• sevgili dostlar,

    yaşamda başkalarına saygı göstermek kadar saygı görmekte önemlidir. eğer yeterli saygıyı göremiyorsan kısa zamanda suyu kesilmiş güle döner ve sararıp sorarsın.

    saygı görmeyi herkes ister ama buradaki önemli ve esaslı husus saygıyı hak etmen gerektiğidir.

    kimse sana hak etmeden havadan bonus saygı göstermeyecektir ve her şeyin bir yolu yordamı olduğu gibi bu saygı meselesinin de bir yolu yordamı vardır.

    şimdi dostum ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak nasıl daha fazla saygın bir insan olabileceğinin sırlarını sana madde madde veriyorum efendim.

    1) iletişim ustası ol

    dostum iyi bir iletişimci olmak demek eşittir saygın insan olmak demektir.

    seni altınla kaplasak ve üstüne elmaslar saçsak eğer berbat bir iletişimciysen insanlardan samimi saygı kazanmanın mümkünü yoktur. öncelikle iletişim kurduğun insanlarda samimi ve sıcak bir algı oluşturmayı bilmelisin. kimse iki yüzlü, kaba saba ve soğuk insanlara saygı duymaz. iyi konuşmalısın ve genel kültürün kuvvetli olmalı. insanlar seninle konuştuğu zaman bilgini ve kültürünü hissetmeli. konuşma şeklin rafine ve düzgün olmalı. kaba saba ve küfürlü konuşursan verdiğin algıda kaba saba olacaktır. yani iki lafında bir a-m ve k harflerinin bileşimini kullanmayı alışkanlık hale getirmişsen saygın bir imaj vermen çok zor.

    iletişim sadece konuşmak değil aynı zamanda dinlemektir. car car konuşan, boş yapan ve sürekli karşısındakilerin sözünü kesenler saygı falan görmez. kaliteli ve samimi şekilde karşısındakini gerçekten dinleyenler saygı perisinin kalbini de çalar. kısacası güzel konuş ve bolca dinle

    2) duygularına hakim ol

    duygularına hakim olamayan kendine de hakim olamıyor demektir ve kimse böyle birine saygı duymaz.

    zor zamanlarda sakin kal ve hemen panik atağa girme. konuşman sakin ve rahatlatıcı olsun. ufacık streste sesin çatlamaya ve titremeye başlıyorsa güçsüzlük algısı üretirsin. her tür olumsuzlukta hemen kötü bir duygu durumuna girmeden önce nefes alıp düşün. en ufak gürültüde karalar bağlarsan veya önüne sallanan her kırmızı şala boğa gibi saldırırsan olmaz bu işler. saygın insanlar en zorlu durumlarda bile duygularına hakim olup sakin kalabilen kişilerdir. özellikle tartışma durumlarında karşındaki kişi sana damarları patlarcasına bağırsa bile sakin şekilde karşılık verebiliyorsan bu işi çözdün demektir.

    3) beden diline hakim ol

    dik dur, insanların gözünün içine bak ve sakin bir ses tonuyla konuş. iki büklüm durup, gözlerini top gibi çevirerek, cırtlak bir ses tonuyla konuşmamaya çalış. beden dili dışarıya verdiğin algıya son derece etki eder. kötü bir beden dili ve mıy mıy konuşma şekli seni müthiş kararsız ve zayıf göstereceği için bu yoldan saygınlığa ulaşılmaz.

    4) problem çözücü ol

    insanlar sürekli vik vik vik her şeyden şikayet eden ve sorun üretenlere saygı duymazlar. tam tersine sorunlara sakince çözüm üreten ve şikayet etmek yerine iş üretenler değer kazanır. stresli bir durum oluştuğunda hemen sinirlenip şikayet etmeye başlıyorsan insanları itersin. tam tersine stresli bir durum oluştuğunda sakince çözümler üretiyorsan bunu gören diğerleri seni lider olarak algılar ve otomatik saygı duruşuna geçerler.

    5) dış görünüşüne özen göster

    atalarımız "ye kürküm ye" derken boş laf etmemişlerdir. sen önemsemesen bile giyim kıyafet şeklin başkalarının sana nasıl davranacağını belirler. dünyanın en akıllı, becerikli ve eğitimli insanı olsan bile eğer üzerinde pis ve berduş kıyafetler varsa kimsenin sana saygı göstermesini boşuna bekleme.

    kendine gösterdiği özen aynı zamanda kendine verdiği değeri de gösterir. kendine değer vermeyen başkalarına hiç değer vermez demektir ve insanlarda bunu hemen anlarlar. her yere en pahalı marka kıyafetlerle git demiyorum ama temiz ve tertipli olmaya çalış.

    evet dostum kısacası saygı görmek dışarıya saygınlık algısı verebilmekle alakalıdır. bu konuda kanalımda bulabileceğin "nasıl karizmatik olunur ?" videom sana oldukça faydalı olacaktır.

    işte kanal burada

    https://www.youtube.com/c/aydinserdarkuru

    hak ettiğin saygıyı gördüğün ve hak edenlere saygı gösterdiğin dengeli bir yaşam sürmen dileklerimle

    sevgilerimle
  • günümüzde avrupa'da bu kadar fazla yabancı kökenli insan olmasının başlıca sebebinin 1. ve 2. dünya savaşlarında yaşanan kayıplar olması.

    kısa zaman arayla yapılan bu savaşlarda avrupa'da sivil ve asker olarak toplam 60 milyon civarı insan hayatını kaybetti. neredeyse bir o kadar da insan sakat kaldı. toplam işgücü kaybı 120 milyon insandan fazla oldu. bunların da çoğu en verimli çağındaki genç insanlardı.

    bir an önce toparlanması gereken avrupa'nın nüfus arttırma politikaları ile bu ihtiyacını karşılaması mümkün değildi. bu nedenle özellikle ilk zamanlar da neredeyse yalvar yakar diğer ülkelerden işçi talep ettiler. başta geçici görülen bu durum kimsenin memleketine dönmek istememesi nedeniyle artık avrupanın demografik yapısında ciddi bir değişikliğe neden oldu ve ileride bu etkinin daha da artacağı tahmin ediliyor. şu an paris, londra, berlin gibi şehirlerde sokaklarda orijinal bir ingiliz, alman, fransız görmek oldukça güçleşti.

    ayrıca başta legal yollarla giden insanların elde ettiği yüksek gelir ve yaşam standardı ülkelerindeki diğer insanların ilgisini avrupa ülkelerine yöneltti. bu durum büyük mülteci akınlarına ve insan kaçakçılığı sektörünün doğmasına neden oldu. bütün avrupa ülkeleri şu an bu sorunla boğuşmakta. avrupa mülteci sorunu için her yıl milyarlarca euro harcamakta. bu durum avrupa siyasetinde de oldukça belirleyici konumda. avrupa'da bütün partilerin seçim programlarında mülteci sorununun çözümüne dair pek çok vaat bulunmakta. yani bu durum seçimleri kimin kazanacağını bile etkiler hale geldi.

    her yıl binlerce insan avrupa yollarında hayatını kaybetmekte. elbette bu çok üzücü ve çözülmesi gereken büyük bir insanlık dramı. ama legal yollarla avrupa'da bu kadar fazla göçmen olmasının da dünya ekonomisi üzerinde çok olumlu etkileri bulunmakta. avrupalıların sömürdükleri ülkelerden gelen bu insanlar sayesinde avrupa'nın yıllarca gasp ettiği kaynaklar bir nebze olsun gelişmekte olan veya geri kalmış ülkelere geri aktarılmakta. her yıl milyarlarca euro bu insanlar sayesinde avrupa'dan çıkarak dünyanın geri kalmış bölgelerine dağılıyor.
  • canlı televizyon yayınlarının kasıtlı olarak aslında 7 saniye geriden gelmesi. bu 7 saniyelik süre canlı yayında edilebilecek küfürleri sansürlemek veya sahne kazalarının önüne geçmek için kullanılıyormuş.

    https://en.wikipedia.org/wiki/broadcast_delay
  • amazon logosundaki aşağıya doğru eğimli ok işareti a'dan z'ye ürün çeşitliliği ve müşteri memnuniyetini temsil ediyormuş. basit ama anlamlanınca hoşuma gitmişti.
    görsel
  • ctrl kısayollar(excel)

    görsel
  • sarılmak insan ilişkilerinde önemlidir. eski bir arkadaşla karşılaşırız sarılırız ya da özlediğimiz birine kavuştuğumuzda özlem gidermek için sarılırız. ağladığımızda veya kendimizi iyi hissetmek, güvende hissetmek için sarılırız. peki başka bir insana sarılmak neden iyi hissettirir ki bize?

    sarılmak bir nevi dokunma çeşidi. insanların birbirlerine dokunmaları, bir çeşit sosyal ilişki yöntemidir. insan ilişkilerinde samimiyetin derecesine göre, insanlar birbirlerine belirli derecelerde dokunuyorlar. kimi zaman dokunarak anlatmak istediklerimizi de karşımızdakine iletebiliyoruz. örneğin küçük bir çocuğa aferin demek için kafasını okşuyor ya da arkadaşımıza her şey daha iyi olacak demek için omzuna dokunuyoruz.

    sarılma içerisindeki küçük dokunuşlar da belirli sinirlerin uyarılmasını sağlıyor- afferent c-tensel nöronlar yalnızca tüylü derilerde bulunurlar ve dokunma acı ve baskı ile ilgili bilgiyi ileten sıradan sinirlerden farklıdırlar. afferent c-tensel nöronlar yalnızca ışığa ve yavaş dokunmaya tepki verirler. bu nöronlar doğrudan beyin ile olan bağlantıları sayesinde endorfinlerin salınımını tetikleyebilirler.

    endorfinler acı kontrol sisteminin bir parçasıdırlar ve uyuşturucu-benzeri ağrı kesici etki yaratırlar. bu konu üzerinde yapılan bir çalışmada sarılmanın etkisinin çözümlenmesi için, araştırmacılar kısaca pet olarak bilinen bir beyin görüntüleme formu kullandılar ve insan gövdesine yavaşça dokunmanın beyinde ciddi endorfin cevabı olduğunu gösterdiler. dokunmanın başka bir versiyonu olan sarılma da aslında ilişkilerimizi oluşturup düzenlememizi sağlar.
    çünkü psikolojik acı hissetme durumunda işleyen beyin bölgeleri ile fiziksel acı hissedilirken işleyen beyin bölgeleri aynıdır. endorfinler de fiziksel ve psikolojik acının dindirilmesini sağlar. bu sebeple ağlayan birisine sarılmak onun için oldukça rahatlatıcıdır. endorfinler aynı zamanda beynin ödül ile alakalı böglelerini de çalıştırırlar. bu da insanların bu davranışı tekrarlamalarını sağlar.
    kaynak
  • romantik bir bilgi ekleyeyim o zaman:

    yeryüzünde açan ilk çiçeğin montsechia vidalii olduğu kabul edilir. bu çiçeğin de bir orkide türü olduğu varsayılıyor.
    yani buna göre diğer tüm çiçekler orkide soyundan geliyor.

    bu sebeple birine orkide hediye etmek 'sen benim dünyamda açan ilk çiçeksin' anlamına geliyor.
  • başlığa tam uygun mu bilemedim fakat paylaşmak istedim.

    derler ki;
    bir gün cengiz han, tüm hanlarını toplamış, sağ yanına da eşini oturtmuş.
    hanlarına dönerek:
    "ben hanlar han'ı cengiz han, hepinizin hanıyım", eşini göstererek;
    "bu da benim han'ım" demiş.

    hanım kelimesinin kökeninin buradan geldiği rivayet edilir.
  • evrende her şey belli bir neden sonuç ilişkisine dayanır. ne sigara yaktın diye o otobüs gelmiştir, ne çok sevdin diye terkedildin. zamanı geldiği için otobüs geldi, daha iyisini bulduğu için terkedildin.
  • söylemlerinde inancı ve vatan sevgisini referans gösteren bir partinin, devasa büyüklükte bir ülkeyi;

    - yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getirmesine,
    - korkunç boyutlarda yolsuzlukları göstere göstere yapmasına,
    - bürokrasiyi terör örgütlerine teslim etmesine,
    - ülke döviz rezervlerini akrabalarına ve yandaşlarına çok ucuza vererek bitirmelerine,
    - ülkeyi dünyada rezil rüsva etmelerine,
    - ülkeye on milyonlarca ne üdüğü belirsizi geçici sığınmacı olarak alıp, vatandaşlık vermesine,
    - hukuk sistemini mahvetmesine,
    - eğitim sistemini defalarca kez değiştirip mahvetmesine,
    - farklı tipte hastaneler yaparak ülkeyi borca sokmalarına,
    - ihale kanunu 200'e yakın kez değiştirip tamamen çıkar amaçlı ihalelerle ülkenin geleceğini bile borçlandırmalarına,
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    rağmen, hala destekçi bulabilmesi.
hesabın var mı? giriş yap