16168 entry daha
  • joaquin phoenix ve haluk bilginer'in aynı filmde oynamış olması ve hatta şöyle bir sahneleri'nin olması.

    (bkz: buffalo soldiers)
  • asırlar önce çizdiği dünya haritasıyla tanıdığımız piri reis, 80 yaşındayken kanuni sultan süleymanın fermanı ile kahirede boynu vurulacak idam edilmiş.
  • din'in bir saçmalıktan ibaret olduğu.
  • altin neden degerlidir?

    periyodik cetvelde 100'den fazla element olmasina ragmen, insanlar binlerce yildir bunlardan bir tanesini digerlerinden hep ayri tuttu: altin! toplumlar su anda kagit para kullaniyor olsa da, bu durum hep boyle degildi. para, m.o. 640 yillarinda lidyalılar tarafindan icat edildi ve m.o. 500 yilindan bu yana altin, para olarak populer bir sekilde kullanildi. peki neden osmium, lityum, thoryum gibi elementler degil de altin? kisaca; tarihi nedenlerden, parlak gorunmesinden, nadir (ama o kadar da nadir degil) ve kimyasal olarak kararli olmasindan dolayi altin degerlidir diye ozetleyebiliriz.

    eger bir maddeyi para yerine kullanmak istiyorsak, o maddenin saglam olma, zamanla degismeme ya da kolay idare edilebilme gibi ozelliklere sahip olmasini bekleriz. periyodik cetveli incelersek en uygun elementler periyodik cetvelin sag ust tarafinda yer alan kimyasal olarak kararli ve kolay kolay degismeyen elementler gibi gorunuyor, fakat bu elementlerin buyuk bir sorunu var: gaz halleri. oda sicakliginda gaz halde olan bu elementleri para yerine kullansaydiniz, her kavanozu actiginizda butun paranizi kaybederdiniz. dolayisiyla bu taraftaki elementlerin ustunu cizelim. demek ki sececegimiz element sivi ya da gaz olmamali ki kullanisli olsun, idare edilebilsin.

    periyodik cetvelin sol tarafindaki elementlere bakarsak... bunlar cok reaktif, hava ile bile reaksiyona girebilecek elementler. mesela, lityumun hava ile temasi, beton duvarlari delebilecek kadar guclu patlamalar yaratir. ayni sekilde magnezyum su ile kolayca reaksiyona girebilir. cebinizde her an patlayabilecek bir para istemediginizden bu taraftaki reaktif elementlerin de ustunu cizebiliriz. cebinizdeki paranin durduk yere degismesini istemezsiniz, periyodik cetveldeki elementlerin cogu reaktif elementler. hepsi patlamasa da, zamanla asinabilirler, parcalara bolunebilirler...

    periyodik cetvelin sagindaki ve solundaki elementleri eledikten sonra, en altta ayri olarak duran iki siraya bakalim... bu elementlerin problemi ise radyoaktif olmalari... bunlardan bir tanesini, mesela thoryumu bir yil cebimizde tasisaydik, ciddi saglik problemleri ile karsi karsiya kalabilirdik. dolayisiyla bu kisimdaki elementleri de eleyelim.

    geriye yaklasik 30 element kaldi... bize gaz ya da sivi olmayan, zamanla asinmayan, patlamayan, mumkun oldugunca degismeyen ve bizi oldurmeyen bir element lazim... hatta bu kriterlerin yanina bu elementin nadir olmasi kriterini de ekleyelim ki degerli olabilsin. bu kriter cetvelin ust taraflarindaki pek cok elementi de eledi, cunku bu elementler dunyada oldukca fazla miktarda bulunuyorlar. fakat bu elementin cok nadir olmamasi da gerekir. misal, osmium dunyaya sadece meteoritlerle gelen bir element. bu elementi para olarak kullanmak da cok akillica olmazdi.

    bu kadar kriterden sonra geriye 5 element kaldi gibi: rodyum, paladyum, gumus, platinyum ve altin.

    zaten dikkatli bakarsaniz, bu elementlerin hepsinin degerli metaller oldugunu farkedersiniz. peki bu elementler arasinda altini one cikaran ozellikler nedir? gumus, para olarak kullanildi, fakat en iyi secenek degil; cunku zamanla karariyor, goruntusu degisiyor. ılk medeniyetlerin rodyum ve paladyumu kullanmasi cok mumkun degil cunku bu elementler 1800'lerde kesfedildiler. geriye sadece platinyum ve altin kaldi. ıkisi de nehirlerde, caylarda bulunabilecek parlak goruntuye sahip elementler (guzel gorunuyorlar)... fakat eger eski medeniyetler platinyum para yapmak isteselerdi, sihirli bir guce sahip olmalari gerekecekti; cunku platinyumun erime sicakligi 1600c'den yuksek. altin, daha dusuk sicakliklarda eriyebildiginden, sanayi devrimi oncesinde de insanlar altini isleyebildiler, kendisine sekil verebildiler ve kabul edilen satin alma birimi oldu. altin, zamanla kararmaz, yuzlerce yil sonra bile gorunusu degismez, agirlik ve hacmini kaybetmez, guclu asitlerle bile kolay reaksiyona girmez; kolayca islenebilir ve sekil alabilir.

    peki yazinin basinda yazdigim 'tarihi degerler' nedir? bunu daha iyi anlamak icin cin veya hindistan gibi ulkelere bakabiliriz, bu ulkelerde altina her zaman toplumca cok onem verilir ve altin her zaman degerlidir. tarihte altin disinda bakir ve kursun da cin'de para olarak kullanilmis elementler, fakat bakir zamanla asinan ve rengi degisen, kursun da sagliga zararli elementler... peki altini altin yapan degerler neler? tarihsel olarak cin ve hindistan gibi eski medeniyetlerde pek cok politik sistem degisikligi, ekonomik dalgalanma ya da kriz olsa da, enflasyon degeri artsa da degerini koruyabilen tek seyin altin oldugunu halk tecrube ederek ogrenmis. bu olgu, zamanla kulturlerine ve yasayislarina yerlesmis, hatta dnalarina islemis :) eger altin, her krizden sonra degerini koruyabiliyorsa, bu onu ideal para birimi yapar.

    su anda altin aktif olarak para birimi olarak kullanilmasa da, hala kagit paralarin degeri altinla saglaniyor. tarihte cin'de de kagit paralar kullaniliyordu, ama karsiliginda gumus ya da altinla degistiriliyordu. simdiki sistem de tamamen ayni olmasa da buna benziyor... ayrica altin, tarihsel olarak para, ziynet esyasi ya da gosteris amac disinda baska alanlarda pek kullanilan bir madde de degildi ( 'zamanla asinmama', 'kolayca islenebilme' ve 'yeterince sert' olma ozelliginden dolayi dis kaplamada kullanilmis olsa da, bunun cogunlukla statu amacli yapildigini farzediyorum, dolayisiyla bunu da gosteris amac olarak sayiyorum). altinin elektronik esyalarda kullanilmaya baslamasi son 15-20 yilda gerceklesmis bir degisikliktir; fakat dogal olarak altin, 2500 yillik degerini 20 yilda kaybedecek degil :)

    ozetle; altin, tarihi ve kulturel nedenlerden, guzel ve parlak gorunmesinden, nadir olmasindan ve kimyasal olarak reaktif olmamasindan oturu degerlidir.

    yararlandigim kaynaklar 1 2 3

    edit:
    *agirlik,hacim anlam acikligi eklemesi icin delixtarter'e tesekkurler.

    *gunumuzdeki kagit paralarin degeri hakkinda duzeltmeler geldi:
    orcu: 1971'den beri kagit paralarin degeri altinla saglanmiyor.
    turk eli: kagit paranin degeri, ulkenin ekonomik durumu, para politikasi, enflasyon, faiz-borclanma vs. oranlari, doviz alim/satimi, altin alim/satimi gibi etkenlerle belirleniyor.
  • kafka okumak. kesinlikle hayata başka bir yönden bakıyorsun artık.
  • bugüne dek hep mavi yakalıların iş kaybıyla gündeme gelen
    "robotlaşmanın" şimdi beyaz yakalıların da iş kaybına sebep olması.

    amerikan yatırım şirketi blackrockyaptığı açıklamayla
    yatırım yapılacak hisse seçiminde yapay zeka kullanacağını açıklamış.
    bu, pek çok insanın işini kaybetmesi demek.
    üstelik bu bir başlangıç.

    önümüzdeki yıllarda başta sigortacılık olmak üzere
    tıp (röntgen, mr inceleyip teşhis koyma) hukuk (mevzuat okuma) vb.
    pek çok alanda beyaz yakalılar işlerini yapay zekaya kaptıracaklar.

    önümüzdeki yıllarını planlayan genç arkadaşların ufkunu açar diye umuyorum.

    bu konuyla ilgili pwc araştırması

    reuters haberi
  • sezgilerimizin sandığımızdan çok daha işlevsel olduğu.

    direkt konuya gireyim: bir deneyde, katılımcılara iki tane desteden kart çekme şeklinde bir oyun oynatılıyor.
    ama desteler hileli, bir destenin kazanma ihtimali diğerinden fazla olacak şekilde ayarlanmış. ve elbette bu durum katılımcılara söylenmemiş.
    katılımcıların, desteklerin farklı olduğunu anlamaları 50 kart kadar zaman almış, ve bu farklılığın ne olduğunu çözmeleri de aşağı yukarı 80 kart kadar sürmüş.
    ancak asıl ilgi çekici olan kısmı geliyor. oyun başladıktan yaklaşık 10 kart sonra, katılımcılar ne zaman "kaybedecek" desteye uzansalar elleri hafiften terlemeye başlamış. yani sezgileri bilinçlerinden daha çabuk uyanmış mevzuya.

    şimdi bu gerçek hayatta da işleyecek mi? derseniz söyleyeyim, evet işliyormuş.
    küçük tercihler yapacağımız zaman sezgilerimizin, mantığımız kadar önemli.

    başka bir araştırmaya göre, araba alacak kişiler, araba hakkındaki analizlere güvenip satın aldıkları zaman, %25 oranla mutlu oluyorlarmış, ama çabuk karar verip sezgilerini dinleyen kişilerde mutluluk %60 oranında olmuş.
    (artık cehalet mutluluktur mu dersiniz bilemiyorum ama şu günlerde böyle ufak numaralara başvurmak hiç fena değil bence.)

    sezgilerimiz ilkel beynimizden geliyor, insanlığın erken dönemlerinde sezgiler bizi birçok tehlikeden kurtarmış. (evrimin bize bir armağanı sanırım bu sezgi dediğimiz şey. bu günlerde pek sezgilerini dinleyip hareket eden kişi görmüyorum, yani tamam hiç düşünmeden sadece sezgilerimizi dinleyelim demiyorum ama biraz fırsat versek daha mutlu oluruz belki.)

    yazının devamında sezgileri güçlü kişilerin alışkanlıklarını yazmışlar, "iç sesini dinlemeye zaman ayırırlar" falan diye. ben daha bilimsel gelen deney kısımlarını aldım sadece.
    devam etmek isteyenler için kaynak.

    (çat pat ingilizcemle çevirmeye çalıştım, hatalarım varsa affola.)

    edit: ufak tefek kelime düzeltmeleri.
    edit2: link düzeltmesi.
  • (bkz: planck yıldızı)
    (bkz: gravastar)

    ufuk derken event horizon değil tabi ki, tamamen mecazi. *
  • yeşil soğan doğrarken de gözleri yakmasıydı inanamadım bi süre...
  • ineklerin saatin kaç olduğunu bilmesi.

    efendim şöyle ki, abd'de 50 eyaletin 48'inde yaz saati uygulaması var. istisnalar arizona ve hawaii. yakın zamana kadar bu istisnaların içersinde ındiana da vardı. diğer eyaletler 6 ayda bir saatlerini ileri-geri oynattıkları için ındiana da yılın 6 ayı doğu saat diliminde, diğer 6 ayı da merkez saat diliminde olurdu. eyaletin endüstriyel sektörü çalışma saatlerinin büyük metropollerle uyumu için olsa gerek eyalette yaz saatine geçilmesi için çaba gösterirken tarım sektörü buna karşı çıkardı. çünkü efendim, saatlerle ileri geri oynanınca ineklerin uyku düzeni bozulup süt verimi düşüyormuş.
25600 entry daha
hesabın var mı? giriş yap