sorunsallar (6)
  • pringles'ın uzerinde potato chips yazmaz; sadece chips yazar.
    çünkü iceriğindeki patates oranı az olduğu için (%42) amerika'da öyle yazmaları yasaklanmıştır. hatta bir ara chips yerine, ingiltere'de crisps kelimesini kullanmışlar; fakat bu da ingiliz ingilizcesinde patates cipsi anlamına gelebildiği için yasaklanmıştır.

    pirinç, un, mısır ve patatesten püre yapılır ve makinede preslenir. bu yuzden hepsinin şekli aynıdır.
  • yapışkanlı kağıtlarla (bkz: post-it) başı dertte olanlar için doğru kullanımları buyrun:

    öncelikle yanlış kullanımlarıyla başlayalım: yapışkanlı kağıdı yerinden ayırmak için alt tarafından tutup yukarıya doğru çekin. https://qph.is.quoracdn.net/…7?convert_to_webp=true

    "yapışkanlı kağıt" büyük ihtimalle işinizi az da olsa zorlaştıracak kadar kıvrılmış olacak ve yapıştırdığınız zeminden kolayca ayrılabilir hale gelecek. https://qph.is.quoracdn.net/…6?convert_to_webp=true

    yapışkanlı kağıdımın böyle havalandığını görüp sinirden 4-5 kez zımbalamışlığım var.

    https://qph.is.quoracdn.net/…9?convert_to_webp=true

    doğru kullanımına gelirsek: elinize başka bir yapışkanlı kağıt alıp resimde maviyle işaretlenmiş kısma da dikkat ederek soldan sağa doğru ayırın.

    https://qph.is.quoracdn.net/…5?convert_to_webp=true

    ve işte sonuç!

    https://qph.is.quoracdn.net/…2?convert_to_webp=true

    kaynak ve daha fazlası için:
  • katsumoto moritsugu sözü:

    ''kusursuz çiçek nadir bir şeydir. tüm hayatını bundan bir tane bulmak için harcasan bile, hayatın boşa gitmiş sayılmaz''..

    son samuray'ı izledikten sonra, benim kafamın da böyle işlediğini farketmiştim. önemsiz gibi görünen ayrıntıları çok ciddiye alınca, acayip mutlu oluyorum çünkü.

    sanırım aşınmaz iyimserliğimin de kaynağı bu.
  • aslında (bkz: most interesting little-known things)
  • öğrendikten sonra ufkum 2 katına çıksa da ben olduğum yerde saydıktan sonra
    bir eksik bir fazla ne farkeder
  • tenis oyunlarında sıfır yerine love denmesinin sebebi; sandığımız gibi aşk anlamında değil.
    tenisi ingilizler bulup geliştirmiştir diye biliriz ancak bu kelimenin kökeni flemenkçe'den gelmiştir. hollandalı asiller oyunu para kaznamak yerine şeref, onur için oynadıklarından dolayı lov= şeref kelimesinden gelmiştir
  • ufku pek iki katına çıkarttığı söylenemez ama adolf hitler ile alakalı birkaç bilgi verebilir:

    - adolf'ün orijinal soyadı hitler değil, schicklgruber'dir. (bkz: fahrettin cüreklibatur)
    - tek taşağı vardır. 1. dünya savaşı sırasında yaralandıktan sonra johan jambor adında bir sağlıkçı tarafından bir taşağı alınmış.
    - adolf hitler alman değil, avusturyalıdır.
    - alman askerlerin seks ihtiyacını gidermeleri için birlikte oldukları fransız fahişelerden kaptıkları frengi hastalığı sonrasında, tüm askerlerin çantalarına şişme bebek koydurtmuştur.
    - führer (lider) lakabını almadan önce 2 kere ölümden dönmüştür. ilkinde dört yaşında boğulmak üzereyken bir rahip tarafından kurtarılmış. diğer taşak muhabbetini de ölümden dönmek olarak söylüyorlar.
    - vegandır. bi' otopsiye girdikten sonra et yemeyi bıraktığına inanıyorlar. milletin diktatörü nüfus planlaması yapar, bu mal da et planlaması yapmış almanlar fazla et yemesinler diye.
    - kamplara hiç gitmemiş ve kamplar hakkında hiç konuşmamış. 6 milyonu yahudi olmak üzere 11 milyon insanı öldürmüş olsa da, kendini kirletmek istememiş (!)
    - küçük yaşlarında ressam olmak istemiştir. 2 kere viyana güzel sanatlar akademisine başvursa da reddedilmiş. evsiz kaldığı kısa dönemde kendi yaptığı resimleri kartpostal olarak satarak geçinmiş.
    - mide ağrılarından şikayetçiymiş kendisi. çok fazla gaz çıkarır ve ağzı çok pis kokarmış.
    - uykusuzluk hastalığından muzdaripmiş. saat 4-5'e kadar çalışır, saat 9'da tekrar ayağa dikilirmiş. aynı zamanda parkinson hastası olduğu da söyleniyor.
    - tatlıyı çok severmiş. günde 1 kiloya yakın çikolata yiyormuş.
    - hiç sigara ve alkol kullanmamış. hatta alman milletinin de bunları bırakması için uğraşmış. (bu bana bi yerlerden tanıdık geldi.)
    - günde 2 defa kokain kullanmaktaymış. cidden. ama ilaç olarak. sinüslerini ve boğaz yollarını açmak üzere doktoru theodor morell yazmış reçetesini. ayrıca kokainden üretilmiş göz damlası da kullanıyormuş.
    - eva braun hitler ile sevgiliyken, adolf'ün ilgisini çekmek için iki kere intihar etmeye kalkışmış.
    - 1938 yılında time dergisi tarafından yılın adamı seçilmiş.

    edit: mavi kazak sağolsun ekledi;

    -üstün alman ırkı düşüncesini nietzsche'yi okuyarak almıştır. nietzsche ırklar arasında farklar olduğunu ortaya sürmüştür, adolf da bunu o zaman en üstün ırk alman ırkıdır diye yorumlamış.
    -dünyada gelmiş geçmiş en katı hayvan hakları yasaları hitler döneminde ortaya çıkmıştır. çünkü adolf alman toprağında yaşayan hayvanın da diğer hayvanlardan üstün olduğunu düşünüyordu.
    -ressam olmak istiyordu ve ailesini bu yüzden terk edip sanat okuluna gitti. hatta yaptığı resimleri kartpostal olarak satmaya çalışıyordu ama resimleri gerçekten kötüydü.

    edit2: nuclear kisses sağolsun, vegan olduğunu nerenden uydurdu dedi *

    şaka bi yana, kendisi vegan değil vejeteryanmış fakat güvercin eti yediğine dair rivayetler mevcutmuş. ayrıca insan deneyi yaptırdığı kadar hayvan deneyi de yaptırıyormuş. o yüzden ilk editteki sav bir nebze çürümüş oluyor.
  • gelmiş geçmiş en uzun şiirin sahibi olan firdevsi'nin eseri şehname'yi yazma nedeni ufku iki katına çıkarmasa da büyük bir hayal kırıklığına sebep olabilir. bize lisede büyük bir edebi aşk sonucu yazıldığı söylenen 60.000 beyitten oluşan şehname adlı eserin yazılma sebebi aslında tamamen duygusalmış.

    sultan gazneli mahmut imparatorluğundaki kültürel aktiviteleri canlandırmak ve bilgi birikimini arttırmak için 900 civarında şair, tarihçi, filozof ve edebiyatçıyı himayesine katılmaya ikna ediyor. bunlardan biri de firdevsi. gazneli mahmut firdevsi'den bir destan yazmasını ve bitmiş destanının her beyitine 1 altın vereceğini söylüyor. firdevsi ise ona tek bir adam tarafından yazılan en uzun şiiri sununca gazneli mahmut şoke oluyor ve altın değil her beyit için gümüş sözü verdiğini söylüyor. firdevsi ise bu yanar dönerliğe sinirlenerek oradan ayrılıyor ve şiirini başka bir krala sunuyor. söylenenlere göre ise sultan mahmut bu cimriliğinden daha sonra pişman olmuşsa da firdevsi'ye kendini affettirememiş.

    bazı rivayetler sultan mahmut'un şehname'yi reddetmesinin sebebinin kitabın fiyatı değil içerdiği ağır fars milliyetçiliği olduğunu söylüyor. şehname, arapların ve özellikle türklerin aşağılandığı bir eserdir ve türkleri tarihin kötü adamı olarak göstermektedir. bu sebeple gazneli mahmut'un fiyatı bahane ettiğini söyleyen tarihçiler var.

    şehname'den türkleri ve araplari aşağılayan alıntılara örnek;
    "turan ırkından üstün zekalı kimse çıkmaz"
    "araplar çorak arazide çekirge yiyor, eşikte yaşıyordu. meşhed'de köpekler bile içmeye buzlu su buluyordu."
  • uzaya atılan füzelerin çaplarının hepsinin aynı olmasının sebebi tren yaylarıdır. çünkü bunların taşımasını trenler yapmaktadır ve bu nedenle hepsi aynıdır.
  • buyuk harfle yazilmis ok kelimesine kafayi yan cevirip bakinca insana benzemesi. kucuk harfli yazilmisi da yatarken komodinin ustundeki telefona ulasmaya calisan bana benziyor.
hesabın var mı? giriş yap