• 1984 yılında odtu camiasına katılmıs olan bolum. onceleri iktisadi ve idari bilimler fakultesine dahil olan butun bolumlerle aynı binada olmasına ragmen, 2 yıldır ergonomik sandalyeli amfileri ve bi cafeyi andıran kantini olan yeni binasını isletme bolumuyle paylasmaktadır. bazen cevredekilere bakınca okulda diil de tunalıda geziyormussunuz hissine kapılsanız da, guzel insanlar barındırır. (daha yolun basında oldugum icin oyle geliyo belki ama) sevilesidir.
  • meclis sıralarından daha konforlu görünen anfileri olan kapısında da bilmem kim tarafındanyapılmıştır die tabela bulunan, keşke her üniversite de böyle konfor olsa dediğim az ama öz gördüğüm bölüm
  • kantini artık "bir cafeyi andıran" tarzı basit benzetmelerle anlatılamaz olan bolum.. yenilenen gorunumu, degisen cehresi ile, o kantinin artık bir adı var: (bkz: saklıkantin)
  • (bkz: foodtu)*
  • amfileri sponsorlar tarafindan yaptirilmis, koridor isiklari otomatik yanan, koltuklari acaip rahat, her sene kiz sayisinin dahada arttigi ve de buna bagli olarak not ortalamasinin da arttigi, ayrica 3. sinifta insanlarin ben bu okulu bitiremem demesine sebep olan 'international organizations' adli derse sahip bolum.
  • genel olarak sosyal bilimler icerisinde bir hiyerarsi tanimlayip, kendini nedense en uste oturtan bolum. kibiriyle taninir. baska bolumlerden alinan derslere ya icerler ya da izin vermez. susludur pusludur. bilim adina da pek bir sey yoktur. akademik olmaktan cok medyatik olmayi basarmis bir bolumdur.
  • ilk sınıfın ikinci dönemini yarılamadan hakkında bir şey denemeyen bölüm. o zaman kadar dönen koltukları kullanıp, derste ışık açma olaylarının ihtişamına kapılıp, koridor da "yere basmamalı mıydım burda?" paranoyasıyla yürürsünüz. * * 3 er saat ust uste aldıgınız sıkıcı tarih dersleri ikinci donem anlam kazanır, oktay tanrısever gibi bir harika insan sayesinde de "evet bu bolum!" deme yetisine ulaşırsınız.
  • oryantasyonlarında hic bir terim kullanmadan "globalleşen dunya politikası" derslerine basladıgını sonradan farkettiren bolum. **
  • 2004 yilinda 20. yilini kutlamis olan bolum. bunun icin bi kokteyl yapilmistir, ve kokteylde 1987de ilk mezunlarin yazdigi ve bolumun 20. yilinda acilmak uzere yazilan mektup acilmis ve okunduktan sonra herkesin gozleri dolmustur.
  • bu bolumu uzatmak genelde "zor"dur diye bılınır. derslerı takıp ederek normal sartlar altında mezun olunması beklenır. ancak gelın gorun kı; kendı bolumu ogrencılerıne hıc bır zaman, hıc bır konuda oncelık tanımadıklarından sagdan soldan dolan dersler ve ders alamıyorum magdurıyetınde olan indirimli abonman kullanıcıları, eksik ders, teknik kayıt sorunlarıyla her zaman yuzyuzedirler. danısmanlara soru sorulmasının hıc bır zaman bır anlamı yoktur, cunku soruların cevabı yıne ogrencının kendını gelıstırmesı yolula ancak cevaplanabilecektir. kı bu yol, ogrencı işleri, sekreterlik, rektorluk hatta kimi zaman kultur işleri arasında uzar gider... hepsi birbirinden dolu ve başarılı akademisyenlerin, sadece bu başarılı akademisyen taraflarının 150 kişiyle dolu zorunlu derslerin koca amfilerinde maalesef tadılmadıgından, beserinin bol projeleri, cokca cekmeli, interaktif derslerine, projelerine ozenmemek elde değildir. ogrencilerinin hepsinin "diplomat olacagım" diye bolume başlayıp, 2. seneden itibaren kredili ders olarak bile vermedikleri "not included" derslerine kendilerini adayarak kendilerine başka yollar cizmeye başlarlar. (bkz: jazz tarihi)(bkz: film analizi) öğrenciliğin kendine aykırı şeyleri yaptırır. söyle ki; hayatımda ilk kez bir dersi çok istedim. gercekten cok istedim. vermediler, gaza geldim daha cok istedim... şanslıysam alacagım. kurayla ders verecekler... boyle bir bolum.
    (bkz: yok boyle bir sey)
    (bkz: kizginim ayni zamanda kirginim ama dargin degilim)
hesabın var mı? giriş yap