• öldükten sonra insan vücudunun durumu

    öldükten yaklaşık 45 dakika içerisinde vücutta refleksler yok olmaya başlıyor.
    gevşeyen kaslar dolayısıyla bazen ağız ve göz kapakları açık kalıyor. boşaltım sistemi ise tamamen gevşeyip idrar akıntısı oluşuyor.

    ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra ise vücut çürümeye başlıyor. solunumun durması bakteriler için işaret oluyor ve çalışmaya başlıyorlar.

    ilk çürüyen organlar ise göz, beyin, mide ve bağırsaklar.

    ceset şişman ise daha çabuk çürürken, tuzlu suda boğulanlar daha geç çürüyor.

    en geç çürüyen kısımlar ise kalp, mesane ve böbrek gibi organlar .

    ilk çürüyen yer olan mide ve bağırsaklarda bakteriler yoğun çalıştıkları için hızla gaz ortaya çıkıyor. bu gaz, karın bölgesinin şişmesine sebep oluyor.

    derinin üstü yanık gibi su toplarken, vücutta biriken sülfür yüzünden renk siyaha dönmeye başlıyor.

    günden güne şişen karın patlıyor ve göğüs çöküyor. bu olay mezar üstünden duyulabilecek kadar sesli olabiliyormuş yani mezarlıkta ses duydum sanrıları gerçekmiş.

    ortalama 2-4 yıl sonra ise insan tamamen kemik haline dönüşüyor lakin bazı insanlarda bu daha uzun sürebiliyor.
  • (bkz: antalya arkeoloji muzesindeki kayip penisler)

    öğrenebilirsem ufkumu iki katına çıkaracak bilgidir.
  • netflix'te mevcut olan tıp bilimi ile ilgili belgeseller:

    insan: içimizdeki dünya insan vücudunun işleyişi, tıp hakkında son teknolojik gelişmeler ve birçok farklı konuda bilgi edinebileceğiniz, izlenmesi gereken bir yapım.

    cerrahi kesim dört farklı cerrahın meslek hayatlarında yaşadıklarını, cerrahi bilgileri, onların hastalıklara yaklaşımını konu alıyor.

    teşhis house md'nin gerçek hayattaki hali. uzman bir doktor kurduğu sosyal medya ağı aracılığıyla hiçbir şekilde teşhis edilemeyen hastalıkların teşhis edilmesini sağlıyor.

    doktora sor üç doktor her bir bölümde obezite, uykusuzluk gibi farklı, genel ve önemli problemleri konu alıyor.

    coronavirus explained koronavirüs salgınını, salgınla mücadele etmenin yollarını ve bu salgının ruh sağlığına etkilerini inceleyen bir yapım.

    the mind explained psikedelik maddelerden rüyalara, anksiyeteden hafızaya kadar birçok kafa karıştırıcı konuyu açıklığa kavuşturan bir yapım.

    tıbbi suistimal durmadan gelişen tıbbi cihaz sektöründeki inovasyon mücadelesinin doğurabileceği olumsuz sonuçları ve hastalar üzerindeki yıkıcı etkileri konu alıyor.

    take your pills rekabetçi dünyada adderall gibi bu mücadelede öne çıkmak isteyenlerin kullandığı ilaçların bedelini ortaya çıkartıyor.

    doğal olmayan seçilim birçok akıl almaz değişikliği yapabilmeyi sağlayan gen düzenleme tekniğinin ardındaki insanları konu alıyor.

    bebekler bebeklerin dünyaya geldiği andan itibaren algısının nasıl geliştiğini ve etrafı nasıl kavradığını inceliyor.

    skin decision bir cilt güzellik uzmanı ile bir plastik cerrahi uzmanının insanların güzelliklerini nasıl ortaya çıkardığını ve sağladıkları değişimleri konu alıyor.

    mantarların gizemli dünyası sonsuz çeşidi olan ve canlılar aleminde kendine bitki ve hayvanlardan ayrıca bir yer edinen mantarların gizemli dünyasına yolculuk etmemizi sağlıyor.

    esrarengiz hastalıklar sıradışı semptomlar ve teşhis konulamayan hastalıklardan muzdarip farklı farklı insanların mücadelesini konu alıyor.

    pandemic geçmişte yaşanan korkunç influenza salgınını ve onunla olan mücadeleyi konu alıyor.

    what the health hastalıklar ve diyetler arasındaki korelasyonun yanı sıra gıda ve ilaç sektörlerini de çeşitli yönden ele alıyor.
  • durun!
    hemen itiraz etmeyin lütfen.
    sonuçta aşağıya astığım şey sonucu itibariyla öğrendiğimizde ufkumuzu iki katına çıkaran şeylere dahil olan yazar listesi olacaktır.

    denk gelmesi muhtemelen zor olduğundan kaliteli yazarların farkına varmak ve onların bilgilerinden yararlanmak adına oluşturulmuş olan başlık.

    şimdilik 7 popülerim (shw)

    1- @gedik ahmet pasha
    2-@polidor93
    3-@bilmemadinisenkoy
    4-muhammed yeniyil
    5-@devilred
    6-papazı dövdürmeyecektik
    7-lavender.
    listeye katkılarınızı beklerim, ille quantum mekaniginden yıldız astrofizigine, nükleer kimyadan psikiyatriye ve mikro biyolojiye kadar değil (onlarda olur ) yeterki kalite koksun, lütfen asılın listeye.
    şimdiden teşekkürler.

    #129826455 buraya buyurunuz.
  • ingilizcede you (sen) anlamındaki kelimenin tekil olmasına rağmen (elbette siz anlamında da kullanılıyor) are almasının sebebini merak ediyordum. siz derken you are diyoruz çünkü çoğul bir özne. ama sen derken neden are diyoruz? çünkü ingilizcede you direkt siz demek arkadaşlar. sen anlamındaki thou eski ingilizcede kalmış ve kullanılmıyor. you da hem siz hem sen olarak dile yerleşmiş.
  • nereye yazsam bu entryi bilemedim. ama bu yazacaklarımı yakınlarıma anlattığımda ufku açılanlar olmustu. hem de bi iç dökme girisi olsun iş bu entry.

    gecen haftalarda çoğunuz biliyorsunuz bir doktor meslektaşımız nöbet sonrası evine giderken bir kamyona çarparak vefat etmişti. genel halkımızın tepkisi olarak bu olayda da olup bittikten sonra tepkiler arttı. twitter'da gündeme gelindi, bakan açıklama yaptı vs vs.

    tepki gösterilen olayı bilmeyenler için anlatmaya çalışayım klavyemin döndüğü kadarıyla.

    tıp fakültesini bitirdikten sonra tus dediğimiz sınav ile uzmanlık eğitimine başlıyoruz üniversitelerde veya eğitim araştırma hastanelerinde. bu süreçte de sağlık hizmetinin 24 saat kesintisiz devam etmesi için asistan hekimler mesaiden sonra nöbete kalmaktadır. sabah nöbetleri bittikten sonra da ertesi günün mesaisi tekrar başladığından göreve devam etmektedir. çünkü yapacağı ameliyatlar veya sorumlu olduğu poliklinik veya sorumlu olduğu yatan hasta servisi vardır. o günün de mesaisi bittikten sonra evine gitmektedir.

    yanı bu ne demek pazartesi günü nöbetçiysem mesela pazartesi sabah 08:00 de geldiğim hastaneden salı akşamı 18:00 gibi çıkmam demek.

    bu görmezden gelinebilecek ya da vicdan rahatlatmak amaciyla göz ardi edilecek kadar küçük bir olay degil.

    bugun ülkedeki tüm uzman olmuş doktorlar, su anki asistan doktorlar ben de dahil bu süreçten geçiyor.

    isin bir garip kısmı da nedir biliyor musunuz?

    devlet tuttuğumuz bu nöbetler icin bize para veriyor her devlet memuruna fazla mesai icin para verdiği gibi.

    ama bu para maksimum 130 saat icin veriliyor. yanı devlet diyorki ekstra 130 saat çalışabilirsin o kadar para veririm ben sana.. yanı daha fazlasını çalışma insanı degil de demek istiyor bence devlet ya da ben öyle düşünmek istiyorum.. poncik devletim benim.

    bu 130 saat ek mesai saati ise ayda 7 nöbet yapıyor.

    ve bence ufuk genişletecek olan nokta burada. ülkedeki binlerce doktor ayda 7den fazla tutuyor. parasını almadan. evet evet parasını almıyoruz.

    ilk ağızdan duyun mesela ben asistanlığımın ilk 1 yılında 12 nöbet tuttum. 12 ay boyunda ayda 5 nöbet yanı en az 80 saat mesaimin parasını almadım. herkes böyle çalışıyor.

    o vefat eden meslektaşımız da bu şartlarda çalışıyordu.

    ve bu olaylar biraz gün yüzüne çıkınca bazı kararlar alındı..

    bakan dedi ki artık nöbet sonrası asistanlara izin verilsin. ve 10 nöbetten fazla yazılmasın.

    evet evet ülke bakanı bile açıktan diyor ki fazladan 48 saat ek mesai ile calistirabilirsinjz asistan doktorları. hadi nöbetten sonra genelgeye uyulup da izin verildiğini düşünürsek (bu konuya geleceğim tekrar) yine 24 saat parasını alamadığı bi çalışma saati oluyor o insanların.

    izin meselesi de söyle.. zaten genelge sağlık bakanlığı hastanelerini kapsayacak şekilde çıktı. benim gibi üniversite hastanelerini kapsayacak birsey degil. biz yine aynı tas aynı hamam devam.

    sağlık bakanlığı hastanelerinin büyük çoğunluğunda bu izin hala kullandırılmıyor. nöbet listelerinin altına bu izin meselesi öncelikle kurum iznine bağlı olduğundan ve kurum izni “kullandıramadigindan” ibaresi eklenerek aynı tas aynı hamam oralarda da devam yanı.

    benim anlatmak istediğim kendi tecrübemden de birseyler var okumak isteyenlere..

    bazi günler poliklinikte hasta bakarken daha tahammülsüz daha sinirli olduğumu farkettim. ki gerçekten çok sakin mülayim diye tasvir edilen biriyim.

    niye böyle oluyor derken farkettim ki uyuyamadığım nöbetlerden sonraki günde böyle oluyorum.

    yazık ya. bana da yazık hastaya da yazık. ben niye bu stresle çalışıyorum. zar zor üniversite hastanesinden randevu alan hasta niye daha az tahammülsüz bir doktor tarafından muayene ediliyor ya da ameliyat ediliyor.

    yine şükür halimize ben yinede bazen nöbetlerde uyuyabilen bir branş doktoruyum.

    daha ağır branşlarda çalışan arkadaşlarımı abilerimi ablalarımı biliyorum. servis deskinde uyuyakalan. aylarca yıllarca aylarca 15-12-10 tane nöbet tutup onlarca yüzlerce kez 36 saat uykusuz çalışan doktorlar var.

    bu genelgelerle filan da pratikte birseyin değişeceğini düşünmüyorum. çünkü yürümesi gereken isler var. ve bu isler asistanlara izin verilerek aksamadan en azından su an yürütülemez.

    ne çok ağladın kardeşim para para para başka derdin yok diyenler var biliyorum. bunlari bile bile yazdın. olmasaydın doktor diyenler var biliyorum.

    ne kadar terbiyesiz bi yorum bence. başka zorlu bir mesleği olana kuruyor muyuz bu cümleyi. mesela komurcu olan eli yüzü kararmış biri sitem edince yorulunca diyor muyuz seçmeseydin kardeşim bu mesleği ben mi dedim seç diye.

    ya da bi hamala yorulup çok çalışıp bir iki birsey deyince diyor muyuz böyle şeyler.

    geçenlerde fakülteden bir arkadaşın bi tweeti meşhur oldu sosyal platformlarda. biz sizin övündüğünüz bir jenerasyonuz. bizim sayemizde özel okullar dersaneler reklam yaptı. öyle bi sektör oluştu. fotoğraflarımız ilçe bilboardlarinda asildi. reklam yapıldı diyordu.

    şimdi o jenerasyondan doktor olanlar bu şartlarda çalıştırılıyor.

    hani bilin istedim sadece.

    bi beklentim de yok.
  • harry potter serisindeki sirius black bir animagustu. animagus harry potter serisinde hayvana dönüşebilen büyücüler için kullanılan bir ifade.

    sirius black köpeğe dönüşebiliyordu.

    sirius adı ve köpek arasında şöyle bir bağlantı var.

    sirius büyük köpek (canis major) takımyıldızının en parlak yıldızıdır.
  • " şanlıurfa'nın kurtuluşunu kutlamak amacıyla düzenlenen gecede ibrahim tatlıses gelemeyince sahneye şanlıurfaspor'dan bir oyuncu çıkıp türkü dünyasına ilk adımını atar. işte o oyuncu mahmut tuncer'dir."

    " yanlış bilgi o tarihte mahmut tuncer karşıki dağlarda jandarma olarak vatani görevini yapıyordu" falan demeyin *
  • atlar kusuyorsa yüksek ihtimalle ölürler. çünkü midelerinin tedavi edilmesi çok zordur.

    edit: atlarda kusma refleksi yoktur. ayrıca atlar ve ratlarda (kemirgenler) safra kesesi yoktur.
  • silikonlu memeleri icat eden doktor frank gerow'un hikayesi. frank gerow bir gün ofisinde içinde kan olan bir torbayla oynuyordu ve kan torbasının yumuşaklık ve esneklik olarak karısının memelerini andırdığını farketti. doktor gerow aynı yumuşaklığa silikonla da ulaşabileceğini tahmin etmişti. ilk yapılan silikon meme deneysel olarak esmeralda isimli bir köpeğe 2 haftalık bir süre için takıldı. amaç derinin altına yerleştirilen silikonun vücuda zarar verip vermeyeceğini veya vücudun buna reaksiyon gösterip göstermeyeceğini ölçmekti.

    köpeğe hiçbir zarar gelmeyince denek olarak insanlara yönelmeye karar verdiler. o günlerde eski bir dövmesini sildirmek için kliniğe gelen timmie jean lindsey ismindeki kadına bu deney için gönüllü olup olmayacagi sorulduğunda kadin sırf merakına yenik düştüğü için kabul etti. deneyden sonra meme boyutu b-cup'tan c-cup'a yükselmişti. timmie jean lindsey daha ameliyat olduğu yerden çikip eve dönene kadar bir çok kişinin iltifat ve laf atmasına maruz kalmıştı. timmie jean lindsey günümüzde 80 yaşını devirdi ve o günleri dün gibi hatırladığını söylüyor.

    1963 yılında bulgularını plastik cerrahi konferansında tanıtan doktor frank gerow büyük ilgi çekti ve bundan sonra memeye takılan silikonlar büyük bir hızla yayılmaya başladı. o güne kadar meme büyütme operasyonlarında sünger ve benzeri çeşitli maddeler zaten kullanılmaktaydı ama hicbiri gerçek meme yumuşaklığını ve esnekliğini yakalayamamıştı. frank gerow'un icat ettiği silikon çeşidi devrim niteliğindeydi.

    kaynak: https://www.bbc.com/news/magazine-17511491
hesabın var mı? giriş yap