• mulayim bir matematik bolumu ogrencisi ders kayıtlarını yaptıktan sonra adviser'a onay yaptırmaya gider.
    kapıda su yazıyla karsılasır.
    -sehir dısındayım, onayları karsıdaki "bilmem ne!" hanıma yaptırın.
    ogrenci odaya girer ve onay yaptıracagını soyler.
    hatun: tamam sifren ne...
    kurban:ben gireyim hocam.
    hatun: gerek yok soyle ben girerim.
    kurban:hocam yazması zor ben girerim.
    hatun kisi ısrar etmektedir.
    hatun:yaw! bisey olmaz sole ugrastırma.
    artık zavallı ogrenci dayanamaz
    kurban:yarrak!...
    hatun:nee!!.........
    kurban:cift "r" ile.......
  • bunu da anlattılar bize:
    iki kapılı bir amfide (bkz: üçlü amfi) derse giren hoca tebeşir kalmadığını görüp öğrencilerden birini yan amfiden tebeşir almaya yollar. amfinin sağ kapısından çıkan öğrenci yan amfi yerine çıktığı amfinin sol kapısınından içeri girer. az önce kendisini yollayan hocaya 'hocam bizim amfide tebeşir kalmamış, burdan alabilir miyim' diye sorup 'bizde de yok, demin bir arkadaşını gönderdim ben de yandan getirsin diye' cevabını alır. aynı öğrenci sol kapısınından çıkıp sağ kapısınından girer bu kez amfiye. 'hocam yan tarafta da yokmuş' diyerek yerine oturur; olaylar gelişmez.
  • bu da gene insaat muhendisliginden bir efsane (gerci elektronik ve fizik versiyonlarida var) ancak ben insaat olarak dinledigim icin oyle anlatacagim. bolumun en kazik dersinin (artik hangi dersin kazik olacagi konusunu bu bolumde okuyan arkadaslara birakiyorum) en psikopat hocasi bir gun gelir ve final sinavini test yapacam der yazililardan illallah demis ogrenciler de bunu uyunca sevincten havalara ucarlar. ancak hocanin da dusunmesi gereken bir sohreti vardir. dolayisiyla sinav gunu gelipte teste girenler babayi alirlar*. sinav oylesine kaziktir ki curve eksi cikar (3 yanlis 1 dogruyu goturmektedir haliyle) ve sinava giren herkes cakar. ancak sinav sonuclari aciklandiktan sonra sinava nasilsa gecemeyiz siktir edelim deyip te girmeyen iki uc kisi sifir aldiklari icin curve un uzerine cikarlar ve dersten gecerler. sonucta da bir odtu efsanesine konu olurlar. neyse onlar erdi muradina biz cikalim kerevetine...
  • hacettepe'yi yeni kazanmış genç, durakta otobüs beklemektedir. fakat durmadan odtü otobüsü geçip durmaktadır. bunun üzerine genç en son gelen odtü otobüsünün şoförüne sorar:
    -ya hacettepe otobüsü geçmiyor mu buradan, ne zamandır bekliyorum hep odtü otobüsleri geçiyor?
    şoför patlatır cevabı:
    -accıh daha çalışaydın da geleydin bizle odtü'ye!!!
  • stadyumdaki devrim yazisinin kimya bolumu ogrencileri tarafindan hazirlanmis cikmayan bir boya ile boyanmis oldugu rivayet olunurdu. oyle bir boya yapmislar ki bi turlu cikarilamiyormus. 7 sene sonra stadyumdaki asinmis yerler yenilendi ve yazi yokolmustu. daha sonra mezuniyet toreni provalarindan once okulun personelince itina ile tekrar boyandigina gozlerimle tanik oldum. acikcasi odtu personeline olan saygim ikiye katlandi.
  • bir de uclu amfiyle ilgili pek hos pek huzunlu* bi hikaye de vardir ki gunumuzde e-mail denen meret ile forward edile edile rivayet olmus hikayede adi gecenler icin uc kulhuvallah bir elham okunmustur. su sekilde vuku bulan bir oladir ki:
    bir calculus dersinde gozleri pek iyi gormeyen, ders anlatmaya pek dalmis hatta konsantre olmus bile diyebilecegimiz bir profesor tebesirinin pek kucuk kaldigini gorunce o sirada uyuklamakla mesgul olan bir ogrencisine "hadi evladim kalk da git yan siniftan tebesir al, bari bi ise yara" der, ogrenci de freshman midir nedir "peki hocam" der, uclu amfinin bi kapisindan cikar, doner dolasir obur kapisindan girer (baska bir sinif sanaraktan), uykulu gozlerle koskoca calculus hocasini tanimaz ve "hocam beni yan siniftan yolladilar, fazla tebesiriniz var mi?" der, hoca dagozleri iyi gormediginden kendi yolladigi ogrenciyi secemez ve "yok valla evladim bizimki de bitti, ben de simdi sizin sinifa bi ogrenci yolladim" der, ogrenci tesekur eder, el etek operekten* cekilir kendi sinifina girer, "hocam sordum yokmus onlarda da tebesir" diyerek yerine oturur, uyumaya devam eder, sanilanin aksine ne hoca cakar durumu ne ogrenci, en baba rivayet olaraktan dilden dile dolasir gunumuze kadar gelir bu olay da.*
  • 1. odtü kampüsünün altında tüneller vardır, jandarma kapattırmış
    2. mimarlığın ordaki garip heykel 10 kasım 09:05'te vuran güneş ışığıyla "ata" yazar
    3. odtü kampüsü havadan bakıldığında tabanca şeklindedir, tetik stadyumdur, moskova'ya bakar
    4. odtü ormanlarında kurt dolaşır (?)
    5. odtü'nün kampüsünde köy vardır (gerçekten vardır), köyün mezarlığı hayaletlidir
    6. rektör odtü'nün domain lord'udur (olabilir)
    7. zaman zaman insanlar balina tutmak için mm'în çatısına çıkar (bilen bilir)
    8. stadyum'daki devrim yazısı kimya öğrencileri tarafından hazırlanan özel bir boyayla yazılmıştır, boyandıkça yazı aşağıdan çıkar
  • yıllar once odtu fizik bölümünde çok çalışkan öğrencilerden birisi yogun calısmalar yapmakta, gece gündüz, büyük zamanını fizik bölümü lablarında harcamaktaymış. birsüre öğrenci nükleer bir konu üzerinde labda çalışırken, yoğun radyasyona maruz kalmış, buyüzden bir nevi mutasyona uğramış, adeta insan görünümünden uzaklaşmış. bu mutasyonlar yüzünden, öğrenci içine kapanmış, kendini sadece çalışmasına vermiş, gününün nerdeyse tamamını lablarda harcamaya başlamış. biryandan yoğun tempo, biryandan maruz kaldığı radyasyonun ölümcül etkileri, öğrencinin hayatta kalmasına izin vermemiş. odtu de, öğrencisinin mutasyona ugramasıyla ilişkili ve onu anmak açısından şimdi odtu kutuphanesinin giriş kısmında ortada duran heykeli oraya yerleştirmiş.
    ogrenciyi anmak için yapılan heykelin oraya yerlestirilmesi ile ilgili olarak bilinen diger birsey ise sudur.odtu matematik bölümünün yakınında herkesce bilinen bir kiz heykeli bulunmaktadır. bu heykelin efsanesi, matematikteki bir kız ögrencinin cok calıskan oldugu okulu 3,5 not ortalamasıyla bitirdig, hatta matematik ve fizik cift-anadal yaptığı ancak mezuniyet tornine gelirken trafik kazasıyla hayatını kaybettigdir. odtude renci icn o heykel dikilir.iste fzikçi ögrenci ile bu matematikcikızın aralarında çok büyük bir aşk olduğu ozamanlar bilinmekteymiş. once kız olur ve fizikci, kendini lablarda calısmaya hapseder ve hayata kuser. kız için heykel matematige dikilmiş. olen fizikci erkek ögrenci icin heykel önce fizik bolumu civarlarına dikilecekken, fizik bolumu ogrencileri araya girer ve cok calıskan olmalarına ragmen yinede birlikte olmayı basarabilen bu iki ogrencinin, aslında iki asık olduklarını hocalarına bildirirler ve heykel, kız için dikilen heykelin karsısındaki kutuphanenin giris kısmına, kız heykelini gorebilecek sekilde yerlestirilir, asıklar artık birbirlerini derslerden gormeselerde, orada artık temsilen birbirlerini (en azından odtu var oldukca) ebediyen gorebileceklerdir... http://www.odtum.net/
  • finaller zamani yurdun catisinda balik tutan genc.
  • heykellerdi, devrim ateşiydi, yerin altındaki tünellerdi derken kedilerin efsanesini de duyduktan sonra dumur olmama yol açan efsaneler bütünüdür.

    kampüsteki kedilerin ebatlarının ilginçliğini farketmeyen bir odtülü oldugunu sanmıyorum. biz bu durumu, kendine sırnasan kedileri elleriyle besleyen hanım kızlarımıza bağlarken, meğer durum bambaşkaymış. şöyle ki; zamanında odtü moleküler biyoloji ve genetik bölümü öğrencilerinin yaptığı deneyeler sonucu, kampüs içerisinde daha besili, daha verimli kedi türleri oluşturulmuş, o zamandan beri de kediler böyle garfield kılıklılarmış.
hesabın var mı? giriş yap