• her canlı ölümü tatmayacak. bi denizanasi türü sonsuza dek yaşıyormus.
  • tadacak. sonsuza dek yasayabilme becerinin olmasi olmeyecegin anlamina gelmez.
  • kaynak
    " most importantly, chimpanzees, bonobos, and humans all show this same amount of difference from gorillas"
    sempanze,insan ve bonobo genetik olarak, gorillerden esit uzaklıkta.
    bunun anlamını dusunebiliyor musunuz?
    durun bitmedi.
    "all of the great apes and humans differ from rhesus monkeys, for example, by about 7% in their dna."
    rhesus maymunu ile tum buyuk kuyruksuz maymunlar ve insanlar, %7 dna farkına sahip.
    rhesus maymunu kim? kandaki rh+ rh- isimlendirmesinin kokeni. yani dna inceleyerek amcamizin oglu kim,dayıoglu kim bulabiliyoruz.
    bununla ufku acılmayan da gitsin sozler kosku izlesin.
    bir de bu dunyada kuyruksuz maymun olması bile baslı basına muhtesem bir konu.
    bu nasıl bir adaptasyonki, belli ape grupları kuyruklarını kaybediyor.
    ormanda yasayan sempanzeler bununla ne kazanıyor?
    bir de ek bilgi bugun bile milyonda 1 kuyruklu dogan bebek haberleri oluyor.
    yani dnamiza bakip 5milyar yilda ne yasadik gorebiliyoruz.
    hayatı sozler kosku izleyerek gecirenlere acıyorum.
  • kısaca cipa olarak adlandırılan ve çok nadir rastlanılan sinir sistemiyle ilgili bir hastalığa yakalanan kişilerin, üstlerine dökülen söz gelimi çayın sıcaklığını hissetmemeleri durumu. tam açılımı congenital insensitivity to pain with anhidrosis / konjenital ağrıya duyarsızlık sendromu olan bu rahatsızlığın belli bir tedavisi de yok. duyuları beyne ileten küçük sinir uçlarının çalışmaması sebebiyle acı veya ağrı hisleri duyulmuyormuş yalnızca (bkz: pain asymbolia). ilginç.
  • eğer bir a4 kağıdı 42 kez katlayabilecek olsaydınız, kalınlığı buradan aya kadar olacaktı.

    evet bu doğru. bunu belirleyebilmek için basit bir matematik hesaplaması yeterli. eğer bir kağıdı bir sefer katlarsanız, mevcut kalınlığını da ikiye katlamış olursunuz. tekrar katladığınızda, tekrar ikiye katlarsınız kalınlığını. bu şekilde eksponansiyel bir büyümeyle, sadece 23 katlama sonucunda 0.1 milimetre kalınlığındaki bir kağıt, kabaca 1 kilometre kalınlığa ulaşacaktır. 30 katlama sonucunda ise, kağıdımız atmosferin dışına çıkabilecek kalınlıkta olacaktır. tabii bunların hiçbiri fiziksel olarak mümkün değil. ne yazık ki bu konuda dünya rekoru 12.

    (0,1 x 2^42 x 1/1000 = 439.804.651 metre olarak buluruz. yuvarlarsak 440 bin kilometre ile kalınlık, aya olan mesafemizi de geçecektir.)
  • üç hürel'in meğerse üç hür el olduğunu;

    birinin mikrofon tutan vokal
    birinin gitar tutan gitarist
    birinin baget tutan baterist

    eller olduğunu öğrendiğimde epey şaşırmıştım

    (bkz: üç hürel)
  • özkan uğur’un 66 yaşında olduğunu öğrenmek. şok geçirmiştim.
  • hayalet ağrının dişler içinde hatta ve hatta kanal tedavisi geçirmiş dişler için bile geçerli olabileceğini öğrenmek. ulan dişin içinde sinir yok tekrar tekrar röntgen çektiriyorum içinde bir şey kalmamış ama durduk yere hala sıcak - soğuk şeylere karşı hassasiyet var. bilmeyenler için de izah edeyim. sıcak - soğuk hissiyatını hissetmemizin tek sebebi dişlerin içindeki sinirlerdir. bunlar olmadan hissetmek mümkün değil ve kanal tedavisi olmuş bir dişte bunlar alınıyor. kolu ampute edilmiş bir insanın kolunun ağrıdığını hissetmesi gibi, bırak çekilmiş dişi sinirleri alınmış bir dişin hassasiyetini bile hayalet ağrı olarak hissetmek mümkünmüş.
  • saygı ve hoşgörü
  • her yıl okyanuslara karışan plastik atıkların yüzde 15-31 i araba lastikleri ve sentetik kıyafetlerden kaynaklanıyor. geri dönüşüm çabasının yoğun olduğu çevrecilik bilincinin nispi olarak geliştiği ülkelerde oran yüzde 30 ların üzerine çıkıypr.
    peki bu araba lastikleri ve sentetik kıyafetler nasıl okyanusa karışıyor. market poşeti atmayan pet şişeleri geri dönüşüm kutusuna atan bu insanlar araba lastiklerini neden denize atıyor?

    atmıyor. sadece kullanıyor. kullanım sırasında aşınan lastik parçacıkları yağmur yoluyla ırmaklara oradan da denizlere gidiyor. sentetik kıyafetler ise çamaşır makinesinde yıkanırken suya karışan sentetik lifleri yüzünden bu kirliğe yol açıyor. hem de bunun boyutu ilk başta söylediğim gibi hiç hafife alınacak miktarlar değil.

    uluslararası doğa koruma birliği ıucn, lastikler ve tekstil ürünlerindeki aşınmadan kaynaklanan mikroplastiklerin bazı bölgelerde daha büyük plastik atıklardan fazla deniz kirliliğine yol açtığını belirtti.

    kuruluşun raporunda, her yıl okyanuslara yayılan plastiğin yüzde 30'unun, daha büyük parçaların çözünmesinden değil mikroplastiklerden kaynaklandığı belirtildi.

    mikroplastiklerin başlıca kaynağının ise aşınan araç lastikleri ve sentetik tekstil ürünleri olduğu vurgulandı.

    ıucn, okyanuslara giren 9,5 milyon ton dolayındaki plastiğin ne ölçüde mikroplastiklerden kaynaklandığını ölçmek için, dünya genelindeki yedi bölgeden alınan verileri değerlendirdi.

    yüzde 15 ila 31'lik bir oranın mikroplastiklerden kaynaklandığı ve bunların da üçte ikisinin sentetik tekstil ürünleri yıkanırken, araç lastikleri de araç sürülürken yaşanan aşınmadan geldiği belirlendi.

    okyanusları plastikten korumak sanırım zannettiğimizden çok daha zor.
hesabın var mı? giriş yap