aynı isimde "obsession (parfüm)" başlığı da var
  • (army of lovers'in "obsession"iyla ilgili olarak)
    klibinin basinda, muhtemelen, sadece izleyen milyonlarca kisinin degil, ayni zamanda kameramanin, montaj teknisyeninin, yonetmenin de fark etmedigi ve final cut'a kadar ulasabilmis komik bir detay vardir. hemsiremiz*, kapiya dogru yurur, kapiya vardiginda arkasini doner ve elini kapinin koluna uzatip kapiyi acarken soyle der: "obsession"
    tabi herkes hemsire hanimin o sirada abartili hareketlerle "obsession" sozcugunu playbacklemekte olan bol kirmizi rujlu dudaklarina odaklandigindan, kimse onun, bakmadan elini uzattigi kapi kolunu ilk seferde iskaladigini ve bunun uzerine bir hamle daha yaptigini fark etmemistir. fark edildiginde butun o karizmatik havanin dagilmasina neden olur bu hata.
    yalniz burada bir nokta var kafama takilan; hadi cekim ekibini falan gectik, la camilla neden soylememistir bunu kimseye? ya da soylediyse neden bu sahne kullanilmistir? bilincli olarak mi kullanilmistir?

    kafayi taka taka buna mi taktin diyenler,
    soyle buyrun, icinizi dokun;
    (bkz: ota boka kafayi takmak)
  • de palma’nın hitchcockyen filmlerinden obsession, şüphe psikolojisi ve ölümcül saplantının doğasını araştıran, yanı sıra oidipus karmaşasına dönük freudyen açılımlara sahip bir film olarak kız çocuğu ile baba arasındaki ilişkiyi suç patolojisi, femme fatale imajı ve sınıfsal dokularla zenginleştirerek sunmayı denemiştir. âşık olunan arzu nesnesi (geneviève bujold) ölen kadının (yine geneviève bujold) görüntüsünün çoğaltılmasıyla ilgilidir ve öykü doğrudan vertigo’yla bağlantı kurar. marjinal nokta -nekrofili psikolojisi korunsa da- ölen kadına benzeyen kişinin başfigürün (cliff robertson) kızı olmasıdır. femme fatale’in çarpıtılmış versiyonu karşımızda belirir. psikolojik-cinsel motivasyonlar saplantının doğasına uygun inşa edilir; ama ensest açısından yine de bir bilinçsizlik söz konusudur. tetikleyici güdünün intikam olgusu olduğu da rahatlıkla söylenebilir. obsession’un vertigo’nun bir çeşitlemesi olması, değişik ayrıntıları bünyesinde barındırmasına karşın çok çok gerilerde kaldığını sadece haşiye olarak düşüyorum.
  • işinde başarılı ve saygın bir cerrah olan william oğlu jay'in sevgilisi anna ile ilişkisini aslında saplantısını konu alan bir netflix mini dizisi.

    --- spoiler ---

    her şey o kadar ani aşık oluyor ki diziyi izlerken galiba önceden tanışıyorlardı diye geçiriyor insan, will spor yaparken anna arıyor ve hemen tanıyor.

    üstelik de "a" diye kaydediyor.insan biraz yaratıcı olur.bizimkiler olsa mahmut abi falan yazardı. her neyse konuya geri döneyim.

    anna'nın kardeşi aston'ın anna'ya cinsel tacizde bulunduğu, kurallarla oynadığı ve bir gün "hayır" dediğinde de kendini öldürmesi nedeniyle anna kurallara göre oynamak istiyor ilişki boyunca ve hatta will'den canını acıtmasını istiyor.çünkü yanlış da olsa bunu görmüş, bunu biliyor. bir taraftandan da jay'le normale dönmek istiyor. ama olmuyor tabi.

    en kötü sahne annesinin aston'u bilmesine rağmen "mutlu görünüyordu ses etmedim" minvalinde bir şeyler söylemesiydi.kim bilir kaç anne böyle ilişkilere göz yumuyor diye de midesi bulanıyor insanın tabi.

    kopukluklar olduğu için dizi çok sarmasa da will'in poposu için izlenebilir ;-)

    jay ölüyor ama will kazaydı diyor kendini rahatlatmaya çalışıyor.anna'dan vazgeçmiyor, anna'ysa sadece bir yıl kaçabiliyor
    o kelimeyi duyana dek;

    "kural"

    --- spoiler ---
  • konusunu okurken yok hayır hayır damage olmasın jeremy irons ve juliette binoche a yapmayın bunu diye başladım...

    maalesef rezalet bir uyarlama olmuş güzelim filmin de içine sıçmışlar...

    * aptal bakışlı bir karı ve bön bir erkeğin porno dizisi... orijinali için (bkz: damage)
  • erken boşalma sorunu olan bir kayınpeder ve psikolojik sorunları olan gelini arasındaki yasak aşkı anlatan mini dizi.
    böyle yazınca olay yozgat'ta geçiyor sanmış olabilirsiniz ama hayır olay londra'da geçiyor. ingiltere'nin en yetenekli beyin cerrahlarından birinin penisi peşinde hiç ettiği hayatını izlemek istiyorsanız yaklaşık 2.5 saatinize maloluyor. bana sorarsanız değmez.
  • charles baudelaire'in muazzam şiiri. tatmayan anlamaz.

    saplantı

    ormanlar! katedraller gibi ürkütüyorsunuz;
    uluyorsunuz org gibi; ve kargınmış kalplerde,
    ihtiyar hırıltıların titreştiği, o sonsuz
    yas odaları, dualarınızı perde perde

    yansıtıyor. okyanus, nefret ediyorum senden!
    uğultundan, köpüğünden; hıçkıran, horlanmış ve
    yenilmiş insanın acı gülüşünü yeniden
    buluyor zihnim, kendinde, denizin gülüşünde.

    ne çok severdim seni, ey gece! olmasaydı bak,
    ışığı bildik dili konuşan şu yıldızların!
    çünkü bütün aradığım; boşluk, kara ve çıplak!

    ama, yıldızlar gibidir yoğun karanlıklar da,
    tanıdık bakışlardan uzaklaşmış varlıkların
    binlercesi, fışkırıp gözlerimden yaşar orda.

    obsession

    grands bois, vous m'effrayez comme des cathédrales;
    vous hurlez comme l'orgue; et dans nos coeurs maudits,
    chambres d'éternel deuil où vibrent de vieux râles,
    répondent les échos de vos de profundis.

    je te hais, océan! tes bonds et tes tumultes,
    mon esprit les retrouve en lui; ce rire amer
    de l'homme vaincu, plein de sanglots et d'insultes,
    je l'entends dans le rire énorme de la mer

    comme tu me plairais, ô nuit! sans ces étoiles
    dont la lumière parle un langage connu!
    car je cherche le vide, et le noir, et le nu!

    mais les ténèbres sont elles-mêmes des toiles
    où vivent, jaillissant de mon oeil par milliers,
    des êtres disparus aux regards familiers.

    (bkz: les fleurs du mal)
  • "sex sells" mantığıyla hazırlanmış vasat altı netflix mini dizisi. senaryo hiç tatmin etmedi açıkçası, oyunculuklar eh işte. vakit öldürmek için izledim, izlemesem de olurmuş dedirtti.

    --- spoiler ---

    karakterlere dair anlayamadığım bazı şeyler var:

    * anna karakterinin küçükken abisinin tecavüzüne uğradığını sadece annesiyle konuştuğu sahnede öğrendik. buna dair kafamızda görsel oluşmasına yarayan bir iki sahne görmeliydik (açıkça gördüğümüz sapkın bir ensest tecavüz sahnesinden bahsetmiyorum elbette). hem abisi aston'ın jay ile olan benzerliğini de daha iyi anlamış olurduk. jay'in william tasviri dışında anna'nın william'ı neden sevdiğine dair hiç bir belirti yok ortada. aynı eleştiriyi william'da da yapacağım. ilk görüşte neyine tutuldun abi sen bu adamın? kuralların baştan kurulduğu bir ilişkinin getirdiği tatmin dışında bu adamla paylaştığın şeyi anlayamadım açıkçası.

    * jay karakterine dair hiç bir derinlik göremedik. ayrıca, geçmişine dair bir şey bilmediği birisine böyle delice sevdalanması ve o kişi kendisinden güncelde bile birçok sır saklarken bunu hiç sorgulamaması mantıksız. evleneceğin insanın hayatının biraz daha içinde olman lazım. babanla ilişki yaşaması kadar absürt bir paranoya içine girmek zorunda değilsin tabi de, insan yine de bir sorgular hayatına alacağı kişinin nasıl biri olduğunu. sonu yazık oldu kendisinin, orası üzdü.

    * william karakterinin anna'ya birden böyle tutulmasının sebebini bize hiç gösteremediler. niye aşık oldun birdenbire abi bu kadına sen, yani ilk görüşte? alımlı olduğu için mi, orta yaş krizine girdiğin için mi, eşinle sorunlar mı var, hayattan mı bunaldın, niye abi? tek bir sahnede aşık oldun kadına ve hemen sapkın bir erotizmin içine girdin. ki ayrıca nasıl bir kararlılıktır bu? yani eşini aldatmayı geçtim, insan oğlunun sevgilisiyle bir affair yaşarken önce bir duraksar, yaptığının nasıl bir şey olduğunu sorgular (ahlaken yargılamıyorum, birden bu ilişkiye sorgulama yapmadan dalması mantıksız geliyor). yine hakkını verelim, diziye dair tek güzel olan şey başlarından geçen bu olaya rağmen, adamın anna saplantısından vazgeçememesi oldu. hayatına o girdikten sonra dünyadaki her şeyin onun için değersizleşmesi, dizide beğendiğim ve gerçekçi bulduğum tek part.

    * ingrid ve peggy karakterleri yorum yapmayı gerektirmeyecek kadar önemsizler. belki de mini dizi olduğu için karakterlere dair pek bişey göremedik.

    --- spoiler ---
  • müge anlı tadında bir netflix dizisi olmuş. emeği geçen herkesin emeğine tüküreyim. oturup bu senaryoyu düşünüp üstüne beğendiniz. bi'de dizisini çekelim mi dediniz?

    edit: ayrıca her bokun duyarını kasan netflix'ten kadın orgazm duyarını kasmasını da bekliyorum artık. zira bir erkek 15 sn'de boşalabilir ama bir kadın boşalamaz. pornografide erkek orgazm dominantlığından bıktık.
  • tavsiye üzerine seyredip gereksiz uzatıldığını düşündüğüm dizi. konulu porno olma potansiyeli varken ilginç bir şekilde harcamışlar. özgün bir senaryosunun olmasını zaten beklemiyordum. sırf tüketiliyor diye içerik üretilen platformun ürünü. film olarak çekilseymiş 90-100 dakika yeterliymiş. bir şey görürüz diye hücum eden ergenleri hedeflemişler gibi. hep aynı döngüde ilerlediği için 4 bölüm olması biraz fazla kaçmış. seks sahnesi görmek için gelen tüketici modelini üzer. hiç yorum okumadan bol spoiler içeren düşüncelerim aşağıda. ardından yorumları okuyabilirim.

    --- spoiler ---

    4 bölümlük dizide toplasan bir elin parmaklarını geçmeyecek sahnede ortam ateşleniyor. onlar da günümüzde standart bir filmde görülenden farklı değil. e senaryo da yavan olunca öyle ağır ağır akıyor.

    yaklaşık kırkar dakikalık 4 bölümde bir sürü işlenmemiş konu var. mesela kızın daha en baştan direkt sevgilisinin babasına yürümesi merak uyandırmıştı. sanki altından bir babasını öldüren adamı öldürmek için onu kendisine aşık eden kız hikayesi çıkacak gibiydi. ilk bölümde kızın kendi söylediği hariç asla niye özellikle babayı tanımak istediği konusuna girilmedi.

    kızın kardeşiyle tacizli ve ölümlü bir geçmişi olmasına rağmen o konu asla işlenmedi. evleneceğin adamın babasıyla yatıyorsun, evleneceğin adam sana tecavüz eden öz kardeşine benziyor, gizemli kız olarak tanınıyorsun ama resmen o adamlar ne biliyorsa biz de o kadarını biliyoruz. madem dizi yaptın kızın geçmişini de önümüze sersene.

    benzer şekilde kızın en yakın arkadaşı rolündeki zenci de çok boş bir karakter olmuş. resmen sırf mekan işini çözmek için şuraya bir de boş evi olan arkadaş koyalım deyip o karakteri eklemişler. gizemli mesajda şüpheli olması ve tanışma günü "annene ben göz kulak olurum" demesi dışında ortalıkta yoktu. kızın geçmişi işlenirken bu zenci de kilit bir rolde olabilirdi.

    evlilik olayı acayip oldu bittiye geldi. hatta öyle ki çocuğun evlilik teklif ettikten sonra "yhaa daha annenle bile tanışmadım" demesi komikti. ulan niye evlilik teklif ettin o zaman? birden aşık olup kendini kaptırma olayını anlarım da hem çok mantıklı birisi gibi olup hem balıklama dalmış olması, aşık bile olsan hayatın işleyişine uymuyor.

    evli olan baba olmasına rağmen sürekli dikkatsizlikler yapması da fazla amatörce olmuş. ilk defa hırsızlık yapacak olan veya ilk defa cinayet işleyecek birisi gibi düşünmek lazım. bu insanın önlem almadan hareket etmesi çok zor. ona rağmen defalarca ulu orta fazla yakınlaştılar. normalde bunu yapsan birileri fark eder. yetmedi not yakalattı. o da yetmedi karısından soğuduğunu belli etti. demek ki ya bize söylendiği gibi ilk defa aldatmıyor veya senaryo fazla özensiz. ikincisi elbette. kızının notu yakalayıp mesajla geçiştirmesi ve sonra öbürünün o notu ben yazdım demesi bile tek sahnede geçiştirildi. senin notun onda ne geziyor? "hee o mu o benim yerde bulmuş ya" deyip geçemezsin. sonra tek bir cümleden çocuğun babasından şüphelenmesi ve ölüm sonrası hala dizinin devam edip bir yere bağlanmadan saçma bir şekilde bitmesi de aynı şekilde özensizlik kokuyor. film olsa fazla uzadı deyip kısa kesebiliyorlar ama o kadar dizi yapmışsın ve kırpıp atmışsın. olmamış.

    kızın hayatının müthiş gizemli bırakılması en büyük eksiklikti. çünkü seks yapmaktan zevk aldığı ve titreyerek orgazm oluşu açık. ilk seksten sonra girip bir de duşta mastürbasyon yapması kızın seksi ne kadar sevdiğini gösteriyor. bağlanıp köle olmak istemesi, acı çekmeyi istemesi veya tacizcisine benzer birisini bulması da o tacizleri fantezi haline getirmiş olduğunu gösteriyor. strese girince rahatlamak için seks veya mastürbasyon yapmak yabancısı olduğum bir konu değil ama bu konu resmen işlenmedi. onun yerine yüz kere adamın merdivenden çıkma sahnesi gördük. anladık bunlar seks yapıyorlar. zenci hatunla üçlü deneseler veya ne bileyim kızın eve sürekli erkek aldığı ortaya çıksa hiç değilse konu hakkında biraz aydınlanırdık.

    en komiği de sanki mıknatıs gibi her karşılaşmalarında adam anında soyunup içeri girebiliyor. nasıl şeyse şak diye içine yerleşiyor. ne ara ereksiyon oldun ne ara girdin? hele şu otelin arka kapısında ayak üstü yaptıkları komediydi tam. öyle kazık gibi dikilerek seks, hem de soğuk havaya rağmen ışık hızıyla ereksiyon olup arkadan sıkıntısızca girmek falan ıslak ergen rüyasından başka bir şey olamaz.

    özetle kısaca içinde seks varmış gibi yapalım, merak edilip tüketilsin diye de dizi şeklinde 4 bölüme yaydıralım nasılsa yerler kafasıyla yapılmış baştan savma bir dizi olmuş.

    --- spoiler ---

    buradaki ve başka yerlerdeki yorumları okuduktan sonra gelen edit: bayağı yorum vardır diyordum ama toplasan 20 tane ya var ya yok. buna porno diyen gitsin şirinler falan izlesin. son 10 yılda yapılan filmlerin en az yarısında benzer sahneler var. hatta kadının direkt çıkarıp adama oral seks yaptığı filmler bile var ki bayağı bilindik filmler. abartalım seks pistir kakadır diyelim de iyi çocuk sansınlar kafasıyla yorumlar yapılmış. adamın karısına çok güzel ve havalı diyen birisini gördüm. o kadına güzel ve zarif diyen hindistan'da da bayıla bayıla yaşar bence. bir de ahlak bekçiliği yapanlar, "miğdem bulandı" diyenler falan var. bizim ülke çok komik ya. hayali düşman olarak seksi hedef alıp onun üzerinden üst insan rollerine giriyorlar. üzücü.
  • netflix iyice sapıttı diyeceğim de hala bizim sabah programlarının seviyesine çıkamadılar. bu arada adam da kesin erken boşalma var, ben o kadar kısa sex için kıyafeti bile çıkarmam, zahmetine değmez
hesabın var mı? giriş yap