• kuzuciğim olmuş, haber etti. mafya dizisinden sonra yeni telefonda kizilotesi arayan mallar dizisine başlamış kuzucuktur. yeni dizilerini heyecanla beklemekteyiz. daha neler neler, mercimekli köfteler... yiyene afiyet olsun efendim.
  • francis baconun (filozof olani) utopik eseri.

    zamaninin diger utopyalari gibi baconun eseri de merkezi bir yonetimi esas alir. gercek hayatinda da epey kralci bir insan olan bacon, ozgurlugun sinirlari olmasi gerektigine, hatta yargi, egitim gibi kurumlarin kesinlikle ozerk olmamasi gerektigine inanirdi. dolayisiyla yeni atlantiste de merkezi yonetimin gucunun yetemeyecegi birsey yoktur; catisan fikirler veya denge unsurlari da yoktur. tek ve mutlak bir duzen; herkesin sevdigi (daha dogrusu sevmek icin yetistirildigi) alternatifsiz bir yer vardir.

    diger utopyalardan farkli olarak yeni atlantisin kulturunun merkezinde bilim vardir. baska yazarlar ideal bir dunyada ahlak, ozgurluk, esitlik, adalet gibi kavramlarin nasil olmsai gerektigi konusunda epey kafa patlatmisken, bacon onceligi bilimin ilerlemesine vermis, mukemmel olmayan bir adalet anlayisi onu pek de rahatsiz etmemistir. deneycilikle doganin isleyisini kavramak, tumevarimla edinilen bilgi sayesinde dogaya hakim olmak toplumun en onemli amaci olmalidir.

    bu amac da zaten, kitap boyunca suleymanin evine verilen onemle iyice vurgulaniyor. suleymanin evi sadece bir universite olmakla kalmaz, kulturun merkezini temsil eder. yeni atlantisin simgeleyecek en onemli kurum budur. bu anlayis, ozel mulkiyetin olmadigi, komunal bir yasam tarziyla birlestirilir.

    baconun bu eseri, sadece bilimsel gelisme uzerinde yogunlastigi icin yuzeysel olmakla elestirilebilir. sokratesin sordugu "nasil yasanmali" sorusuyla hic ugrasmadan, mutlulugun, erdemin ne olduguyla ilgilenmeden, bilimsel bir toplumun tum bu sorulara kendiliginden cevap bulacagini beklemek pek ikna edici degil. ama boyle bir toplumun gercekten de ulasilacak son noktayi temsil ettigini kabul etsek bile, asil sorun, baconun bu anlayisa nasil ulasilacagini pek vurgulamamasidir. yani yeni atlantiste, bastan ornegin, ideal bir ahlak anlayisi ne olmalidir gibi sorularla kafa patlatmak yerine, bilimsel bir toplumun eninde sonunda mukemmel bir ahlaki sisteme ister istemez ulasilacagi iddia ediliyor. halbuki bugun bu ideal ahlak anlayisi arayisi icindeki toplumun, o bahsedilen "bilim toplumuna" nasil gecis yapacagindan hic bahsedilmiyor. ertesi sabah uynadigimizda kendimizi bir bilim toplumunun icinde bulsak dahi, icimizdeki sokrates sormaya devam etmeyecek mi, "nasil yasanmali" diye? merak etmeyecek miyiz ahlak nedir, iyilik nedir?

    belki de bacon bu yone dogru bir ilerlemenin kacinilmaz olacagina inandigindan, toplumun o tarz bir anlayisa nasil ulasmasi gerektigiyle ilgilenmeyi bile luzumsuz bulmus. yine de bilimi metafizikten ayirarak, bilimsel bilgiye nasil ulasilacagini formule edebildigi icin, baconun ellerinden opmeliyiz.
  • kesinlikle uzakgörüşlü olamayan, avrupa benmerkezci düşüncesini büyük bir içtenlikle kabul etmiş hrıstiyan bir yazarın yazdığı okuyup sinir olunası bir kitap.
    içinden kimi inciler: o sıralarda avrupa'da yaşayan -ve muhtemelen engizisyonla falan uğraşmakta olan- son derece "sevapkar" bir keşiş zinanın ruhunu görmek ister, tanra da ona çirkin bir habeş (o dönemde etiyopya halkı'ndan olan kişiye verilen ad) gözükmüş; yeni atlantisliler havada ışıklı haç şeklinde isa'yı görmüşler (bu hayal değil), ancak adalı bir yahudi'nin anlattığı "mahşer günü isa'nın yanında yeni atlantis kralı" olacak sözü yazara göre "yahudi hayali"nden ibaret. ayrıca azteklerden bile önceki amerikan uygarlıklarıyla tanış olan yeni atlantisliler, nedense kristof kolomb'un heykelini dikiyorlar bilim merkezleri'ne, herhalde aztekler "barbar", kolomb ve adamları "uygar hıristiyan"lar oldukları için...
    ayrıca kitapta öyle ahım şahım bir hayalgücü ve betimleme de göremedim... ütopya deyince daha büyük birşeyler bekliyor insan...
  • atlantisliler´in akustik arastirmalarini yaptiklari binalarindan bahsettikleri söyle bir kismi ile daha 1626 yilinda elektronik müzigin (bkz: physical modeling), (bkz: synthesizer), (bkz: dsp) kehanetinde bulunmus kitap:

    "we have also sound-houses, where we practise and demonstrate all sounds and their generation. we have harmony which you have not, of quarter-sounds and lesser slides of sounds. divers instruments of music likewise to you unknown, some sweeter than any you have; with bells and rings that are dainty and sweet. we represent small sounds as great and deep, likewise great sounds extenuate and sharp; we make divers tremblings and warblings of sounds, which in their original are entire. we represent and imitate all articulate sounds and letters, and the voices and notes of beasts and birds. we have certain helps which, set to the ear, do further the hearing greatly; we have also divers strange and artificial echoes, reflecting the voice many times, and, as it were, tossing it; and some that give back the voice louder than it came, some shriller and some deeper; yea, some rendering the voice, differing in the letters or articulate sound from that they receive. we have all means to convey sounds in trunks and pipes, in strange lines and distances."
  • sözlükte bir özlenen.
  • bir teoriye göre de bacon zaten bu eseri bitirmeyi amaçlamamıştır, hikaye içinde tapınakçılara bazı gizli mesajlar iletmiştir.
  • "on yedinci yüzyıl bilimsel denemeler ve araştırmalar bakımından büyük çalışmaların yapıldığı bir çağdır. bacon, eyleme dayanan bilgilerimizi genişlettiğimiz ölçüde insanlığın kurtulabileceğine inanıyordu.

    onun dönemi bilgiyi yalnızca bilgi olduğu için aramıyor, insanlara büyük çıkarlar sağlayacağı için bilimsel deneme ve araştırma yapılmasını istiyordu. yeni atlantis, hem büyük bir adamın umut ve ülküsünün bir anlatımı, hem de modern bilim ruhunun doğduğu o dönemi en iyi anlatan bir yapıttır." (bacon uzerine / yeni atlantis)
  • lost dizisine ilham kaynagi olmustur.
hesabın var mı? giriş yap