• ofisin geçimsiz insanlarının oluşturduğu modeldir. sürekli klimadan kendilerine zeval geleceğinden korkarlar. her an üstlerine gelecek hava zerresinden korkup, bana dokunuyor, bana vuruyor gibi basma kalıp sözleri tekrar edip dururlar.

    ama asıl yarattıkları sıkıntı klimayı kapatma konusunda yaşanır. o klimanın sürekli kapalı olmasını isterler. ama gelin görün ki üstüler ne ekstra bir şey almak akıllarından geçmez.
  • insanın sinirini kesinlikle alt üst edenlerdir. ağırlıklı olarak kadınların oluşturduğu bu güruhla gün boyunca gizlice klima açma kapama savaşı verilir ama en önemli kural rahatsızlık asla sesli olarak dile getirilmez çünkü akabinde kavga çıkacağı bilinmektedir.
  • kalın giyinmesine ve odada yanan kaloriferin yanı sıra bir de elektrikli sobayla ısınamayan insan modelidir.
  • muhakkak ki sıcağı sevmeyen birinin kapattırdığı klima nedeniyle dişleri birbirine vuruyordur.
  • genellikle kadın çalışanlarım da gözlemlediğim durum olup sanırım regl dönemlerine denk geldiğini sanıyorum. ofiste şal ve çikolatayla birlikte papatya çayıda her zaman onlar için bulunuyor.
  • deri montun uzerine kaban giyer. enteresan kisiliklerdir.
  • eski çalıştığım yerde, pembe götlü bir müdür modeliydi bu. yarından geçsen "üşüdüm yavaş geçer misiğğn" der, içerisi olmuş 30 derece bir tık ötesi serap göreceğiz neredeyse, klima açmak isteriz "omuzlarıma vuruyoooğğğ" der, karşılıklı iki cam açmak istesek "arkadaşlar cereyanda kalıyorum amaağğ" diye o ince sesiyle bağırmaya çalışırdı. bak yine aklıma geldi ibne.
  • lanet olasi insanlardir. ustune bir ceket almaktansa seni caresi olmayan bir sicakla basa cikmaya zorlarlar.

    ofis ortaminda böyle insanlarla çok fazla çalıştım. bu tarz kisilerin kesfettiğim bir başka ortak noktalari da usutup hasta olmak korkusuyla dus almaktan kacinmalariydi. bu nedenle ozellikle yaz aylarinda kesif, kekremsi kokular yayarlar. oyle ki yanlarindan gecerken kusmamak icin nefes almamaya gayret gostermeniz gerekir.
hesabın var mı? giriş yap