• aslında birden çoktur tabi.. ama bir tanesi ve en hoşuma gidenlerden birisi şudur: hani florasan lambalarının yanmasını sağlayan ve düğmeye bastığınızda ortasındaki küçük led lambanın birkaç defa yanıp florasanı yaktığı alet vardır ya.. genel de beyaz renkli bir küçük hap kutusu kadardır boyu.. işte onun adı halk arasında startel'dir.. yıllarca ben de böyle bildim. nerden bileyim aslının (bkz: starter) olduğunu.. üstelik türkçe anlamı da cuk diye oturuyorken nasıl da düşünememişim..
  • şu an bu yazıyı okurken vücudunuzda bulunan atomlardan 200 milyarının bir zamanlar einstein'a ait olması.

    vücudumuzdaki hücreler ve atomlar sürekli yenilenip değişmektedir. aslen vücudumuzun %70'ini oluşturan su molekülleri her 8 günde bir yenileniyor. bununla birlikte
    vücudumuzu oluşturan atomların %98'i her sene yenileniyor. 5 yılda bir ise vücudumuzdaki bütün atomlar yenileriyle değişiyor. yani şu an elimizi, yüzümüzü, beynimizi oluşturan hiçbir atom aslında 5 yıl önceki atomlar değil.*

    peki vücudumuz tam olarak ne kadar atom barındırıyor? vücudumuzdaki tek bir hücrede samanyolundaki toplam yıldız sayısının 100 katı kadar yani 200 trilyon tane atom bulunmakta. ve ortalama bir insan vücudunda yaklaşık 100 trilyon hücre bulunmakta. hesabı siz yapın.**

    vücutlarımız bu kadar fazla atom içerdiğinden ve bu atomlar çok sık olarak yenilendiğinden, aslında dünya üzerindeki bütün atomlar bir döngüde. istatiksel olarak konuşursak şu an vücudumuzda bulunan atomların 200 milyarı bir zamanlar shakespeare'in vücudundaydı. aynı şekilde vücudumuzdaki atomların 200 milyarı beethoven'da, 200 milyarı bir dinazorda ve maalesef 200 milyarı hitlerin vücudundaydı bir zamanlar. kaynak.

    eğer farklı açıdan bakarsak bundan 1000 yıl sonra bir insan diğer yıldız sistemlerindeki gezegenlere ilk adımı attığında ya da dünya dışı canlılarla ilk iletişime geçtiğinde, o kişinin vücudunda bulunacak atomlardan 200 milyarı tam şu anda sizin vücudunuzda bulunuyor. biraz durup bunu düşünmek iyi geliyor insana. hadi sevin kendinizi.
  • en gereksiz yalanlar, genelde bir başkasını terk ederken söylenir.

    sadece doğruları söylememiz yetecekken...
  • merkez bankasının tamamen devlete ait olmamasıdır. yani türkiye cumhuriyeti(!) merkez bankası değil, türkiye cumhuriyet merkez bankası. bu kelime oyununu öğrendiğimde bi sigara yakıp uzaklara dalmıştım.
  • boening x-33'ün 1 saatte altı zaman dilimi yol gidebilmesi. m&ş dan brown.
  • microsoft word'te hazırlanan bir belgenin kaydetmeden çıkılsa dahi çok çok kolay bir şekilde ulaşılabilir olduğu. vay efendim iki saattir uğraşıyodum bütün emeğim gitti, yok müdüre yetiştirmem lazımdı şimdi yalan söylüyorum sanıcak, yok efendim sabaha kadar uğraştım şimdi ödevi yetiştiremiycem derdi aslında yokmuş lan. olum yıl 2013 artık bunlar kalmamış lan. o abidik hal ve hareketler geçmişte kalmış lan. bak şimdi şöyle oluyo;

    yazdın yazdın kaydetmeden çıktın. geri getirmek için yapılacak şey, aynı belgeye girmek, sol taraftaki dosya menüsünden bilgi ekranına tıklayıp, ekranda beliren sürümleri yönet simgesinin yanındaki "kaydetmeden kapattığımda" şeklinde beliren dosyanıza tıklamak. ahan da ekran görüntüsü;

    http://s12.postimg.org/…/kaydetmeden_ka_att_mda.jpg

    laaps diye getiriveriyo valla. sonra farklı kaydet diyip aynen devam ediyosun. bilmiyorum genel olarak bilinen bişiy miydi ama valla ben bulunca hemen paylaşayım didim. kullanın bunu.

    edit: office 2010 ve sonrası için geçerlidir.
  • eski türkçede tanrı ve hükümdar için kullanılan bir unvan olan şanyu'nun ya da tanhu'nun aynı kökenden gelmesi. şanyu'nun, osmanlıların kullandığı zi'l-lullah-i fi'l-arz "allah'ın yer yüzündeki gölgesi" ile aynı anlama gelmesi. yani şanyu tanrının yeryüzündeki temsilcisi demek. bunun gökte tek tanrı, yerde tek hükümdar anlayışı ile örtüşmesi.
    (bkz: kızıl elma)
    (bkz: tanhu)
  • (bkz: donatılar)*
  • penne arrabbiatadaki arrabbiata'nın aslında "kızgın, sinirli" gibi bir anlamı olması.
hesabın var mı? giriş yap