• kendisini toplum içinde rencide ederek kitabı geri istemek sevaptır.
  • orospu çocuğudur ve her insanın hayatına en az bir kere bu orospu çocuklarından biri girmiştir.
  • küfredip geçebileceğiniz bi tip.
    fazla mühim değil, o insanı güvenilir arkadaşlar listenizden çıkarır, o kitabı tekrar satın alabilirsiniz.

    asıl feci olan "ödünç verilen defteri geri getirmeyen insan"dır.
    kellesini vursan gene de hıncını alamazsın. kendi iyi niyetini, daha doğrusu enayiliğini sorgular, oturur ağlarsın. çünkü hiçbir not, hiçbir kitap insanın kendi defterinin yerini tutmaz. gitti mi gitti... yandın...

    edit: mesajla uyarı aldım, bir yazar "ama ya kitap baskısı bitmiş ve nadir bulunan bir şeyse? ya da içinde sana özel bir not varsa?" demiş. ha işte o zaman ben de derim ki
    (bkz: komşular havar)
  • kural bir: onlara karşı net olun.*

    http://i.imgur.com/ugllb4w.jpg?1
  • bir de bunun "ödünç verilen kitabın anasını sikip geri getiren" versiyonu var. iki türün de allah evlerine ateşler salsın inşallah.
  • pişmanlıktır. geri getirmediği yetmiyormuş gibi bi de dubai'ye kaçtı. hain domdom. ver lan kitabımı !
  • bir de aman allah bunun şöyle bir modeliyle karşılaşmıştım ki evlerden ırak;

    bir arkadaşım bir kitap tavsiye etmiş, beraber almışız, her daim oturduğumuz mekana doğru gidiyoruz. varmak üzereyken yol üstündeki dükkanların birinde çalışan bir tanıdığa denk geliyoruz biraz laflıyoruz, kitabı istiyor göz atıyor, okuduktan sonra ödünç almak istiyor. dükkanın önünden geçtikçe kitabı soruyor, belli ki kararlı, alacak. en sonunda kitap bitiyor veriyorum kendisine. 1 hafta 2 hafta 3 hafta.. 1 ay sonra geçerken kitabı soruyorum, "valla daha başlayamadım" diyor, amenna.

    gel zaman git zaman işler değişiyor, adam memleketine geri dönüyor, sonra vazgeçip istanbul'a dönüyor, aradan 2-3 sene geçiyor, her daim gittiğimiz mekanda iş buluyor orda çalışmaya başlıyor.

    veeee;

    bir gün bir sohbet esnasında, "falanca kitapta şöyle şöyle diyor" diye benden alıp üstüne yattığı kitaptan, bana alıntı yapıyor! bak hele bak hele bak! ben de gereksiz bir mahcubiyetle "yarraaam o kitabı benden almadın mı sen seneler önce, kime artislik yapıyosun?!" diyemedim işte..

    iyi geldi aklıma. hala orda çalışıyor. istanbul'a dönünce çökeyim tepesine. hayır amk kitabın kapağının içinde ismim ve aldığım tarih de yazıyor. hiç mi açmaz lan insan o kapağı!

    hiç anlayamadım genel olarak bu insanı hiç. hiçbir şey olmasa bile, ulan ortada para verilerek alınmış bir mal var. bunu ödünç istemek zaten saçma da aldığını geri getirmemenin hırsızlıktan, borcunun üstüne yatmaktan ne farkı var?

    mal oğlu malları ya!

    edit: istanbul'a döndüm de kendisini bulamadım..

    1 ay üstüne 2. edit: kendisini buldum, kitabı hatırlıyor. inkar etmedi* hatta kitap üzerine muhabbet de ettik. gelgelelim kitabı diğer eşyalarla birlikte memleketi malatya'ya götürmüş. "ama kitabı temin edebilirim sana" dedi, "isteteyim yollasınlar" demedi. ben de naapcam kitabın yenisini, "kitap bulunur abi o kolay, el altında olsa alırdım eyvallah" dedim. o kitapta tarih yazılıydı. yanlış hatırlamıyorsam 24.12.2009 idi. kendi ismim yazılıydı, beraber aldığım, adaşım olan arkadaşın ismi yazılıydı. aldığım yer yazılıydı. işaretlerim vardı abi. çok güzel kitaptı. ah mehmet abi ahh.. "amğagoym ne kitabı alcam senden lan sikik!" diyeydin de kitabın yalan olup gittiğini bileydim. bilmeyeydim yeri yurdu belli fakat ulaşamaz olduğumu. çok dertlendim lan şimdi.

    gerçi çocuk sağ, kitap satışta, ne gam amk, alırım yenisini.. hatta hayat aynı kitabı 2. kez okuyacak kadar kısa da değildir. neyse mehmet abi kusura bakma başını ağrıttık. öptüm, iyi geceler.
  • çok güvendiğiniz biri bile olabilir. siz artık istemekten utanırsınız, o bir türlü utanmaz. hele ki "daha okumadım" versiyonları var bunların, tam cinnetlik. okumuyorsan okuma, 1 senedir ne tutuyorsun elinde kitabımı?!

    evine girip çıktığınız biriyse de önemi de yok, ben kitabı alıyorum kütüphanesinden, o elimden geri alıyor.

    zaten toplasan 3 ya da 4 kişiye veriyorumdur kitap. daha da kuzenim dışında kimseye vermem. ben hoşlanmıyorum kitabımı paylaşmaktan, çok bencilim, çok duyarsızım, evet. sevmiyorum arkadaş benim bin bir emekle, bazen fuarda uğruna 20 dakika sırada beklediğim, bazen şehir dışında sahaf sahaf gezip bulduğum kitapların "ödünç" alınıp sırra kadem basmasını.
  • en az bir hırsız kadar suçlu olan insandır. aklıma geldi saydım, hediye ettiklerim hariç 34 kitap içerdeyim. sayısını geçtim de bir kitap dahi olsa, zamanında tutkuyla seçilmiş olan o kitapların, kimin evinde ne şekilde bir hayat sürdüğünü merak ediyorum. belki sayfaları yırtıldı, belki üstüne çay döküldü, belki de bir ayağı kısa olan sehpanın altına destek olarak konuldu.

    o değil de kim yaptıysa kaşla göz arasında koca "mesnevi" yi yürütmüş. bunu kim başardıysa takdire şayan bir iş çıkarmış.
hesabın var mı? giriş yap