• roman polanskinin 1962 tarihli psikolojik gerilim filmi. bir çift uçsuz bucaksız bir yolda ilerlerken genç bir öğrenciyi otostopçu olarak arabalarına alırlar ve bu üçlü sonunda yelkenliyle denize açılırlar. mekan neredeyse sadece bu yelkenlidir. önceleri kişilik çatışması ile başlayan gerginlik daha sonra yerini fiziksel şiddete bırakır. polanski'nin anlatımı çok başarılıdır. hollywood bu filmin bir benzerini dead calm adiyla yaptı, nicole kidman, sam neill ve billy zanei başrollerinde oynattı.
  • dar alanda nasil paslasilir, 3-5 metrekarede nasil film cekilir, dahasi 3-5 metrekarede gecipte icinde fiziksel siddete yer bile vermeden üstüne üstlük son derece basarili bir psikolojik gerilim nasil yapilir? tarzi onlarca soruya cevap olabilecek bir film.
  • ilk bakışta basit bir aşk üçgeni gibi görünen senaryo karakterlerin simgesel anlamları ele alındığında farklı bir noktaya taşınır.savaş sonrası denetimlerin fazla olduğu polonya sinemasında başka örneklerde de görüldüğü gibi bazı anlam yüklemeleri mevcuttur.

    kadının halkı temsil ettiği düşünüldüğünde koca hali hazırda ki rejimi simgeler.otostopçu ise daha genç ve özgürlükçü tavrıyla yeni bir rejimi belki de bir devrimi simgeliyordu.iki adam film boyunca kadına ve teknenin(tekneyle kadın aynı isimdeydi) hakimiyetine sahip olma ve bunun için gerekirse birbirlerini öldürme yolunu seçmeye kadar vardıracaklardır çekişmelerini.

    roman polanski bu filminde çok kısıtlı mekan kullanımına rağmen yine muhteşem açılar yakalamakta zorlanmamıştır.sürekli açık olan radyodan gelen spiker sesi ortamın gerilimini tetiklemiştir.

    yönetmenin ilk filmlerinden olan film kariyeri açısından dönüm noktalarından biri olmakla beraber polonya'da yaptığı az sayıda filmden bir tanesi.
  • hitchcockyen amors çekime sıra dışı bir örnek: görsel
  • film siyah beyazdır, böylece deniz daha soğuk ve tehlikeli görünür
  • zaman darligindan "oh oh iyi filmmis" manasinda ufacik bir giris yapip birakmisim, söylemeyi unuttuysam söylemeli, knife in the water bir basyapit, kimilerince (bence) polanski'nin en iyi filmidir. cok kisa sürede 20.000 dolar gibi gülünc bir bütceyle, birisi "böyle karim olsun 20.000 dolar borcum olsun" dedirtecek üc oyuncuyla ve dahasi (bu sanirim pek bilinmiyor) 3 yönetmenle cekilmistir. polanskinin ilk filmi degil lakin cikis yaptigi filmidir, bu filmle sinif atlamistir. sahikadir.
  • tam anlamıyla overrated bi film. erkek hegamonyası üzerine biraç laf edeyim derken hikayeyi yelkensiz suya salan polanski senaryoyu toparlayamamış. "ay ay ne güzel yönetmenlik" budalası değilseniz filmin sonunda "ee noldu şimdi" demeniz kuvvetli bi ihtimal.
  • pipoyla gordugumuz adamin filmin sonunda cokus diyebilecegimiz ama tartismaya acik haliyle sigara yakmasi bir cok seyi aciklarken, cok uzun bir film olmamasina ragmen yine de akicilikta sorun yasamis bir filmdir kanimca. ama guzel filmdir rahat mekanlarda rahat kafayla izlenmesi gereken bir filmdir ayrica.
  • filmdeki genç otostopçuyu da yönetmeni* seslendirmiştir.
  • gerilim filmi sablonuyla avrupa sanat sinemasi muglakliginin bulustugu bi film. karakterlerin motivasyonlari hakkindaki belirsizlik avrupa ekolünün izleri. git gide artan çatişmalar ve bıçağa vurgu ise daha çok gerilim filmlerinden hatırladığımız şeyler ama burda bıçağa neler olduğu ortada. antonioni meets hitchcock gibi bisey ama o da değil tam olarak. bi garip. sonu guzel ama polanski'nin en iyi filmi gibi bir abartiya hic gerek yok.
hesabın var mı? giriş yap