• bugün itibariyle açıklanmış sonuçlardır.

    https://www.theguardian.com/…l-oecd-pisa?cmp=twt_gu

    2015 yılı sonunda okuduğunu anlama, matematik ve bilim dallarında dünyada 500bin öğrenci ile yapılmış değerlendirmede, türkiye olarak son sıralarda yerimizi aldık.

    işin kötüsü 3 yılda bir yapılan bu sınavda, 2012 sonuçlarına göre ülkemiz öğrencileri çok şiddetli bir düşüş gösterdi.

    https://twitter.com/…rgur/status/806076994576334848

    sonuç:
    anadolu liselerini, fen liselerini ve genel lise eğitimindeki yapılan değişikliklerin üzerine bir de imam hatip okullarına yapılan yatırımın meyvelerini anlamaya başladık hamdolsun.

    gelecekten gelecek edit:

    2029 a geldik bir tane yüksek teknoloji sınıfında markamız yok. neden yok acaba?
  • 4+4+4 ve imam hatip sisteminden sonra 2003 yılından bile geriye gitmişiz. teşekkürler uzun, kısa ve cinali.

    2012 den sonra ani düşüş ve 4+4+4 sisteminin aynı tarihte çıkması buna en iyi kanıttır.

    edit: ekleme
  • kolejde çalışan bir öğretmen olarak her gün gözlemlediğimiz durumun özeti.

    bu verilerin gerçek hayattan çok daha iyimser olduğunu düşünüyorum. türkiye'de maalesef şu anda tamamen kapitalizmin köpeği olmuş ve müşteri memnuniyeti zihniyetiyle çalışan kolejler var.

    bakınız, biz öğrencilere sınıfta bırakmak ya da okuldan uzaklaştırmak gibi cezaları bir yana bırakın, başaramadıkları derslerden zayıf not bile veremiyoruz. eğitim sisteminin cezalar üzerine kurulmaması doğru bir yaklaşım olsa dahi, hak etmeyene hak etmediğini verdiğimiz için suçluyuz.

    haftada bilmem kaç saat derse girip o çocukların saygısız tavırlarını ve it-kopuk velilerini çektikten sonra "performans" notu olarak çocuklara 100 giriyoruz. neden? çünkü çocuk karşımızda çok güzel sakız çiğneyip küfür ettiği için. 11. sınıfa geldiği halde moskova'yı japonya'nın başkenti sananlar var(kesinlikle şaka yapmıyorum). 11. sınıfta tm öğrencisi olup sınavda sorulan "suç ve ceza romanının yazarı kimdir?" sorusuna benden kopya isteyip ben "walter white tabii ki" deyince yazanlar o sorudan sıfır puan alana kadar bana güvenmeye devam edebiliyorlar ve hatta edebiyat öğretmenlerine "walter white nasıl olmaz hocam, soru iptal olsun" diye itirazda bulunabiliyorlar.

    size dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama her önüne gelene formasyon veren devlet ve "benim çocuğum hiperaktif ve çok zeki" diyen veliler yüzünden okullar bombok bir vaziyette. felsefe mezunu aptalların formasyon alınca pdr uzmanı olduğu bir ülkede eğitim sistemini anlatmak çok da zor olmasa gerek. işinde iyi olanın değil de göt yalayanların yükseldiği eğitim piyasasında bunlar iyi günlerimiz.
  • amaç müslüman nesil yetiştirmek olduğundan bence akpnin oluşturduğu yeni eğitim sisteminin basarisini gosteren sonuclardir. matematikten fenden okudugundan birsey anlamayan ama musluman bir nesil. bence yeterli.

    ecevit hukumetinin egitim alanindaki reformlarini dinlemistim bir ogretmenden. ınanilmaz mutlu olmustum ve umutla dolmustum. zaten 2012 yilina kadar grafikteki yukselisten de anlasiliyor. sonrasi malum.
  • her tvde her haber bülteninde bangır bangır anlatılması gereken, üstünde haftalarca tartışılması gereken sonuçlardır, aynı zamanda da şaşırtmayan sonuçlardır. neden şaşırtmadığını ve mevcut yönetim anlayışı ile neden bu sonuçların düzelemeyeceğini sebepleri ile okumak isterseniz (bkz: yol ayrımındaki türkiye ya özgürlük ya sefalet). ha bu sonuçlar, yönetimdekiler eğer ne yaparsa düzelir diye soracak olursanız cevapları için yine (bkz: yol ayrımındaki türkiye ya özgürlük ya sefalet).
  • biraz uzun olacak baştan yazayım. size samimi gelsin ya da gelmesin bu sonuçlar bir öğretmen olarak beni kahrediyor. o kadar çok yanlış var ki hangisini söylesek elimizde kalıyor. yanlışlar sadece eğitim sistemiyle alakalı değil, veli / öğrenci davranışları da buna dahildir.

    öncelikle kendi branşım olan fen bilimleri dersinden başlayayım. biz verilen müfredata göre çok şey öğretiyoruz, gerçek olan ise hiçbir şey öğretmiyoruz. deney, gözlem, yorum namına boş küme veriyoruz. şimdi kalkıp bana sen de yap o zaman diyenler olacaktır ancak işin aslı öyle değil. öncelikle malzeme olayı tam bir felaket. alınan akıllı tahtalar alınmayıp harcanan bu para, bilimsel bir kurul tarafından hazırlanan müfredatla birlikte materyale harcansaydı inanın gelecek 10 sene içinde olaylar farklı gelişirdi. zira tek sorun bu da değil. verilen ders kitapları ki harcanan para tamamen israftır düz yazı anlatım düzeyinde. dileyen (bkz: eba) üzerinde pdf olarak bulunuyor inceleyebilir.

    bunun yanında kişisel olarak bir öğretmenin ya da branş bazında öğretmenlerin çabası etki yaratamaz. yine kendi branşımdan örnek verecek olursam, türkçe dersinde yapacağı alıştırmalarla okduğunu anlayan öğrenci olmazsa, matematikte en azından basit işlemleri yapabilecek seviyede bir öğrenci olmazsa fen bilimleri tamamen düz anlatıma dönüyor. o yüzden pisa ve bu tarz diğer sınavlarda her üç dal içinde aynı gerileme ve aşağı yukarı benzer sonuçlar ortaya çıkıyor. ara sıra öğrencilere konulardan bağımsız yaratıcı düşünmeleri amacıyla açık uçlu sorular soruyorum ( sınav olarak değil, tamamen muhabbet havasında ) cevaplar basmakalıp şekilde devam ediyor. çünkü bu eğitim sistemi var olan zeka parıltısını da ilk 8 senede öldürüyor. yine kendimden en son yapılan (bkz: teog) sınavıyla ilgili bir örnek vereyim. 70 - 80 kişinin sınava girdiği bir köy okulunda 20 fen sorusunda 16 gibi bir ortalama yaptık. bakıldığında başarı gibi gözüküyor ancak değil. sorulan sorular direk bilgiye dayalı ve böyle olduğunu bildiğimiz için çocuklara sürekli tekrar yaptırarak ve çocukları teste boğarak bu netlerin daha üstleri dahi yakalanabiliyor.

    keza şuan okullardaki ortamı içeriden gözlemleseniz herkesin nasıl bıkkınlık içinde olduğunu görebilirsiniz. kağıt kürek işleriyle kafayı yemiş idareler, bunu sonucunda yukarıda belirtildiği gibi memur kafasına bağlamış yığınla öğretmen göreceksiniz. elimiz kolumuz bağlı ve bu sistem üzerinde devam edersek gelecek 10 yılda 60 - 70 arası sıraya demirleyeceğiz.

    sistem sıkıntılarını daha uzun uzun yazabilirim ama yazı fizana gidecek bu yüzden biraz da veli / öğrenci durumunu belirteyim. velilerin bir kısmı tamamen ilgisiz, bir kısmı da çocuklarını küçük dahiler olarak görüyor. ancak zeka diye düşünülen şey tamamen psikomotor beceriler. bir öğretmen arkadaşım dahi 3 - 4 yaşlarındaki çocuğunun tableti kendisinin açıp, ardından sevdiği oyunda rekorlar kırmasını zeka göstergesi olarak anlatabiliyor ve inanın bunu bir öğretmenin yapması gerçekten çok acı.

    bir arkadaş yazmış eğitime verilen katkı / sıralama yapsalar üstlerde yer alırız diye ki kesinlikle haklıdır. devlet okullarına zorunlu giderler hariç hiçbir katkı sağlamıyor. girişken idareler durumu iyi velilerden bağışlarla işi yürütüyor ancak böyle yetenekleri olmayan idarecilerin okullarını tabiri caizse bok götürüyor. daha da kötüsü genel seçimlerde eğitimle ilgili bir vaat isteyen yok. biz bunları ve daha beterini hak ediyoruz.

    bir de not bırakıyorum ki direk benim başımdan geçmiştir. sonuçları açıklanan sınavın ilkokul ayağına bizim okuldan da bir sınıf seçilmişti. olay duyulduktan sonra ilden bir şube müdür geldi türkçe, fen, matematik öğretmenleri ve o sınıfın öğretmeniyle toplantı yaptı. amacı da çocuklara hızlandırılmış kurs vermemizdi. her şehirde aynı olayın olduğunu düşünüyorum ve bu sonuçlar hızlandırılmış kurs ile ortaya çıktı, düşünün bir de o kurs verilmeseydi sıralamamız nice olurdu...

    not: çok dağınık oldu, o kadar doluyuz ki bir çırpıda anlatmak istediklerimin sadece %1 'ini yazabildim. okuyan olursa dağınıklık için affola.
  • konu ile ilgili cnn türk'te selçuk şirin'in tespitleri:

    * 20 yılda 10 milli eğitim bakanı değiştiren ve hiçbir bakanın bir önceki bakanın çalışmalarını devam ettirmediği bir ülkede bu sonuçlar normaldir.

    * okuduğunu anlamayan, matematik bilmeyen, ingilizce öğrenemeyen bir nesil yetişiyor.

    * iktidar kendine göre bir nesil yetiştirmek istiyor yalnız iktidar dahi durumdan memnun olamaz. imam hatipteki çocuklar arapçayı da öğrenemiyorlar.

    * finlandiya 80'li yıllarda ekonomik krize girdiğinde bütün bakanlıkların bütçesi yarıya indirilirken, eğitim bakanlığının bütçesi iki katına çıkarıldı. uzun vadeli eğitim politikaları ile şu anda dünyanın bir numarası durumundalar.

    * türkiye'de eğitim sorunu bütçeye çok bağlı değil. son yıllarda çok sayıda derslik yapıldı. öğretmen başına düşen öğrenci sayısı azaltıldı. fiziki şartlar iyileştirildi ama eğitimin kalitesi arttırılamadı.

    * doğuştan üstün yetenekli çocukların ortalaması dünyada %5'tir. eğitimde iyi olan ülkeler bu oranı çocuklar lise çağına geldiğinde %15'e çıkartabilirler. bizde ise %1'in altına iniyor. biz iyiyi bile kötüleştiriyoruz.

    *elit eğitim kurumları kurulmalı. başarılı çocukları seçerek bu okullara yönlendirmeliyiz.

    * şu anda doların yükselişine bakıyoruz ya, gelecekte doların nasıl yükseleceğini görmek için bu pisa sonuçlarına bakmanız yeter.

    * iyi eğitim almamış bir gençlik ile üretime, teknolojiye dayanan ekonomi oluşturulamaz.

    * sanayi devrimini kaçırdık. derhal bir şeyler yapılmazsa teknoloji devrimini de kaçıracağız.

    * eğitim partiler üstü bir konudur. derhal geniş katılımlı bir eğitim şurası toplanmalı. konu enine boyuna tartışılmalı ve herkesin aklına yatan bir plan oluşturularak siyasi iktidarlardan bağımsız olarak uygulanmalı.
  • sayilar yalan soylemez sozunu hatirlatan sonuclar. yeri gelmisken akp'ye cakmadan gecmek olmaz. turkiye'de bilimi ozetleyen su videodan sonra sayilar konussun.

    turkiye'nin akp'den once (2003) matematik performansinda sirasi 33 iken, akp'den sonra (2015), 50. sirada.

    akp'den once (2003) okuma performansinda sirasi 33 iken, akp'den sonra (2015) yine 50. siraya dusmus

    akp'den once (2003) bilim performansinda sirasi 32 iken, akp'den sonra (2015), 52. sirada.

    kaynak: pisa 2015: https://www.oecd.org/…isa-2015-results-in-focus.pdf
    pisa 2003: https://www.oecd.org/…ntassessmentpisa/34002454.pdf
  • bir öğretmen olarak söylemeliyim ki bunlar daha iyi günlerimiz.

    buraya bir sürü şey yazılabilir ama sadece bir örnek vereyim:

    ilköğretimde sınıfta kalmak diye bişey neredeyse yok. bu gözler bir dönemde bir gün okula gelip sınıf geçen öğrenci gördü. lisede bir öğrencim 9 zayıfla sınıf geçti. kısaca şu anki sistem öğrencilere çalışmadan sınıf geçmeyi, bir şeyler elde etmeyi öğretiyor. bu öğrenciler hayata atıldıklarında da aynı şeyi bekleyecekler. sonra bu kadar hırsız uğursuz nerden yetişiyor diye soracağız kendimize ama iş işten geçmiş olacak.
hesabın var mı? giriş yap