• ataerkil toplumlar gibi anaerkil toplumların da olduğu. çin’de bulunan mosuo kabilesi bu toplumlardan biri. 40 bin nüfusa sahip olan bu küçük kasabada ailenin bütün sorumluluğu kadınların üzerinde. ayrıca mosuolarda soy babadan oğula değil anneden kıza geçiyor.

    mosuo kültürünün belki de en ilginç özelliği ise evliliğin olmaması. mosuo toplumunda bildiğimiz anlamda evlilikler olmuyor. onun yerine yürüyen evlilik denen ilginç bir gelenek var. yürüyen evliliklerde kadın ve erkek birlikte yaşamıyor. onun yerine çift kadının evinde bir araya gelip geceyi birlikte geçiriyor. bir sonraki gün ise erkek o evden ayrılıp kendi annesinin evine dönmek zorunda.

    mosuolar bu ilişki yapısının çin’deki başka toplumlar tarafından kötü karşılandığını söylüyorlar. çünkü geleneğe göre bir kadın isterse sık sık başka bir erkekle eş olabiliyor. ancak aslında insanlar dışarıdan gözüktüğü kadar çok eşli değiller. çoğu kadının normalde olduğu gibi sadece bir eşi oluyor. tek fark eşleriyle sürekli olarak aynı evde yaşamamaları.

    mosuoların aile yapısı da oldukça farklı. ailede en çok sözü geçen kişi anneanne. bir ailede sadece anneanne onun çocukları ve torunları bulunuyor. ailede erkek olarak sadece dayı ve erkek kardeşler bulunuyor. kadınların kocaları ve çocukların babaları da kendi annelerinin evinde yaşıyor. ayrıca bir çiftin çocuğu olduğu zaman çift beraber yaşamadığı için çocuklar anneleriyle birlikte yaşıyor. babaların çocuklara bakmak gibi bir sorumluluğu yok. çocukların sorumluluğu tamamen annelerinin üzerinde. ancak baba eğer isterse çocuklarıyla ilgilenebiliyor. ailedeki soy da babadan oğula geçmek yerine anneden kızına geçiyor. yani çocuklar annelerinin soyadını alıyorlar.

    mosuo erkekleri aslında bu toplum yapısından oldukça memnunlar. çünkü neredeyse bütün sorumluluk kadınların üzerinde. dışarıda çalışıp para kazanmak da evde çocuklara bakmak da kadınların görevi. bu yüzden erkekler kadın egemen toplumdan şikayetçi olmak yerine gayet memnunlar. kadınlar genelde tarım ve dokumacılıkla uğraşıyor. ayrıca aileleriyle de kadınlar ilgileniyor. erkekler ise genelde çobanlık ya da balıkçılık gibi işlerle uğraşıyor. bu toplum yapısı çin’in diğer bölgelerinde yaşayan insanların bile oldukça ilgisini çekmiş. son yıllarda bölgeye çin’den ve başka ülkelerden gelen turistler artmaya başlamış. ancak turizmin artması mosuo halkının o kadar da memnun olduğu bir şey değil. çünkü onlar bu kadar çok turistin toplumlarının yapısını bozabileceğinden korkuyorlar. ayrıca etrafa inşa edilmeye başlanan çok sayıda otel de bölgenin doğal yapısını tehdit etmeye başlamış.

    mosuo’lara göre kadınlar eşleriyle aynı evde yaşamadıkları için çiftler arasında çok daha az kavga oluyor. ayrıca şiddet ya da taciz gibi kavramların mosuo toplumunda yeri yok. hatta buradaki insanlar bu kavramların ne olduğundan bile habersizler. çocuklar ise evliliklerde yaşanan sorunlardan ya da ayrılıklardan etkilenmiyorlar.

    mosuolarda kadın ve erkeklerin tanışmaları da farklı oluyor. köyde zaman zaman dans törenleri düzenleniyor. bu törenlerde genç kız ve erkekler el ele dans ediyorlar. eğer bir erkek bir kızdan hoşlanırsa dans sırasında onun eline parmağıyla 3 kere dokunur. eğer kız da erkekten hoşlanırsa aynı şekilde parmağıyla eline 3 defa dokunarak karşılık verir. eğer çift birbirini daha iyi tanışıp anlaşabilirlerse yürüyen evlilik denilen evlilikleri başlamış olur. ayrıca mosuolarda evlilik teklifini de kadın yapıyor. bir süredir görüştüğü erkeği evine davet ederek ona evlilik teklifi yapmış oluyor.

    bir mosuo evinde birkaç kuşak nesil birlikte yaşıyor. evlerin ortasında genellikle büyük bir bahçe bulunur. bir evde büyükanne, onun kızları, oğulları ve torunları vardır. ayrıca evin büyükannesi evdeki en fazla sözü geçen kişidir. evin büyükannesine ah-mi denir ve ona danışmadan bir şey yapılmaz. mosuolar modern imkanlardan uzak bir yaşam sürüyorlar. bu yüzden paraya pek ihtiyaçları olmuyor. kadınlar evlerinin bahçelerine ektikleri bitkileri toplayarak yiyeceklerini sağlıyorlar. ayrıca yiyecek ve çeşitli ihtiyaçlar için hayvan da yetiştiriyorlar. mosuoların malları da kendilerin ait olmuyor. bir kişinin parası ve malları ailedeki herkese ait sayılıyor.

    ancak teknolojinin gelişmesiyle onların hayatları da yavaş yavaş değişmeye başlamış. akıllı telefonlar ve sosyal medyanın kullanımı gençler arasında oldukça yaygın. genç mosuolular artık köylerini bırakıp daha büyük şehirlerde yaşamak istiyor. ayrıca geleneğin aksine sadece kendi köylerinden biriyle evlenmek istemiyorlar. dünyadaki son anaerkil toplumlardan biri olan mosuolar ilginç gelenekleriyle dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor. ancak modernleşmeyle birlikte geleneklerini kaybedip kaybetmeyecekleri hala belirsiz.
  • antalya'da kaş ilçesine giden olmuştur elbet aranızda, kaş'a çok yakın birkaç km mesafede bi yunan adası var; meis adası. adanın ismi olan meis ise yunancada göz demek..

    edit: arkadaşlar şehir efsanesi olduğu söyleniyor.

    edit 2: eski bir yerleşkesinin ismi olduğu söyleniyor.
  • türkiye'de baraj yapımı sonrası sular altında kalan antik şehirlerden bazıları nelerdir?

    1- hasankeyf "batman"

    hepimizin bildiği gibi, ılısu barajının yapılması sonrası 12000 yıllık tarihe sahip hasankeyf'in büyük bölümü 2020 yılında sular, hatta beton altında kalmıştır. bu esnada tarihi yerleşimdeki artuklu hamamı, sultan süleyman koç camisi, imam abdullah zaviyesi, er-rızık camisi ve minaresi, zeynel abidin türbesi, eyyubi (kızlar) camisi ve kale giriş orta kapısı gibi büyük ölçekli yapılar ile türbe ve zaviye gibi tarihi yapılar; dicle nehri kıyısında kurulan kültürel park'a taşınmıştır.

    2- nevali çori "şanlıurfa"

    şanlıurfa'nın hilvan ilçesinde yer alan nevali çori antik kenti de 12000 yıllık bir tarihe sahiptir. nevali çori; insanların dönüm noktasının olduğu, yerleşik hayata geçmenin, hayvanların evcilleştirilmeye başlandığı bir yerleşim yeridir. nevali çori, anadolu’da inşa edilmesi güç dikdörtgen yapıların ilk görüldüğü yerleşimdir. göbeklitepe'yle de aynı döneme ait nevali çori, 1992 yılında atatürk barajı tarafından sular altında kalmıştır. kalmasaydı belki de şu an göbeklitepe kadar ünlü bir yer olabilirdi.

    3- eğil antik kenti "diyarbakır"

    diyarbakır'ın eğil ilçesinde olan antik kent, 1995 yılında dicle barajının suları altında kalmıştır. asurlulara ait olan ve birçok kültüre de ev sahipliği yapmış bu batık kente gidildiğinde kral mezarları, mağara evleri gibi su üstünde kalan bazı yapılar görülebilmektedir. eğil aynı zamanda peygamberler şehri olarak da bilinmektedir.

    4- zeugma antik kenti "gaziantep"

    gaziantep'in nizip ilçesine bağlı belkıs köyü sınırları içerisinde olan zeugma antik kentinin a ve b bölümlerinden oluşan iki alanı, birecik barajının suları altında kalmıştır. kazı çalışmaları şu an sadece antik kentin sular altında kalmamış c bölümünde yapılabilmektedir. zeugma antik kentinden çıkarılan mozaikler, zeugma mozaik müzesinde görülebilmektedir.

    5- allianoi antik kenti "izmir"

    sağlık tanrısı asklepion’un yurdu olarak bilinen allianoi, izmir'in bergama ilçesinde bulunmaktadır ve 2011 yılında yortanlı barajının su tutmasıyla barajın suları altında kalmıştır. zamanında tarkan dahil birçok kişinin ve örgütlerin allianoi'yi kurtarma çalışmaları sonuç vermemiştir; hatta dönemin çevre ve orman bakanı veysel eroğlu tarafından "allianoi diye bir yer yoktur" denilerek tarihi alan yok bile sayılmaya çalışılmıştır. 1800 yıllık tarihi ile allianoi; anadolu mozaiğinin en güzel parçalarından birisiydi. ülkemizde sağlam kalmış, halen kullanılabilecek sıcak suyu ile en büyük sağlık merkezi, aynı zamanda dünyanın doğa tarafından en iyi korunmuş ve en sağlam kalabilmiş sağlık yurtlarından birisiydi.

    6- samsat antik kenti "adıyaman"

    hepimizin bildiği nemrut dağı heykellerini inşa eden kommagene krallığının başkenti olan samsat antik kenti, 1988 yılında atatürk barajının suları altında kalmıştır. koca bir imparatorluğa başkentlik yapmış olan bu antik kentte gün ışığına çıkmamış birçok tarihi eserin bulunduğu tahmin edilmektedir.

    7- augusta antik kenti "adana"

    1955 yılında seyhan barajının suları altında kalan augusta antik kenti için sadece 10 günlük bir kazı çalışması yapılabildi, ve birçok eseriyle birlikte bu antik kent suların altına gömülmüştür. augusta'dan günümüze kalan en önemli eserlerden biri olan “medusalı lahit”, şu an adana arkeoloji müzesi'nde sergilenmektedir.

    sular altında kalan savaşan köyü ve rumkale gibi diğer alanlarla ilgili bilgiler için kaynak.

    kaynak 1 kaynak 2 kaynak 3 kaynak 4 kaynak 5 kaynak 6 kaynak 7 kaynak 8
  • yaklaşık ışık hızını evinizde kolayca ölçebileceğiniz gerçeği. üstelik bunu çikolata ile yapabilirsiniz. evet yanlış duymadınız, çikolata ile ışık hızını hespalayabilirsiniz.

    ışık hızı nedir?

    kusursuz vakum ortamında, ışığın birim zamanda aldığı birim mesafedir. yani, ışığı oluşturan fotonların 1 saniyede 299.792.458 metre gitmesi olayıdır.

    ışık hızı nasıl evde hesaplanabilir?

    bize bir adet dikdörtgen çikolata, bir adet cetvel ve bir adet mikrodalga gerekiyor.

    şu adımları izleyelim;

    1) mikrodalganın içerisinde dönen aparatı çıkart.
    2) çikolatayı sabit bir şekilde mikrodalganın içerisine koy.
    3) mikrodalgayı son güçte çalıştır.
    4) çikolatayı gözlemle ve tam bölgesel olarak eridiği anda mikrodalgayı durdur. (45-60 saniye içerisinde)
    5) çikolatayı çıkart ve en yakın iki erimiş olan bölgenin arasındaki mesafeyi ölç. bir kenara metre cinsinden not et ve 2 ile çarp.
    6) mikrodalganın arkasını çevir. etiketinde mhz cinsinden cihaza özel frekansı verilir. bir kenara not al. yanına 6 sıfır koy. (1 mhz = 1.000.000 hz)
    7) 5. adımda bulduğun değer ile 6. adımdaki değeri çarpınca ışık hızını hemen hemen yakın şekilde m\s cinsinden buluyorsun.

    peki nasıl oldu?

    aslında çok basit. ışık = frekans x dalga boyu formülünde 5. adımda dalga boyunu, 6. adımda da cihazın frekansını bulduk ve çarpınca ışık hızını elde ettik. mikrodalgadan çıkan ve bizim göremediğimiz enerjinin şekli aslında şu şekildedir. buradaki tepe noktaları, enerjinin en yüksek olduğu yeri temsil eder. yani çikolatadaki ilk erime bölgesi bizim için enerjinin maksimum olduğu bölgedir. bu tepe noktasını ölçtük ve 2 ile çarptık. çünkü iki tepe noktası, bir dalga boyuna eşit oluyor.

    vakum altında olmadığı ve çok hassas ölçüm yapamadığımız için genelde bu işlemler sonrasında ışık hızını 295.000.000 m\s buluruz. peki vakum altında hassas olarak ölçülen ışık hızımız neydi? "299.792.458 m\s"

    bir çikolata ve bir cetvelle ölçülmüş ışık hızında, 5 milyon metrenin de aramızda lafı olmayı versin yahu! *

    marşmelov ile yapılmış bir deneyin videosunu buradan izleyebilirsiniz.
  • çok tip baş ağrısı var. detaylarına inmeyeceğim kafada şimşek çaktıranı var kör oldum dedirten var intihar ettireni var. ama en sık görülen iki baş ağrısı gerilim tipi ve migren tipi baş ağrısı. ikisinin çok tipik bir ayrımı var ağrının pulsatif olması/olmaması. zonklayıcı ya da puf puf atan baş ağrısı migreni alarme ediyor.
  • coşkun sabah'ın 15.000.000 liralık (onbeş milyon lira) gayrimenkulü,bankada 450.000 lirası (dörtyüzellibin lira)
    olduğu halde ne yiyeceğini bilememesi,dertlenmesi ve bu derdini sadece parası bok gibi olanların anlayacağını anlatması.

    ufkum iki değil 15.450.000 (onbeş milyon dörtyüzellibin) katına çıktı.

    bu saatten sonrada inmez oralardan.
  • sadece webte olmak kaydıyla herhangi bir youtube linkinde com'dan sonra nokta koyduğunuzda açılan videoda reklamlar engellenmiş olacaktır.
  • sosyopatlar;
    - empati yapamaz,
    - pişmanlık duymaz,
    - insanları kullanır,
    - gerçek arkadaşlıkları yoktur,
    - bencillerdir,
    - diğer insanlar için üzücü korkutucu rahatsız edici şeyler onlara bir şey hissettirmez.
    - sanıldığı gibi hepsi suçlu(katil vs) olmak zorunda değildir.
    - ama genel olarak zarar vermek hoşlarına gider.
    - eksik olduğunu düşündüğü zaafı olan özgüveninin düşük olduğu insanları tercih ederler, bazen de güçlü olduğunu düşündüğü insanları manipüle edebilmek hoşlarına gider.
    - kurtulmanın en sağlam yolu kendinden emin olmaktır, istediğini alamadığı insanlardan uzaklaşırlar.
    - en önemli şeyi unuttum istediklerini elde edene kadar türlü yalanı söylerler.
    - bu tip insanlardan korkmalı mıyız? hayır. zararlı olabilirler ama onların dertleri yeni insan avıdır. çevresindeki insan sirkülasyonu çok haraketli olan insanlara karşı bir iki adım geri durmakta fayda var.

    kaynak: wiki, ntv yayınları “hayatımızdaki psikopatlar” .
  • sinemanın(sinematograf cihazının) lumiere kardeşler tarafından 1800’lerin sonunda icat edildiğini birçoğunuz duymuşsunuzdur. peki bu buluş için lumiere kardeşlere ilham veren şeyin atlar olduğunu duymuş muydunuz?

    hikaye, 1872 yılında yarış atları olan kaliforniya valisi leland stanford ve çalışma arkadaşları arasındaki bir iddia üzerine başlıyor. iddia konusu şöyle: stanford atların koşarken ayaklarının tamamen yerden kesildiğini, arkadaşları ise atın ayaklarından birinin yerde kaldığını düşünüyor.

    bu fikir ayrılığını ortadan kaldırmak ve iddiayı bir sonuca bağlamak amacıyla stanford, ingiliz profesyonel fotoğrafçı eadweard muybridge‘i görevlendiriyor. o zamanlar kameralar hareketli görüntüleri maalesef yakalayamıyor. ‘ihtiyaç yaratıcılığın anasıdır.’ diye boşuna dememişler sonuçta. muybridge, bu iddiayı oldukça yaratıcı bir yöntemle sonuca ulaştırıyor.

    muybridge, bir yola eşit aralıklarla 12 kamera yerleştiriyor. bu kameralar sayesinde, bir at ve sürücüsü kameralarla döşeli yoldan geçerken yarım saniyeden az aralıklarla onların 12 fotoğrafını çekiyor.

    sonuçta atın dört ayağının da yerden tamamen kesildiği kareler ortaya çıkıyor ve leland stanford iddiayı kazanıyor. bu sayede hareketli fotoğrafların da yolu açılmış oluyor. muybridge’in bu yaratıcı fikri, sinemanın ilk adımlarını atmış oluyor ve lumiere kardeşlere sinematograf cihazının icadında ilham veriyor.
  • çocuğun nasıl yapıldığını öğrendiğimde ve annemle babamın beni bu şekilde yaptığını düşündüğümde bir aydınlanma yaşamıştım.
hesabın var mı? giriş yap