4000 entry daha
  • belki ufkumuzu iki katına çıkarmayacak, belki de sözlükte bir yerlerde bu bilgiler bulunabilecek; ama en azından toparlayarak yazdığım, bazı popüler şarkıların hikayeleridir:

    - elvis presley'nin 27 ocak 1956 yılında yayınlanan heartbreak hotel adlı single'ı, 1955 yılında, müzik geçmişi bulunan bir lise öğretmeni olan mae boren axton ve jacksonville'li şarkıcı-söz yazarı tommy durden tarafından yazıldı. şarkının sözlerine, the miami herald gazetesinde çıkan bir haber ilham oldu. haberde, bütün kimlik belgelerini yok ettikten sonra, bir otelin penceresinden atlayarak intihar eden bir adam anlatılmaktaydı. adam, gerisinde sadece bir cümlelik bir intihar notu bırakmıştı: "i walk a lonely street". axton bu intihar mektubundan çok etkilenmişti ve "dünyada herkes kendisini umursayan en az bir kişiye sahiptir. hadi bu yalnız caddeye (lonely street) bir de kırık kalpler oteli (heartbreak hotel) kolayım." dedi. presley şarkıyı ilk duyduğunda öyle sevdi ki, üst üste on kere dinleyip ezberledi.

    hey now, if your baby leaves you,
    and you got a tale to tell.
    just take a walk down lonely street
    to heartbreak hotel.

    - ray charles'ın 1959 tarihli single'ı what'd i say, 1958 aralık'ta vermekte olduğu bir konserde, çalacağı şarkıların bitmesi ancak geriye kalan 12 dakikayı doldurmak zorunda olması üzerine, ekip arkadaşlarına "dinleyin, biraz zaman geçireceğim. bana ayak uydurun." demesiyle tesadüfen ortaya çıktı.

    - 1960 yılında ben e. king ve the drifters tarafından kaydedilen save the last dance for me şarkısı, söz yazarı doc pomus tarafından kendi düğünü esnasında yazılmıştı. pomus, küçükken geçirdiği çocuk felci yüzünden sakat kalmıştı. eşi willi burke ise broadway'de aktris ve dansçıydı. düğününde kendisi tekerlekli sandalyede otururken, çiçeği burnunda eşi davetlilerle dans ediyordu. pomus da şarkısında burke'e eğlenmesini, ancak onu eve götürecek ve kollarında olacağı kişinin kim olduğunu unutmamasını söylüyordu.

    but don't forget who's taking you home
    and in whose arms you're gonna be
    so darlin'
    save the last dance for me

    - the beatles 1965 yılında çıkardıkları help! albümünün belki de en bilindik şarkısı yesterday'in hikayesi, paul mccartney'nin kız arkadaşı jane asher ve ailesiyle kaldığı wimpole street'deki evinde bir gece rüyasında gördüğü ve sabah kalkar kalmaz piyanonun başına oturup çalmaya başladığı melodiyle başladı. mccartney melodiyi rüyasında gördüğü için önce korktu "acaba başkasından mı duymuştum" diye düşündü. "yaklaşık bir ay boyunca müzik piyasasından insanlara danışıp bu melodiyi daha önce duyup duymadıklarını sordum, birkaç hafta içinde kimse sahiplenmezse benim olabileceğini düşündüm" dedi. melodinin başkasına ait olmadığından emin olduktan sonra üzerine sözler yazmaya başladı. şarkının ilk adı scrambled eggs'di zira "yesterday all my troubles seemed so far away" şeklinde daha sonradan değiştirilen kısım, ilk yazıldığında "scrambled eggs, oh my baby how i love your legs" ("yağda yumurtaaaa, oh bebeğim bacaklarını ne kadar da çok seviyoruuum..." :/ ) idi.

    - yine the beatles'ın 1968 yılında yayınlanan single'ı hey jude, paul mccartney tarafından john lennon'un oğlu julian lennon için yazılmıştı. 1968 yılında john lennon ve eşi cynthia lennon, john'un yoko ono * * ile yaşadığı ilişkiden dolayı boşanmışlardı. mccartney, john ve cynthia'nın oğlu julian için çok üzülmüştü. bir gün cynthia ve julain'ı ziyarete giderken, arabada bu şarkı aklına düştü. şarkının adı ilk başta "hey jules" idi. " 'hey jules' diyerek başladım; üzülme, hüzünlü bir şarkıyı düşün ve onu daha iyi bir hale getir. hey, bu korkunç durumun üstesinden gelmeye çalış' ("hey jude, don't make it bad, take a sad song and make it better"). bunun julian için çok kolay olmayacağının farkındaydım. boşanma durumlarında her zaman çocuklara üzülürüm. yanlarına gittiğimde bu şarkı aklımdaydı. daha sonra 'jude' diye değiştirdim çünkü kulağa daha iyi geldiğini düşündüm." julian lennon, şarkının kendisine yazıldığını neredeyse yirmi yıl sonra fark etti.

    - eric clapton'ın yazdığı ve grubu derek and the dominos ile icra ettiği 1970 tarihli single'ı layla, nizami'nin leyla ile mecnun adlı eserinden etkilenerek yazıldı. clapton, leyla ile mecnun'u, daha sonra müslüman olan arkadaşı ian dallas'tan duydu ve imkansız aşklarından çok etkilendi. eric clapton'ınu mecnun eden leyla ise, bir başka arkadaşı, the beatles'ın gitaristi george harrison'ın model eşi pattie boyd idi. 1977 yılında harrison ve boyd boşandı, boyd clapton ile evlendi. clapton daha sonra pattie boyd'a wonderful tonight'ı yazdı. ama bu evlilik de yürümedi ve çift 1988 yılında boşandı.

    - deep purple'ın 1972 tarihinde yayınlanan machine head isimli albümlerinden smoke on the water, grubun yaşadığı bir olaydan etkilenerek yazıldı. 4 aralık 1971'de deep purple, isviçre'nin montrö * şehrinde, yeni albümlerinin kayıtları üzerinde çalışıyordu. kayıtlar için rolling stones'tan kiraladıkları ve şarkının sözlerinde de "rolling truck stones thing" ve "the mobile" diye geçen the rolling stones mobile studio'yu kullanıyorlardı. çalışmalarını ise şarkıda "the gambling house" olarak geçen, cenova gölünün kenarındaki montreux casino'da yapıyorlardı. onlar kayıtlar üzerine çalışırken, gazinoda bir frank zappa and the mothers of invention konseri gerçekleştirildi. konser esnasında izleyicilerden biri bir işaret fişeği patlattı (şarkıda: "some stupid with a flare gun") ve hint kamışı kaplı tavan olduğu gibi alev aldı. bütün gazino ve the mothers of invention'ın ekipmanı yandı. şarkıya adını veren "smoke on the water" ise, yangının cenova gölü üzerindeki yansımasıydı. şarkıda geçen "funky claude was running in and out", montrö caz festivali'nin direktörü claude nobs'un, izleyicilerin yangından kaçmasına yardım edişini anlatıyordu.

    - michael jackson'ın altıncı solo albümü olan 1982 tarihli thriller'ın ikinci single'ı billie jean, jackson arabada giderken aklına düştü . şarkıyı düşünürken o kadar dalmıştı ki, arabasının alev aldığını fark etmedi. yanından geçen bir motosikletli onu uyarmasaydı, o şekilde gitmeye de devam edecekti. daha sonra "o çocuk o gün muhtemelen birçok kişinin hayatını kurtardı" dedi. şarkıyı, 1960'larda kendilerine groupie diyen kızlardan esinlenerek yazdığını söyledi. billie jean herhangi bir kız değildi. groupie'ler şehirlerine gelen hemen her grupla takılır, kulislerine girerlerdi. ve bazen de çocuklarının bu "birliktelikten" olduğunu iddia ederlerdi.

    - nirvana'nın 1991 tarihli nevermind albümünün açılış şarkısı ve ilk single'ı smells like teen spirit'i grup ilk başta beğenmemişti. bunun üzerine, şarkıyı pixies'den etkilenerek yazdığını söyleyen grubun front man'i kurt cobain (cobain büyük bir pixies hayranıydı. hatta "keşke pixies'le çalabilsem ya da en azından pixies cover'ı yapan bir grupta olsam" diyordu.), gruba şarkıyı 1 buçuk saat boyunca üst üste çaldırdı. en sonunda grubun bas gitaristi krist novoselic "bari bunun riff'lerinin temposunu düşüreyim" dedi. davulcu dave grohl da bu tempoya ayak uydurdu ve şarkı tekrar düzenlenen haliyle beğenildi. böylece şarkı, nevermind albümünde, grubun tüm üyeleri tarafından düzenlenen tek şarkı oldu.

    biraz da hangi şarkıyı kim için yazmışlar'dan bilinebilecekler:

    - alanis morissette'in 1995 tarihli single'ı you oughta know, türkçeye bizim ev diye çevirilen, 80'lerin sonu 90'ların başı dönemindeki epik dizi full house'ta joey rolünü canlandıran ve morissette'in eski sevgilisi olan dave coulier için yazılmıştı. (ayrıca şimdi fark ettim, daha önce fark eden olmuştur belki de, kendisinde inanılmaz bir robin sparkles p.s i love you havası var, demek ki o da ondan esinlenerasfgfkl)

    - bruno mars 2012 tarihli single'ı locked out of heavenhalle berry için yazdığını söylemişti.

    - amy winehouse'un me & mr jones adlı şarkısı rapçi nas için yazıldı.

    - nirvana'nın davulcusu, foo fighters'ın kurucusu ve front man'i dave grohl, grupla aynı adı taşıyan 1995 tarihli foo fighters albümünün i'll stick around adlı şarkısını kurt cobain'in eski karısı courtney love için yazmıştı.

    - billy joel'un 1983 yılında yayınlanan albümü an innocent man'deki uptown girl şarkısı, o zamanki kız arkadaşı elle macpherson için yazılmaya başlanmış, daha sonra eşi olan christie brinkley için değiştirilerek tamamlanmıştı ( her ikisi de 1989'lerin en meşhur süper modellerindendi. çakal billy)

    - toto'nun 1982 tarihli rosanna'sı ve peter gabriel'in 1986 tarihli in your eyes şarkıları, aktris rosanna arquette için yazılmıştı.

    sıkıldım amk.
  • kalem pil bitti mi bitmedi mi bilmiyoruz mesela, eksi kutbuna parmağımızı, artı kutbuna dilimizi değdirmek suretiyle dilimizde minik bir gıdıklanma hissediyorsak o pil doludur arkadaşım.

    9 voltla denemeyin de.
  • history kelimesinin aslında seksüel bir kelime olduğu ve "his story"den geldiği. daha sonra bizdeki "pazar ertesi" gibi kaynaşmış ve şuanki halini almış. hatta bazı feministlerin history yerine "her story" şeklinde kullandığı.
  • bazı enteresan tarihi bağlantılar.

    ülke dediğinin bir adı bir bayrağı olur ne güzel herkes onu kullanır. ama bu öyle değil. kimisi ingiltere* diyor, kimisi birleşik krallık*, kimisi büyük britanya*. aynı şey değil bunlar elbet, farkları var şöyle. birleşik krallık: ingiltere, iskoçya, galler ve kuzey irlanda ülkelerinden meydana gelen bir ülkedir. büyük britanya ise üzerinde ingiltere, iskoçya ve galler'in yer aldığı, britanya adaları içinde en büyüğüne verilen isimdir. yani adanın ismi. ingiltere ise büyük britanya adası'ndaki en büyük ülkenin ismidir. birleşik krallık ingiltereden yönetilir evet, ama birleşik krallık içerisindeki diğer ülkeler kendi bağımsız parlamento sistemlerine sahiptirler. birleşik krallık'ın bayrağı da ingiltere, kuzey irlanda ve iskoçya'nın bayraklarının birleşiminden oluşur.

    bu britanya adaları son buz devrinin bitiminden hemen sonra, yani yaklaşık 10 bin yıl önce, avrupa kıtasının bir parçasıydı. ısınmayla birlikte kilometrelerce kalınlıktaki buz eriyip su baskınları yaratarak manş denizinin oluşmasına yol açar. deniz 130 metre kadar yükselir ve büyük britanya adalarının avrupa kıtasından kopmasına neden olur. o güne kadar ingiltere'den fransa'ya yürüyerek gidilirken artık gidilemez olur. oluşan manş denizi savaşlarda ingiltere'yi karadan gelebilecek tehlikelere karşı koruyarak ingiltere'nin yükselişine yardımcı olmuştur. ikinci dünya savaşında dünya'nın en iyi donanmasına sahip olan ingiltere böylece almanlar'dan kendilerini koruyabilmiştir. birçok alman savaş uçağı da manş denizini geçerken yakıtı bitip denize çakılmıştır.

    bundan yıllar sonra buraya denizin altından bir tünel inşa edilmiştir. aslında ilk tünel projesi 1802 yılında fransız bir maden mühendisinden gelmiştir. daha ortada doğru dürüst motorlu araç yok, hep at arabası, ama ona rağmen böyle bir tünel projesiyle çıkagelmiş bir amcamız. fakat savaşlar yüzünden ertelenmiş proje. ta ki 1986 yılına kadar. sonunda proje yapımına başlanmış. bir taraftan ingilizler bir taraftan fransızlar denizin altında kaza kaza birbirlerine ulaşmışlar. tünel 1994 yılında kullanıma açıldı ve ingiltere'nin dover kenti ile fransa'nın calais kentini birbirine bağladı.

    calais'in marcoing kasabası, bundan yıllar önce 1918'de birinci dünya savaşı'nın en şiddetli çatışmalarından birine sahne olur. henry tandey adında bir ingiliz askeri burada savaşırken yaralı bir alman askerini görür. hemen silahına davranır ama niyeyse ateş etmez, duraklar. aslında o sıralar esir alma gibi bir durum yok yaralı yarasız görülen bütün alman askerler öldürülüyor. ama tandey o gün yeterince insan öldürdüğüne karar verip silahını indirir. askere gitmesini söyler ve alman askeri teşekkür ederek orayı terk eder. bu yaralı alman askerinin adı adlof hitler'dir. bir insanın yaralı birine duyduğu merhamet ve bunun milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanması*... tandey elbette bunu bilemezdi, o an doğru düşündüğü şeyi yaptı. ama geriye dönüp baktığımızda aslında küçücük şeylerin ne kadar fazla insanın hayatını etkilediğini görmek ürpertici oluyor.

    bundan yıllar sonra 1938'de ingiltere başbakanı chamberlain, avrupa'daki olası bir savaşın önüne geçmek için hitler ile görüşmeye almanya'ya gider. başbakan hitler tarafından bavaria'da ağırlanır. burada hitler, ressam fortunino matania'nın şu tablosunu göstererek şöyle der başbakana: "bu adam beni öldürmeye o kadar yaklaşmıştı ki bir daha almanya'yı göremeyeceğimi düşünmüştüm." der.
  • pilotların ve yardımcı pilotların olası bir yemek zehirlenmesinden aynı anda etkilenmemeleri için farklı yemekler yemeleri.
  • 8-5 çalışmak tabirinin, sabah sekizden akşam beşe kadar çalışmak degilde, günde sekiz saat haftada bes gün çalışmak demek olduğunu öğrenmek.
  • ufkumuzu iki katına çıkarır mı bilmem ama çift taraflı aynaları anlamak için parmağımızla aynaya tırnağımız değecek şekilde bastırıyoruz eğer parmağımızın yansımasıyla arasında ufacık bir boşluk varsa normal bir ayna, eğer hiç boşluk yoksa, sanki yansımayla bitişik gözüküyorsa izleniyorsunuz demektir. anlamayanlar için şöyle bir görsel var:

    https://www.wikihow.com/…-v4-728px-49418-7.jpg.webp

    yabancı kaynak
  • aslinda ogrenildiginde degil de dusunuldugunde ufku iki katina cikaran bir durum olarak izah edilebilir bu yazacagim. hali hazirda herkesin bildigi bir durum bu ancak dusundugunuzu pek sanmiyorum.

    cin'de bildiginiz uzere devletin 70'lerden beridir suregelen tek cocuk politikasi sert bir sekilde uygulaniyordu. gectigimiz aylarda bu durum az da olsa gevsetilerek eslerden birinin tek cocuklu aileden gelmesi durumunda, ikinci cocuk sahibi olmalarina izin verildi. ancak bu gectigimiz 40 yildan bugune suregelen akrabalik iliskilerinin neredeyse yok olmasini engelleyebilmis olamaz.

    1.5 milyara dogru giden nufusuyla cin halk cumhuriyeti'nde, hemen hemen her aile bir cocuga sahip.

    bu su demek ; cin vatandaslari, abi, abla, kardes, dayi, teyze, amca, hala, baldiz, bacanak, eniste, elti, gorumce, yenge, kayinco gibi kavramlardan onlarca yildir uzaklar. hatta bu kavramlari hic tanimiyorlar.

    kendi adima ben amcanin, dayinin, halanin, teyzenin dahasi abinin, ablanin, kardeslerin ve digerlerinin olmadigi topluma toplum demem, diyemem yav. en azindan bunlarin 3-5 tanesinin bilinmesi ve o toplumda var olmasi gerekli. varsin nufuslari 10 milyar olsun. bu nasil bir hayattir, nasil bir yasamdir cozebilmek guc. dusundukce lan nasil olur ya diyorum.
  • goodbye aslında "god be with you" 'nun evrimleşerek kısalmış haliymiş.

    bana inanmıyorsan wiki'yede mi inanmayacaksın?
  • kayahan'ın mavilim şarkısını, karşısında sabahladığı mavi ışıkları olan müzik setine ithafen yazması.

    sabah oldu, mumları söndürdüm,
    yine benim uykumu öldürdün,
    yağdı yağdı üstüme hatıralar...
37789 entry daha
hesabın var mı? giriş yap