• klima çarpan ya da rahatsız olan arkadaşa buradan sesleniyorum, yallah arabistana.
  • hiç katılmadığım savaştı, sererdim battaniyemi bacaklarıma, alırdım hırkamı sırtıma idare ederdim ama yaz ortasında yorgan döşeklik grip olunca yeter dedim. allah allah allah nidalarıyla klima karşıtları safında cepheye ben de dalıcam artık.

    bakın zorum klimayla değil. benim de klima arkadaşlarım var. leon’un çiçeğini taşıdığı gibi her yeni taşındığım eve klimamı da taşırım. arabada da keza klima hep açıktır. ama işte neticede akdeniz iklimine uyum sağlamış memelileriz, sabit tutmakla yükümlü olduğumuz bir vücut sıcaklığımız var, bunu becerebileceğimiz ideal bir ortam sıcaklığı var ve o ideal ortam sıcaklığı da sıfır kelvin değil!!!

    bizim ofiste erkek yok, herkes askılı tişört, püfür püfür etek ve şıpıdık terlikle işe gelebilir, ve dahi geliyor da. bizim ofiste menopozdan muzdarip kimse yok. bizim ofiste herkes iri yarı, rus güllecisi gibi kanlı canlı da tek üşüyen ben kara kuru minyon da değilim. klimanın altında, önünde, karşısında oturmuyorum. yani yok oğlu yok, bu savaş söz konusu olduğunda akla gelen hiçbir makul sebep veya klişeye uymuyoruz. en uzunu 1.60, en kilolusu 55 kg, en yaşlısı 35’inde kadınlar ve yazın o ofis 14ºc ‘de rejimde, sıcaklık bunun üstüne çıkınca “ayhşş çok sıcak oldu” oluyor. abartı mecaz değil ha, mouse’u tutan sağ elim donuk, masamın üzerinde unuttuğum günlük süt 2 günde bozulmuyor işte daha ne diyim!!!

    bu işe deli olma sebebim üşümekten çok saçmalığı. bak püfür püfür incecik kıyafetler giydiği yazın 14-15ºc’nin üstüne sıcak oldu burası diyen bu hanım kızlar, kışın, kaloriferlerin köklendiği, oda sıcaklığının 25-26ºc olduğu ortamda, kalın kazaklarını, yün çoraplarını giyinmiş halde işe gelip, hiç sıcaklıktan şikayet etmeden oturuyor. nasıl oluyor yahu bu? yetmiyor, kazaklarının kollarını ellerinin üstüne kadar çekip kalorifer peteğine yaslanarak iki elleriyle bitki çayı içiyorlar “brrr çok soğuk” diyerek. aynı insanlar bak. biliyorum şu anda karşımdaki 14ºc ‘de terleyen bu cıbıl kız, 6 ay sonra üzerine koyun dolayıp 25ºc’de üşüyecek. metabolizma aynı metabolizma??? nasıl oluyor bu diye düşüne düşüne kafayı yiyorum aylardır. sonunda pek güvenememekle birlikte tek açıklama bulabildim. sanırım bunlar dokunsal değil görsel insanlar. yani dış dünyadan gelen veriler içinde beyin gözden geleni baz alıyor, diğerlerini sallamıyor. şu anda onun da derisi beynine “brr, buz gibi lan burası” diyor olabilir, ama gözleri pencereden bakıp dışarıdaki sıcaktan tüten çölleşmiş toprağı görünce beyin derinin söylediğini iplemeyip “öff ne sıcak lan dur terleyeyim” komutu veriyor. tam tersi, kışın da deri “abi burası 45ºc oldu, azcık soyunsak mı” diye sinyal üstüne sinyal gönderirken camdan bakan gözler dışardaki kar fırtınasını çektiğinden beyin “oha donacaz, titreteyim de giyinsin iyice” tepkisi veriyor.

    o yüzden çözümümü buldum. ne kimseyle muhatap olurum, ne sinsi gibi klima kumandası kovalarım. plan şu: yazın ofisin jaluzilerini hep kapalı tutup duvara dev bir karlı buzlu dağ fotoğrafı asacağım. tipi, boran, göz gözü görmeyecek böyle, bakanın ciğeri üşüyecek, ossaniye bademcikleri şişecek. kışın da tam tersi, o fotoyu kaldırıp bu defa güneşin altında eriyen bir çöl fotoğrafı koyacağım. baktın mı ateş basacak yaldır yaldır kupkuru sıcaktan. bi de bu psikolojik klimayı deneyeyim bakalım, hem %100 organik iklimlendirme işte, işe yararsa doğaya bi katkım olmuş olur. yaramazsa da kaz tüyü kaban alırım artık seneye yaza girerken napim.
  • buz ortamda yaşamaya alışkın penguenlere sesleniyorum, yallah antartika ya.
  • ülkemiz sikindirik kıyafet anlayışının sonuçlarından biridir. herkes yazmış ben bir kez daha yazayım.

    bilader,
    bayanlar etek (bacakları sarmayan sadece beli saran bir giyim eşyası), ince kısa kollu veya kolsuz veya askılı penye veya bluz ve çorapsız açık ayakkabılar giyerken,

    erkekler pantalon (evet bacakları sarıyor bunlar bilion mu?), uzun kollu gömlek ve kravat (ah aq) ve kapalı ayakkabı (çorap var evet) giyerse,

    hatun kişiler "ayy çok üşüdüm bik bik bik", erkekler ise "bu ne lan, ruhumu teslim edecem az sonra" şeklinde yakınmaktadır...

    çözümü basit, erkekler daha açık giyinemiyorlarsa, kadınlar daha kapalı giyinsin. evet meraklı değiliz sizin 3 santimentrekare teninizi görmeye. bu söylediğime anlayış gösterecek türkiye çapında tek bir hatun bulamayacağıma da emin olabilirsiniz. erkeklere karşı empati çipi yok bunların valla bak....
  • bana temmuzun 40 derecelik sıcağında klimayı açtırmadığı gibi camı da açtırmayan kesif ter kokulu, aylarca aynı tişörtü giyen bir art direktörü hatırlatan savaş türü. hayatımda ilk ve son kez birinin işten atılmasına sevinmemle noktalanan olaylar dizisi.
  • tamamen psikolojiktir.

    ben plazalarda çalışırkene, bizim şirkette medikal departman ve pazarlama departmanı aynı katta bulunuyorlardı. klima kontrol panelleri de aynı yerdeydi ve medikal departman insani sıcaklıkta çalışırken, biz pazarlama departmanı iki hatun kişi ( tabi ki efil efil giyinmiş ve biz kravatlıları düşünmeyen) yüzünden adı konmamış, ikiye iki bir savaş yaşıyorduk.

    biz kravatlılar ne zaman klimanın ayarını insan sıcaklığına getirsek, bunu gören hatun kişiler oflamalar, puflamalar içerisinde "donduk" çığlıklarıyla klimayı cehennem sıcaklığına getiriyorlardı.

    bunun üzerine hatun kişilere bir daha "biz panele dokunmayacağız" sözü verdik ve dokunmadık da. bu iki hatun kişi görmeden klimanın sıcaklığını insan sıcaklığına komşu departmandan bir arkadaş indirdi. ve çok ilginçtir ofiste sıcaklık insan sıcaklığına inmesine rağmen, gün boyunca o iki hatun kişiden bir kelime şikayet, bir kelime oflama puflama duymadık.

    sözün özü psikolojik bir durum bu.

    ekleme: insan sıcaklığını soran oldu. 23 derece lan! 23!
  • bu savaşlarda nasıl bir yenilgiye uğradıysam artık, hırsımdan evdeki klimayı kapatmıyorum bile. 18 derecede çalışıyor ve an geliyor ayaklarım ve burnumun ucu buz kesiyor, hemen gidip çorap, hırka giyiyorum, şapkamı takıyorum ama o klimanın yine de derecesini yükseltmiyorum.

    geçen gün öyle kazaklı şapkalı pencereden dışarıya bakıyordum, yoldan geçen biri gördü beni, kalakaldı, bilmiyor tabi evin buzhaneye döndüğünü.
  • sinirli bir anımda tüm şirkete, "serinleyebilmem için iki yol var. ya klimayı açarsınız ya da ben soyunurum" şeklinde mesaj atmıştım. birkaç dakika sonra patrondan "lütfen yer mantari'nın soyunmasına neden olmayalım" şeklinde cevap gelmişti.

    bazen her şeyini ortaya koymalısın bu savaşlarda. her şeyini...
  • 18 derece ne amk. bu işin standartı 24'dür. ayrıca bu konuda pis doluyum. bu klima yüzünden yüz felci oldum.
  • kumanda saklandı hey yavrum hey hadi bakalım.
hesabın var mı? giriş yap