• sonsuzluğun, zamanın yaratıcısı tanrının yalnızlığını da ortaya koyar aslında, herkes gelip geçiciyken o ise kalıcıdır, sevdiklerini yaratıcısı olduğu sonsuzluğa kaç defa uğurladı kim bilir.
  • atam bilge kağan'ın kendisi gibi bilge cümlesi. sözlerin unutulmayacak.
  • her gordugumde, her okudugumda bogazimin dugumlenmesi nedendir
  • (bkz: #62202745)
    burada yanlış bir bilgi mevcut: “y-s-r” (kalın y - kalın s - kalın r) harfleri mevcut. bu kelime teknik olarak “yasar” şeklinde okunur. muhtemelen yazar burada yanlış yazımda bulunmuş, bunu düzeltmek istedim.

    bu sözün anlam bakımından iki varyasyonu yoktur. asıl anlamını ise burada belirteyim, siz kendiniz gerçek manasını anlayın:

    öd: zaman
    tengri: tanrı
    yasar: yaşar (-ar/-er: geniş zaman eki)
    kişi: kişi, insan
    oglı: oğlu, çocuğu
    kop: çok, hep (köp değildir)
    ölgeli: işte en çok hata yapılan kısım burasıdır. buradaki “-galı, -geli” eki zarf-fiil ekidir ve anlamı “ölmek için”dir. fiilden önce (törümiş) fiili zarf konumunda belirtmek için kullanılır.
    törü-: türe-mek, meydana gel-mek, vücuda gel-mek, büyü-mek
    törümiş: türemiş (-mış/-miş: duyulan geçmiş zaman eki. bu kipte belirtilen hareket, failin dışında meydana gelen bir hareketi ifade eder.)

    yani toparlayacak olursak şu anlamı ifade eder: “zaman, tanrı yaşar, kişi oğlu hep ölmek için türemiş”

    bu dönemki türkçede belirtme hal eki bulunduğundan ve bu cümlede kullanılmadığından “zaman” kelimesini virgül ile ifade edersek aslına daha uygun olacaktır.

    kaynak: prof. dr. kemal eraslan - eski uygur türkçesi grameri
  • şimdi bunun üç versiyonu kabul edilir:

    - zaman tanrısı yasar (yasa koyar), insanoğlu hep ölmek için türemiş.
    - zaman tanrısı aysar (söyler, emir/buyruk verir, aymak fiilinden geliyor), insanoğlu hep ölmek için türemiş.
    - zamanı tanrı yaşar, insanoğlu hep ölmek için türemiş.

    ilk kez clauson, buradaki fiilin yasamak olamayacağını, çünkü moğolca olan bu sözün xııı. ve xıv. yüzyıldan önce türkçe metinlerde görülmediğini ileri sürmüş ve öd tengri aysar okuduğu ibareyi “when heaven prescribes the time”, yani
    “tanrı zamanı (ömrü) tayin edince” şeklinde tercüme etmiştir (1972: 974). doerfer de öd kelimesini üd okuyarak ibareyi aynı şekilde çevirmiştir (1975: 72).
    bu düzeltme yerinde görünüyor; çünkü
    1. yasamak fiili gerçekten moğolcadır.
    2. türkçe olsa bile geniş zaman eki, iki heceli ünlü ile biten bir fiil olduğundan {-r} değil, {-yur} olmalıydı (yaşa-yur, yorı-yur gibi). söz konusu fiil, şüphe yok ki, aymak fiilidir, ancak aymak fiilinin buradaki anlamı ‘söylemek’ değil, fakat ‘emretmek, buyurmak, hükmetmek, takdir etmek’ olmalıdır. şart eki {-sar} da burada eylemin zamanını bildiren zarffiil eki görevindedir.

    doğrusu: öd tengri aysar kişi oğlı qop ölgeli törürmiş, yani "zaman(ın) tanrısı buyurur, insanoğlu hep ölmek için türemiş"dir.

    kaynak: link
  • bugün debe'ye giren (bkz: #97481040) entry'de arkadaş keşke verdiği bilgilerin kaynağını da paylaşsaymış.

    yukarıda yazılanlar, istanbul üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümünden emekli osman fikri sertkaya'nın 2017 yılında yazdığı journal of old turkic studies dergisinden yayınlanan bir makalesinde anlatılmaktadır.

    makale
    makalenin bulunduğu sayı
  • "tanrı zamanı bilir, kişioğlu ölmek için yaratılmıştır."

    ekleme: kendi çevirim gibi olmuş, düzenleme ihtiyacı hissettim. çeviri agop dilaçar beyefendiye aittir.
  • ne yazık ki kültürümüzde bilmediğimiz, bilinçlice unutturulan bir özlü söz
  • "tanrı takdir eder, insanoğlu fani olagelmiş."

    şeklinde anlaşılabilir.
  • 'zamanı tanrı yaşar.insanoğlu hep ölümlü türemiş'
    diye türkçeden türkçeye tercümesi var
hesabın var mı? giriş yap