• hiçbir zaman ufkumu 2 katına çıkarmayan bilgilerdir.
  • soguktan, hastaliktan kirildigimiz, gripten yorgan dosek yattığımız şu günlerde keşfettiğim cok etkili bir yöntemi paylaşmak istedim. sözlükte başlığı da var ama buradan çok kişiye ulaşır umarım.
    yöntem karabiberli votka. bir çaybardağına 4-5 kaşık karabiber üstüne sek votka koyuyoruz. sonra tek dikişte içiyoruz. aç karnına olursa kusmamak adına daha rahat oluyor. sonra yatıyoruz. bir saat sonra iyi hissetmeye başlıyoruz. sabah kalktığınızda grip diye birşey kalmıyor.
  • evet dün geceki entarimden sonra bir cumartesi sabahı erken uyanıp çizgi film izlemenin ardından can sıkıntısından ikinci bölümle karşınızdayım.

    belirteyim ufuklar iki katına çıkmaz ama gülümsemeler çıkar. animasyon severlere gelsin :

    1)a113 nerdeyse her pixar filminde görülen bir koddur ve kendisi california ınstitute of the arts’taki bir sınıfın adıdır. bu sınıf john lasseter ve brad bird gibi çok büyük animasyoncuların okuduğu sınıftır :) filmlerle kalmaz simpsons gibi bazı tv serilerinde de görülür ayrıca. örnekler için : örnek1 örnek2

    2)toy story’nin woody'si yani başrolü ve en sevilen oyuncağı olan kovboyu başlangıçta karnından konuşan bir kukla olarak düşünülmüş ama disneyin ceosu michael eisner “kuklaları kimse sevmez” demiş bu yüzden kovboy fikri bulunmuş ve kullanılmış. çok da iyi olmuş açıkçası kuklaları ben de sevmem

    3)maddi konuları sevmem ama bu cool bi bilgi: toy story yayın haftası itibariyle ilk haftadan 29.1 milyon dolar kazandırırken titanic bile yayın haftası 28 milyon dolar kazandırmış :))

    4)toy story, star wars episode 4: a new hopetan esinlenmiş iki duruma sahiptir. ilki buzz ışıkyılı tabiki. buzz’ın misyonu r2-d2 ile çok büyük benzerlik gösterir. her ikisi de elinde bulundurdukları tehlikeli bir silahın zayıf yönleri hakkında daha yüksek bir otoriteye ulaşmaları gereken önemli bilgilere sahiptir.
    4.5)ikincisi ise sid karakterinin woody'e işkence yaptığı sahnede karşımıza çıkar. sid’in replikleri darth vader'in princess leia’yı sorguya çekerkenki repliklerine bir çok eş benzerlik gösterir :) (starwarscuların da kalbini kazanmaya geldim buraya)

    5)kötü çocuk, oyuncak işkencecisi sid’in adı geçmişken size çok creepy bi bilgi daha vereyim. sid’in evindeki halıyı woody ve buzz koşarken görüyoruz bu halı 1980 yapımı korku filmi the shining filmindeki oteldeki halının aynısıdır. şöyle ki ortada bir korku evi varsa onun da hakkını vermişler gördüğünüz gibi.

    6)lasseter başlangıçta toy story 2’de hikayenin ana çizgisini beğenmemiş ve mutsuz olmuş bunun sonucunda da tüm hikaye sadece bir haftasonunda lasseter ve ekibi tarafından yeniden yazılmış (inanmak başarmanın tamamı resmen)

    7)bildiğiniz üzere çizgifilm dünyası oldukça yakın bir zamanda dijitalleşti. öncesinde manuel tekniklerle yapılırdı ilgilisi için daha sonra bunlarla ilgili linkleri de ekleyebilirim. ancak toy story 2 dijital olarak yaratılan, yönetilen ve gösterilen ilk animasyonudur pixarın. onların bu gözbebeği benim sinemada izlediğim ilk animasyon filmi olma özelliği taşıyor :)

    8)ayrıca mutlaka eklemek istediğim bir bilgi var ki toy story 2 nin yapım aşamasında dijital yöntemlere yeni alışılmaya başlandığından mı nedendir bilinmez film pixar bilgisayarlarından tamamen silinmiş. şanslılarmış kı bir back-up bilgisayarda kopyası varmış

    9)monsters inc’de sully'nin kürkünde tam olarak 2.320.413ten fazla tüy çiziliymiş. bu kadar güzel görünmesindeki inceliğe şaşırmamak lazım.

    10)ratatouille'deki yetenekli faremiz remy’ninse vücudunda 1.150.070 tüy çiziliymiş.

    11)bu arada remy’yi en iyi şekilde yapmak isteyen pixar bir yıl boyunca stüdyoda ev farelerini ağırlamak durumunda kalmış :)

    12)yine monsters inc’deki boo’nun adının mary olduğunu önceki entrymde (şu) söylemiştim ve kendisini seslendiren 2 yaşındaki kız çocuğunun adıymış bu mary gibbs. ayrıca seslendirme sırasında hiç bir zaman replikleri ve sahneleri tamamlayacak kadar yerinde durmadığı için ekip elinde bir mikrofon onun peşinden koşa koşa hazırlamış filmi :) yani filme bir çocuk da imza atmış desek yanlış olmaz

    13)ve son sahnede boo sully’ye bir kaç oyuncağını verir şu sahne ve oyuncaklar arasında bir adet palyaço balığı vardır ki bu gelecek olan kayıp balık nemo filminin bize ilk sinyalidir :)

    14)monsters inc’de birbirinin aynı ırkı olan canavarlar var ama totalde 100 farklı canavar ırkı var tam olarak. hepsi de mükemmel keşke benim olsalar
    14.5)tabi bu sizi ne kadar ilgilendiriyor bilmem ama bu canavarların yüzde doksanın mike wazovski'nin dilinden var. aynı şekilde tasarlanmış ve çizilmiş :) yani canavarlar dünyasını dilinden tanıyabilirsiniz.

    15)kayıp balık nemo tüm zamanların en çok satan dvdsi olmuş. 40 milyon kopyadan fazla satılmış dünyada.

    16)ayrıca yine bir önceki entrymde bahsettiğim `:(bkz: #64604329)` kayıp balık nemodaki köpek balığı bruce'un adı steven spielberg’in jaws filminde kullandığı mekanik balığın adında gelmektedir evet bu isim de spielberg’in avukatının adından gelmektedir. valla ben de avukat olabilirim her an biraz bozulmadım desem yalan olur

    17) ayrıca bruce ve ekibinin vejeteryan olma çabaları isimsiz alkolikler toplantılarından esinlenilerek yapılmış :d

    18)dikkatinizi çekmeyeceğine emin olmalarına rağmen kayıp balık nemodaki dişçi ofisinde tavanda asılı dişçi diploması bile gerçek bir diplomayla aynı olarak hazırlanıp oraya eklenmiştir. detaycılıkta bir dünya markası diyince pixar gelecek akıllara. anlaşıldı mı

    19)the incrediblesaslında the invincibles olarak düşünülmüş. yani "inanılmaz aile" değil "yenilmez aile" diyecekmişiz az kalsın. bence böyle daha güzel olmuş :)

    20)inanılmaz aile aynı zamanda castının tamamı insanlardan oluşan ilk animasyon filmi olma özelliğine sahip

    21)inanılmaz ailemizin kıyafetlerini tasarlayan edna karakteri de aslında gerçekten akademi ödüllü bir kostüm tasarımcısı olan edith head. bakarsanız tipinin ve isminin alındığını farkedersiniz zaten. güzel bir selam çakmıştır vefalı pixar :)

    22)pixara en çok kazandıran filmin hangisi olduğunu merak etmişsinizdir kesin. bu konuda oscar goes to cars yani arabalar. sadece mal satışlarından tam olarak 10 milyar dolar kar edilmiş arkadaşlar. (bunu büyük harflerle yazmak istedim) ilgili haber

    23)ve buna rağmen arabalar 2 filmi ise pixarın en düşük reyting alan filmi olmuş bu alandaki genel geçer bir kaç ölçü yapan ortamda. üzücü

    24)arabaların orjinal seslendirmesinde doc hudson karakterini seslendiren paul newman gerçek hayatta da bir yarış arabası sürücüsüymüş. detaycı pixar iş başında

    25)wall-e pixarın en kompleks yani karışık diyebileceğimiz animasyonuymuş. kendisi tam olarak 125.000 storyboard dediğimiz film karesinden oluşmaktaymış. bundan önceki pixar filmleri maksimum 75.000den oluşmaktaymış. o ne ola ki diyenler için

    26)ayrıca wall-e’deki tasarlanan tüm robotlar için ekip tarafından asimov'un 3 robot kuralı kuralı kullanılmıştır.

    27)bir önceki entrymde`:(bkz: #64604329)` up filmindeki evi uçuran balon sayısını söylemiştim. yalnız yeni okuduğum bir yazıda ulaştığım bilgiye göre sayı benim verdiğim 10.297 olarak doğru ama evin havalandığı bazı sahnelerde 20.622 balon olacak şekilde görünüyormuş.

    28)aa bu arada bunu farkında olmadan yaşadık ama up, pixar için toy story 2’den sonra bir başka önemli ilk olma özelliğine sahip : ilk üç boyutlu yayınlanan animasyonumuz kendisi :) onu sevelim

    29)şimdi dünyanın en tatlı ayrıntılarından birini vereceğim sizlere : toy story’deki andy up filmindeki carl ve ellie’yi tanıyor :) üçüncü filmde andy’nin panosunda carl ve ellie'den beraber gönderilmiş olan bir kartpostal olduğunu görüyoruz. biliyorum siz de ağlamak istiyorsunuz

    30)monsters university filmi için pixar gerçekten bir üniversite web sayfası hazırlamış. detaycılık goes on

    31)up filmindeki kötü karakterimizin adı charlie muntz ve bu isimde biri gerçekten var. kendisi 1928de walt disney’in "oswald the lucky rabbit" çizgi serisinin haklarını çalan kişi ve kendi kurduğu stüdyoya taşıyan kişi. şuradan okuyabilirsiniz kolayca.
    ee iyiler eninde sonunda hep kazanır charliecim

    hep iyilerin kazanması dileğiyle arkadaşlar, sonraki bölümlerde görüşmek üzere çünkü ben daha da devam edecek en az 15 bilgi daha hatırladım ama hepiniz sıkıldınız biliyorum

    edit: imla
  • ufkunuzu katlar mı bilemem ama osmanlı'da ev yapıldığında eve kedi salınır ve kedi hangi odada uyumaya başlarsa, o oda yatak odası için uygun görülürmüş.
    sebebi en sıcak oda olması.
  • neden latin alfabesinde ve benzer alfabelerde küçük ve büyük olmak üzere iki tür harf grubu kullanılıyor? bunlardan sadece biri bütün derdimizi anlatmak için yeterliyken neden ikinci bir gruba ihtiyaç duyulmuş?

    tarihçiler, önceleri yalnızca büyük harflerin var olduğunu söylüyor.
    zaten yüzyıllar evvel toplumların yalnızca çok ufak bir elit kesmi okuma ve yazma biliyordu. bunun en önemli sebeplerinden biri de elverişli bir yazım teknolojisinin olmamasıydı (hoş, günümüz teknolojisinin ulaştığı konuma rağmen okuyan insan sayısı bir elin parmağını zor geçer).

    ilk alfabelerin tamamıyla büyük harflerden oluştuğu söyleniyor. ve en eski yazıtların birçoğu eşit aralıklarda sıralanmış büyük harflerden oluşmaktaymış. taş üzerine yazı yazmak zor ve oldukça vakit alan bir iş. bütün harfleri aynı yükseklikte olan tek bir tür alfabeye sahip olmak, yazıtların daha istikrarlı bir görünüşe sahip olmasını sağladığı için tercih edilmekteymiş.

    tabi zamanla papirüs, kağıt, grafit, mürekkep, tüy kalem, fırça, tükenmez kalem icat edilince yazmak daha erişilebilir, daha kolay ve daha hızlı bir hal almış. fakat zamanla hem yazım sürelerini kısaltmak hem de yazıların daha az yer kaplamasını sağlamak maksadıyla küçük harfler kullanılmaya başlanmış.

    yazarlar, önceleri küçük veya büyük harfleri bir arada kullanmamışlar. zamanla bu da değişmiş. günümüzde, bildiğiniz gibi özel yazım kuralları haricinde (başlıklar, özel adlar, cümle başlangıçları) büyük harfler pek sık kullanılmıyor. eskiden kalma alışkanlığımız hala devam etmekte ve çoğunlukla küçük harfleri kullanmaktayız. tabi, büyük ve küçük harf ayrımı olmayan bazı batı ve asya kökenli diller günümüzde hala mevcut.
  • ''orda bir köy var uzakta'' şiir'nin bahsettiği köy doğu perinçeğin köyüymüş..
  • karton kutulardaki içeceklerin, lönk lönklönklönk edalarıyla etrafa saçılmaması için, ağız kısmı yukarıda olacak vaziyette bardağa dökülmesi bana rönesansımı yaşatmıştı.
  • bir toplumun bir diktatöre nasıl teslim olduğunun pek çok açıklaması var. bunlardan biri de gazlambası yöntemi ya da gaslighting.
    gazlambalama bir çeşit psikolojik manipülasyon yöntemidir. manipülasyonu yapan kişi baskı altında tutmak istediği bireye sürekli onun algıladığını sandığı şeylerin gerçekte yaşanmadığını telkin eder ve birey sonunda kendi aklından şüphe duymaya başlar. bu yöntem adını 1938'de abd'de sergilenen bir tiyatro oyunundan alır. bu oyun daha sonra 1944'de ingrid bergman'ın başrolünü oynadığı gaslamp adlı bir filme dönüştürülmüş ve üzerinde çok konuşulmuştur.

    evinin bodrumunda karısından gizlice hazine arayan kocanın yaktığı gazlambası sonucunda düşen gaz basıncı yüzünden kadının evdeki diğer gazlambalarının ışığının azaldığını farketmesi filmdeki gerilimin kaynağıdır. buna karşılık adam karısına sürekli gazlambalarının normal olduğunu ve karısının muhtemelen aklını yitirmekte olduğunu söyler. bunu karısına ispat etmek için de evdeki eşyaların yerini gizlice değiştirmek gibi yöntemlerle karısının kendi aklından cidden şüphe duymaya başlamasını sağlar. bu film ikinci dünya savaşı sırasında nazilerin yoğunlukla uyguladığı propaganda ve politik amaçlı kitlesel manipülasyona tanık olan amerikan halkının şüphelerini kendi politikacılarına yöneltmesini ifade eder.

    gazlambası yöntemi otoriter baskının temelinde yeralan, toplumun kendi karar verme yeteneğinden şüpheye düşmesini sağlar ve bu yolla bütün yetkinin sorgusuz sualsiz bir diktatöre devredilmesini amaçlar. özellikle savaş, terör gibi toplumsal kriz durumunda uygulandığında (bkz: şok doktrini) toplumun kolay kabul edemeyeceği kararların demokratik olmayan yöntemlerle yerine getirilmesi için kullanılır.
  • küfür akşamı törenleri

    dobruca türklerinin paskalya bayramında hristiyanların sevabını yakmak için bir dizi uygulamalar yapıp ateş üzerinden atlamaya başlamasıyla ortaya çıkmış tören geceleridir.

    hristiyanlar ise hıdrellez'de ve ramazan ayında müslümanların sevabını yakmak için aynı şekilde karşılık verirlermiş.

    şuan ülkemizde ateş üstünde atlama, ergenekondan çıkışına ya da farklı kültürler açısından farklı farklı sebeplere dayandırılsa da dobruca türkleri için durum budur.

    ayrıntılı bilgi için makale

    (bkz: küfür akşamı törenleri)
  • yakın zamanda telefonlara bile gelebilecek bir teknoloji olarak yalan makinesi. hem yüz şeklini algılama sensörü, hem zihin dalgalarını algılama sensörüyle türlü algoritmalarla yalan saptayabilecekmiş. insanlar 2 yaşında yalan söylemeye başlar her geçen yılda yalan söyleme oranı yükselir, yalan zekası 8 yaşında otururmuş. sonra zamanla daha da gelişirmiş. yalan söyleyen insanlar sıklıkla öznel cümleler kullanırmış kendilerini savunma amaçlı. dijital yalanlar olarak adlandırılan internet, sosyal ağlar yalanlarına karşı da gizli servisler yalan saptama algoritması yerleştiriyormuş. çok yalan söyleyen insanların beyninde diğer insanlara oranla %25 daha fazla "beyaz madde" denilen sinir liflerinden varmış ve tedavisi neredeyse mümkün değilmiş.
hesabın var mı? giriş yap