• bira'nın insan gelişimine kattıkları.

    öyle yabana atılacak bir şey değildir bu sarışın arkadaş. çok ciddi olarak medeniyetin gelişmesine katkıda bulunmuştur. nasıl mı?

    tesadüfen bulunuyor bu arkadaş, sonrasında insanlar tadını beğeniyor, besleyici özelliğini fark ediyor ve imalatına yönelik çalışmalara başlıyorlar. tarım sektörü gelişmeye başlıyor, insanlar avlanmayı daha aza indirip tarıma ağırlık veriyor, arpa ekiyorlar, sabanla tarla sürmeyi öğreniyor, daha sonra matematik devreye giriyor, tarlalarının sınırlarını çizmeye başlıyorlar, akabinde kim ne kadar arpa ekmiş, ne kadar hasat kaldırmış şeklinde hesap kitap işine giriyorlar. hatta çivi yazısı tabletlerinde de bunları rahatlıkla görebiliyorsunuz. ben demiyorum british museum diyor. http://www.britishmuseum.org/…location_of_beer.aspx

    sonra inşaat sektörüne dahil oluyor bu sarışın arkadaş, ne gibi mi? piramitler adı verilen dünyanın 7 harikasından biri olan eserlerin inşasında işçilere yevmiyeleri bira olarak ödeniyor. işçinin günlük yevmiyesi 1 galon (3.78 litre) biraya tekabül ediyor. işçilere o zaman 50 kadeh/testi bira alabilir gibisinden fişler veriliyor iş karşılığı, bir nevi çek/senet olayı. dolaylı yoldan bakınca giza piramidinin inşası 874 milyon 747 bin 630 litre biraya çıkıyor, yani günlük hesap yapınca 1 litre biranın türkiye fiyatı 8 lira ise 6 milyar 997 milyon 981 bin 42 liraya piramit inşa edebiliriz, birayı ukrayna, bulgaristan, azerbaycan veya rusya'dan çok daha ucuza alırsak maliyetlerde %60-70 oranında kar şağlayabiliriz. (bkz: hesaplayan adamlar)

    ki o zamanlarda da biranın mısırlılar için en temel besin kaynaklarından biri olduğunu söylüyor tarihçiler, hatta okula giden küçük çocuklar bile sabah kahvaltısında bira içiyorlarmış. ben de mısır medeniyeti nasıl böyle gelişmiş diyordum, aldım cevabımı. artı bu arkadaşların piramitlerinde bulunan tabletlerde, yok ipad değil onlar, öldüklerinde yanlarına yolluk olarak 1000 kadeh/testi bira aldıkları görülüyor (yukarıdaki hesaba göre yaklaşık 75 litre civarı)

    medikal açıdan da bakmak lazım biraz, zararlı değil mi çoğu insana göre bu arkadaş, acaba? mısırlılar çoğu hastalığın tedavisinde bira tavsiye ediyorlarmış bunun da sebebi bira içinde bulunan tetrasiklin adlı antibiyotik. ben demiyorum antropoloji profesörü george armelagos ve medikal kimya uzmanı mark nelson diyor. hhttp://www.sciencedaily.com/…10/09/100902094246.htm
    bu arada tetrasiklin denen antibiyotiğin resmi olarak keşfi ise 1949'a tekabül ediyor

    armelagos bunu keşfettiğinde şok olmuş ve aynen şöyle diyor; 3000 senelik kemiklerde tetrasiklin bulunması kafatasından rayban gözlük çıkması gibi bir şey o tarihe göz önüne alacak olursak.

    biraz da ortaçağ avrupa'ya gidelim; insan ölümlerinin genelinin su içmekten daha doğrusu kirli su içmekten kaynaklanan hastalıklar olduğunun bilinip bilinmediğini bilmiyorum fakat kaliforniya davis üniversitesinden profesör charlie bamforth'un yaptığı deneyler ertesinde ulaştığı sonuçlar etkileyici. adamlar ördeklerin bol olduğu gölden, ki bilen bilir ördek olan sudan hayır gelmez diye bir laf vardır, su alıp bunu birayla fermente edip suyu içilebilir kıvama getiriyorlar ve bunun ortaçağ avrupasında da biranın tadını daha güzel hale getirmek için yapıldığını görüyorlar, demek ki neymiş öyle bilip bilmediğiniz suyu içmek yerine bira içmek sağlığınız için daha faydalı ki ortçağ avrupasında da bira yerini ilaç gibi sağlamlaştırıyor. http://othemts.wordpress.com/…-by-charles-bamforth/
    bunları nereden mi öğrendim alın size kaynak; how beer save the world.

    edit: asetilsalisikasit uyardı, bazı linkler düzeltildi.
  • buzdolabının icat edilmesine lager birayı soğuk tutmanın sebep olduğu.

    1840'larda amerika'ya göç eden frederick miller ve adolf coors kendi bira fabrikalarını kurarak lager bira üretmeye başlarlar. lager soğuk içildiğinde daha keyifli olduğundan mütevellit, birayı soğuk tutma amaçlı buz sevkiyatına girerler, oradan buradan buz getirtmeye başlarlar, gel gör ki nakliye ve stoklama açısından gayet maliyetli iştir artı ilkbaharla beraber kışa kadar buz tedariki hayli zor oluyordur. insanlar bu zaman aralığında bira içemiyorlardı.

    gel gör ki imdatlarına carl von linde isimli bir alman yetişir ve the cold ammonia cycle ismini verdiği buzdolabının atasını geliştirerek bu iki kafadarın buz/soğutma sorununu çözer.

    bira deyip yabana atmayın sakın.
  • affedebilen insanların adalet duyguları gelişmiş oluyormuş.
  • (bkz: osmanlıca)

    büyüklerimiz oyle olacağını düşünüyorsa demek ki.
  • tweety nin erkek olduğunu öğrendiğimde ufkum baya açıldı.
  • gemileri yakmak terimi; endülüs emevi devletinin komutanlarindan iberya yarim adasinin güneyini fetheden tarik bin ziyadin , ordularina cesaret ve kararlilik asilamak amaciyla gerceklestirdigi eylemden gelmekteymis.

    adam ciddi anlamda gemileri yakip* askerlerini savasa göndermis. (bkz: ölmek var dönmek yok)

    ayrica kendisine iberya yarimadasini fethetme emri ** rüyasinda peygamber efendiden*gelmistir.
  • "iltifat et bana, aşığım ben sana" şeklindeki güftede yer alan "iltifat"ın lam-tı-fe kökünden değil de lam-te-fe kökünden geliyor olması. buna göre buradaki iltifat, lutfetme ya da kompliman değil, kaçan bir ceylanın yalnızca başını geriye doğru çevirerek uzaktan kaçamak bir bakış atması imiş, büyülendim valla.
    (bkz: osmanlıca öğrenmenin faydaları)
  • sarımsağa dokunmadan sarımsak soymanın pratik yolu.
    http://www.youtube.com/watch?v=0abnwtgeaim
  • adem, havva hikayesindeki yasak meyvenin buğday olması.
    ilk yiyenin ise havva olması. cennetten kovulmalarını gerektiren şeyin ise havva'nın adem'i kandırıp "ben yedim birşey olmadı sen de ye" demesi. adem'in inanması ve yemesi.
    ikisinin de dünyaya atılması.
    yaratıcıdan af dileyen havva'nın "adet görmesi, cuma namazı kılamaması, kadın soyundan peygamber çıkamaması" gibi kuralları kabul ederek affolunması.
  • diyafram-enstantane-iso arasındaki ilişki. fotoğrafçılığa yeni başlayan bireyler bu mahşerin üç atlısının ne işe yaradığı, aralarında nasıl bir ilişki olduğunu öğrendiklerinde ufukları değil iki katına iki bin katına çıkar. net.
hesabın var mı? giriş yap