• "nomisma" para demektir, haliyle numismatik de "para bilimi" anlamina gelmektedir.
  • sanat tarihi bölümünde bir ders adıdır.
  • bu bilim bize zamanın kalpazanları hakkında bilgi veriyor. lidyalılar ile başlayan madeni paranın tedavülü zamanla kağıt paraya tebeddül eder. çağımız insanları kağıt para ile yapılanlara vakıf olmasından mütevellit. madeni para konusunda pek bilinmez kalpazanlık.
    şöyle ki, zamanının üçkağıtçıları paraların kenarlarını kazıyarak çok miktarda olmasa da değerli madenleri biriktirir. parayı da kullanırlardı. eski paraların tam yuvarlak olmamasının bir nedenide budur. tüccarların elinde kalan bu paralara çözüm olarak kenaları tırtıklı yapılmıştır. günümüzde de bu şekilde olmasının müsebbibi geleneğin devamıdır.
  • eski para ve madalyaların tarihi ve tanimiyla ugrasan bilime verilen ad.
  • (bkz: nomissiz)
  • ''madeni para'' bilimi diye de bilinir.. bu bilimin* uzmanları ise nümizmat olarak adlandırılmıştır..
  • türkiye’de nümismatik biliminin gelişime bakıldığında; abdüllatif suphi paşa (1818-1886), ilk türk nümismatı olarak karşımıza çıkmaktadır. türk nümismatik tarihi açısından önem taşıyan diğer bazı adlar şöyledir:

    - ismail galib bey (1848-1895)
    - halil edhem eldem (1861-1938)
    - ahmed tevhid (1869-1940)
    - behzat haki butak (1891-1963
    - george carpanter miles (1904-1975)
    - cüneyt ölçer (1925-1990)
  • günümüzdeki paraları düşününce insana çok tırışkadan gelen bir tarih alt dalı bu. zira biz bugünkü paralarımıza baktığımız zaman aslında eskiye göre pek az şey görürüz: önde paranın ederi, arkada da profilden atatürk kabartması. kendisinin hiçbir açıklamaya, simgeciliğe ya da yüceltmeye ihtiyacı yoktur. fakat eski çağlarda para bir otorite nesnesiydi ve hükümdarlar da adlarını yazdırarak, üstüne bir de kendilerini fantastik şekillerde resmettirerek varlıklarını hissettirmek durumundaydılar.

    benim bu konu hakkında en ilginç bulduğum durum ise şu ki, bize türk okçuluğunu en ayrıntılı anlatan eser aslında bir selçuklu parasıdır:

    ekşicep görsel

    buradaki resme bakınca at üstünde ok atan birini görüyoruz, fakat hepsi bu değil. bu adamın yayı çektiği elinde iki tane ok daha var, ucuna yakın bir yerden tutulmuşlar ve elden geriye doğru sarkıyorlar.

    elimizde türk okçularının yayı bir zihgir taktıkları başparmakları ile çektikleri ve onun üstüne de işaret parmaklarını kapattıkları bilgisi de mevcut olduğuna göre; bu okçuların bir yandan yayı çekerken, öte yandan boşta kalan orta, yüzük ve serçe parmaklarıyla birkaç tane ok tutabildiklerini ve bunları hızlıca düşmana atıp geri çekilebildiklerini de çıkartabiliyoruz. tıpkı ingiliz longbowmanlerinin savaş alanına önceden gelip oklarını toprağa saplamaları gibi. yani kimsenin öyle bir tanecik oku 'pıt' diye atıp da sonra elini tirkeşe götürüp iki saat ok arayacak vakti yokmuş o zamanlar.

    işte bütün bunları bir tanecik paranın arkasından öğrenmiş olduk. ki daha bunun elinde şimşek tutan roma imparatoru var, aslan döven iran şahı var, var oğlu var.

    edit: imla
  • sikkelerle uğraşan bilim dalına numismatik, bu bilimle uğraşan kişilere ise numismat adı verilir. kelimenin kökeni ''kanun'' anlamına gelen nomos sözcüğüne (eski yunanca) dayanır.
hesabın var mı? giriş yap