• ''ne uykudayız, ne de uyanık:
    biziz, başka bir şey değil işte.''

    demiş ve bizi derin düşüncelere itmiş şair.
  • "burjuvaların bünyesi şiirin sindirimi için elverişli değildir" buyurmuş kişi, düşündürüyor.
  • "modern insan tamamen uyanık bir şekilde düşündüğünü sanıyor. ama onun bu uyanık düşünüşü, işkence odalarının aklın aynalarında sonsuzca tekrarlandığı bir kâbusun labirentlerine sürükledi bizi."

    2016 metis ajandası'na teşekkürler..
  • octavio paz'ın şiir içinde şiirleri bulunan riprap isimli başyapıtı.

    çiçek

    ağlama, çengel, diş, ulumalar,
    etobur hiçlik, çalkantı,
    hepsi yok olmakta bu basit çiçeğin önünde.

    o kız

    her gece iner kuyuya
    ertesi sabah ortaya çıkar
    kucağında yeni bir sürüngenle.

    biyografi

    ne olabileceği değil,
    ne olduğuydu önemli olan:
    ölmüştü işte.

    geceleyin çanlar

    gölgelerden dalgalar, körlük dalgaları
    alev alev yanan bir alında:
    düşünceme su dökün, boğun onu!

    kapıda

    insanlar, sözler, insanlar.
    duraksadım:
    yukarıda orada, yalnız ay vardı.

    bakış

    kapatınca gözlerimi kendimi gördüm:
    uzam, uzam
    bulunduğum ve bulunmadığım yerde.

    peyzaj

    böcekler tükenmezcesine çalışkan,
    atlar güneş renginde,
    eşekler bulut renginde,
    bulutlar, ağırlıksız kayalar,
    dağlar, eğik gökyüzü gibi,
    bir ağaç sürüsü su içer derede,
    tümü de orada, orada olmaktan hoşnut
    ve burada biz
    kızgınlığın yıpratmadığı, nefretin
    aşkın ve ölümün yıpratmadığı
    insanlardan değiliz.

    okuma yazması olmayan

    kaldırdım yüzümü gökyüzüne,
    o eskimiş harflerden oluşan dev taşa,
    ama yıldızlar tek bir söz söylemedi.

    çeviri: ali cengizkan
  • gitmek ve gelmek arasında
    gün gitmek ve kalmak arasında sallanır,
    aşık olmuş kendi saydamlığına.
    dairesel öğleden sonrası şimdi bir körfezdir
    dünyanın sarsıldığı hareketsizlikte.

    herşey görülebilir ve herşey kaçamaklı,
    herşey yakında ve dokunulamaz.

    kâğıt, kitap, kurşun kalem, cam,
    dinlenir adlarının gölgesinde.

    zaman zonklayan şakaklarımda tekrar eder
    aynı değişmeyen kan hecesini.

    ışık kayıtsız duvarı çevirir
    hayalet gibi bir yansımalar tiyatrosuna.

    ben ortasında bulurum kendimi bir gözün,
    gözetleyerek kendimi onun boş bakışında.

    an dağılır. hareketsiz,
    kalırım ve giderim: bir duraklamayım.
  • 1990 yilinda nobel edebiyat odulunu almis olan , meksika'nin onde gelen sair ve deneme yazarlarindan olan octavio paz, 1914 yilinda dunyaya gelmistir.
    1931 yilinda barandal, 1933 yilinda cuadernos del valle de mexiko isimli dergileri cikarmistir.
    ilk siir kitabi luna silvestre 1933 yilinda yayimlanmistir.
    1937 ispanya ic savasi sirasinda politikayla ilgilenmeye baslamis ve el popular isimli isci gazetesinde yazmaya baslamistir.
    1943-45 arasinda newyork'ta, 1946-51 arasinda paris'te yasamistir.
    meksika hukumetinin 1968 yilindaki bir ogrenci eylemini kanli bir sekilde bastirmasini protesto ederek hindistan buyukelciliginden istifa etmistir.

    turkceye yalnizlik dolambaci olarak cevrilen denemesi en dikkat cekenler arasindadir..
    yay ve lir, gunes tasi, uzak komsu da turkceye cevrilmis olan siir kitaplaridir..

    su dizesiyle de siirin guzel bir tanimini yapar; " yolculuga cagri, yuvaya donustur siir"
  • “some cry with tears; others with thoughts.”
    — octavio paz
  • "dün gece
    yatağında
    üç kişiydik: ay, sen ve ben."
  • 1990 nobel edebiyat ödülünü kazanmış meksikalı şair. 3 sene önce öldü.
  • şarkı söylemeye çalıştı
    anımsamamak için
    yalanlardan oluşan gerçek yaşamını
    ve anımsamak için
    gerçekler üstüne yalan söyleyen yaşamını.

    octavio paz
hesabın var mı? giriş yap