4612 entry daha
  • insanların %80'inin iyimserlik eğilimi denen ve gerçeği mantıksız biçimde reddeden bir beyin yapısına sahip olduğu.

    görmezden geldiğimiz bu eğilim nedeniyle kendi başımıza olumsuz olaylar gelme olasılığının diğer insanlara oranla daha düşük olduğunu, aynı şekilde başımıza iyi olaylar gelme olasılığının da diğer insanlara oranla daha yüksek olduğunu düşünüyor oluşumuz. örneğin trafik kazasında ölme, cinayete kurban gitme, sigara içiyorsak akciğer kanserine yakalanma, evliysek boşanma ihtimalimiz diğer insanlardan daha düşük bizim için. iyi bir kariyere, güzel bir evliliğe sahip olma, harika çocuklar yetiştirme ihtimalimizi ya da sahip olduğumuz sosyal kabiliyetlerimizi de mantıksız ve gülünç biçimde yüksek görüyoruz.

    işin enteresan kısmı kötü olaylara ilişkin beklentilerimizin gerçek istatistikten düşük olduğu yönünde uyarıldığımızda bu gerçekliği inatla kabul etmeyip bu iyimserliği sürdürmemiz; bunun tam aksi şekilde ise başımıza gelecek iyi olaylara ilişkin beklentilerimizi daha düşük tuttuğumuz bize söylendiğinde bunu hemen kabul edip sorgulamadan çıtayı yükseltmemiz.

    kısaca bana bir şey olmaz mottomuzun biz türklere has olmaması.

    kaynak kaynak
  • köpekbalıklarının dişlerinin aynı insan saçı gibi uzaması, yenilenmesi ve dökülünce yerine yenilerinin gelmesi...

    allah köpekbalıklarını kellikle sınamasın...
  • normal adımlarla yürüyen bir insansanız şayet, istatistiksel olarak, attığınız her adımın altında, ayakkabı tabanınızın kapladığı alan kadar büyüklükte bir karınca topluluğu olması gerekiyormuş.

    evet, karıncalar dünyadaki toprak yüzeyinin %50'lik kısmını işgal ediyormuş.

    bu arada hiç ama hiç uyumayan bu karıncalar için birkaç dize yazmak geldi içimden;

    bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
    düşün altında çalışan binlerce uykusuz karıncayı
    sen karınca z'yi izledin, sakın terk edip gitme obanı
    verme dünyaları alsan da o ince belli karıyı.
  • bir rulet çarkındaki tüm sayıların toplamı; (bkz: 666)
  • rusya'da yapılan bir araştırmaya göre 1991 ile 2008 yılları arasında rusya'da kendini bir dine mensup görmeyenlerin nüfus içindeki oranı %61'den %18'e düşmüş. aynı dönem içinde de ortodoks olduğunu belirtenler %31'den %72'ye çıkmış.

    rakamları yorumlamak çok zor olmasa gerek; (bkz: sovyet sosyalist cumhuriyetleri birliği)

    kaynak
  • kendi ölüm tarihini doğru olarak hesaplaya bilmiş abraham de moivre adında bir matematikçi varmış.

    "de moivre continued studying the fields of probability and mathematics until his death in 1754 and several additional papers were published after his death. as he grew older, he became increasingly lethargic and needed longer sleeping hours. he noted that he was sleeping an extra 15 minutes each night and correctly calculated the date of his death on the day when the additional sleep time accumulated to 24 hours, november 27, 1754"
  • fransa versailles'de bir koku arşivi bulunuyormuş. 3000'den fazla kokuyu içinde barındıran bu arşivin özelliği arşivin büyüklüğünde değil içeriğinde. :) bu kokuların hepsi geçmişte kullanılmış ve yok olmaması için koruma altına alınan kokularmış. mesela en çarpıcılarından biri 1815 yılında saint helena'ya sürgüne gönderilen napoleon için yapılan bir kolonyaymış.

    [http://www.osmotheque.fr/…96/osmo-site-2013-en.html http://www.osmotheque.fr/]
  • tamamen alıntı olduğunu belirterek;

    "ben bugün, san francisco tıp fakültesi'nin bir raporundan, yaşlanma tarzımızın genlerimize değil, yaşlanma noktası ya da zihinlerimizde var olan bir biyolojik saat denilen şeye bağlı olduğunu, bu mekanizmanın tamamen yaşlanmaya olan inanç ve tutumumuza (kodlanmışlığımıza) bağlı olarak nasıl ve ne zaman yaşlanmaya başlayacağımızı belirlediğini öğrendim. örneklemesi de bizler için çok manidardı. mesela "35 yaş'ın orta yaş olduğuna inanmışsanız, bu inanç 35 yaşınıza ulaştığınızda vücudunuzda yaşlanma sürecini hızlandıran biyolojik değişikliklere sebep olur" diyordu yazı. evet manidardı, çünkü bizim ve ebeveynlerimizin zihinlerine yıllar boyu bunu şiddetli bir şekilde kodlamış ve kodlamaya devam eden cahit sıtkı tarancı adında bir şairimiz vardı. kendisine saygılarımı iletiyor, "yok öyle bir şey üstad" diyerek kodları değiştirme işine girişiyorum."

    (bkz: yaşlılık yok, kırışıklıklar yalan)
  • önümüzdeki vizelerde kanun kullanılmayacağını öğrenmek. çeşitli hintlikler düşünerek hayal dünyamın gelişmesine sebebiyet verdi.

    (bkz: battı balık sıçtı)
  • nba'de de pota uzunlugunun 3.05cm oldugunu ogrenmek.
    3,15cm olarak anlatilirdi kucukken hep, nasil bir hurafe, nasil bir sehir efsanesiymis arkadas o oyle ya, 32 senelik omrumun 25 senesini buna inanarak gecirmistim. simdilerde ise bu bilginin ekmegini yiyorum arkadas ortamlarindaki iddialar yuzunden. ufkumuz iki katina cikmakla kalmiyor, zaman zaman aksam yemeklerini de belese getiriyoruz.
36992 entry daha
hesabın var mı? giriş yap