır kezban paylaşımları olan bir abla.
  • ülkedeki kezban damarının çapını farkedip ordan "gözüne vuran" abla. tüm "feleğin çemberinden geçmiş" 18-25'lik kızların elinde kitapları, sosyal medya hesaplarında hafif bir sırıtışla okuduğu sözleri. bu sırıtışta "ben hayatı çözdüm siz kimsiniz amk" anlamı gizli. ama çok akıllı gerçekten. hani şu "herkesin arkasından iş çevirdiği", "kuyusunu kazmaya çalıştığı", "yüz bin türlü kazık yemiş" (!) genç hatun modeli var ya, işte onların cebindeki paralara talip. çok da güzel topluyor. helal olsun diyorum.
  • bir tarafı yüceltmeye çalışırken diğer tarafı aşağılamaktan çekinmeyen ve samimi görünmeye çalışan yazar'cık. sosyal medya olmasaydı; reklamsever insta mom'lar, bılaagır'lar ve onların türevleri ne yapardı bilemiyor insan.
  • sosyal medya hesaplarında, "ben hayatı çözdüm siz kimsiniz" anlamı saklı hafif bir sırıtışla okuduğu sözlerini dinliyorum da akıllı kadın gerçekten. ülkedeki "kezban" damarının çapını farkederek oradan "gözüne vurmakta" oluşunu takdir etmeli aslında. hani şu "herkesin arkasından iş çevirdiği", "kuyusunu kazmaya çalıştığı", "yüz bin türlü kazık yemiş" (?!) genç kadın modeli var ya, işte onların cebindeki paralara talip. çok da güzel topluyor. helal olsun diyorum.

    kanımca, onca kariyer yapmış deneyimli bir insan olarak, o genç kadınların sahip oldukları bu hayat görüşünün, bu paradigmanın, toptan yanlış olduğunu çok iyi biliyor. ama sağduyu öğütlemiyor. "nasıl olsa dinlemeyecek; ben, şerbeti nabzına göre verip ufaktan yolumu bulayım" diyor.

    ünlü psikiyatrist kohut'un benlik psikolojisinin bir kuramı der ki: "şikayet etmek, küskünlük, umutsuzluk, tembellik, intikam duygusu, hüzün, keder, acizlik, yılgınlık, soğukluk, herşeyden kendine pay çıkarmaya çalışmak, iğneleyici konuşmak, kılık değiştirmiş öfkedir.” peki, genç kadınımızı bu kadar öfkelendiren nedir?

    o halde, sağduyu, o genç insana, durmadan çevresi ile dargınlıklar kırgınlıklar yaşayıp, başkalarını suçlamak yerine, neden bu kadar öfkeli olduğunu sormayı, hatta kendi öfkesinin sebebini bizzat sorgulaması öğütleyebilmeyi gerektirmez mi?

    bu ortadoğu'da özgü tutarsızlığın temelinde, insanımızın en derininde var olan ve onu, çevresindeki herkesin umursamaz, duygusuz, bencil ve nankör olduğu izlenimine sürükleyen derin bir kimlik ve özgüven sorunu saklı!

    işte nilgün hanım'ın kullandığı tam da bu!

    (bkz: #79704308)
hesabın var mı? giriş yap