• türkçedeki “gece” kelimesi birçok dilde “n+8” kalıbından türemektedir.

    ingilizce: n+eight (night)
    ispanyolca: n+ocho (noche)
    portekizce: n+oito (noite)
    fransızca: n+huit (nuit)
    almanca: n+acht (nacht)
    italyanca: n+otto (notte)
    norveççe: n+atte (natt)
  • ufkun her an iki katına çıkabildiği...
  • 1922 yılında albert einstein bir konferans için tokyoya gidiyor. otelde bulunduğu sırada nobel ödülü aldığını öğreniyor ve çok seviniyor. tam o sırada kendisine bir komi çok yardımcı oluyor. einstein bahşiş vermek istiyor. ama japonlar bahşiş kabul etmediği için adam almıyor. japonya'da bahşiş almak o zaman çok ayıpmış.
    bunun üzerine einstein adamı boş çevirmemek için bir not defterine 2 cümle yazıyor ve adama veriyor. komiye "eğer şanslıysan bu 2 cümle biraz önce sana vereceğim bir kaç bozukluktan çok daha değerli olacak" diyor.

    einstein haklı çıkıyor, bu kominin torunu bu einstein'in notunu 2017 yılında bir açık arttırmada 1.6 milyon dolara satıyor.

    işte o not

    bu notta yazanlar ise şu şekilde:

    "dingin ve mütevazi bir hayat, sürekli huzursuzluğun eşlik ettiği ve şuursuz halde başarı peşinde koşulan bir hayata göre daha fazla mutluluk getirir."

    reis mutluluğun da formülünü vermiş.
  • kafka’nın değişim eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki,
    intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki,
    yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz?
    kaç kişi sanat adı altında mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? kız çığlıklar içinde kaçarken mozart onun peşinde koşuyordu. üstü başı dağınık, kendinden geçmiş bir halde kralı karşısında görünce susmak yerine krala şunu demişti: “ben bayağı biriyim ama yazdıklarım bayağı değildir.”
    zweig’in, tanrı’nın bileklerinden tuttum derken; “kaderime ben hakimim!” demek istediğini.
    hugo’nun kadın düşkünü olduğunu, dostoyevski’nin kumar tutkunluğunu, balzac’ın dolandırıcılığını, poe’nin ayyaş olana kadar içtiğini, “sen sarhoş mu yazıyorsun?” dedikleri zaman, kaç kişi yüzünde beliren sanat anlayışı ile yaşamının arasındaki uçuruma kendini koydu?
    tarih deliliklerle dolu, kaç kişi bu deliliklerin arasında yolculuk yapmak ister?
    “gecenin mahremiyetini yırttım!” derken rimbaud’u kaçımız anladı, verlain korkularının kendini uyutmadığını, nietzsche otel odasında kusmukları içinde ölürken yanında hiç kimsenin olmamasını, miller’in karısını sattığını bile bilmiyorsunuz belki de…
    'gorki gibi yazabilmek için on yılımı harcarım!' diyebilecek kaç deli var aramızda?
    descartes’ın aklın kuralları eserini yazdıktan sonra tebessüm içinde övünerek kahvesini yudumladığını, kendi romanında kurguladığı kişiliğe herkesten önce kendisinin inandığı gogol gibi, kaç kişi var kurgusuna güvenen?
    tarih deliliklerle dolu…
    cipolla’nın iktisat tarihine meydan okuduğunu bile unutmuşuzdur.
    ibni sina’nın “tıbbı üç kelime içine alıyorum.” dediğinde kibirli halini , batuta her gördüğü yüze inancını sorduğunu, farabi'nin mutluluk teorisini kaleme alırken mutsuz olduğunu kaçımız düşündü ki?
    düşüncelerin sakıncalı olabileceğini bile kralların savaşları kaybettiklerinde anladıklarını, kardeş kavgalarının gölgesinde suskunlukları, saray odalarında musiki yerine fransız müziğinin seslendirildiğini, kaç kişi gerçeklerin bizim düşündüğümüz gibi olmadığını biliyor ki?
    tarih deliliklerle dolu….
    sanat anlayışını hayatları ile kıyasladığınızda kaç sanatkar, kaç yazar, kaç şair, aklımızda hayal etmiş olduğumuz şekilde yaşadı ki?
    sanat delilik ister demiyorum, ama sanatkarların çoğu deli olabilir…

    (bkz: michel foucault) - deliliğin tarihi
  • global bir ufuk açma etkisi olur mu bilmem ama okumamla bireysel anlamda epey şaşırtan bir şeyden bahsedeceğim.

    kar fobisi diye bir şey varmış! hayatında ilk kez 17 yaşında kar görmüş bir akdenizli olarak yıllardır konu kara geldikçe içimi kaplayan huzursuzluğun bir anlamı varmış. kar romantizmi sevenlere anlatamadığım korku, şimdi ne yapacağız tedirginliği, “nolur hava 40 derece olsun” dileği, dışarı çıkmama isteği gayet de anlamlıymış.
    --- spoiler ---

    chionophobia veya yoğun kar korkusu, doğal ortam fobisi olarak kategorize edilen bir tür fobidir. doğal ortam fobileri, gök gürültüsü korkusu (astrofobi), rüzgar korkusu (ankrafofobi) ve kar korkusu (chionofobi) gibi hava durumuna bağlı diğer fobilerini içerir.
    --- spoiler ---
  • q klavyede 104, f klavyede 105 tuş var
  • bendeniz ifadesi günümüzde ben / şahsım olarak kullanılsa da, bendeniz den gelmektedir.

    bende farsça'da kul, köle demektir.

    bendeniz yani kulunuz, köleniz diyerek karşı tarafa kibarlık etmiş olursunuz
  • şimdi yazacağım şey aslında sözlükte var. ama burda yok. neyse.

    russell crove 82'de i just wanna be like marlon brando adında bir single çıkartmış. pek bilinmez. ben de yeni öğrendim. başlığı bile yok. sesi falan hiç benzemiyor. country benzeri bir şey.

    ve yıllar sonra man of steel filminde jor-el oldu bildiğimiz gibi. daha önceyse superman filminde (1978) marlon brando jor-el olmuştu. yani şarkısında dediği şey bir bakıma gerçekleşmiş oldu.
  • karatavuk-zeytin ilişkisi:
    doğada zeytin meyvelerini en çok sevenlerden biri karatavuk (turdus merula) adı verilen küçük siyah renkli kuşlardır. 24-25 cm boyunda ve simsiyah tüylerle kaplı olan ve gagaları sarı- kavuniçi renkli olan bu sevimli kuşlar zeytin meyvelerini çok severler. bu meyveleri bir çırpıda yutan bu kuşlar kursaklarında zeytinin etli kısımlarını sindirirler. ancak, onlar da bizim gibi odunsu yapıda olan zeytin çekirdeklerini sindiremezler ve dışkılama yoluyla sindiremedikleri çekirdekleri dışarıya atarlar. işte sadece bu karatavukların kursağından geçmiş olan zeytin çekirdekleri toprağa düştüğünde çimlenebilir. çünkü karatavuk kursağındaki küçük taşlarla ve sahip olduğu kuvvetli asitlerle zeytin çekirdeklerinin odunsu kabuğu, sindirim sırasında incelir ve yumuşar. bu yüzden de karatavuklar tarafından kabukları inceltilmiş ve yumuşatılmış çekirdekler toprağa düştüğünde çimlenebilir.
  • jakuzi, selpak gibi bir marka olup, orjinali jacuzzi imiş. adamlar markalarının bu şekilde kullanımından o kadar rahatsızlar ki internet sitelerinde doğru kullanımı ile ilgili yazı var.

    internet siteleri: https://www.jacuzzi.com/
hesabın var mı? giriş yap