• dün iş icabı bu filmi seyretmek zorunda kaldım. bir lüleburgazlı olarak inanılmaz derecede rahatsızlık duydum, aşırı sıkıldım, bir an önce kendimi salondan dışarı atmak istedim.

    kırklareli gasp, kapkaç, yol kesme, adam kaçırma gibi olayların en az yaşandığı illerden bir tanesi iken filmin senaryosunda lüleburgaz'da güpegündüz yol kesip adam soyan bir grup insana yer verilmiş. kardeşim bu filmin senaristi kim yav? arkadaş siz hiç mi araştırmıyorsunuz çekim yapacağınız şehri?

    yahu arkadaş bu nasıl iştir? film lüleburgaz'da geçiyor; oyuncular cümleye edirne ağzı ile başlayıp cümleyi çanakkale ağzı ile bitiriyor. koskoca filmde lüleburgaz - kırklareli şivesi ile konuşan iki kişi var, ikisi de figüran.

    oyuncular şive konusunda zaten batırmış da ececan gümeci'ye ayrı bir parantez açmak lazım. 2 saatlik filmde kadının cümlenin sonuna "be yaa" ünlemi getirmekten başka hiçbir fonksiyonu yok.

    yaşım 30, lüleburgaz'da doğdum, lüleburgaz'da büyüdüm. ömrü hayatımda, kanun aletinin trakya'da herhangi bir yerde kullanıldığını görmedim. yapımcılar trakya ile alakalı çalışma yaparken kumkapı meyhanelerinde hazırlanmış herhalde ki filmde davul zurna hiç görünmezken klarnetle kanun tüm filme serpiştirilmiş.

    filmde bol miktarda roman ağzı kullanılmış ama 1-2 tane çalgıcı haricinde bir tane roman yer almamış. filmde roman yer almadığı gibi romanlar tarafından kutsal sayılan ve 5-6 mayıs'ta dere kenarlarında aranan babafingo bu filmde taaa sonbaharda aranmış.

    filmin sonu yine romanlara bağlanmış, bu kısımda da yine hiçbir roman yer almamış. ben 30 senedir bu coğrafyadayım, bugüne kadar hiç beyaz tenli roman görmedim. ben 30 senedir hiç görmemişken filmde beyaz tenli romanlara yer veren arkadaşları da tebrik ederim.

    ha şunu eklemek lazım; dışarıdan trakya'ya beş kuruşsuz gelip sonradan palazlanan müteahhitten bozma mafya rolünün hakkı verilmiş. bu konuda yapımcıları da oyuncuyu da tebrik etmeliyim.

    burgaz'ın çöp sorununa senelerdir çözüm bulamayan emin halebak işi gücü bırakmış, 2. filmin çekilmesini istiyormuş. emin bey için apayrı bir yazı kaleme almak lazım da neyse.

    eğer 2. film çekilecekse bana haber salın, ben size ücretsiz danışmanlık yaparım.
  • zorlama, sipariş bir film. serinin en kötüsü. filmi izlemeyenler filmin sonundaki kız isteme sahnesini izlesin kafi. çünkü tek gülecek yer orası.
  • yapcaginiz filmi sikeyim, oyunculugunuzu sikeyim, be yaa deyince trakyali oluncagi sanan yonetmeni, kurcusunu, metin yazarini ayri ayri sikeyim.
  • bu kadar adam bir araya geliyor da, bir allahın kulu neden böyle saçma bir projeye imza atıyoruz demiyor. çok tuhaf. bu filme sinemada gitmiş olsam kahrolurdum.
  • sizin yaptığınız şivenin ta anasını avradını sikiyim! trakyayı roman gibi gösterdiğiniz için ayrıca bi daha sikiyim. olmuyosa kasmayın zaten şive kasmadan da yarrak gibi film.insanın yaptığı işe saygısı olur sizin yaptığınız işi sikiyim!
  • trakya şivesinin yine olmadığı serinin son filmi
  • bir kaç yerde güldüğüm, başlı başına "kafa dağılsın" filmi. adamların amacı da o yani. herhangi bir sanat amacı gütmemişler. trakyalı olduğum için hemşehrilerimi özlediğimi fark ettim sadece. garip hisler. neyse, bildiğiniz zırva film. tavsiye etmiyorum...
  • oyunculuk ile hikâyenin vasat üstüne çıkmadığı film. yine de arada güzel espiriler yok değil. mesela kafa kıyakken, kafayı yormamak niyetinde izlenilesi bir film.
    (spoiler)
    -saçlarımı kestirdim uyanmadı bile
    -saclarını mı kestirdin. angi renge beyaa?
  • siyah poşette bira, tuzlu fıstık ve leblebi ile kız istemeye gidilen bir teaser ile kendini göstermiş film.
  • ilk teaserda kız isteyen karakterin şivesinin biraz olmuş olduğu ama kızın babasının şivesinin çok sırıttığı film.
hesabın var mı? giriş yap