18058 entry daha
  • essek arilarinin 1 sene dişi, 1 sene erkek olarak cinsiyet değişimi geçirmesi.
    mevcut populasyonun geleceği için fedakarlık yapılan dönüşüm.
  • renklerin tarihi, anlamı ve kullanım çeşitleri

    doğanın renklerini taklit etmeye çalışan ilkel insan renkleri sembolize ederek yaşamın ve evrenin gizemini oluşturmaya çalışmıştır. örneğin, mistik bir öneme sahip olan renk, dünya, yıldız ve gökkuşağıyla özdeşleştirilmiş; insan vücudu renklerle betimlenmiş, insanın vücudu kırmızı, aklı sarı, ruhu mavi olarak kabul edilmiştir. renge hayal güçleri doğrultusunda sembolik anlamlar yükleyerek doğayı ve nesneleri açıklamaya çalışan ilk insanlar, gökkuşağı gibi doğal olayları renklerle ilişkili öykülerle yorumlamışlar. örneğin, gökkuşağı batı anadolu’da hayreti sembolize eden kutsal thaunos’un kızının, gök ile yeri birbirine bağladığı için de tanrıların habercisi sayılan iris’in sembolü kabul edilmiştir.

    eski çağlarda pythagoras, platon, empedokles, demokritos, epikuros, zenon, chrysippus, aristotales ve plinius gibi filozoflar rengin doğası üzerine tartışmışlar, renk, görme, ışık ve algılama konusunda çeşitli fikirler iddia etmişler ve temel renklerin toprak, ateş, hava, su gibi öğelerin biçimleri olduğunu öne sürmüşlerdir. rönesans’ta leonardo da vinci de aynı görüşü savunarak, sarının toprağa, yeşilin suya, mavinin havaya, kırmızının ateşe ve siyahın karanlığa ait olduğunu belirtmiştir.

    cakralar ve renkler

    günümüzde de milli bayrak, fikir hareketi, kulüpler, kuruluşlar gibi birçok alanda rengin sembolik anlamları bir ileti aracı olarak kullanılmaktadır. rengin estetik amaçla kullanılmasının ya da sosyal yaşamın basit mesajlarını taşımasının yanında, tedavi amaçlı da kullanıldığı görülmektedir. renklerin vücudun çeşitli bölgelerindeki enerjilerle iletişim halinde olduğu, örneğin bazı renklerin beynin sahip olduğu yüksek frekansları rahatça etkileyebildiği belirtilmektedir. eski mısır’ın heliopolis kentinde bulunan tedavi tapınaklarında renkli ışıklardan yararlanarak hastaların tedavi edilmeye çalışıldığı, eski türkler’de de yeşil rengin ruh hastalarının sinirlerini yatıştırdığı ve akıl hastanelerinin yeşile boyandığı biliniyor.

    canlı, parlak renklerin coşku ve heyecan, mat renklerin durağan ve ağırbaşlı bir duygu izlenimi verdiği ve duyguların yönetiminde etkili olduğu bilinmektedir. insanlar çoğunlukla farkında olmasalar dahi, içinde bulundukları ruhsal durumu, iç dünyalarını renk tercihleriyle ya da kullandıkları renk ifadeleriyle yansıtmaktadırlar. örneğin, renkli bir giysi giyince cıvıl cıvıl görünmek, kötümser düşününce karamsar olmak, neşeli bir insan için renkli bir kişilik gibi ifadeler yaygın olarak kullanılır.

    renkler, sarı, kırmızı, turuncu gibi sıcak renkler ve mavi, yeşil, mor gibi soğuk renkler olarak ikiye ayrılmaktadır. sıcak renkler, insanı harekete geçirir, enerji verir, dinamizmini arttırır; soğuk renkler ise insanda, sakinlik, güven, rahatlık gibi duyguları oluşturur. insanın basit eylemlerini yönlendirici işlevi bulunan renkler, psikolojik etkileri göz önünde bulundurularak sosyal yaşamın biçimlendirici bir unsuru olarak kullanılmaktadır. trafik ışıklarında tehlike ve yasakların belirtilmesinde kırmızı, dikkat, uyarı amaçlı olarak ise sarı renk kullanılmaktadır. turuncunun dışa dönüklük, girişimci bir yapı, sosyallik sağladığı, sarının şeffaflık, hafiflik, serbestlik duygusu uyandırdığı bilinir. soğuk renklerden mavi ve yeşil ise daha çok düzen ve rahatlık duygusunu çağrıştırır. bu nedenle, resmi giysiler ve üniformalarda, hastane odalarında, ameliyat giysilerinde parlamayı önlemenin yanında, negatif enerjiyi alması, güven ve huzur telkin etmesi soğuk renklerin kullanımına örnek verilebilir.

    sıcak ve soguk renkler

    günlük yaşamda çoğu insan yazılı bir bilgi bulunmamasına rağmen, renklerle oluşturulan birçok sembolün ne anlam içerdiğini bilmektedir. su bataryaları üzerinde yer alan kırmızı rengin sıcak su, mavi rengin ise soğuk su akıttığını, toplu alanlarda bulunan tuvalet kapılarında pembe sembolün bayanlar için, mavi sembolün erkekler için olduğunu, telefonlarda bulunan kırmızı tuşun cihazı kapatmaya, yeşil tuşun ise cevap vermeye yaradığını, trafik ışıklarında nasıl davranılması gerektiği bilgisini herhangi bir yazılı ileti olmaksızın bilinmektedir. yeni doğan bebeklere cinsiyeti ile ilgili ilk toplumsal kimlik renklerle verilmektedir. erkek bebeklere her zaman mavi, kız bebeklere ise pembe giysiler giydirilmektedir. erkeklerin nüfus cüzdanı mavi, kadınların ise pembedir.

    insanlar zaman zaman iç dünyalarını ve duygularını renklerle anlatırlar. örneğin, gönderilen bir çiçeğin türü kadar artık rengi de önemli anlamlar ve duygular içermektedir. pembenin sevgiyi, kırmızının tutkuyu, beyazın içtenliği, sarının kırgınlığı simgelediği bilinir.

    günlük konuşmalarda renk içeren çok sayıda deyim ve atasözü kullanılır: öfkeden kıpkırmızı kesilmek, üzerine kara bulutlar çökmek, dünyayı tozpembe görmek, ak akçe kara gün içindir, karalar giymek, mosmor olmak, renk vermemek, alı al, moru mor olmak, renkten renge girmek, yeşil ışık yakmak…

    yonler ve renkler

    türk kültüründe de renklerin insanın yaşam biçimine anlamlar yüklediği görülmektedir. örneğin, alparslan’ın malazgirt savaşı’na çıkmadan önce yüceliği, üstünlüğü simgeleyen beyaz elbise giydiği belirtilmektedir. yönler, dört renkle simgelenmektedir. hun hakanı’nın orduyu at renklerine göre düzenlediği, batıya beyaz, doğuya mavi (kır), kuzeye kara (yağız) ve güneye de al (kızıl) atlarla saldırıya geçtiği, bu dört rengin ortasında yer alan merkez için ise sarı renk, dünyanın merkezinin rengi olarak şamanizmden gelen bir anlayışla kullanılır.

    günümüzde bazı kuruluşlar, logo seçimlerindeki renkleri ilettikleri mesaj içeriğine göre kullanmaktadır. birleşmiş milletler bayrağının renkleri tarafsız olduğuna ve bütün ulusların aynı göğü paylaştığına inanıldığı için mavi seçilmiştir. olimpiyat bayrağında yer alan halkalar ise ilk kez 1920 olimpiyatları’nda kullanılmış, yeryüzündeki beş kıtayı temsil eden her bir halka bir renkle belirtilmiştir. mavi halka avrupa’yı, sarı asya’yı, siyah afrika’yı, kırmızı amerika’yı ve yeşil avustralya’yı temsil etmektedir.

    olimpiyat halkalari

    renklerde algılama ve yorumlama, kültürlere ve döneme göre değişip farklı anlamlar kazanabilir.

    beyaz, islam geleneğinde ışığın, parlaklığın, hıristiyan sanatında inancın, kara afrika inançlarında ise ölümün simgesi kabul edilmektedir. batı kültüründe bir kadının beyaz giymesi saflığı temsil ederken, çin ve japonya’da ölümü, hastalığı ve cenazeyi, avusturalya, yeni zelanda ve abd’de mutluluk ve saflığı temsil etmektedir.
    mavi, doğu asya ve isveç’te soğuk ve kötü, iran’da ölüm, hindistan’da saflık, hollanda’da sıcaklık olarak algılanmaktadır. ayrıca mavi, belçika ve hollanda’da kadınlık, isveç ve abd’de erkekliği göstermektedir.
    yeşil, malezya’da hastalık ve tehlike, belçika’da kıskançlık, japonya’da mutluluk, sevgi, güven ve samimiyeti temsil etmektedir.
    kırmızı, nijerya ve almanya’da şanssız anlamında, çin, danimarka ve arjantin’de şans anlamına gelmektedir. çin, kore ve japonya’da aşk, hindistan’da arzu ve hırsı yansıtmaktadır.
    sarı, abd’de sıcaklık, ancak fransa’da sadakatsizliği temsil etmektedir. rusya’da kıskançlıkla ilişkiliyken, çin’de keyif, mutluluk, lezzet ve hükümdarlıkla ilişkilidir. brezilya’da mor ve sarı, üzüntü ve umutsuzluk sembolü olarak algılanmaktadır.
    mor, çin ve güney kore’de sevginin rengidir. meksika’da öfke ve kıskançlık, japonya’da günah ve korkuyu temsil etmektedir. mor, çin’de pahalı olarak da kabul edilmektedir.
    renkler

    ürün pazarlamada da renklerin kullanımı dikkate alınan bir unsurdur. örneğin, deodorant ambalajlarında pembe çiçek kokusu, yeşil okyanus kokusu, kahverengi ise baharatlı-vanilyalı kokuyu işaret etmektedir. ürünler üzerine renklerle ilgili yapılan araştırmalarda renklerin zamanla tüketici zihninde yer ettiği ortaya konmuştur. 1950’li yıllara kadar noel baba’nın kıyafetinin bugün bilindiğinin aksine yeşildir. ancak, coca-cola’nın reklam ve tanıtım kampanyalarında noel baba’ya kendi renkleri olan kırmızı-beyaz giydirilir ve günümüze kadar aynı renklerde kalmayı başarabilir. süregelen zaman içerisinde noel baba coca-cola’nın renklerini üzerinde taşımakta ve 60 yıllık bir zamanda bu ürünün gizli reklamını yapmaktadır.

    sinema, fotoğrafçılık, resim, mimari, görsel tasarım gibi sanatın birçok dalında renkler önemli bir ileti ve ifade biçimi olarak kullanılmaktadır. sanatta renklerin bilinen anlamları dışında farklı anlamların betimlenmesi de mümkün olmaktadır. tuvalde ya da bir fotoğraf karesinde kullanılan renkler, resmi oluşturan kişinin anlatmak istediği duruma göre durağanlık ya da hareketlilik taşıyabilir. sembolik gösterge olarak renklerle farklı anlamlandırmalar yapılabilmekte, içsel duyguların bir anlatım aracı olarak kullanılabilmektedir.

    renkler toplumların, din ve inanç dünyasında da farklı anlamlar kazanmaktadır. örneğin, sarı renk hıristiyan toplum ve çinliler tarafından kutsal sayılmaktadır. islam dininde ise yeşil kutsal renk olarak kabul edilmektedir. hıristiyanlıkta kırmızı, isa’nın fedakarlığını, insanlar için akıttığı kanı, mavi ise onun gökselliğini temsil etmektedir.

    kaynak
    toplumsal düzenin oluşmasında renk ve iletişim, odtü sosyal bilimler enstitüsü sosyal bilimler araştırmaları dergisi, cilt: 3 sayı: 6 aralık 2012, deniz özer
  • dünyadaki yeraltından çıkarılmış altının yüzde 11'inin hindistandaki kadınlara ait olması

    20 hz in altındaki freksansları duysak kaslarımızın kasılış sesini duyardık

    ketçap şişesini ters olarak kullanmak bu işi ilk akıl eden firmaya 13 milyon dolar kazandırmıştır.

    bmw m5 in motorunun aşırı sessiz çalışması nedeniyle, araba çalışırken arabanın hoparlörden motor sesi çalması

    leonardo dicaprio nun annesinin leonardoya hamileyken italyada bir müzede leonardo da vinci eserine bakarkan, bebeğin ilk tekmesini atması nedeniyle annesinin leonardo ismi koyması

    80 yıldır 200 000 i aşkın devekuşunun gözlemlenmesi sonucu deve kuşlarının asla başlarını yere sokmamalarının tespit edilmesi

    1927'de 100 000 insanın kongreye metrik sisteme geçilmesi için dilekçe vermesine rağmen amerikanın metrik sisteme geçmemesi

    kanadada şebeke sularının şişelenmiş sulardan daha sağlıklı olması

    jackie chan ın annesinin uyuşturucu kaçakçısı babasının ajan olması

    aldatan insanların genelde geri zekalı olması( araştırma sonucu tabi)

    yüzüstü yatan insanları cinsel içerikli rüya görmesi

    kadınların sadece umursadığı insanlarla tartışması

    central parkın 5 milyona maalolması, ama çevresindeki binaların değerine 530 milyar dolardan fazla artırması. ( betona tapmayalım)

    netflixi kuran adamın vhs kaset kiralayıp, unutması sonucu 40 dolar ceza ödemesi sonucu netflixi kurmaya karar vermesi( kırk dolar ne koyduysa artık)

    insan beyninin sabah ondan önce eğitime elverişsiz olması.

    dünyadaki paranın sadece yüzde 8 inin fiziksel olarak varolması

    en iyi arkadaşlarıyla evlenen kadınların daha mutlu olmasıve daha uzun yaşaması

    sigara içen kadınların göğüslerinin çok çabuk sarkması. esnekliği sağlayan elastin maddesini yok ediyomuş

    zeki insanların çok fazla samimi arkadaşı olmuyormuş. ( samimi arkadaşınız çoksa, azaltın derim)

    rönesans döneminde kaşları traş etmek moda olduğu için mona lisa nın kaşları yok

    samsung'un aynı zamanda askeri silah üreticisi olması

    seri katillerin çoğunlukla kasım ayında doğması

    japonyada tek şarjla 200 km yol giden elektrikli otomobilin 1949 da yapılmış olması
  • ya ben bunu nereye yazacağımı, başlık açarsam da nasıl bir başlık açacağımı bulamadım. ondan buraya yazıyorum. yeşillenenler kusura bakmasınlar artık.

    toplanın size bir abazanlık hikayesiyle başlayan ve içerisinde derin iş dünyası trikleri bulunan hikayemi anlatacağım.

    sene 2004-2005 civarı. o zamanlar üniversite öğrencisiyiz. mühendislik okuyoruz. msn'in ortalığı kasıp kavurduğu yıllar. internet kafeler ortadan ikiye ayrılmış vaziyette. bir yanda kınaytçılar çar kasarken, yan tarafta msn'den kız düşürme uğraşıyla yitip giden gençliğin zamanları. sosyal medya platformları forumlardan oluşuyor. forumculuk vurmuş gitmiş. dipnot olarak söyliyim; bu dönem öyle bir dönemdir ki, bir kızla yeni tanıştınız, muhabbetinizi ilerletmek için msn adresini almak, telefon numarasını almaktan çok daha efektif bir yöntemdi. şahsen bu yönde niyetim olan her kızdan önce msn adresini isterdim.

    bu zamanlarda internette kız taklidi yapıp insanlarla dalga geçmek falan moda. e biz de üniversite okuyan boş insanlarız, arada yapıyoruz bu tarz boş beleş işler. bilirsiniz işte irem diye bir vatandaş hayalet sevgilim adlı şarkısıyla gençliği etkisine almış durumda. grup seksendört kaderimde bu da mı vardı diye ortalığı ağlatıyor. heh hatırladınız işte o dönem.

    girdik bir foruma kız taklidi yaparak. hemen düştü haliyle bir vatandaş. msnler alındı verildi. msn profil fotoğrafına kız resmi koyuldu vs. eklenildi. 4-5 kişi oturmuş eğleniyoruz evde. çocuk hard core abazan. hani aşağılamak gibi olmasın da bildiğin paçoz bir tip. daha konuşmanın 30. saniyesinde yaşadığı yer, yaşı, işi gücünü öğreniyoruz, 1. dakikadan itibaren aşkımlar, canımlar cicimler havada uçuşuyor. kamera açtırıyoruz ama naz yapıyoruz biz açmıyoruz falan. iyice maymuna çevirdik oğlanı.

    eleman bir internet kafe işletmecisi. kendince bir dükkan açmış işletiyor. bize de hep o cafenin ana bilgisayarından ulaşıyor. kendimizce trip attık, küstük melettik falan derken günlerce uğraştırdık çocuğu. akşam cafe kapandıktan sonra kamera açılıp müstehçen yerlere varan şeyler yaptırıyoruz elemana. neyse güldük eğlendik bir bahane bulup küstük elemana attık engellenenler listesine. erkek olduğumuzu söylemedik çünkü eleman artık aşık olma noktasına gelmişti. yüreğimiz el vermedi o safhada.

    çok fazla eleman-çocuk dediğimizi farkettim ve bu arkadaşa ''ahmet'' diye hitap etme kararı aldım. hikayenin bundan sonrasında söz konusu vatandaş ''ahmet'' diye anılacaktır.

    günler günler geçti, facebook diye bir şey peydah oldu. patır patır facebook hesapları açılmaya başlandı. e ben de açtım haliyle. açtıktan sonra msn adresinde olan insanlar facebook'ta aransın mı diye bir seçenek vardı yanılmıyorsam. evet demişim ben buna. msn listemde ne kadar adamın facebook hesabı varsa hepsini ekledi benim hesaba. içlerinden bir tanesi de bu ahmet. aha dedim sıçtık. çocuk uyanacak. neyse herhalde kim olduğumu anlayamadı, mail adresime de bakmak aklına gelmedi herhalde, uyanmadı ahmet. facebooktaki arkadaş sayısının sosyal statü göstergesi olduğu yıllar olduğu için çok da üzerine düşünmedi galiba.

    o gün bu gün tek bir kelime etmedik hala ahmetle. çok sıkı bir sosyal medya kullanıcısı olduğundan her yaptığından haberim oluyor ama. günde 10 tane fotoğraf, video paylaşmadan geçirdiği gün olmuyor. ben de uzaktan uzaktan bir zamanlar ne hallere düşürdüğümüz gencin yüreğimde bıraktığı vicdan azabıyla da olsa izliyorum.

    şimdi size esas anlatmak istediğim noktaya geliyoruz yavaş yavaş;

    ahmet ilk senenin sonunda bilgisayarların da iyiden iyiye yaygınlaşmasıyla beraber işler kötüye gittiğinden olsa gerek internet kafeyi kapattı. başka alanlara yönelmeye çalıştı. ilk olarak reklamcılık pazarlama üzerine bir şirkete girdi. çalışan olarak mı ortak olarak mı o kadarını bilmiyorum.

    iş dünyası kuralı 1 : eğer yaptığınız iş teknolojik gelişmelerden negatif etkilenmeye başladıysa sektörünüzü değiştirmekten çekinmeyin. atılımcı olun.

    bir süre orada takıldıktan sonra yetmemiş olacak ki kendi soyadıyla kendi reklam ve pazarlama şirketini kurdu. bizzat fotoğraflardan anlıyorum, o bölgede hizmet veren ne kadar yerel gazete ve dergi varsa hepsini ziyaret edip ben buradayım dedi. şöyle mesela: bir adet makam masası önünde bu eleman, çaylar içiliyor fotoğrafı. ''bugün bilmem ne gazetesi editörü bilmem kim ile tanış olduk. oturduk çayını içtik.''

    iş dünyası kuralı 2: yaptığınız işle ilgisi olabilecek insanları tanımak için zaman ayırmaktan çekinmeyin. gerekirse hepsini teker teker gezin, ziyaret edin.

    ilerleyen zamanlarda muhtemelen yukarıda saydığım gazete ve dergilerebir çok iş yaptı. şirketini geliştirdi. ardından biraz götü doğrultunca bunun yetmeyeceğini anlayıp, şirketine bir de organizasyon ayağı oluşturdu. ahmet reklam&tanıtım&organizasyon . böylelikle ufak çaplı organizasyon işleri vs. almaya başladı. yaptığı organizasyonların reklam&tanıtım faaliyetlerini de kendi yaptığı ufak bir zincir oluşturmayı başardı.

    iş dünyası kuralı 3: mevcut iş hacminizi genişletecek varyasyonlarla şirketinize yeni kulvarlar yaratmaktan imtina etmeyin.

    sonra hepimizin de tahmin edebileceği üzere ahmet hafiften siyasete de girmeye çalıştı. bulunduğu ilde yetkili abilerinin yanına götüm götüm pozlar görmeye başladık. anladığım kadarıyla herhangi bir partinin üyesi falan olmadı ama ''bugün sayın belediye meclis üyemiz bilmem kimin makamında kendisini ziyaret ettik'' tarzı fotoğraflar profilini süslemeye başladı.

    iş dünyası kuralı 4: siyasete hiç karışmadan şirketinizi yeterince büyütemezsiniz. bir yerlerden bir şekilde devlet kanadına da illa ki giriş yapın.

    bu fotoğraflar artmaya başladıktan sonra organizasyon şirketi belediyenin çeşitli organizasyonlarını üstlenmeye başladı. bu dönem içerisinde yerli yabancı bir çok şarkıcı/türkücü'yü yaşadığı yere getirmeyi başardı. ahmet organizasyon gururla sunar ''ünlü güney amerikalı şarkıcı shakira, an itibariyle türkiye'ye ayak bastı'' üst tarafta havaalanından şakirayı almış, çiçeklerle karşılamış beraber fotoğrafları var falan.(şakira farazi tabi. ancak o seviyede olmasa da bir alt klasmandan yabancı şarkıcı da getirmişliği vardır) bu olaylar gördüğüm kadarıyla il'de ahmet'in tanınınırlığını iyiden iyiye arttırdı ve ahmet'i iyiden iyiye şehir sosyetesi sınıfına sokmayı başardı.

    iş dünyası kuralı 5: yaptığınız işi tanıtacak sansasyonel işlerden çekinmeyin. bu tarz reklamlar kesinlikle iş hacminizi arttırır.

    ahmet bu gelişimini,mekan sahibi(veya kızı da olabilir tam emin değilim) güzel bir bayanla ilişki yaşayarak taçlandırmayı başardı. yıllar önce msn'den bir yerlerini gösteren internet cafe işletmecisi, yılların sonunda ilk ekmeğini yemeye başladı anlayacağınız. eheh. bu aşk koridoru ona daha rahat organizasyon yapmaya, bir süre sonra da şehirdeki neredeyse tüm büyük organizasyonların ona, oradan da hatunun mekanına ilerlemesini, organizasyonların tüm tanıtım ve reklam işlerinin yine ahmet'in şirketi tarafından yürütülmesini sağladı. arada neredeyse hiç boşluk yok değil mi? bir kaç sponsoru topla, bir konser/etkinlik organize et desin, sponsorlar sana elinde ne var ne yok parayı versin, şarkıyıcıyı da sen ayarla, mekanı da , tanıtım organizasyon faaliyetlerini de. bilet fiyatlarından, içki fiyatlarına, tanıtım faaliyetlerinden, organizasyon bedellerine kadar tamamında parsayı sen topla.

    iş dünyası kuralı 6: eğer yeterince sermayeniz yoksa insani özelliklerinizi iş dünyasında avantaja çevirmekten çekinmeyin. bu karı benim param için mi benimle beraber acaba safsatalarına gelmeyin. kadından bir menfaatiniz varsa ikili ilişkilerinizi bu yönde ilerletmekten kendinizi alıkoymayın.

    yıl 2017'nin sonu. bir forumda ''mesene var mı?'' cümlesiyle başlayan ilişkimizin üzerinden 11-12 sene geçti yaklaşık. ahmet şu anda yerel bir gazetenin de açılışını yaparak (hatun mu sermayeder, yoksa kendisi mi tam emin değilim) bir şehrin tanıtım&organizasyon&eğlence&medya sektörününün tamamını ele geçirmiş durumda. yer yer yaptığı organizasyonlarda çıtır hatunlarla, spor arabalarla fotoğraflarını paylaşıyor. anladığım kadarıyla mekan sahibi hatunla şu anda duygusal bir ilişkileri yok veya toplum önünde artık öyle gözükmek istemiyorlar. bir araya geldikleri pozlar tamamen iş icabı, toplantı, organizasyon vs. ile alakalı şeylere ait. eski sarmaş dolaş pozlar kaldırılmış durumda.

    artık profesyonel bir ekibi var ve organizasyon olan yere boynunda canon makinesiyle kendi koşmuyor. vaktinin büyük bir çoğunluğunu iş bağlamakla ve siyasetle geçiriyor. takım elbisesiz neredeyse fotoğrafı yok.

    siyasete daha aktif girmiş durumda. görebildiğim kadarıyla bir sonraki seçimlerde belediye'nin meclis üyesi gibi bir şey olacak. en azından belediye başkanı adayı arkadaşın aktif ekibinde kendine sağlam bir yer edinmiş durumda. bir zamanlar msn'den abazan diye dalga geçtiğimiz ahmet, milyonluk şirketler yönetiyor, range rover marka jipe biniyor, paraya para demiyor. ben ise okulumdan mezun oldum mühendislik yapıyorum. bina falan işte. öeh!*

    ve son iş dünyası kuralı da benden gelsin: ne oldum demeyin, ne olacağım deyin!?!
  • "komşu komşunun külüne muhtaçtır"daki kül, evin en gereksiz malzemesi ve atılması için bekleyen olduğu için değil, bazlamanın(bazı yerlerde serme diye geçer) yapım aşamasında odun ateşinde yapılırken, hamur koyulduğu anda hemen yakmasın diye, sobadan çıkarılan külün su ile karıştırılıp ateşin olduğu tarafa sıvanması ile biraz da olsa ateşin gücünün azaltılması için kullanılması.
  • teknolojik alanda yeniliklerle insanlığa büyük hizmetler sunan elon musk‘ın yaklaşık 4 yıl önce bir okul kurduğunu biliyor muydunuz? tesla ve x space gibi şirketlerin kurucusu musk, 5 çocuğunu en prestijli okullardan alarak kurduğu okul ad astra’ya yıllar önce yerleştirdi.

    musk, bu konuda halka açık konuşmasa da yıkıcı teknolojilere büyük fırsatlar sunan x prize foundation’ın başkanı peter diamendis okulu gezme şansı yakaladı. huffington post’a ilk izlenimlerini yazan diamendis’in ilk izlenimlerine göre, ad astra 31 küçük çocuk eğitim alıyor. okulda çocukların günlük hayatta karşılaşabilecekleri senaryoların etik ve ahlak boyutu sıkça tartışılıyor.

    okulun bir web sitesi yok. hatta ulaşabileceğiniz bir telefon numarası ya da okuldaki öğretmenlerin kim olduğuna dair halka açık bir bilgi de yok. okulun bir not sistemi de bulunmuyor. okuldaki eğitim sisteminde tamamen “eleştirel düşünce” temel alınıyor. bu arada latince bir kelime olan ad astra türkçe “yıldızlara” anlamına geliyor. business insider‘da yer alan yazıya göre diamendis ise okulda öğretmenin sorduğu bir soruyu şöyle dile getiriyor:

    kasabanın büyük çoğunluğunun tek bir fabrikada çalıştığı, bir göl üzerindeki bir kasabayı hayal edin. ancak bu fabrika gölü kirletiyor ve tüm yaşamı öldürüyor … ne yaparsınız? fabrikayı kapatmak herkesin işini kaybedeceği anlamına geliyor. öte yandan fabrikayı açık tutmak demek gölün yok olması ve canlıların ölmesi anlamına geliyor.

    okulda sık sık yapılan bu tür düzenli sohbetler ile çocukların dünyayı eleştirel bir şekilde görmeleri hedefleniyor. uzmanlar, “eleştirel düşünce” yapısının uzun sürede kazanılabileceğini ve bunun çocukluk çağında kazanılmaya başlanılması gerektiğini söylüyorlar.
  • abd'de her eyaletin plakasının farklı renklerde ve üzerinde de o eyalete ait slogan bulundurması.
    (bkz: indiana)
    (bkz: god we trust)
23731 entry daha
hesabın var mı? giriş yap