38754 entry daha
  • penissiz kuşlar nasıl çiftleşiyorlar?

    tüm amfibiler, kuşlar, sürüngenler ve tek deliklilerde kloak adı verilen bir açıklık bulunur. "kanalizasyon" anlamına gelen bu açıklık, hem sindirim ürünlerini (dışkı), hem boşaltım ürünlerini (idrar), hem de üreme ürünlerini (sperm ve yumurta) dışarıya bırakabilen tek bir açıklıktır.

    üreme dönemi gelen kuşların hem erkekleri, hem de dişilerinde bu kloak şişerek kabarır. erkekler, genellikle dişileri uygun bir noktada sıkıştırarak, kanatlarıyla dişinin tüylerini tutarak sabitlerler ve dişilerin arkalarına çıkarak kendi kloaklarını dişilerinkine bastırırlar. işte buna kloak öpücüğü adı verilir.

    üreme zamanı geldiğinde, üreme organlarından üretilen sperm ve yumurta, kloaka taşınır. erkeklerde spermler kloakta bekletilir. üreme sırasında, erkek ve dişi kuşlar tıpkı memeli üremesine benzer bir biçimde davranırlar: kloak öpücüğü davranışı, birçok omurgalı hayvanda görülen "köpek pozisyonu" isimli seks davranışına benzerdir ve bu davranış, kuşların da penisleri olduğu yanılgısına neden olur; ancak memelilerdekinin aksine kuşlar kloaklarını sıkıca birbirlerine bastırarak sperm akışını sağlarlar. dolayısıyla aşağıdaki görseldeki kartallar tıpkı bir memeli gibi ürüyor gibi gözükse de, esasında olan biraz daha farklıdır.

    kloak öpücüğü sorasında, testisleri (memelilerin aksine) vücudu içerisinde bulunan erkek kuşların spermleri kendi kloaklarından, dişinin kloakına geçer. burada, eğer ki dişinin üreme organları tarafından üretilen bir yumurtaya denk gelebilir ve dölleyebilirse, yavrular oluşacaktır. çiftleşme sonrası erkek dişiden ayrılır, ikisi de tüylerini düzeltip bir sonraki çiftleşmeye kendilerini hazırlar.
  • bu yılın son gününün tarihi rakamla yazılınca 123123 oluyor. özel gün arayanlara duyurulur. *
  • içinde çok derin anlamlar gizli olan bir kelimedir “insan” kelimesi “nisyan” kelimesindeki türemiştir.
    “nisyan” unutkanlık demektir.

    “insan, nisyan ile maluldür” derler. “unutkanlık, insanlık halidir” demektir.

    unutmak yani “nisyan” her ne kadar kötü gibi görünse de aslında bu bir lütuftur da bazen. çünkü bazı acıları hatırlamak bizi affetmekten, sevmekten uzaklaştırır. kalbimiz kararır. hatırlamak kadar unutmaya da ihtiyacımız vardır.

    dünya sevgi üzerine kuruludur. bakınız “sevgi” tüm duyguların en üst seviyesidir. ne zaman ki kalbimizi nefret kaplamaya başlar; işte o zaman sevgi enerjisi nefret enerjisinin altında kalır.

    yine en yüce iyileştirici duygu “sevgi”dir. insan olmanın en temelidir. kalbinize nefret tohumu ekerseniz nefrete, sevgi tohumu ekerseniz sevgiye hizmet edersiniz. ilk önce kendinizi, sonra her şeyi sevin. çünkü sevmek sizi egolarınızdan arındırır. en önemlisi de nedir biliyor musunuz: sevdiğini gösterebilmek, olduğu gibi aktarabilmek.
  • ibn-i sina'nın ölmeden önce bağırsaklarıyla ilgili bir hastalığa yakalandığını ve muhtemelen bağırsak kanseri olduğunu, bir talebesinin ise bunun sebebinin çok hareketli bir seks hayatı olmasından kaynaklandığını öğrendiğimde ufkum iki katına çıktı diyebilirim. ibn-i sina gençliğinde çok ukala ve kendini beğenmiş bir kişiymiş. seks hayatı da baya aktifmiş. talebelerinin aktarmalarına göre tabi.

    bağırsak kanseri olduktan sonra kendisine yönelik uyguladığı tedaviler bir işe yaramamış ve 1037'de elli yedi yaşında ölmüştür.
  • peynir ve bitter çikolata diş çürümesini önler. bitter çikolata, en yüksek kakao oranına sahip çikolata çeşididir. kakaonun antibakteriyel özelliği ise diş çürümesini önlüyor.
2776 entry daha
hesabın var mı? giriş yap