• hepimizin yıldız tozu olması.
    günümüz ölçüm cihazları sayesinde, dünyamızdan çoook uzaklardaki nesneleri gözlemleyebiliyor, bu objelerin gösterdikleri fiziksel özellikleri ölçebiliyor, bu verileri inceleyerek evrenimizin geçmişi ve geleceğini öngörebiliyoruz. bu bilgiler bize gösteriyor ki evrendeki tüm yıldızlar, gezgenler, dünyadan ve aslında birbirlerinden uzaklaşıyor. daha uzaktaki objeler daha da hızlı uzaklaşıyor. bu filmi geriye doğru oynattığınızda evrendeki tüm yıldızlar, tüm gezegenler birbirlerine ve bir noktaya yaklaşıyorlar. anlıyoruz ki evrendeki maddelerin tamamı büyük bir patlamanın sonucu etrafa hızla yayılıyorlar. bundan yaklaşık 13.6 milyar yıl önce bu büyük patlama gerçekleşiyor. evrendeki bütün enerji ve maddenin kaynağı olan patlamanın sıcaklığı çoooook yüksek. öyleki, evrenin ilk 300 bin yılında hiçbir madde atoma dönüşemiyor. dönüşse bile kararsız madde olup anında enerjiye geri dönüşüyor. evrende ilk oluşan element, en basit hali ile, iki atomun birleşmesinden doğan hidrojen molekülleri oluyor. hidrojen evrende en yaygın görülen madde olmasının sebebi de bu. hidrojen, henüz genç bir yıldız olan bizim güneşimizin de bugünkü yakıtı. yıldızlar yaşlandıkça hidrojen molekülleri helyuma, helyum daha ağır moleküllere dönüşerek, periyodik cetvelde gördüğümüz elementler birer birer meydana geliyorlar. bir yıldız ömrünü sonlandırırken, evrende görebileceğiniz en şaşalı patlamalardan birini gerçekleştiriyor, supernova. supernova ile patlayan yıldızımız kendi fırınında pişirdiği bu elementleri tüm evrene toz halinde saçıyor. sonra bu tozlar başka yıldızların etrafında biraraya gelerek gezegenleri oluşturuyorlar. dünyamız da tam olarak böyle oluştu. ve bizler, yani tüm dünyalılar, bu yıldız tozlarının biraraya gelmesinden meydana geldik. yani, yıldızlar ömürlerinin sonunda patlayıp toza dönüşecek kadar kibar olmasalardı, hiç birimiz olmayacaktı (l. krauss).
    ozeti için
    (bkz: http://alkislarlayasiyorum.com/…-tozuyuz-carl-sagan)
    azcık detayı için
    (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/büyük_patlama)
  • iran eğitim sisteminde evrimi teorisinin 5. sınıftan itibaren tüm çocuklara öğretilmesi. iranda evrim teorisinin islam öğretiyse çelişmediğinin savunulması ve bu noktada bilim adamlarının bulgularını bilimsel doğrular olarak kabul edilmesi. evrim teorisine karşı çıkma'nın sunni müslümanlara özgü olup, irandaki müslümanlarca aksinin savunulması.

    aşağıdaki linkte bulunan makalede farklılıkların detayına ulaşabilirsiniz.
    (bkz: http://www.academia.edu/…_and_saudi_arabia_compared)
  • -yaşadığımız evrenin fiziki doğası hakkında söylenecek çok fazla şey var; hayatın desteklenmesi için her şeye hakim olan o kesin denge… evrenin fiziksel özellikleri beni, oyumu bütün bunları planlayan bir varlık ya da yaratıcı’dan yana kullanmaya sevk ediyor. sadece tek bir proteinin, örneğin glikojen fosforilizin fazlasıyla kompleks yapısı bile insanın kafasını karıştırmaya yetiyor. protein sentezi, dna replikasyonu ve onarımı ve aynı oranda karmaşık olan daha yüzlerce süreç göz önüne alındığında insan ancak huşu olarak tanımlanabilecek bir hisle baş başa kalır.

    jay roth
  • hala, anlamadığı veya karışık bulduğu şeyler karşısında büyülenen ve "kesin bir yaratıcı var olm" diyen insanların varlığı...
  • amerika'nın aslında müslüman türk denizciler tarafından keşfedildiği.
  • trust for natural legacies adli toprak koruma kurumunun yaptigi aciklamaya gore, bir olen bir insanin yakilmasi sirasinda harcanan enerjiyle 7.724km yol gidilebilir. bu da abd'de ortalama bir yilda yapilan olu yakma islemlerine harcanan enerjiyle ay'a 83 defa gidip, gelinebililecegi anlamina geliyor.

    (bkz: hesaplayan adamlar)
  • 1913 yılında (bkz: adolf hitler), (bkz: leon trotsky), (bkz: josip broz tito), (bkz: sigmund freud) ve (bkz: joseph stalin) viyana'da yaşamışlar. (elbette beraber değil)

    menbaı
  • -insanlar öğrenme dürtüsüyle doğarlar. öğrenmeye karşı merak ve bundan duyulan zevk insanın doğasında vardır. bunlar bebeklikten başlayarak zamanla
    yok edilir.

    w.e.deming
  • aptal ama sevimli bir dizide (bkz: selfie) karşına çıkan bir cümledir bazen. esas kadın, esas adama: "sen güneş değilsin. dünya senin etrafında dönmüyor." der. bu kadar. benim ufuk çoktan bi'milyon.
    ülkemizde ilk cümle olmadan sadece "dünya senin etrafında dönmüyor."şeklinde kullanıldığından belki de, şimdiye kadar "dünya senin etrafında dönmüyor." cümlesindeki etrafında dönmeyi dünyanın ortasında, merkezinde olma hali olarak düşünüyordum. oysa ilk cümle her şeyi açıklıyor. tabii ya, sen güneş değilsin ve dünya senin etrafında dönmüyor. şiirsel bir tarafı da var sanki.
    şebnem için serbest çağrışım:
    a yüzü
    1-ben bir mülteciyim.
    2-sen güneş değilsin.

    gibi
  • dadaşlığın türklükle ilgili olmaması. belki birçoğunuz biliyordur ama benim ufkumu iki katına olmasa da bir buçuk katına falan çıkardı.

    malumunuz, erzurumluyum diyince "dadaş mısın kürt mü" diye bir soru yöneltiliyor genelde. buradan da dadaşlığın türklükle ilgili olduğu algısı çıkıyor ortaya. ama öyle değil. arkadaşımın erzurum kürdü olan babasıyla konuştuktan sonra öğrendim bunu.

    dadaş; kardeş, yiğit, delikanlı anlamlarına geliyormuş. genel olarak erzurum halkı için söyleniyor yani. dolayısıyla "dadaş mısın kürt mü" sorusunu soranlar, dadaşlığı belli bir kesime mal ediyor. kürdüm diyenler de aynı şekilde.

    (bkz: durun siz dadaşsınız)
hesabın var mı? giriş yap