• zahirî mezhebinden bir imam olan ve aşka dair güvercin gerdanlığı adında bir eser yazmış olan ibn hazm; ruhun, maddî olduğunu, fakat bunun alelâde bir madde değil, duyu organlarıyla algılanamayan, lâtif bir madde olduğunu söyler.
  • "ekspresso" nun aslında "espresso" olduğunu öğrenmem... yıllarca yanlış söylemişim...
  • paralel vektörler bulundukları uzayı germez.
  • hani zaman zaman sozlukte ve cesitli mekanlarda "uzay arastirmalarina neden bu kadar cok para harcaniyor anlamiyorum. gezegenleri ve yildizlari incelesen ne olur incelemesen ne olur, o kadar paraya daha faydali isler yapilabilir" deniyor ya, biraz arastirma yaptim ve ortaya uzay arastirmalarinin sonucu ortaya cikan veya ciddi anlamda gelisen teknolojilerle alakali epeyce buyuk bir liste cikti. iste "gereksiz" denen uzay arastirmalari sonucu ortaya cikan veya ciddi manada gelisen teknolojilerin bazilari:

    not: listede eksik veya yanlis yazilan bir sey varsa duzelttirmek icin mesaj atmaktan cekinmeyin. listeyi yapacagimiz eklemelerle uzatabildigimiz kadar uzatalim. ayrica burada listelenen bir cok sey nasa ile alakali olsa da ruslar'in ve diger milletlerin uzay arastirmalarinin da bu teknolojilerde rol oynamadigini soylemek haksizlik olur.

    1.) ic organlarini gormemizi saglayan ve tipta siklikla kullanilan mri teknolojisi uzay arastirmalari sirasinda ortaya cikan bir teknolojidir. bu teknoloji nasa tarafindan bulunmadiysa da nasa'yla ortak is yapan ozel bir girisim tarafindan ortaya cikartilmisti.

    2.) yeni dogmus bebeklerin vucut isisini almak icin kullanilan kulak termometreleri uzay arastirmalari sirasinda ortaya cikmisti ve ilk olarak nasa tarafindan kullanilmisti.

    3.) itfaiyecilerin kullandigi dumanda nefes alabilmeyi saglayan oksijen maskeleri nasa tarafindan yapilan arastirmalar sonucu gelistirilmisti. uzay arastirmalari oncesinde itfaiyecilere verilen maske setleri oldukca agir (yaklasik 13-14 kg) ve hantaldi ve hem tasinmasi hem de giyilmesi zor oldugu icin cogu itfaiyeci bunlari kullanmiyordu. nasa'nin dizayn ettigi maske setleri ise 5 kg'in altindaydi ve hem konforluydu hem de dizayn olarak cok daha guvenliydi. bu gelistirme sayesinde itfaiyeci olumleri buyuk olcude azalacakti.

    4.) bugun kullandigimiz cep telefonu teknolojisi buyuk olcude uzay arastirmalari ve dunya'nin yorungesine yollanan onlarca uydu sayesinde ortaya cikti. aynisini televizyon icin de soyleyebiliriz.

    5.) gps teknolojisi uzay arastirmalari sonucu gelisen bir baska "yan sanayii urunu" olma serefine sahip. gunumuzde gps teknolojisi sayesinde sadece insanlar gidecekleri yere daha kolay ulasmiyor ayni zamanda polis, itfaiye ve ambulans gibi acil durumlarda mudahele etmesi beklenen kurumlarin mudahele suresi de azalmis durumda. bu sayede kurtulan canlari hesap etmeye kalksak epeyce yuksek bir rakam cikacaktir.

    6.) nasa uzaya astronot yollarken uzay aracinda yiyeceklerin mumkun oldugunca az yer kaplamasi cok onemliydi. bu yuzden yiyecekler formul haline getirilip toz halinde saklaniyordu. bu da gunumuzde kullanilan toz seklindeki bebek mamalarina onculuk eden bir teknolojiydi. gunumuzdeki toz seklindeki bebek mamalarinin onemli bir kismi nasa tarafindan dizayn edilen formulu kullanmaktadir. bu tozlu yiyeceklerin en buyuk ozelligi yag, protein ve karbonhidrat konusunda oldukca dengeli bir beslenme sekli sunmasi ve oda sicakliginda dahi uzunca bir sure boyunca bozulmadan muhafaza edilebilmesiydi.

    7.) beynin 3d imajini cikartabilen ve beyin ameliyatlarini 10 kat daha kolay hale getiren endoskopi cihazi nasa'nin yardimiyla gelistirildi. bu alet sayesinde beynin ic taraflarinda bulunan ve normal yollarla gorulemeyen tumorler gorulebiliyor ve beyin ameliyatlari beyne hemen hemen hic zarar vermeden yapilabiliyor. testlerde oldukca etkileyici sonuclar alan bu teknolojinin onumuzdeki yillarda fda tarafindan onaylanmasindan sonra tum dunya'ya yayilmasi bekleniyor.

    8.) gunumuzde yavas yavas yayginlasan mobil ultrason cihazlari nasa'nin arastirmalarina dayaniyor. artik egzersiz yaparken veya bir spor musabakasinda dusup yaralanan veya hastaneden uzaktayken ic organlarinda hasar olusan birinin ultrason goruntuleri olay yerinde alinip internet uzerinden en yakin hastaneye yollanabiliyor ve sahis hastaneye ulastirildiginda doktor coktan tahlili yapmis oluyor.

    9.) 1990'larda ortaya cikan ve kalp nakli bekleyen insanlara takilan kalp pompalari da nasa'nin arastirmalari sonucu ortaya cikan bir baska teknoloji. eskiden kalp nakli bekleyen hastalar cok kisa sure icinde bekledikleri kalbi bulamazsa hayata veda ediyordu ama simdi kalp pompalari sayesinde kalp nakli icin beklerken normal hayatlarinda epeyce bir sure daha devam edebiliyorlar. nasa'nin aciklamasina gore 2010 itibariyle bu sekilde kurtarilan hayat sayisi 450'yi gecmis durumda.

    10.) bugun yolcu ucaklarinda cokca kullanilan ust kanat teknolojisi nasa tarafindan dizayn edilen teknolojiler arasinda yer aliyor. bu teknoloji sayesinde ucaklar daha az yakitla daha cok mesafe katedebiliyorlar. bu da ucaklarin cevreye verdigi zarari ve bunun ekonomik etkilerini buyuk olcude azaltiyor.

    11.) bugun araba, otobus, kamyon, tren gibi tasitlarda kullanilan ergonomik koltuk dizaynlari ilk olarak nasa tarafindan uzak mekiklerinde kullanilmak icin dizayn edilmisti. oturan bir insan vucudunun yer cekimiyle olan iliskisini inceleyen nasa oturan bir insanin en cok rahat edecegi, kemiklere en az yuk yukleyen oturma seklini bulan koltuklari buna gore dizayn etmisti ve bunu kisa sure sonra tasit ureten firmalar izledi.

    12.) bugun ucaklarda herhangi bir ucagin rotasinda herhangi bir tehlike varsa (ornegin hava sartlari) kullanilan rota uyari sistemi nasa tarafindan dizayn edilip boeing basta olmak uzere ucak ureticilerine verildi. bu teknoloji sayesinde ucaklar cok daha guvenli bir sekilde seyahat edebilmektedir.

    13.) bugun ucaklarda kullanilan ve ucaklarin yuzeyleriyle camlarinin donmasini engelleyen, ayni zamanda bir cok ulkede trenlerde ve tren yollarinda da kullanilan donma karsiti teknoloji ilk olarak nasa tarafindan uzaya gonderilen mekikler buzlanmadan zarar gormesin diye dizayn edilmisti.

    14.) nasa'nin uydu teknolojisi sayesinde afrika basta olmak uzere yillardir kuraklik ceken bir cok bolgede yeralti sulari kesfedildi ve milyonlarca insanin susuz kalmasinin onune gecilmis oldu. ozellikle 2013 yilinda kenya'da yeryuzunun epeyce altinda bulunan su kutlesi sayesinde ulkedeki susuzluk sorunu buyuk olcude cozulmus oldu ve bitme noktasina gelen tarim yeniden hayata dondu.

    15.) nasa uzaya gonderdigi roketler icin dizayn ettigi platformlar roketler yukselirken olusan titremeden dolayi yikilmasin diye sarsilmayi dengeleyip platformdaki etkisini sifirlayan bir teknoloji gelistirmisti. bu teknoloji yillar sonra japonya'da yuksek bina yapimlarinda kullanilmaya baslandi ve depremde yikilan bina oranini buyuk olcude azaltti.

    16.) bugun meteoroloji tarafindan hava durumu tahminleri icin kullanilan teknolojiler buyuk olcude uzay arastirmalarinin sonucu. ozellikle firtinalari ve dogal afetleri takip edip insanlarin yasadigi yerleri vurmadan once haber verebilen bazi teknolojiler sayesinde cok sayida insanin hayati kurtulmus bulunuyor.

    17.) bugun bir cok ulkede asker ve polislerin giydigi kursun gecirmez celik yelekler ilk olarak uzay arastirmalari sonucu ortaya cikti. bugun patenti dupont'ta olan "kevlar" maddesi hala kullanimdadir.

    18.) yine itfaiyeciler tarafindan siklikla kullanilan alev almayan koruyucu kiyafetler de ilk olarak uzay arastirmalari sonucu ortaya cikmisti.

    19.) gunumuzde modern yataklari oldukca rahat ve kullanisli yapan "memory foam" teknolojisi de uzay arastirmalari sonucu ortaya cikan yan urunlerden biri.

    20.) google haritalari ve uydu goruntulerinde nasa'nin oynadigi rolu soylemeye herhalde gerek yok. zaten uzay arastirmalari olmasaydi uydu teknolojisi de olmayacakti.

    21.) nasa'nin ozel sirketlerle ortaklasa gelistirdigi robotik teknolojileri sayesinde gunumuzde yapay el ve yapay ayak gibi gercek organlari birebir taklit edebilen yapay organlar gelistirildi.

    22.) gunumuzde asansor ve yuruyen merdivenlerde uzay arastirmalari sonucu gelistirilen agirliga gore otomatik olarak gucunu azaltip yukselten motor teknolojisi kullaniliyor. bu yuzden ornegin bir asansore veya yuruyen merdivene binen kisilerin kilosundan bagimsiz olarak sabit bir hiz yakalanabiliyor.

    23.) gerek okyanuslarda, gerek ucsuz bucaksiz collerde veya ormanlarda nesli tukenme tehlikesi yasayan hayvanlari takip edip koruma altina alabilmek icin yerlestirilen gps'li cipler nasa'nin calismalarinin bir yan urunuydu.

    24.) her ne kadar gunes enerjisini nasa bulmamis olsa da bu teknolojinin gelisip modernize edilmesi ve orjinal halinden cok daha efektif olmasinda uzay arastirmalari sonucu ortaya cikan teknik ve teknolojilerin payi cok buyuktu. aynisi ruzgar enerjisi icin de gecerli.

    25.) gunumuzde kullanilan bulut ve internet teknolojilerinde gerek nasa gerek diger ulkelerin uzay arastirmalari cok buyuk bir rol oynadi. uzay arastirmalari sirasinda ortaya cikan data transfer ve uydular ile dunya arasindaki haberlesme teknolojileri daha sonra evrimleserek internet ve bulut teknolojisine donustu. yine de sayin binali yildirim'in dedigi gibi bunlara fazla seyapmamak lazim, insan bunlara kafayi takarsa kafayi siyirir. amin.

    26.) nasa dunya'dan uluslararasi uzay istasyonuna e-mail ile veri gonderilip bunu 3d seklinde "print edebilecek" teknolojiyi 2013 itibariyle gelistirmis bulunuyor. her ne kadar 3d printer'lar bundan once icat edilmis olsa da nasa'nin bu teknolojide oynadigi rol hic de kucuk degil, zira bu printer'lar uzun yillar devam eden arastirmalarin ve bunlarin sonucu ortaya cikan bilgi birikiminin bir eseridir.

    27.) seffaf dis tellerinin ana maddesi ilk olarak nasa tarafinda icat edilmis. yani bugun milyonlarca genc dis teli takip takmiyormus gibi dolasiyorsa bunda da nasa'nin payi hic de kucumsenmeyecek derecede.

    28.) bugun ilk yardimda siklikla kullanilan ve radyasyonu engelleyen "uzay battaniyeleri" isminden de anlasilabilecegi gibi ilk olarak uzay arastirmalari sirasinda icat edilmisti.

    29.) karayollarinin soguk havalarda donup kayganlasmasini engelleyen, veya en azindan bu kayganlasmayi minimuma indiren bir teknoloji de zamaninda uzay mekikleri pistte kaymasin diye uzay arastirmalari sonucu ortaya cikmisti.

    30.) kablosuz (sarjli) elektrikli supurge ilk kez uzay mekiklerine kullanilan ve daha sonra insanligin kullanimina sunulan teknolojilerden biri. (edit: sadece elektrikli supurge degil her turlu kablosuz elektronik esya icin aynisi soylenebilirmis).

    31.) son zamanlarda oldukca populer olan "cizilmeyen gunes gozlukleri" zamaninda nasa'nin astronotlar icin urettigi bir teknolojinin urunuymus.

    32.) gunumuzde hem yalitimda hem de eski tarihi eserlerin korunmasinda kullanilan poliimid maddesi de uzay arastirmalari sonrasinda ortaya cikan bir madde oluyor.

    33.) ozellikle soguk yerlerde yasayanlarin veya kis sporlariyla ilgilenenlerin giydigi ayak isitan termal botlar nasa tarafindan astronotlar icin dizayn edilmis ve yillar sonra piyasaya surulerek herkesin ulasmasi saglanmis.

    34.) hastanelerde yatili kalan hastalarin kalp atislarini inceleyip "dit dit dit" diye oten ve hasta vefat edince "diiiiiiiiiiiit" sesi cikartip duz bir cizci cizen alet ilk olarak uzaya yollanan astronotlarin saglik durumunu takip edebilmek icin dizayn edilmis. daha dogrusu bu teknoloji daha onceden de varmis ama cok ilkelmis. teknolojinin bugunku haline gelmesinde nasa buyuk rol oynamis.

    35.) bugun abd'nin uzaya yolladigi bir uydu 24 saat boyunca ulkedeki ormanlarin sicakligini tariyor ve herhangi bir ormanda ani bir sicaklik artisi tespit ettiginde yanginin sondurulmesi icin en yakin itfaiyeye haber veriyor. bu teknoloji sayesinde bir cok yangin buyumeden kontrol altina alinmis.

    36.) insan sesini taniyip komutlara cevap veren yari-robot tekerlekli sandalyeler de nasa'nin icadiymis. bu durumda gunumuzde insan sesini taniyip komutlara cevap veren siri ve benzeri teknolojilerde de nasa'nin parmagi olmali.

    37.) gps teknolojisiyle donatilmis ve otomatik olarak calisan tarim makinelerinin cogunda nasa'nin parmagi var.

    38.) sadece bilgisayar oyunlarinda degil ayni zamanda gunumuzde is makinalarinda, askeri araclarda ve ucaklarda kullanilan joystick teknolojisi de uzay arastirmalarinin bir sonucudur.

    39.) "kuran okuyunca daha hizli buyuyen bitki" olmasa da seralarda gunes isigini simule eden isiklara maruz birakilan bitkilerin daha iyi bir sekilde buyumesini saglayan arastirmalar da uzay arastirmalariyla alakaliymis.

    40.) ucaklarin uzun mesafeleri daha hizli ve guvenli yolculuk etmesini saglayan jet motorlari da uzay arastirmalarinin meyvesiymis. (duzeltme: jet motorlari savas doneminde almanlar tarafindan icat edilmis ama icat edildikten sonra bilimsel ve teknolojik olarak en buyuk gelismelerini uzay calismalari sirasinda yasamis).

    demek ki neymis, uzay arastirmalari o kadar da gereksiz degilmis.

    ek bilgi: sirf gectigimiz yilda uzay arastirmalari sonucu gelistirilen teknolojiler su sekilde: http://goo.gl/lqk43x

    editullah: ozel mesaj yoluyla gelen bazi eklemeleri de buraya katayim dedim.

    @bugun saat 6 gibi sarki soyluyodum: gezegen yüzeylerini incelemek için kullandıkları cihazları, arkeolojik olarak değeri olan silinmiş eski yazıları okumak için de kullanıyorlar. utah üniversitesi, khipu'lar için bu şekilde bir işbirliği içerisinde girmiş, national geographic'de izlemiştim. bilgi yeterli gelmezse o belgeseli de arar, bulurum.

    @whiplash: da vinci ameliyat robotu da uzay araştırmaları ürünü diye biliyorum

    @alebahad: en meşhurlarından birisi reverse osmosis dedikleri su arıtma teknolojisi.

    @ruzgar adam: önceden bağ yırtılması olan futbolcular çok uzun süre dönemezlerdi sahalara. hatta butbolu bırakanlar bile olmuştu.
    artık bağ yırtılması/kopması yaşayan bir futbolcu nasanın bulduğu cihazlarla fizik tedavi sürecini bir kaç ayda tamamlayabiliyor.
    yanılmıyorsam yer çekimiyle alakalı bir aletti.

    @yorumcu toplum: merhaba. entryinize haccp kurallarını da ekler misiniz?
    https://tr.wikipedia.org/wiki/haccp

    @hep versace versace biraz da alsace: teflon tavadaki teflon ve ayakkabılarda, montlarda kullanılan cırt cırtlı bantlar.. (astronot cebine bişey koyunca kolayca cırt diye açsın diye...

    @fenasi kerim: poliimid değil polyamid

    @idmanineselendirenfutbolcu: hocam ameliyatlarda kullanilan da vinci makinasi.nasa bunu uzaydaki astronotlari uzaktan ameliyat etmek icin icat etmisti.gunumuzde aktif olarak hastanelerde kullaniliyor.baska ulkedeki bir cerrah seni uzaktan ameliyat edebiliyor.

    @trajiklambasi: cep telefonu ve dolaylı olarak televizyon yayınlarından sonra en çok kullanılanı unutmuşsun.

    teflon. yanmaz yapışmaz:))

    @134340: 'uzay araştırmaları ve gözlemleri sonucu ay'ın hareketleri ve buna bağlı olarak dünya üzerinde oluşan gelgitler (med cezir) incelenmektedir. bu bilgiler ışığında, deniz seviyesindeki yükselme ve alçalmalar takip edilip olası afetlere karşı bir rota çizilmektedir. bu etki; özellikle sahil kasabaları için hayati öneme sahip olup, göz ardı edilmesi halinde büyük yıkımlara sebep olmaktadır.

    @aritmetik islemci : merhaba, gördüğüm kadarı ile "fly by wire" ı unutmuşsunuz yada ben telefondan okuduğum için fark edemedim. :)
    bence nasa’nın dünyayı değiştiren en önemli on buluşundan ilk üçe kesinlikle girecek teknolojisi "fly by wire" dır. ilk defa apollo projesi için (nasa’nın önderliğinde mit ve raytheon’nunda dahil olduğu bir konsorsiyum tarafından) geliştirilmiştir. uzay aracındaki bütün kontroller(dümenler, palm motorları, yönlendirmeler,navigasyon vs) sensörler (yükselik,basınç, jiroskop ,hız,sıcaklık vs) merkezi bir bilgisayara bağlıdır. bütün bu algılayıcı ve sensörlerden gelen bilgiler bir bilgisayara oradan pilota gelir. pilot yönlendirmeleri ise aynı şekilde pilottan bilgisayara, bilgisayardan uzay aracına şeklindedir. (adını da buradan alıyor zaten)
    apollo’dan hemen sonra bu teknoloji geliştirilerek uzay mekiklerinde ve askeri uçaklarda (ilk olarak f-14, f-16, f-18, f-117, b-2) 80lerin başından itibaren ise sivil havacılıkta kullanılmaktadır. f-14’ün bilgisayarı o kadar iyidir ki normalde keskin hatlarından ve şeklinden dolayı uçamaması gereken bir uçağı, saniyede binlerce parametreyi kontrol ederek, pilottan habersiz yüzlerce düzeltme yaparak uçurur.

    ek bilgi: hatta f-14 uçuş bilgisayarı projesinin başındaki adam dünyanın ilk mikro (20bit 40mhz) işlemcisini, intel’in değil 1968 yılında kendisinin icat ettiğini ama bunun çok gizli askeri bir sır olarak saklandığı için açıklayamadığını iddia ediyor.
  • bazı resimlerin okumaları;

    1- michelangelo - adem'in yaratılışı

    tanrı'nın, adem'e ruh üflediği, eski ahit'deki öykünün boya ve alçılarla tavana yapılmış bir resimdir. tanrı'nın yaşlı ve sakallı, beyaz bir elbise giydiği görülürken, adem'in çıplak oluşu dikkat çekmektedir. tanrı'nın sağ kolu ile adem'in sol kolunun uzanış benzerliği, tanrı'nın insan suretinde kendini yansıttığını akla getiriyor. parmakların birbirine temas etmemesini ise tanrı'nın adem'e doğru uzandığı ve adem'in yaşamı aldığı görülüyor. henüz yaratılmakta olan adem parmağını kaldıramayacak kadar güçsüz, tanrı ise yasam veren, enerji ve güc dolu olarak görünüyor. yine tanrı'nın bulunduğu bölüm bir beyin, bir akıl seklinde tasvir ediliyor.

    tanrı'nın dirseğinde görülen kadın, gnostikler tarafından genellikle sophia, hristiyanlar tarafından tanrı'nın yaratmayı düşündüğü bir sonraki varlığı yani havva'yı resmettiği söylenir. aşağıya uzanan yeşil kurdele ise beşeri hayatı temsil ediyor.

    tanrı'nın sağ ve solunda bulunan ve tanrı ile aynı tarafa bakan yüzler teslisi temsil ediyor. kadının hemen arkasındaki kutsal ruhu, tanrı'nın sol elinin temas ettiği ve yüzünün bakan tarafa ters olduğu ise beşeri hayatı yani adem'in yeryüzünde yaşayacağını işaret ediyor. adem'in yaşayacağı acıların temsili olarak nitelendiriliyor.

    anatomik oluşumlar ve resmin uyumu - tanrı, adem'in beyinin içinde resmedilmiştir ve bir düşünceye göre tanrı, adem'in beyninin içindedir.

    2- edouard vuillard - in bed

    uyku esnasında bilincin yitirildiği bilgisinin resmedilmiş halidir. japon baskılarına kısmen benzemesi nedeniyle, uykuda olan kişinin yüzünün yatay ve dikey çizgilerin varlığını, koyu renklerin kullanılması ise sessizliği niteliyor. duvarda yer alan t harfine benzeyen şeklin, nabi akımının temsilcilerinden olmasına ve vuillard'ın katolik meryem kardeşliği tarafından eğitilmiş olmasına bağlanmaktadır.

    3- francisco goya - goya dog

    savaşlardan dolayı insanlardan tiksinen ispanyol ressam, panik ve korku duygularının sonucu olarak bu resmi çizmiştir. ölümcül hastalığının tekrar nüksetmesinden korkması onu daha üretici yaptı ve karanlık resimler adı altında resim daha çizdi. çizildiğinde hiçbirinin isminin olmayışından dolayı başka bir ressam tarafından isimlendirildi.

    koyu arkaplan üzerine çizilen bu resimde eğimli bir zemin üzerinde sadece başı görülen bir köpeği görüyoruz. resimde köpeğin ne tarafa baktığı ya da korktuğu için mi saklandığı bilinmiyor. terkedilmişlik, yalnızlık ve korkunun çok hakim olduğu görülüyor.

    4- joan miro - triptych bleu ıı

    sürrealizm, bilinçaltı zihnin kum havuzu, çocuksuluğun yeniden yaratımı ve katalan gururunun bir dışavurumu olarak yorumlanmıştır.

    5- salvador dali - la persistencia de la memoria

    genel olarak,katı ve değişmez zaman kavramına karşı bir protesto olarak yorumlanıyor. dali sonradan bu resmin ilhamını sıcak ağustos güneşi altında erimekte olan bir fransız peynirinden olduğunu söylemiştir.

    tam ortada ve diğer tüm eserlerinde neredeyse bulunan bu figürü sanatçının kendisi olarak yorumlnıyor. gözü kapalı ve uyku halinde olan bu figür rüya olayına işaret ediyor. resimde ki saatlerinde rüya görülürken geçen zamanı ifade ettiği söylenilebilir. yani bilincimiz yerinde değilken zaman bizim için bir şey ifade etmez sadece akıp gider. sol alt köşedeki turuncu saat karıncalarla kaplıdır. salvador dali; karıncaları,ölümü ve kadın üreme organlarını simgelemek amacıyla kullanmıştır.son olarak, mona lisa tablosu gibi tamamlandıktan kısa bir süre tablonun kırmızı şarapla ıslatıldığı söyleniyor.

    6- edvard munch - the scream

    kıpkırımızı göğün 1883 yılında patlayan krakatoa yanardağının küllerinin alev alev yanan güneşle birleşmesi sonucu oluştuğu söylenmektedir. volkanın küllerinin 1883 kasım'ından 1884 şubat'ına kadar gökyüzünde kalması ve amerika'nın doğusu ve avrupa ile asya'nın büyük bir kısmını kaplaması da bu söylentiyi desteklemektedir.

    edvard munch günlüğünde, "iki arkadaşımla birlikte yürüyordum. güneş batıyordu. birdenbire gökyüzü kan kırmızısına döndü. kendimi tükenmiş hissederek durdum ve parmaklıklara yaslandım. mavi-siyah fyordun ve şehrin üzerinde kan ve ateş yalımları vardı. arkadaşlarım yürümeye devam ettiler. ben ise orada kaygı içinde titreyerek durakaldım ve doğanın içerisinden doğru sonsuz bir çığlığın geçiyor olduğunu duyumsadım." demiştir. böyle olunca, sıradan çığlık atan birisinin değil, doğanın çığlığını duymamak için kulaklarını tıkayan bir kişinin resmi olduğu anlaşılıyor.

    7- sandro botticelli- venüs'ün doğuşu

    yunan mitolojinde afrodit'in karşılığı roma mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olan venüs'ün doğuşunu resmetmiştir. deniz köpüğünden oluşan venüs'ün bir midye kabuğu üzerinde, yunan mitolojisinde baharı simgeleyen tatlı ve hafif batı rüzgarının tanrısızefirus'un nefesiyle baf kıyılarına taşıdığı görülüyor. zefirus'un yanında yarı çıplak ve sonradan çiçek ve bahar tanrıçası flora'ya gönüşecek olan peri kızı chloris'tir. zefirus, chloris'i kaçırıp onunla evlenmiştir. etraflarında güllerin uçuştuğu görülmektedir, bu da baharı simgeler.

    venüs'ün sağ tarafında görülen bir hora ise, venüs'ün üzerine çiçek desenli bir pelerin örtmek için ona doğru uzanıyor. (3 güzeller). resimde asıl vurgulanmak istenen baharın gelişidir.

    8- piero di cosimo - portrait de simonetta vespucci

    boynundaki engerek yılanı ile kleopatra olarak resmedilmiştir.

    amerigo vespucci'nin kuzeni marco vespucci ile 15. yaşında evlenen simonetta vespucci'nin güzelliği bir çok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur.

    özellikle sandro botticelli birden çok eserinde simonetta'yı resmetmiştir. simonetta 23 yaşında tüberkülozdan öldükten sonra bile onu imge olarak resmetmeye devam etmiştir. venüs'ün doğuşu tablosunda venüs'ü simonetta olarak resmettiğini görebiliriz.

    9- katsushika hokusai - kanagawa oki nami ura

    japonların geleneksel resim sanatı olarak bilinen ukiyo-e tarzında çizilmiştir.

    resimdeki büyük dalgalar, şu anda tokyo olarak bilinen edo'nun güneydeki adalarından kanagawa'ya balık getiren mavnalar olduğu söylenmektedir. arkada fuji dağı görülmektedir. önde de fuji dağına benzeyen küçük dalga resmin sırrı olarak nitelendirilir. dalga uçlarının pençe şeklinde olması ve dalgalardan ayrılan damlaların büyükçe tasvir edilmesi başka ayrıntılarıdır.

    10- george grosz - stutzen der gesellschaft

    alman burjuvasını resmeden grosz, resimde toplumun saygın insanlarının ne kadar saygın olduğunu gösteremeye çalışıyor. bir elinde bira, diğer elinde kılıç olan nazi'nin boş olan kafasında askeri zaferleri hayal ettiği görülüyor. gazeteleri sıkıca tutanın elinde kanla boyanmış palmiye yaprağı ve kafasındaki lazımlık dikkat çekiyor. onun hemen sağında olan politikacının beyninin dışkıdan olduğu göze çarpıyor. arkasındaki din adamı, ordunun eylemlerini kutsarken görülüyor. en arkadaki bir elinde kılıç diğer elinde tabanca olan ise dönemin siyasi anlayışını yansıtıyor.

    hepsini koca kafalı, kırmızı yanaklı, besili resmetmiş olması toplumun adaletsizliğine dikkat çekmeye çalışıyor.

    11- sandro botticelli - primavera

    birçok yorum olmasına rağmen baharın gelişinin mitolojik olarak resmedildiği görüşü yaygın olarak kabul ediliyor. primavera'nın anlamının da bahar olması bu görüşü güçlendiriyor.

    resmin bahçe teması üzerine kurulu olması ilk göze çarpan unsur oluyor. açan çiçekler ve büyüyen meyveler bahara işaret ediyor. venüs'ün bahçesi olarak temsil ediliyor. venüs mitoloji de aşk ve güzellik tanrıçası olduğundan resmin tam ortasında bulunuyor. (bkz: simonetta vespucci) tanrı'nın sağ tarafında rüzgar tanrısı zephyrus, peri kızı chloris'i yakalar ve bunun sonucunda bahar ve çiçek tanrısı flora'ya dönüşür.

    venüs'ün sol tarafında üç güzeller(hora'lar) ve mercury yer almaktadır. mercury elindeki asayla bulutları uzaklaştırırken, üç güzel dans etmektedir. aşk tanrısı cupid, mercury'e bakan güzele okunu doğrultmuştur.

    12- armedeo modigliani- reclining nude

    venüs'lerin resmedilmesi esasına dayanır. önceki venüslerden farklı olarak mitolojik ögelerden çok erotik ögelere yer vermiştir. tahrik edici ve cinselliğin ön planda olduğu resimler çizer. kadınlar koyu renkli yatak örtüsü üzerinde uzandıklarından bedensel ışıltıları ön plana çıkar. genellikle yukarıdan ve yakın planda çizmiştir bu resimleri. eller ve ayaklar resme dahil edilmemiştir.

    13- pablo picasso- guernica

    guernica saldırısı'ndan esinlenerek fuarda sergilenmek üzere çizilmiş bir duvar resmidir.

    savaşın trajedisi ve insanlar üzerinde olan etkilerini garip yaratıklar şeklinde anlatmıştır. guernica saldırısı için çizilmiş olsa da genel olarak savaşların yıkıcı ve kalıcı etkisini gösteren bir hatırlatıcı ile savaş karşıtlığı ve barışın bir simgesi haline gelmiştir.

    14- vincent van gogh - starry night

    van gogh'un artan deliliğiyle alakalandırılan bir resimdir. aslında yaptığı astronomik araştırmalar sonucu böyle bir resim çizdiği bilinmektedir. hem gerçek hem fantastik unsurların varlığı dikkat çekmektedir. resimde yer alan spiraller fantastik bir unsur olup, gözle görülmeyen astronomik görüngünün sanatçı tarafından bir yorumu olarak nitelendirilmektedir. aynı anda hem venüs hem ay ve bazı çeşitli yıldızlar dikkat çekmektedir.
    diego velázquez- aynadaki venüs

    cubid'in tuttuğu aynadan venüs resmedilmiştir. biz onun belli belirsiz yüzünü görebiliyor isek o da aynadan bizim yansımamızı görüyordur diye yorumlanmıştır. kendi güzelliğinin bizim üzerimizdeki etkisini seyrettiği de düşünülüyor.

    venüs'ün çizilmesinde herhangi bir erotizm olmamasına rağmen, saf ve iffetli olduğu anlaşılıyor. cubid'in bile venüs'ün güzelliğine dalıp gittiği görülüyor. aslında resimde venüs'ün kendi güzelliğine ayna karşısında dalıp gitmesi anlatılıyor.

    15- pablo picasso - girl before a mirror

    picasso'nun metresi olan marie therese walter'i resmetmiştir. walter'i bir çok kez çizmiştir. ama bu profildeki kadar huzurlu ve sakin olmamıştır. aynadaki yansımasının daha kaba olduğu dikkat çekiyor. ay, hilal ve güneşi resmettiği söyleniyor. aynadaki görüntünün makyajlı olması bir dikkat çekici unsur olarak görünüyor. walter'in aynı anda hem gece hem gündüz olabildiğini aktarmıştır. yüzü karanlık, gözleri yuvarlak ve boş, ve kadınsı bedeni çarpılmış ve bükülmüş, daha yaşlı ve daha kaygılı görünüyor. farklı benliklerine dokunmak istercesine aynadaki yansımasına uzanıyor.

    arkada yer alan duvar kağıdı harlequin'in kostümünü hatırlatıyor. bu da kızın aynı zamanda psişik ve fiziksel dönüşümlerini anlatıyor.

    16- maejima soyu

    doğu japon mürekkep resminin nadide örneklerinden birisidir. sonbahar'da görülen ay zaman unsuru olarak dikkat çekiyor. ırmak kıyısında bir ev, evin yanında, sislerin içinden sıyrılıp yükselen sarp dağ zirvelerinin önüsıra gördüğümüz yüksek çam ağaçları bulunuyor.

    17- henri matisse - le bonheur de vivre

    fovizmin en çok hissedildiği eser olarak nitelendirilir. duran, dans eden çıplak insanların bulunduğu bu resim, sarı ve kırmızının yoğun olduğu doğa, canlı renklerin egemenliğinde bir çayır, gökyüzü, deniz ve kır manzarasını resmediyor. ağaçların resmin her iki yanında olması bir sahne edasını yansıtıyor. yapıldığı dönemin en radikal resmi olarak kabul edilen bu eser, aşkın, müziğin ve dansın neşesini tablonun renkleri ve ritmik şekillerine aktarır.

    18- georges seurat - grande jatte adası'nda bir pazar öğleden sonrası

    sen nehri üzerindeki la grande jatte adasındaki bir parkta gezinen ve dinlenen insanları resmediyor. 1884-1886 yılları arasında çizilen eser, sonradan noktacılık olarak kabul edilen, onu sezgisel yaklaşımdan ayırdı.

    19- vincent van gogh - wheat field with cypresses

    "tuvalimin üzerinde selviler ve başaklar var, birkaç gelincik, bir parça ekose iskoç kumaşına benzer mavi bir gök. selviler kalın bir koyu renkli boyayla boyanmış ve güneş altında aşırı sıcağı temsil eden buğday tarlasının boyası da çok kalın." der çizdiği resim hakkında.

    20- diego velazquez - las meninas

    anlaşılması oldukça zor olan bu eser barok döneme aittir. zor anlaşılması ve karmaşıklığından dolayı eser her zaman en çok incelenen eserler arasında yer aldı.

    ispanya kralı ıv. philip'in sarayındaki büyük bir odayı gösteren resimde prenses margaret theresa'nın iki yanında nedimeleri, sol tarafta iki cüce ve önlerinde bir köpek, onların biraz arkalarında ise dadıyla koruma görevlisi yer alıyor. sağ tarafta ise velazquez yan tarafa doğru eğilmiş, resimlerini yaptığı kral ve kraliçeye bakıyor.

    21- bartolomeo veneto- lucrezia borgia

    gerçekçilik ve ayrıntılar göze çarpan ilk şeyler olmakla birlikte rönesans dönemine ait bir resimdir.

    siyah tablo üzerine dörtte üç profilden görülen yarı çıplak kadın resmi yapan kişiyle göz temasını koruyor. sol göğsünü açıkta bırakan beyaz bir elbise giyen kadın yukarı doğru kaldırmış olduğu sağ elinde flora'nın üç simgesi olan anemon, papatya ve düğün çiçeklerinden oluşan küçük bir çiçek buketi tutuyor.

    alnında gösterişli bir mücevher yer alan kadın, mavi bir bant üzerinde olduğundan ve saçları üzerinde örülü dallardan oluşan örtü ile örtülmesi kadının evli olduğunu düşündürüyor.

    22- vincent van gogh - bedroom in arles

    aynı resimden 3 tane yapmıştır ve resimlerin birisi yok olmuştur. diğerleri chicago'daki art ınstitute'de ve musee d'orsay'da bulunuyor.

    "soluk, leylak rengi duvarlar, zeminin çaprık çurpuk, solmuş kırmızısı, krom sarısı sandalyeler ve yatak, çok solgun limon yeşili yastıklar ve çarşaf, kan kırmızısı battaniye, turuncu renkli el-yüz yıkama masası, mavi el-yüz yıkama leğeni ve yeşil pencere... bu farklı renklerle mutlak sükûneti ifade etmeyi istedim."

    düz hatlardan oluşan resimle, perspektifin dengesizliğini telafi eder bir şekilde renkli yüzeylerin titiz kombinasyonuyla oda içerisinde belli bir boşluk duygusu yaratmaya çalışmış ve başarmıştır.

    23- salvador dali - the elephants

    fil sembolü salvador dali’ye göre geleceği ve aynı zamanda gücü ve hakimiyeti temsil etmektedir. dali, filleri çok uzun ve neredeyse görünmeyecek kadar ince bacaklar ile tasvir ederken, aslında sırtlarında yer alan ağırlığın önemine vurgu yapmak istemiştir.

    24- leonardo da vinci - the last supper

    santa maria della grazie kilisesine, rahiplerin yemekhanesinin bir duvarını süslemek için çizilen bu resim, ısmarlama bir resimdir. isa'nın yüzünün güzel, yehuda'nın yüzünün çirkin olması bunun en büyük göstergesidir. isa ve 11 havarisinin yemek yerken ki sohbetini görüyoruz. hz. isa "içinizden biri bana ihanet edecek" derken çizilmiştir ve havarilerin yüzlerindeki ifadeleri resmetmiştir. (inanç, şüphe, korku...)

    incil'de geçen "bana ihanet edenin eli masada benimle." cümlesi gereğinde eli masada olan tek insan yehuda'dır.

    detayları

    25- osman hamdi bey - kaplumbağa terbiyecisi

    çok iyi akademik eğitime sahip olan osman hamdi bey'in eserine ilham olan charmeur de tortues eseridir. ilk yorumlar, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun halini anlattığı yönünde olmuştur. başka yorumlara göre, düşünceli biçimde dikilen adam, sabır gerektiren zor bir iş olan kaplumbağaları terbiye etme işini, elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak başarmayı ummaktadır.bu yoruma göre de terbiyeci osman hamdi bey'in kendisidir. terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması, osman hamdi bey'in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular.

    terbiyecinin, kaplumbağaları eğitmekte kullanacağı neyi üfleyemeyip arkasında tutması, osman hamdi bey’in neyi üfleme, yani kaplumbağalar ile temsil edilen halkı eğitme kaygısından artık vazgeçtiği, çünkü derviş sabrının bile bir sonu olduğu şeklinde de yorumlanmıştır.

    kaynak: wikiart, wikipedia, arthistoria, daniel arasse - yakın bakış

    (bkz: #60656300) - ikinci resim okuması
  • hz. muhammed'in bir gun kesime hazirlanan bir hayvanin onunde bicagini bileyen bir adama zaten kesilecek bir hayvana psikolojik olarak da aci cektirdigini soyleyip kizmasi.
    hayvanlarin kesimden once bu yuzden gozlerinin baglanmasi ve korkmamalarinin saglanmasi.

    --- spoiler ---

    islâm, hayvanı kesmeye götürürken bile ona şefkatle davranılmasını emretmiş, hayvana eziyet edilmesini yasaklamıştır. ister bu eziyet, kesim yerine götürürken yapılacak fizikî eziyet olsun, isterse kesim esnasında, bıçağı göstermek vb. gibi psikolojik olsun, kesin olarak yasaktır. müslim, ebu dâvûd ve tirmîzî şeddâd b. evs'in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: "peygamber'den (sas) ezberlediğim iki şey vardır. o şöyle buyurdu: allah her şeyde ihsanı (yani onu en iyi, en güzel şekilde, allah'ı görüyormuşçasına yapmayı) farz kılmıştır... sizden hayvanını kesecek olan kişi bıçağını önceden iyice bilesin ve kestiği hayvana eziyet çektirmesin!"9 hz. peygamber (sas) bir defasında da hayvanını kesmek için yatırdıktan sonra gözünün önünde bıçağını bileyen bir adamı: "bıçağını hayvanı yatırmadan önce bileyemez miydin? zavallı hayvanı iki defa mı öldürmek istiyorsun!" diye azarlamıştır.
    --- spoiler ---
  • yanlislari duzeltmeye devam edelim.

    (bkz: #58254631)

    jet motorlari uzay arastirmalarinin sonucu degildir zira uzay arastirmalarindan cok daha once baslamistir. jet motorlari ile ilgili ilk patent 1921'de alinmis (maxime guillaume tarafindan).

    1930'larin ortasina kadar bu konudaki calismalarin liderligi ingilizlerde, bu konuda yogun calismalari var.

    sadece jet motorunun gucu ile ucan ilk ucak ise heinkel he 178 ve 30'larin yarisindan sonra bu konuda cok yogun calisan almanlarin urunu.

    ingilizlerin ilk jeti 1941, abd'nin ise 1942'de ucuyor. henuz uzaya cikmak uzak bir hayalken.
  • çizgi film masallarının gerçek sonları
    1. orman kitabı

    hikayenin disney versiyonunda insanlar vahşi hayvanlarla arkadaş oluyor, gayet iyi geçiniyor ve baş kahraman mowgli vahşi hayattan sonra medeniyete geri dönüyor. hikayenin aslındaysa, şiddet ve ölüm konuları daha ağır basıyor. kipling’in hikayesine göre, mowgli ormandan medeniyete, yani insanların kurduğu hayata geri döndüğünde, pek hoş karşılanmıyor ve köylüler tarafından kovuluyor. mowgli de hathi, hikayede oldukça vahşi ve öfkeli—disney’de ise gayet sevimli olan fil dostuyla birlik kuruyor, ormandaki diğer yırtıcı hayvanları da arkasına alıyor ve köye saldırıp her şeyi yerle bir ediyor.

    2. aslan kral

    aslan kral, shakespeare’in hamlet oyunuyla büyük benzerlikler taşıyor: ikisinde de kıskanç ‘amca’ karakteri, kahramanın babasını öldürüyor ve kahraman sonunda babasının intikamını alıyor. iki hikayenin ortak özelliği bu. fakat hamlet’in hikayesi, simba’nınkine göre çok daha karanlık ve hamlet’in sonu, simba’nınki kadar mutlu değil.

    3. pamuk prenses

    hepimiz bu disney klasiğinin hikayesini biliyoruz. çok kısa bir özetle, pamuk prenses’in boğazına bir parça elma takılıyor, uzun bir uykuya dalıyor, ve prens tarafından öpülerek uyandırılıyor. yedi cüceler de kötü kalpli kraliçeyi bir uçurum kenarına kadar kovalıyor ve kraliçe uçurumdan düşüp ölüyor. hikayenin aslına, yani grim kardeşler versiyonuna göre, kötü kalpli kraliçe pamuk prensesi yalnızca bir kez değil, tam üç kez öldürmek için plan kuruyor. kraliçe’nin sonu ise, asıl hikayede, hayal etmek istemeyeceğiniz kadar acı.
    pamuk prenses ve prens evlenmeye karar veriyor .kraliçeyi düğünlerine çağırıyorlar ona kızgın demirden yapılmış ayakkabılar giydiriyorlar ve bu ayakkabılarıyla yanarak ölene kadar dans ediyor.

    4. rapunzel

    rapunzel’in hikayesini biliyoruz: upuzun büyülü saçları, hayat veren ve insanların yaralarını iyileştirebilen gözyaşları var rapunzel’in. yine bir grim kardeşler masalı rapunzel, ve hikayenin aslı disney versiyonuna göre daha acıklı. prens rapunzel’in öldüğünü düşünüp kendini kuleden atarken, ölmüyor ama gözlerine giren çalılıklar yüzünden kör oluyor. ormanda senelerce kör ve başı boş bir şekilde dolanıyor prens… hikayenin sonu ise mutlu: rapunzel prensi buluyor, ve büyülü gözyaşlarıyla kör olan gözlerini iyileştiriyor.

    5. deniz kızı ariel

    ariel —gerçek masalda— insan bacaklarıyla attığı her adımda büyük fiziksel acılar çekiyor. üstelik, iksiri aldığı büyücüyle yaptığı anlaşmaya göre, eğer prensle evlenemezse ölmesi gerekiyor. ariel, prensle evlenemiyor ne yazık ki. bu kez de, eğer prensi öldürürse denizaltındaki hayatına kaldığı yerden devam edebileck—ama ariel, prensi öldürmek yerine kendisini öldürüyor ve okyanusa karışıp yok oluyor.

    6. mulan

    orijinal hikayede, mulan biten savaştan geri dönüyor ve ülkesini bambaşka bir halde buluyor. disney versiyonundaki gibi aşık olup evlenmiyor mulan asıl hikayede, ülkesinin yeni yöneticisinin cariyesi olmaya zorlanıyor ve sonunda intihar ediyor.

    7. cinderella

    grimm kardeşlerin cinderella masalına göreyse, cinderella’nın iki üvey kardeşi, camdan ayakkabıya ayaklarını sığdırabilmek için birkaç ayak parmaklarını kesiyorlar. tabi ki planları işe yaramıyor.. sonundaysa cinderella’nın arkadaşları, disney versiyonundan da bildiğimiz küçük sevimli kuşlar, iki kızkardeşin gözlerini oyuyor.

    8. peter pan

    peter pan—masal diyarından hiç büyümeyen bir çocuk, başka çocuklara uçmayı öğretiyor ve tüm zamanını eğlenceli maceralarla geçiriyor. yani, disney versiyonunda. aslı james matthew barrie’ye ait olan hikayede, detaylar çok daha korkunç.pete pan bu hikayede sevimli bir çocuktan ziyade devamlı korsanları öldürmekle övünen iyi kalpli gözükmeyen karmaşık bir karakter . neverland ülkesinin çocuklarının büyümeleri ülkenin kanunlarına göre yasak ve çocuklar büyüdükçe ya öldürülüyor yada peter pan tarafından zayıflatılıyorlar .

    kaynak

    disney benzer bi olayı pretty woman içinde yapmıştı orjinal sonda kızımız sokaklara dönüyordu aşk sahnesi ile bitmiyordu final.
    hazır pretty woman demişken film çekilirken julia sevgilisinden ayrılmış moralini düzeltmekde richarda kalmış. şu sahnedeki çekim richarda ait ve gülüş bariz olduğu üzere gerçek.
  • mimar sinan'ın hayatı.

    yaptığı binaların listesi şurada var: #28231152
    92 cami, 52 mescit, 55 medrese... diye gidiyor.
    garip olansa şu: mimar sinan bu eserlerinin hepsini başmimar olduktan sonra, yani 50 yaşından sonra yapmış.

    yani elli yaşındaysanız ve hayatta bir boka yaramadıysanız hala bir mimar sinan olma şansınız var.
hesabın var mı? giriş yap