• akp'den 450bin dolar alıp ruhunu şerefini haysiyetini akp denen mafyanın köpekliğini yapmak için harcayan serkan inci soysuzunun şu hakkında şu tweeti attığı kişi.

    https://i.hizliresim.com/dpaxr6.jpg

    khk ile işten atıldığınızda ne oluyor?

    1- sağlık güvenceniz olmuyor
    2- herhangi bir kamu ya da yarı-kamu kuruluşunda doğrudan ya da dolaylı olarak çalışamıyorsunuz.
    3- herhangi bir özel şirkette de çalışamıyorsunuz.
    4- yurtdışında iş bulmak gibi bir ihtimaliniz yok çünkü mevcut pasaportunuz geçersiz ve turist pasaportu vermiyorlar
    5- dokuz ay boyunca alabileceğiniz dokuz yüz liralık işsizlik parasını bile almanızı kaydınıza yazdıkları bir kodla engelliyorlar.

    kısacası çok kesin bir biçimde açlığa mahkum ediyorlar. zaten başlı başına hak ihlalleri silsilesi olan süreç, karşı dava açamamamızla, savunma yapamamamızla, o rektörün hoşuna gitmemek, bu meslektaşın hırsının kurbanı olmak, sosyalist olmak, demokrat olmak, muhalif olmak gibi gerekçelerle taçlanıyor. şimdi yüksel'deki bu onurlu kadın ve arkadaşı diyor ki, "bizi açlığa mahkum ettiniz."

    serkan gibi dolara tapan haysiyetsiz davarlar ne ekmek kavgasını bilir ne de onurunu gasp ettirmemek pahasına direnmeyi bilir. serkan inci gibi haysiyetsizlerin en iyi bildiği şey tasmalarına tutanlara sadık bir köpek olmaktır.

    bu akademisyenleri işlerinden eden mafya iktidarı vergilerinizi serkan gibi köpekleri beslemek için harcıyor. serkan bizim vergilerimizle bize sövüyor. yalılarda beslenip, lüks arabalara binip amerikalarda sürtüyor.
  • eğitimde kesinlikle atatürk ve türk düşmanlarına yer verilmemesi gerektiğini anlamışsınızdır.
  • övdükleri alçak da seyit rıza.

    hani şu “tunceli’ye ne köprüsü,karakolu yapıyorsunuz...” diye isyan çıkarıp mehmetçikleri çarmıha geren seyit rıza...

    sonrası malum,”ben ettim siz etmeyin,bokunu yerim gazi paşa...”
  • sıradan bir dhkp-c sempatizanı.

    yurdum insanı sikim hıyar diyene tuzla koşmak konusunda çok başarılı olduğundan kendisi şişirildi şişirildi ve balon yapılıp önümüze kondu.
  • şöyle bir açıklamada bulunmuş:

    "şimdilik şu kadarını söyleyeyim: grev kırıcılığı yapmaktan vazgeçin. açlık grevine kendi irademizle, kendi belirlediğimiz zamanda başladık. ne zaman biteceğine biz karar vereceğiz ve emin olun birilerinden fikir almak istesek bu kişiler asla 'açlık grevini bırakın' çağrısı yapanlar olmayacak.

    basın aracılığıyla 'açlık grevini bırakın' çağrısı yapanların ortak noktası, bir kez bile direnişin havasını solumamış, elimizi tutmamış, gözümüzün içine bakmamış olmalarıdır. bu itibarla kendilerini hiç samimi bulmadığımı da belirtmeliyim.

    dünya sizin etrafınızda dönmüyor. dünyanın merkezinde siz ve sizin mükemmel fikirleriniz yok. açlık grevi size bir soru soruyor. bu adaletsizlik karşısında ne yaptınız, ne yapacaksınız? bırakın adaletin peşinde koşanları yollarından döndürmeye çalışmayı, kendi muhasebenizi yapın."
  • hakkını aradığı için hayatının 268 günü çalınmıştır.
  • nuriye gülmen'i , yoldaşı semih özakça ile beraber, sadece açlık grevinde geldiği günle değerlendirmemek lazım. çünkü o, darbe girişimi sonrası yaratılan korku günlerine inat, ankara'nın orta yerinde defalarca gözaltına alınmasına, darp edilmesine rağmen inatla sürdürdüğü 'işimi geri istiyorum' temalı oturma eylemiyle anlam kazandı. onun ve özakça'nın günler süren eylemine çok dar kapsamlı destekler gelmiş, üyesi oldukları eğitim-sen ve kesk eylemi geçiştirmeye, kararnameler ile işleri ellerinden alınan diğer üyelerini ve ana gövdesini bu eylemden uzak tutarak, masa başı çözümler, bakanlıklarla görüşmeler ile süreci geçiştirmiştir. çeşitli ziyaretler, imza kampanyaları, bimer üzerinden dilekçeler oluşturmalar, destek için çeşitli şehirlerde oturma eylemleri, röportajlar vb. gibi çok çeşitli etkinlikler yapıldı bu sürede. oturma eyleminin yapıldığı bölge bayram yerine çevrildi. ancak gelinen noktada, oturma eylemi, işten uzaklaştırılan insanların ortak bir eylemliliğine çevrilemedi, bunda sendikaların, siyasi partilerin birinci dereceden sorumluğu vardır. nuriye ile semih, belirli bir andan itibaren eylemlerindeki kararlılıklarını göstermek üzere açlık grevine gideceklerini duyurdu. o açlık grevinin 62. günü bugün. 2 ayı aşkın bir süre sonucunda, kritik aşamaya gelmiş olan açlık grevi, onların kararlılıkların ve irade beyanlarının bir göstergesi olmuş, ancak toplum henüz onların eylemine yakışır bir tavır içine girmemiştir. açlık grevi, (öncesinde oturma eylemi) devletin vicdanına, toplumun duygularına sadece kendi kişisel çıkarlarına yönelik bir eylem değil. darbe girişimi sonrası suskunlaşan ancak hayır kampanyası ile hareketlenen (bu hareketlenmesi siyasi partiler tarafından önü alınan) kitlelere yönelik bir eylemdir. onların açlık grevinde bulunduğu her an, onları açlık grevine yönelten nedenleri süreklice bize hatırlatacaktır: açlık grevi sadece bireysel bir eylem değildir, kolektif hareketin olmadığı zamanlarda kendi bedenleriyle ses olmanın, eylem olmanın, hakikate işaret etmenn bir aracıdır. 1984, 1996, 2000 yıllarında hapishanelerde yapılan açlık grevlerinin hakikati ile nuriye ile semih'in 62 gündür sürdürdüğü açlık grevi arasında niteliksel hiçbir fark yoktur. 12 eylül karanlığını yırtan 1984 ölüm oruçları, tabutluk adı verilen ve f tipi hücrelerin önceleyen yeni hapishane sistemini etkisizleştiren 1996 ölüm oruçları, f tipi hücrelerin devrimcileri teslim almasına ve kitle hareketi üzerinde baskı oluşturmasın karşı yapılan 2000 ölüm oruçları, darbe girişimine karşı yapıldığı öne sürülen khk'ler ile insanları işlerinden, mesleklerinden eden, onurlarına leke sürdürmeye çalışılan, muhalif-devrimci tüm kesimlerin sesini kısmaya yemin etmiş yeni baskı dönemine direnen nuriye ve semih'in açlık grevi... bu çizgi devletin şiddet, baskı, zor, cinayet çizgisinin bir başka yüzüdür. ne nuriye ve semih'in ne de cezaevlerinde bedenlerini açlığa yatıranların unutmadığ gerçek bu. devlete, onun olmayan vicdanına değil bizlere, günlük hayatını sürdürmeye devam eden bizlere hatırlattıkları bir gerçek bu.

    62. gün

    iki insan, devlet mekanının orta yerinde korkuya, baskıya, sindirmeye teslim olunmadığını, olunmayacağını gösteriyorlar bize. yürek dağlanmasına, vicdan sızlamasına, ah vah etmelere, gözyaşlarımıza ihtiyaçları yok onların.
  • bugün toplu yerme ayinlerinin konusu. yakın zamanda toplu mağduriyet ve toplu övme ayinlerinin konusuydu. dhkp-c sempatizanı olduğu bal gibi bilindiği halde nedense bugün farkına varılmış gibi yapılıyor. edilen laflardan, eylem tarzlarından, renklerden, örgütlü hareketten, açlık orucundan vs. uyanamamış meğer ahali. vah vah..

    siz bu ülkede örgütsüz mağdur hiç gördünüz mü? göremezsiniz. kütahya'nın köyündeki öğretmen yok yere meslekten khk ile atılır, haberiniz olur mu? olmaz. kendi halinde sürünmeye mahkumdur. intihar ederse belki haber olur okuruz.

    şu sözlükte istikrarlı bir hayat görüşü olan %5 ancak vardır. geri kalanı gündem nereye iterse oraya gelen lüzumsuzla dolu.
  • itinayla hümanist,sosyalist hatta anti emperyalist hava yaratılır...sonra beklenen reyting yakalandıktan sonra yengeç yürüyüşüyle kürt siyasi hareketine yanlama yapılır..
  • günlüklerini okuduğum ama keşke okumaz olaydım dediğim akademisyen.

    yazdıklarını okuyunca ağlamamak için kendimi zor tuttum. ölmek istemiyor bunu anlamak zor değil. direnişin dışarıda büyüdüğünü ve dışarıda gün geçtikçe çoğalan bir destekçisi olduğunu sanıyor ama eş dost akraba ve birkaç devrimci hariç unutulmak üzere olduğunun farkında değil. bitkin düşmüş ama yüzü gene gülüyor. gene mutlu umutlu. çıktıktan sonra yapacağı şeylerin hayalini kuruyor. köye gidip arkadaşlarıyla mangal yakmanın, işinin başına döndüğünün hayalini kuruyor.

    çok az zamanları kaldı. lütfen aklı başında birileri bu eğitimcileri artık bu grevden vazgeçirsin. lütfen, lütfen, lütfen. yanlarında kafası çalışan bir kişi bile yok mu ya?

    eğer grevi bırakmazsa yakında aramızdan ayrılacaklar. onlar aramızdan ayrılırken kollarını dirsekten 90 derece bükmüş şekilde ve ellerini yumruk yaparak sallayarak;

    - nu-ri-ye
    - güül-men
    - ö-lüm-süüz-düür

    sloganları atıp, tatmin olan sikkoları görmek istemiyorum. lütfen aklı başında birileri çok geç olmadan bu eğitimcileri bu kararlarından döndürsün artık, lütfen.

    mücadele, direniş, hak aramak ölerek değil aksine yaşayarak yapılmalı.

    unutulmasın, yaşamak direnmektir!
hesabın var mı? giriş yap