• zaten , bunu bir sorunsal olarak görüyorsan okuyamazsın ki...
  • cay veya kahve esliginde, "keske hic bitmese.." diyerek okunuyor..
  • kalın roman okunmaz, kalın roman kendini okutur. oblomovlar sizi...
  • bu soruyu soranları zaman çarkı serisine davet ediyorum, cevabı kendi gözleriyle görebilirler.
  • yoksa siz hala oblomov'un o mükemmel hikayesini okumadınız mı?
  • önemli olan sayfa sayısı, kalınlığı değil, içeriğidir.

    kimi kitaplar var 10 sayfa bile okuyamadığım, yazım, noktalama, akıcılık, anlam bütünlüğü anlamında sınıfta kalan, kimi kitaplar var ciltlerce ciltlerce sıkılmadan okunan...
  • bu sanrının sebebini size şöyle açıklayayım;

    örneğin televizyonda bir diziye rastlıyorsunuz ya da yeni bir diziye başlıyorsunuz kendi kendinize off o kadar bölümü kim izleyecek şimdi diyor musunuz ? demiyorsunuz. neden çünkü televizyon izlemek ya da herhangi bir şey izlemek davranışı sizin zihninizde olumlu kodlanmış.

    fakat, söz konusu okumak olduğunuda bir kitabın kalınlığı onu okuyup okumamanıza neden olabiliyor. neden ? çünkü türkiye'deki milli eğitim sisteminde okumak ödev demek ya da ceza demek. küçük yaşta gerçekleştirilen bu kodlama da ister istemez ilerleyen yaşlarda da kendisini gösteriyor.

    aslına bakacak olursanız kitap okumanın ya da herhangi bir şey izlemenin birbirinden hiçbir farkı yok. birisinden daha fazla hayal gücü kullanırken diğerinde daha az hayal gücü kullanıyorsunu hepsi bu.
  • keyifle
  • o saçma tv programları nasıl izleniyor diye sormak daha mantıklı olurdu.

    insan okumanın tadını ucundan bile tatmış olsa bir daha okumayı bırakamıyor.
hesabın var mı? giriş yap