• gezmek icin ideal olan fakat yaşanılmaması gereken east midlands şehri, ayrıca kalesi sergilere açıktır, müze olarak kullanılmaktadır ama pek görecek birşey yoktur. yılın belli günlerinde robin hood festivalleri düzenlenir, bu festivallerde isminizi kaligrafi yöntemiyle kostümlü amcalara yazdırabilirsiniz.

    not: ingilterenin tüm soğuk caddelerindeki gibi burada da yarı çıplak kızlar fink atarlar zira ultramini etek ve yağlı göbeği açıkta bırakan büstiyer ülke kızlarının resmi gece kıyafetidir.
  • bu arada suc oranlari da oldukca yuksektir, hatta bir rivayete gore avrupa da ikinci sırayı cekmektedir ki eger hakkaten oyle olsa sasmazdım cunku burda (ing) haberlerin 60% ini nottingham ve cevresi olusturmakta suc konusunda. (bkz: east midlands)
    p.s: ozellikle cuma ve cumartesi leri gotler kollanmalıdır, zira alkol tuketimi gencler arasında oldukca yaygin olup direk kafaya sise yenmesi ve akabinde yetmiyormuscasina dayak uzerine dayak yenmesi olagandir...
  • büyüklüğü ve hareketliliği ile beni şaşırtan şehir.

    geziden çektiğim fotolarla şehir hakkında bazı bilgiler:
    -londra st pancrass tren istasyonundan trenin durduğu durak sayısına bağlı olarak 1.5-2 saatte şehre ulaşabiliyorsunuz.
    -şehrin tarihi m.ö. 600'e kadar uzanıyor. ilk yerleşimin ismi "snotta inga ham", snotta ismindeki kişinin köyü anlamına geliyormuş. ismi önce snottingham'a sonra da nottingham'a dönüşmüş. snot olarak kalmaması isabet olmuş çünkü bu kelime ingilizce'de sümük anlamına geliyor.
    -şehrin her yerinde izine rastlayabileceğiniz tarihi karakteri robin hood. şehre gelenler en azından hatıra olarak bir şey görsünler diye, 1952'de nottingham kalesinin yanına heykeli yapılmış. robin hood gerçekten yaşadı mı, yaşadıysa nottingham bölgesinde mi yaşadı tam olarak bilinmese de, anlatılan hikayelerde sherwood ormanına gönderme yapıldığı için nottingham bu tarihi karakteri sahiplenmiş.
    -nottingham kalesi, içindeki müze & sergilerle şehrin tarihini anlamanız için güzel bir nokta. içerisinde yer alan robin hood gösterisini de önceden rezervasyon yaparak deneyimleyebiliyorsunuz. kale, büyük bir kayanın üzerine yapıldığı için nottingham'a bir tepeden bakma imkanınız oluyor.
    -kale ilk olarak 1067'de william the conqueror tarafından ahşap yapılmış. 12. yüzyılda taştan tekrar inşa edilmiş.
    -kalenin içindeki müzede, nottingham'ın zamanında "dantelin başkenti" olduğunu öğrendim. şehre ilk dantel makinesi 1809'da getirilmiş. dantelden yapılmış ilginç posterler de müzenin dantel bölümünde sergileniyor.
    -şehir, ingiltere'nin en büyük üçüncü nehri olan trent nehri kenarına kurulmuş. tren istasyonundan indiğinizde şehrin içinden geçen bir kanalını görebiliyorsunuz. şehirdeki iki üniversiteden birisi ismini şehirden*, diğeri de nehirden* alıyor.
    -şehrin merkezinde eski belediye binası ve onun içerisine & etrafına sıralanmış dükkanlar, restoranlar ve kafeler bulunuyor. şehrin tramvayı ve otobüsleri bu bölgede kümelenmiş durumda. şehirde ilk tramvaylar 1901 yılında yapılsa da 1936'da işletmesi durdurulmuş. tramvaylar yeni haliyle 2004'te tekrar şehre dönmüş.
    -kalenin biraz aşağısında, sırtını kaleye dayanan ve ingiltere'nin en eski pubı olduğunu iddia eden "ye olde trip to jerusalem" bulunuyor. şirin bir binada , eski tarife göre yaptıklarını söyledikleri ale birayı içebiliyorsunuz. içerisi mesai sonrasında, önceden rezerve edilmiş ve tamamen dolu oluyor.
    -ingiltere'nin her yerinde olduğu gibi bu şehirde de türk berberlere rastlamanız mümkün.
    -ben gidemedim ama eski bir kiliseden çevrilmiş pitcher & piano restoranı güzel bir deneyim olarak tavsiye ediliyor.

    tüm bunları ve daha fazlasını anlattığım şehir hikayeleri podcast bölümü için buyrun:
    apple podcasts
    spotify
    görselli youtube videosu
  • bir sene boyunca beni misafir eden ve bir süre daha edecek gibi görünen şehir.

    kendisini anlatmaya çalıştığımda aklıma ilk olarak huzur ve dinginlik kelimeleri gelse bile bünyesinde barındırdığı irili ufaklı bir çok kolej ve iki üniversite nedeni ile coşku ve hayatı da oldukça kapsayan bir şehir nottingham. her ne kadar beeston şehir sınırları içerisinde sayıldığı için suç oranı yüksek kabul edilse de sabaha karşı dörtte ntu student union'da o ay orada dördüncü kez konser veren the decemberist 'i izledikten sonra şehir meydanında council house'un basamaklarına oturup lace market'e gidip funk dinlemekle the bell inn'e gidip jazz dinlemek arasında seçim yapmaya çalışabileceğiniz bir yer.

    nottingham halkı kendini dünyadan neredeyse izole etmiş sayılabilecek bir halk. londra'dan gelen bir trende seyahat ediyorsanız tren leicester'i geride bırakıp kendini neredeyse yeni baştan inşa etmekte olan bu şehirle orantısız derecede eski ve bakımsız istasyona yanaşınca kendinizi odak noktası şehir olan bir romanın içindeki bir karakter gibi hissetmemek imkansız gibi. bu açıdan bir parça kuzey ingiltere şehirlerine, bolca da edinburgh'ya benziyor.

    rahatsız edici yanları ise nottinghamlıların ilgilenmekte tembellik yapar gibi üstünü pek de düşmediği kirlilik gibi meseleler. yeni yapılmış havuzları ışıklandırma sistemleri ile şehir meydanı ne kadar bal dök yala ise aynı meydandan broadmarsh'a alışveriş yapmaya inerken geçtiğimiz yollar da o kadar kirli. neyse ki geceli gündüzlü şehri melodilerle dolduran sokak müzisyenlerine konsantre olunca ayağımın altından yuvarlanan şarap şişeleri o kadar da rahatsız edici olmuyor. bir de her ne kadar akdenizi özlemeyi dahi seven akdenizli bir insana kendini mutlu hissettiriyorsa da, ben denizden uzak yapamam diyen insanın mutlu olabileceği bir yer değil. insanın gözünü ufuk çizgisine dikip deniz görmeyi beklediği olabiliyor.

    neticede ingiltereye yolu düşenlerin görmesini tavsiye ettiğim, içinde keşfetmesine bilene pek çok gizli bahçe saklayan güzel bir şehir.

    ha bir de: (bkz: nottinghamli grup ve muzisyenler)
  • nottingham trent uni. ve university of nottingham olmak uzere topu topu iki universite olmasına ragmen ogrenci sehri olarak anılan, kucuk, sirin, yesil, londra nın kuzeybatısındaki east midlands şehri.. diger ingiltere sehirlerine kıyasla daha ucuz oldugu soylenir, market square, victoria center, broadmarsh sehirdeki belli basli alısveris merkezleridir. caves, nottingham castle, jerusalem ve tabi kisherwood ormanları gorulesi yerleridir.
  • londra dan sonra eglence mekanları ile ingiltere gece hayatı listesinde ikinci sırayı ceken kucuk sehir...
    (bkz: http://www.theworks-nottingham.co.uk/) misal olarak gosterilebilir
  • zamaninda robin hood un mesken edindigi, derby ve leicester ile komsu olan,ingiltere'de bir sehir. yesillik alanlari ve super pub lari olan sehir. caves isimli bir pub vardi. iyi muzik caliyorlardi.
  • orta ingiltere'nin güzelim kenti. nüfusu üçyüzbinden biraz fazla. ama bizim milyonluk şehirlere beş çeker. londra'dan sonra gece hayatının en hareketli olduğu ikinci şehir. ondan fazla gece kulübü yüzlerce bar, cıvıl cıvıl insanlar. palais, rock city, bump, ocean baba mekanlardır. yemyeşil bir kenttir. asıklar sehri diye anılır. kalesi, trip to jerusalem, sherwood ormanları gorulesi yerlerdir. gez dünyayı gör nottingham'ı derim binaenaleyh.
  • yemyeşil, güpgüzel memleket. ingiltere'nin eskişehiri.
  • nüfusunun önemli bir bölümünü hindistan ve pakistan göçmenleri oluşturur. yoğun alkol tüketimi ve hint kültürü birleşiminin meyveleriyse, sarhoş naraları eşliğinde göbek atarak sokakları amelesel eğlence mekanına çeviren hintli abilerimiz, amcalarımızdır.
hesabın var mı? giriş yap