• ıkigai japonca’da hayatın anlamı ve eğlencelerini tanımlamak için kullanılır.kelime 2 sözcükten “ıki” yanı yaşamaktan ve gai düşünmekten oluşur.yani ıkigai hayattaki küçük şeylerde belki sabah 1 fincan kahve içmek olsun yada ağaçların arasından gün ışığını görmek..bu düşünceyle yaşadığınızda dış dünyadaki hazları bırakıyor daha iyi odaklanmayı sağlıyor.
  • (bkz: dünyanın en büyük kaju ağacı)

    brezilya'nın rio grande do norte eyaletinin başkenti natal’dan 12 km. uzakta olan parnamirim şehrinin pirangi do norte plajında olan ağaçtır.

    bu kaju ağacı 1994 yılında guinness dünya rekorları'na girmiştir.

    bu ağaç yaklaşık 8.500 m2 alanı kaplamaktadır, çevresi yaklaşık 500 m boyutlarındadır. yaklaşık 70 – 80 bin kaju meyvesi üretmekte olan bu ağacın, toplam ağırlığının yaklaşık 2,5 tonu bulduğu olduğu düşünülmektedir. ağacın genişliğinin ise, yaklaşık 70 normal kaju ağacı kadar olduğu tahmin edilmektedir.

    1888 yılında luís ınácio de oliveira adlı bir balıkçı tarafından dikildiği söylense de büyüme trendine göre, ağacın bin yaşından daha yaşlı olduğu düşünülmektedir. bu balıkçı, 93 yaşında geldiğinde bu kaju ağacının gölgesinde ölmüştür.

    peki ağaç bu boyutlara nasıl ulaşmıştır? ağacın dalları yukarıya doğru büyümek yerine yana büyümüş ve ağırlıkları dolayısıyla yere değerek yeni bir ağaç kökü gibi davranmıştır.

    kaynak
  • evrendeki en büyük mhz e sahip olan kokunun gül kokusu olması. 332 mhz...
  • osmanlı imparatorluğu'nun 1492 yılında binlerce yahudîyi ispanya'da idam edilmekten kurtarması hakkında;

    31 mart 1492'de aragon kralı ikinci ferdinand ve kastilya kraliçesi birinci isabel, elhamra sarayı'nda bir araya gelerek elhamra kararnâmesi'ni imzalarlar.
    buna göre ispanya'da yaşayan bütün yahudîler dört ay içerisinde bütün altın, para vb. değerli eşyalarını yanlarına almadan ispanya'yı terk edecekler ya da dinlerini değiştireceklerdir. aksi hâlde idam edileceklerdir.

    o dönem ispanya'nın en zenginlerinden olan yahudî tüccarlar isak abravanel ve abraham senor, kralla anlaşma yapıp ona neredeyse bütün servetleri karşılığında bu kararnâmeden vazgeçmesini istediklerini belirtseler de bu istekleri reddedilir. bunun üzerine dönemin osmanlı padişahı ikinci bayezid, kemal reis'e emir verir ve osmanlı kadırgaları ispanya'dan kovulan yahudîlerden yaklaşık 150.000 kadarını osmanlı topraklarına getirmek üzere açılır.

    ikinci bayezid, fermanında;

    " ispanya'dan gelecek yahudîleri geri çevirmek bir yana mümkün olduğunca misafirperver bir şekilde karşılanmalarını, aksini gerçekleştirip yahudî göçmenlere kötü muamelede bulunan yahut mallarına veya canlarına en ufak zarar getirenlerin idam edileceklerini "

    buyurur.

    aslında ikinci bayezid, sofu lakabından da anlaşılacağı üzere çok dindar bir padişahtır. babası fatih sultan mehmet'in resimlerini saraydan attıracak kadar da tutucudur. etrafındaki özellikle ilmiyye sınıfına mensup kimseler de nakilci anlayışa sahip çok koyu görüşlü insanlardır ve padişaha da ilk başlarda yahudîleri osmanlı'ya almak konusunda engel olmaya çalışırlar.
    lâkin padişah, hz. muhammed döneminde de yardıma muhtaç yahudî ve hristiyanlara dinlerini değiştirmek gibi bir ön koşul dahi sunulmadan yardım edildiğini söyler.
    hatta özellikle istanbul ahâlîsinden gelebilecek tepkileri engelleyebilmek için cuma hutbelerinde de bu minvalde hadisler ve tarihî olaylar anlatılmasını ister.
    gerçi daha sonra gerçekleşecek olan kıtlık ve depremler sebebiyle adı uğursuza çıkacaktır halk arasında.

    osmanlı imparatorluğu'nun kendilerine kucak açtığını öğrenen yahudîlerin tarihten ders çıkarma ve gelecekteki siyasî ortamı görebilme yetisine sahip üst zümre diyebileceğimiz kişileri osmanlı gemileriyle getirilip başta istanbul, edirne, izmir, manisa, gelibolu, patros gibi bölgelere yerleşirlerken müslüman bir devlete güvenemeyeceğini ifade ederek çok büyük bir hataya düşen diğer yahudîler ise portekiz'e giderler ve çok kısa bir süre sonra ispanya'dakinden çok daha ağır koşullarda sürgüne gönderilir ya da toplu şekilde idam edilirler.

    15. yüzyılda avrupa'da gerçekleşen bu toplu yahudî sürgünü ya da katliamları sırasında osmanlı imparatorluğu, yahudîlere kucak açınca istanbul da 30.000 yahudî ve 44 sinagog ile avrupa'nın yahudî merkezi olur.

    yıllar sonra evliya çelebi'nin seyahatnâme adlı eserinde " el mahallet'ül - yahudîyin el - edirneviyin " adı ile anılacak olan istanbullu yahudîlerin semti, osmanlı imparatorluğu'nun gerek silah gerekse matbaa vb. alanlarda ilerleyişine katkıda bulunan yahudî osmanlı vatandaşlarının ikametgâhı olacaktır.
  • dikkatli bakan herkes israil bayrağı ile kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti bayrağı arasındaki benzerliği fark etmiştir.ve bazılarınız kktc bayrağının necmetin erbakan tarafından çizildiğini sanmaktadır hatta bu yalan bilgi siyasi içerik olarak da kullanılmaktadır örnekörnek-2

    fakat gerçek öyle değildir.
    ilk önce biraz tarihi bilgi verelim. 1960'ta ada sakinleri tarafında kıbrıs cumhuriyeti kuruldu ve her iki tarafa da eşit miktarda mecliste yerlerini almış ve yeterli temsil haklarına sahiplerdi. fakat o zamanın cumhurbaşkanı ııı. makarios 30 kasım 1963’te 13 maddeden oluşan anayasa değişikliği önerilerini sundu. bu maddeler arasında anayasanın değişmez maddeleri, kıbrıs türk'ü olan başkan yardımcısının veto hakkının ortadan kaldırılması, temsilciler meclisinde ayrı çoğunluklar ilkesinin ortadan kaldırılarak kararların basit çoğunlukla alınması, ayrı belediyelerin ortadan kaldırılması gibi maddeler de bulunmaktaydı.

    türkiye'nin ve kıbrıs türklerinin uyarılarına hatta maddeleri reddine karşın 1963’te kıbrıs türklerine karşı ada çapında katliam başlattı. bütün ara buluculuk çalışmaları boşa gitmesi ve yunanistan'ın kendine münhasır hareketlerinden dolayı türkiye cumhuriyeti * zürih ve londra antlaşması'nın ıv. maddesine istinaden gerçekleştirdiğini savunarak 20 temmuz 1974 tarihinde kıbrıs'a karadan ve havadan harekât başlattı.sanırım herkes buraya kadar biliyordur.

    daha sonra karşılıklı göçler ve türkiye'den adaya göçen aileler sonucu 1976'da kıbrıs türk federe devleti kurulmuştur. 15 kasım 1983'te kıbrıs türk federe devleti meclisi self-determinasyon(kendi kaderini tâyin hakkı) hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı bir kararla, kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'ni ilan etmiştir.

    bunun üzerine meclis bir karar alarak yeni bir bayrak arayışına girmiş ve 23 kasım 1983 tarihinde bozkurt gazetesi12 aracılığıyla bir yarışma başlatmışlardır. sonuç; bir ressam olan emin çizenel'in bayrak tasarımı kabul edilmiştir3. bayrak tasarımıyla ilgili ortada bir ödül olmamasına rağmen bakanlar kurulunun verdiği önerge gereği kktc resmi marş yarışması için verilen 100 bin liralık ödülün aynısının emin çizenel'e de verilmesi kararı alınmıştır4. ressam emin beye tasarladığı bayrağın manası sorulduğunda ise şu cevabı verdiğini görmekteyiz.

    --- spoiler ---

    “bayraktaki beyaz renk barışı, kırmızı renk ise kıbrıs türklerinin topraklarında verdikleri mücadeleyi temsil ediyor. bayrağın kırmızı beyaz renklerde olması bir yandan da türkiye cumhuriyeti’nin resmi bayrağına bir selamdır. bayrağın alt ve üst kısımlarında bulunan çizgiler ise bu toplumun bu topraklarda sonsuza dek yaşayacağı mesajını taşıyor.”
    --- spoiler ---

    kayak:teyid.org-wikipedia
  • şarabı içerken kadehin gövdesinden tutmayın ,çünkü ellerinizin sıcaklığı şarabı çok fazla sıcak tutar ve tadını bozabilir. bu sebeple kadeh her zaman alt kısımdan tutulur.
  • " gemide kadın uğursuzluk getirir " söylemi üzerine;

    çoğumuz filmlerde, kitaplarda vs. duymuşuzdur bu sözü. bakıldığı zaman orta çağ düşünce yapısını en iyi şekilde veren sözlerden biri gibi görünse de nihayetinde o dönemler için oldukça lazım gelen bir inanıştır bu.

    neredeyse tamamı erkeklerden oluşan mürettebatın içerisinde kadın bulundurmak, o gemiyi ateşe atmaktan farksızdı. neredeyse hepsi eğitimsiz kimselerden oluşan mürettebat, aylar hatta yıllar süren uzun yolculuklar esnasında nadiren uğradıkları limanlar haricinde kadın yüzü görmüyorlardı ve gemide bulunan kadına sarkıntılık etmeleri yahut bu kadın yüzünden kavga etmeleri kaçınılmaz görünüyordu.
    bu sözü dünya üzerinde inanç hâline getirmeyen hiçbir donanma yoktu.
    nitekim eski zaman gemilerinde şimdiki gibi lüks tuvaletler de bulunmuyordu. erkekler orsadan aşağıya işemekte bir sıkıntı görmezlerken aynı şeyi bir kadının yaptığını düşünelim!
    günümüzde dahi hâtun kişisi bundan rahatsız olacak; erkekler de onu izleyeceklerdir.

    avrupa'da olduğu kadar osmanlı'da da yasaktı gemilerde kadın bulundurmak. kaldı ki boğazdaki tekne taşımacılığında bile kadınların tek başlarına kayıklara binmeleri yasaktı.

    yine de devletlere yahut devletlerin hizmetindeki özel kuruluşlara bağlı olan gemilerde soylu kadınlar görmek mümkün olabiliyordu ancak bu kadınlara bırakın sarkıntılık etmeyi,mürettebat muhtemelen yüzlerini bile göremiyordu.

    korsanlar arasında ise kadını soylu - köylü diye ayırmak gibi bir durum yoktu. onlara göre kim olursa olsun gemide kadın taşımak uğursuzluk getirirdi.

    1155 yılında cenevizliler, bizans ile bir ticaret anlaşması yapmışlar ve özellikle ticaret gemileri hususunda çok sağlam imtiyazlar elde etmişlerdi. lâkin dördüncü haçlı seferi sonrasında marmara bölgesi'nde bu imtiyazlarını kaybeden cenevizliler, venedikliler ile yarışamaz hâle geldiler.
    bu siyasî ve ticarî çekilmeler devam ederken cenova bandıralı bir gemide bulunan iki kadın yüzünden mürettebat arasında kavga çıktı ve olay öyle büyüdü ki gemi kullanılamaz hâle geldi.
    bu olaydan sonra 1251'de cenova liman yönetiminin aldığı kararla gemilerde kadın bulundurulması tamamen yasaklandı.
    aynı kararnâmede gemide 100'den fazla yolcu bulundurulması da yasaklanmıştı.

    1731 yılında ise büyük britanya kralı ikinci george, kraliçe nizamnâmeleri ve amirallik talimatları isimli kurallara " gemide kadın bulundurmak kesinlikle yasaktır " ibaresini de ekledi.

    fransa, isveç, hollanda gibi ülkelerde de kanunlaştırılan bu durum aslında yakın döneme kadar tüm devlet donanmalarında uygulanan bir yasaktı.

    ayrıca o dönemin şartlarına göre düşünürsek; nasıl ki herhangi bir engeli bulunan ya da aşırı zayıf ve güçsüz erkekler mürettebata dahil edilmiyorsa kadınlar da iş gücü hususunda erkekler kadar verimli olamayacaklarından dolayı boşa külfet olarak değerlendiriliyorlardı.

    lâkin yine de tarih, kadın korsanların varlığını yazmıştır.

    grage o'malley, anne bonny, mary read gibi isimlerin yanında bir de günümüzde çoğu kişi tarafından denizlerin gördüğü en acımasız korsan olarak nitelendirilen çinli kadın korsan cheng sao vardır ki emrinde 80.000 korsan olduğu söylenir.
    kızıl bayrak filosu'nun kaptanı olan bu hâtun korsan, mürettebatına kadınların da alınmasına izin vermiştir.
    güney çin denizi'ni tamamen kontrol altına alan bu hâtun, uğradığı her yere de uğursuzluk götürmüştür.
    nihayetinde doğu hindistan şirketi'nin de desteğiyle çin yönetimi bu korsan filosunu dağıtmış, yüzlerce korsanı idam etse de cheng shih'yi affetmiştir.
    muhtemelen karşılığında akla hayale sığmayacak hazineleri almıştır devlet.

    evet, gemide kadın uğursuzluk getirir söylemi bitti sanmayın!
    2010 yılına kadar venedik'te kadın gondolcu yoktu. tâ ki giorgio boscolo adlı bir hâtun, çok büyük çabalar sonucunda bu yetkiyi alana dek.
    ancak 2017 yılında venedik gondolcular derneği başkanı aldo reato, " kadınları kayıt yaptırmaları için cesaretlendirmemeliyiz! " şeklinde bir açıklama yapmıştır.

    valar morghulis ablalar...
  • adı "buz ülkesi" anlamına gelen izlanda aslında yeşildir. adı "yeşil ülke" anlamına gelen grönland ise buzludur. izlanda'nın sadece %11'i buzlarla kaplıyken grönland'ın %80'i buzdur.
  • anadolu'da seher yıldızı olarak bilinen yıldız aslında venüs gezegenidir.

    ''seher yıldızı ayırdı bizi, perişan eyledi dost hepimizi'' türküsünde aslında venüs retrosuna ince bir sitemdir.
  • ergenliğin sadece "2555" gün sürdüğü sadece 2555 günlüğüne ergensiniz
hesabın var mı? giriş yap