• hadi ben ve benim gibi düşünen herkes halisünasyon görüyor diyelim. peki şubat ayında koronavirüs belirtileri ile ilgili paylaşım yaptıktan birkaç gün sonra ölen hemşire de mi yalan? ki türkiyede ilk vakanın açıklandığı günden neredeyse 10-15 gün öncesine ait o paylaşılanlar. ilk vakanın açıklandığı gün emekli bir paşa ve eşi de hayatını kaybediyor, hem de koronavirüs yüzünden. virüsün 11 martta yurda giriş yaptığını düşünen net aptaldır. keşke bir antikor testi yapılabilse de, memleketin kaçta kaçı hastalığı geçirmiş ortaya çıksa. ama nerde...

    gelen mesajlara istinaden zorunlu edit : arkadaşlar, antikor testinin yapılmaya başlandığını ben de biliyorum. benim kastettiğim şey gerçekten güvenilir bir testin yapılması. uzmanlar bile şu an yapılan testlerin güvenilir olmadığını söylüyor. hadi antikor üretemedi vücudumuz, ya da testlerde de çıkmadı diyelim, bu onca insanın korona olduğu gerçegini değiştirecek mi? diyecek başka sözüm yoktur :)
  • sizi üzmek istemem ama bu ara bir çok hastane ve işyeri antikor testine başladı ve pozitif oranı yüzde 1'in altında. ben de geçirdim diyenler negatif çıkıyor, genelde hiç tahmin etmeyenler pozitif bulunuyor ve neden böyle diye anlamaya çalışıyor.

    antikor zamanla yok oluyormuş diyenler çıkabilir, o konuda söyleyecek birşeyim yok.

    edit: antikor pozitif hastalığı geçirmiş ve bağışıklık gelişmiş demek, covid pozitif demek değil.

    edit2: bakanlığın açıkladığı verilerden bahsetmiyoruz. hala güvenmiyorum diyenler var. özel hastaneler test yapıyor herkese. iş yerleri toplu test yaptırıyor çalışanlara. testler bildiğim kadarıyla 200-300 tl civarında.

    edit3: yeni bir bilgi olarak antikorlar dışında da bağışıklık hücreleri olduğu, test negatif çıksa bile bunların da bağışıklık sağlıyor olabileceği bilgisini iletti bazı arkadaşlar. kendilerine teşekkür ederim. o zaman insan sormadan edemiyor, bu testler neden yapılıyor?
  • sadece devletin açıkladığı verilere inanan tayfa için yok hükmündedirler.

    meseleye iddia edenleri küçümseyerek bakanlar tüik'in enflasyon rakamlarına da inanıyorlardır. çok acayip zekiler.
  • 20 ocak tarihinde 4 gün süreyle 41-42 derece ateş ile ve ateş düşürücü ilaçlardan hiçbir fayda göremeden, ancak serumlar ile hayata tutunarak yattım, 3 farklı hastaneye gittim, en son bakteriyel pnömani dendi.

    neyse; son 1 ayda iş çevremde çıkan covid19 pozitifler sebebiyle 2 kere antikor ( img/a/m) testi oldum, sonucun ocak ayındaki rahatsızlığım sebebiyle kesinlikle + çıkacağını düşünüyordum, ve yukarıda söylenenlere benzer şekilde çevreme de hava yapıyordum ( ben geçirdim zor valla vb. yorumlar) neyse konu uzadı, geçirmemişim.

    ondan dolayı çok da güvenmeyiniz efendim.
  • daha da erken görüldüğü söylentileri var.

    bbc
  • çalıştığım labaratuvarda bu aylarda solunum yolu paneli bakılan hasta örneklerinden influenza pozitif veren hastaların sakladığımız örneklerine kovit testi baktık. pozitif çıkan hasta olmadı. kısıtlı örnekle yapılan bir çalışmaydı ama bu fikri doğrular nitelikte bir sonuç çıkmadı.
  • bunu iddia eden herkesi antkor testi yaptırmaya davet ediyorum. hastahane ve özel lablar yapıyor artık. varsa büzüğünüz yaptırın geçirdiyseniz ona göre takılırsınız artık. yoksa nezle olup ben ocakta coronayı geçirdim ya demesi kolay
  • şubat sonunda semptomlar gösterip mart başında domuz gribi teşhisi konulmuş, iki haftaya yakın yorgan döşek yatmış, temmuz başında da mesai arkadaşı kovid olunca yapılan taramada antikor testi üzerinden daha önce kovid geçirdiği anlaşılan ablamın kuvvetle muhtemel dahil olduğu grup.

    al sana büyük resim, ayan beyan da gerçek. neyin tatavasını yapıyorsunuz anlamıyorum ki. bu ülkeye kovid’in girişi resmi olarak açıklandığı üzere 11 mart falan değildir, çok daha öncesinde bir sürü insan bu hastalığı geçirdi. adını unuttum kadıncağazın, bir hastanede karşılamada sekreter olarak çalışıyormuş ya, onun ölüm tarihi de mart sonuydu yamulmuyorsam, ama kadının hastaneye yatırılma tarihi 10 mart, açıklanan resmi tarih 11 mart’ın 1 gün öncesi. git 2 hafta öncesine, zaten şubat yapıyor.

    ablamın yurtdışı hikayesi veya yurtdışından gelen kişi ile temas hikayesi de yoktu. mal mal konuşup insanı sinir etmeyin, bir sürü insan yakınlarını yitirdi. ablam yorgan döşek yatarken kovidden büyükbabamızı kaybettik. dayım da, ki kendisi pratisyen hekimdir, büyükbabamdan hemen sonra 40 gün hastanede kaldı, 10 günü yoğun bakım. sonradan öğrendik, hekimler hekim arkadaşlarını yaşatmak için ne kadar çabalasalar da, yoğun bakımdayken öldü ölecek gözüyle bakıyorlarmış. yani bildiğiniz ölümden döndü dayım da. kim bilir kimler ne zaman nasıl geçirdi bu lanet hastalığı.

    buna rağmen, sanki hasta sıfırı tespit etmiş de haspam, konuşup duruyor.
  • büyük bir kısmı haklıdır. iki koca kıtaya köprü görevi yapan, sosyal mesafe ortalamasının 30cm'lerde olduğu, dünyanın en çok mültecisinin bulunduğu ve vize konusunda ekstra rahat olan ülkemizde ilk vakanın bu kadar geç görülebileceğine inanmak bence daha büyük bir naifliktir.

    "gidin antikor testi yaptırın, o zaman" diyen arkadaşlar için de olayı biraz anlatalım. iş o kadar basit değil.

    bağışıklık sistemimizin covid için ürettiği antikorları 3-6 ay kadar tuttuğunu gösteren çalışmalar mevcut. hemen karalar bağlamayın, bu tekrar virüsle karşılaştığınızda yine yataklara düşeceğiniz anlamına gelmiyor. memory b-cell adındaki bağışıklık hücrelerimiz aynı virüsle tekrar karşılaştığımızda virüsü hatırlar ve hızla antikor üretimine başlar. bu nedenle -eğer virüs önemli bir mutasyon geçirmediyse- ikinci seferde hastalık ya çok hafif ya da hiç semptom göstermeden geçer.

    bu hücrelere ek olarak bağışıklığımızın bir diğer çok önemli üyesi t-cell'lerdir. bu arkadaşlar da virüsleri, kanser hücrelerini gördüğü yerde yok etmek üzere programlanmışlardır. yani hastalığı hiç antikor üretmeden virüs, daha çoğalacak fırsat bile bulmadan yenmenizi sağlar. covid-19 için bu durumun toplumdaki karşılığının %80'ler civarında olabileceğini gösteren çalışmalar var. bu da antikor testlerinde beklenen yüksek oranları göremememizin muhtemelen cevabıdır.

    yani özet olarak ne insan bağışıklık sistemi sandığınız kadar basit bir sistemdir, ne de covid-19 için mevcut test ve tedavi olanaklarımız dikkate değer bir seviyededir. hala virüsler hakkında çok az şey biliniyor. rna virüslerine karşı etkili bir aşı veya ilaç üretilmesi de kısa sürede imkansıza yakındır. grip diye geçtiğimiz hastalık her yıl sözde aşısı olmasına rağmen 650bin kişinin hayatını almaktadır.

    covid-19 çoktan hayatımızın bir parçası oldu ve grip gibi insandan insana geçmeye devam ediyor. aylarca evde oturan, ellerini dezenfektanlarla beyazlatan insanlar şunu duymaktan hiç haz etmiyor ama aldığınız önlemlerle bağışıklık sisteminizi zayıflatmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. sönmüş yangına su tutmaya benziyor bu durum. mikroplar insan hayatının önemli bir parçasıdır ve bağışıklık sisteminin güçlü kalabilemesi için vücudun bunlara maruz kalması gerekir. küçük çocuklarda uzun süre siteril ortamlarda bulunmanın bağışıklık sisteminde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığı bilinmektedir. hızlıca eski hayatınıza dönün ve gerekiyorsa virüs korkunuzdan arınmak için psikolojik tedavi alın. olay saçma sapan bir hal aldı artık.

    https://blogs.sciencemag.org/…s-and-the-coronavirus
    https://www.researchsquare.com/article/rs-35331/v1
    https://unherd.com/…t-even-susceptible-to-covid-19/
    https://fee.org/…ing-the-curve-and-new-york-failed/
  • yer ismi vermeyeceğim ama çok yakın arkadaşımın annesinin orta anadolunun bir ilinde hem de görece kırsal bir yerde korona geçirdiği o ilin devlet hastanesi tarafından mart ayında resmi olarak kayıtlara geçti. bakın hastalığı şubatta geçiriyor günlerce düşmeyen yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı. hatta sebebini bulamadıkları için nefes darlığının artık hastane psikoloji bölümüne yönlendirmiş panik atak olabilir diye. ve mart sonunda aynı hastane tekrar incelenen bt sonucundan dolayı bu teyzemi arıyor ve kovid-19 olduğunu söyleyip durumunu soruyor. bu kanıtlı olan vaka.

    bizler de aralık ve ocakta yaklaşık 1 ay süren boğaz yangısı ile uğraştık. benim 1 ay sürdü ve nurofen vb ilaçlarla geçmedi. kendi kendine 35-40 günde geçti. kayınpederin artık öyle duruma gelmiş ki nefes darlığı ile birlikte, artık en son onkoloji kliniğine yönlendirdiler parça almak için.

    biz geçirmemiş olabiliriz ama ilk paragraftaki olay doğru ve gerçek ve kanıtlıdır.
hesabın var mı? giriş yap