• bundan 13,7 milyar yıl önce, şuanda etrafımızda gördüğümüz herkesin ve herşeyin aynı minik noktada beraberce bulunduğu gerçeği.

    büyük patlamayla ortaya çıkan bu aşırı sıcak ve küçük noktanın, bugün evrende olan herşeyi içinde barındırıyor olması insanın hayal gücünün sınırlarını zorlar.
  • kadınlardaki regl döneminin 28 günde bir olmasının sebebinin ay döngüsünün 28 gün sürüyor olması.
  • pes ve fifa oyunlarında gerçekçiliği yakalamak adına % 8 hakem hatası payı varmış.
  • dünyamızın bugünkü halini alana kadar hangi süreçlerden geçtiği.

    13,7 milyar yıl önce. etrafımızda hiçbir şey yok. uzay ve zaman bile yok. hayal edebileceğimiz en karanlık ve boş an. ve birden evren ortaya çıkıyor. bir atom kadar ufak ve inanılmaz derecede sıcak. bugün evrende olan herşeyi içinde barındırıyor bu küçük nokta. ve inanılmaz bir hızda etrafa genişlemeye başlıyor.

    ilk birkaç saniye içinde bu enerji farklı parçalara bölünüyor ve evrendeki dört temel kuvveti oluşturuyor. bunlar kütle çekimi, elektromanyetizma, güçlü ve zayıf çekirdek kuvvetleri. ortaya çıkan bu enerji oldukça büyülü bir şey yapıyor, katılaşarak maddeye dönüşüyor. bunun sonucunda ileride protonu oluşturacak quarklar ve elektron içeren leptonlar oluşuyor. yani maddenin yapı taşları ortaya çıkmış oluyor.

    patlamadan 380 bin yıl sonra hidrojen ve helyum gibi basit atomlar ortaya çıkıyor. bu atomların daha yoğun bulunduğu yerlerde kütle çekimi daha kuvvetli hale geliyor. böylece yoğun yerlerdeki kütle çekimi, hidrojen ve helyum atomlarından oluşan bulutları kümeler halinde sıkıştırmaya başlıyor. her bir bulutun yoğunluğu arttıkça kütle çekimi daha da artıyor ve bulutların merkez sıcaklığı da artmaya başlıyor. bulutların merkez sıcaklıkları 10 milyon derecelik eşik değerin üzerine çıktığı zaman protonlar birleşmeye başlıyor ve inanılmaz bir enerji açığa çıkıyor. böylece büyük patlama'dan 200 milyon yıl sonra evrenin her yanında yıldızlar ortaya çıkmaya başlıyor. milyarlarca yıldız!

    büyük yıldızlar ölmeye başlayınca patlayarak çok yüksek ısılar yaymaya başlıyorlar. bu sayede protonlar farklı kombinasyonlarla birbirleriyle birleşerek periyodik tablodaki elementleri oluşturmaya başlıyorlar. bu aynı zamanda bizi ve etrafımızdaki herşeyi meydana getiren atomların bir süpernova patlaması sırasında oluştuğu anlamına geliyor. *

    genç yıldızların yakınlarında tüm bu elementler bir araya geliyor ve yıldızın etrafında dönmeye başlıyorlar. bu elementler biraraya geldikçe ufak toz tanelerini oluşturuyorlar. daha sonra kayaları, asteroidleri, gezegenleri oluşturuyorlar. ve bizim dünyamız da patlamadan 9,2 milyar yıl sonra bu şekilde oluşuyor.
  • yalnızca insanlar ve yunuslar zevk için sevişirlermiş. diğerleri hep çoğalma, hep üreme. ha buarada en az 3 çoc...
  • mangal kömürü'nün odundan yapılması.
  • barbaros'un kelime anlamının kızıl sakal olması ve portekizce'den(barbarossa) gelmesi. barba sakal, rossa kızıl
  • gezegenimizdeki ilk canlı organizmaların nasıl ortaya çıktığı.

    gaz ve toz bulutundan dünyamız oluştu. (bkz: #30514987)

    canlı organizmaların ortaya çıkması için gerekli kimyasal olayların gerçekleşmesi gerekir. bunun için en başta ihtiyacınız olan şey enerji. ama bu enerji çok fazla olmamalı. bir yıldızın merkezindeki enerji o kadar fazladır ki, burada bir araya gelen atomlar hemen tekrar ayrışırlar. bu enerji çok az da olmamalı. yıldızlararası boşluktaki enerji o kadar azdır ki, burada atomlar birleşemezler. ihtiyacınız olan şey yeteri kadar enerji. bunun için de yıldızlara yakın mesafede bulunan gezegenler ideal bölgeler oldu. dünyamız gibi!

    ikinci olarak kimyasal çeşitliliği sağlamak için bir ortama ihtiyacımız var. bu ortam gaz olamaz çünkü gaz halindeki maddelerde atomlar birbirlerinin yanından öyle hızlı geçerler ki birbirlerine tutunamazlar. bu ortam katı da olamaz çünkü katılarda atomlar birbirlerine çok tutunurlar, hareket edemezler. o halde geriye sıvılar kalıyor. su! sıvılarda atomlar yavaş yavaş hareket edebilir, birbirlerine tutunabilir ve zincir haline gelip molekülleri oluşturabilirler.

    yıldızına uzaklığı tam olması gerektiği kadar olan gezegenimiz devasa okyanusların oluşmasına izin veriyor. ve çeşit çeşit elementlerin bulunduğu bu okyanusların tabanındaki çatlaklardan dünya'nın içinden gelen ısı dışarıya sızıyor. bu derin okyanus bacalarında muhteşem bir kimyasal reaksiyon başlıyor.

    ama yaşam, rastgele bir araya gelen kimyasal bileşiklerin ötesinde bir şey. tam bu noktada mucizevi bir molekül oluşuyor. dna! bu molekülün her bir basamağı bilgi içeriyor. yaşayan organizmalar hakkında içerdiği bu bilgiyi kendisini kopyalayarak bütün okyanusa yaymaya başlıyor. adeta bir yaşam şablonu görevi görüyor. dna'nın asıl güzelliği ise onun kusurlu yönlerinde saklı. dna kendini kopyalarken, her bir milyar basamakta bir hata ortaya çıkar. ve bu aslında dna'nın bir şekilde öğrendiğini gösteriyor. bu şekilde dna yaşayan organizmaları yapacak yeni yollar biriktiriyor. ve böylece daha büyük bir çeşitlilik elde ederek daha karmaşık bir hale geliyor. bu şekilde okyanuslarımızda tek hücreli canlılar ortaya çıkıyor.
  • kokoş sıfatının chanel markasının kurucusu coco chanel den geldiğini öğrenmek.
  • kedilerin tahta vb şeyleri tırmalamasının içgüdüsel bir davranış olduğu. her zaman aklıma takılmış ama bir türlü bilgisayarın başına oturduğumda akıl edip araştırmamıştım kedilerin neden tırmadıklarını. şimdi dışarda kediyi gördüm ve aklıma geldi bakmak. tırmalamak kediler için doğal bir işaretleme, diğer kedi ve hayvanlara mesaj bırakmalarına yarayan olaymış. vayy bee ufkum tavan yaptı tavan... uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor görüyorum dönence...
hesabın var mı? giriş yap