• derin dondurucudan çıkan buzlu etin çözülmesi için, çelik tencerenin içine bir miktar çeşme suyu koyup, etin üzerinde bekletilmesiyle 5-10 dakika gibi kısa bir sürede tamamen çözüldüğünü görmek. etin-kıymanın kalınlığına göre değişir bu süre tabii.
  • öncelikle olgunlaşmış muz kabuğu soyulur, kabuğun iç kısmı ile dişler tamamen kaplanır, ağız açık kalarak 10 dakika beklenir. daha sonra kuru bir diş fırçasıyla dişler 2 3 dakika fırçalanır. 15 günün sonunda muz mucizesinin farkına varacaksınız.
  • ankaralı namık muş'ludur
  • hindi, arapça’da yunan tavuğu, yunanistan’da fransız tavuğu, fransa’da hint tavuğu olarak bilinmektedir.
  • hiç beyzbol oynanmadığı halde, dünyada en çok beyzbol sopası satılan dördüncü ülke, türkiye'dir.
  • purcell / dido's lament - dido and aeneas : when i am laid

    (bkz: remember me)
  • kıl-zeka bağlantısı.

    efenim, yine bu ipe sapa gelmez bilimadamlarından birisi olan dr. aikarakudy alias(22 yıldır bu konuda çalışıyormuş. vay babam vay), bir araştırma yapmış. araştırmaya göre üniversite öğrencilerinde kıllı olanlar kılsız tüysüz cillop gibi olanlara göre daha başarılı imiş.
    yine araştırmaya göre özellikle göğüs ve sırt kılları daha fazla olan tıp öğrencilerinde de mühendislik öğrencilerinde de kıllı öğrenciler hep daha başarılı ve kıl-iq arasında doğru orantı var.

    bilimadamına göre bilimde çığır açmış insanların çok büyük bölümü kıllı tiplerdi, buna tek istisna einstein.

    eh tabi belirtmeme gerek yok, bu araştırma erkek denekler üzerinde yapılmış. kıllı bağyanlar ile ilgili çalışma yapmak zordur kanımca.

    aha

    bir de yan bilgi.
    zeka ile doğum sırası arasında da bir bağlantı olduğu iddiası var. ilk çocuklar genelde daha zekiymiş.
  • jack daniel's üretiminin gerçekleştiği bölgede alkollü içeceklerin satışı ve tüketiminin yasak olduğu.
    ilginçtir adamlar yanlarında duran hazineyi görmezlikten geliyor.
  • "yar" kelimesi uçurum demekmiş az önce sözlükte entry okurken farkettim ufkum iki katına çıktı.

    "aşk bir uçurumdan düşmek gibidir. bunun için sevgiliye "yar" denilir." hz. mevlana
  • bir zamanlar anadolu'da yaşanmış olaydır.

    köy enstitülerinin kurucularından ismail hakkı tonguç, ısparta gönen köy enstitüsü'ne ziyarette bulunur. amacı enstitülerdeki çalışmaları yerinde takip etmektir. gezdiği sınıflardan birinde, sınıf öğretmeninden izin isteyerek bir öğrenciye soru sorar.öğrenciye ilk olarak: '' türkiye cumhuriyetinin başkenti neresidir'' sorusunu yöneltir. minik öğrenci kısık ve çekingen bir ses tonuyla: '' ankara'' cevabını verir.bunun üzerine tonguc, öğrenciden tahtaya gelip ankara'yı haritadan göstermesini ister. tahtaya gelen öğrenci bir haritaya, bir tonguç'a bakar fakat cevap veremez. tonguç, çocuğun bir hayli çekingen bir yapısı olduğunu anlar ve öğretmene dönerek :'' bunlar köy çocukları hocam.yıllardır ezilmiş,hor görülmüş,susturulmuş köylünün çocukları.bu çocukları konuşturun. düşünen,üreten birer birey haline getirin '' der.çocuğun başını okşar ve yerine oturabileceğini söyler. cocuklara başarılar diler,öğretmene teşekkür eder ve sınıftan ayrılır.

    işte o gün çekindiği,ürktüğü için ismail hakkı tonguç'a ankara'nın yerini haritada gösteremeyen çocuk, daha sonra büyük bir yazar ve aydın olacak olan fakir baykurt'tur. türkiye cumhuriyeti şuan bir çok alanda dibe vurmuş,cahillik ve yobazlık alıp başını gitmişse en büyük sebeplerinden biri zamanında çok büyük işlevi olan köy enstitülerinin kapatılmasıdır. eğer köy enstitüleri kapanmamış olsaydı bugün bu ülkenin kaderi, geldiği nokta çok farklı olacaktı. ellerine sağlık adnan menderes, bu ülkeye attığın koca kazık,yaptığın büyük kötülük için.
    fakir baykurt'un en önemli eserlerinden biri için (bkz: yılanların öcü)
hesabın var mı? giriş yap