• ayran, sut ve yogurdun laktik asit fermantasyonunu hizlandirmasi ve laktik asit fermantasyonunun hizli olmasinin uykuya sebebiyet vermesi.
  • (bkz: kurtulmak)
    kurtulmak kelimesinin oğuzcada ki kurt ulumaktan gelmesi. kurtlar başları derde girdiğinde uluyarak pampalarını çağırmakta ve içinde bulunduğu vaziyyete soxmaktadırlar. şaka bir yana baya baya burdan gelmiş bu kelime.
  • radyum;

    radyum doğada saf halde bulunmuyormuş.
    bilim insanları kendilerini ancak başka elementlerle - nadiren- oluşturdukları bileşiklerin spektrum analizlerinden tespit edebiliyorlar.

    marie curie'nin bile elinde bir gramın yüzde ikisi ya da üçü kadar saf radyumklorür varmış. yani kaşifinde bile safı yok. bildiğin yok.

    ayrıca uranyumdan 100 000 kat fazla ışın salma gücüne sahiptir.
  • insanın ilk öğrendiği çoğu şey genel olarak insanın ufkunu iki katına çıkarır. o konudaki bilinenin aksine olan bilgi ile farklı bir bakış açısı edinilir.
  • wifi’deki fi’nin hiçbir anlamı yoktur. ingilizce çak anlamına gelen hifi(high five) deyiminden yola çıkarak sadece söylenim kolaylığı sağladığı için wifi denilmektedir.
  • beni leylekler getirmemiş mesela.
  • sanılanın aksine wi-fi kelimesi "high five" söz öbeğinden değil, "high fidelity(hi-fi)" söz öbeğine bir "pun" olarak ortaya çıkmıştır.
  • bir e-mail adresiniz varsa google'ın haber servisini kendi zevkinize göre kişiseleştirebileceğiniz gerçeği.

    önce news.google.com adresine giriyoruz ve listelenen haberlere bakıyoruz. diyelim ki ben donald trump'la ilgili haberleri günlük olarak e-mailime almak istiyorum. arama motoruna "donald trump" yazıyorum ve çıkan sayfanın en altına gidip "create alert" butonuna basıyorum.

    http://i.hizliresim.com/l3naxr.jpg

    artık donald trump'la ilgili gelişmeler e-mailime gelecek. bu e-maillerin gelme sıklığını ayarlardan belirleyebiliyorum. buna göre bir olay olur olmaz e-mail alabiliyorum veya bir gün boyunca donald trump'la ilgili tüm gelişmeleri tek e-mail ile özet şeklinde alabiliyorum.

    http://i.hizliresim.com/r1djzy.jpg

    ayarlardan ilki "how often" diyor yani haberleri ne sıklıkla almak istediğini soruyor. "as it happens" seçeneğini seçerseniz anında tüm haberler gelecek ama günde 10-15 tane e-mail alma riskiniz var. diğer seçenekler günde bir veya haftada bir şeklinde.

    ikinci seçenek source yani haber kaynağı. buradan haber siteleri, bloglar gibi seçeneklerden istediğinizi seçiyorsunuz.

    üçüncü seçenek "language" yani gelecek olan haberlerin dili. normalde ingilizce seçili ama onlarca dilden istediğinizi seçebilirsiniz. dördüncü seçenek region yanı haber kaynağının bölgesi.

    ilgilendiğiniz tüm konuları seçiyorsunuz ve isterseniz tüm konuları tek bir e-mail ile özet geçiyor, isterseniz her konu için ayrı bir e-mail yolluyor. örneğin benim şu anda kurduğum ayarlarda günde bir e-mail geliyor ve bu e-mail'de donald trump, kanser, küresel ısınma, apple, nasa, depremler, metallica, dolar, euro, almanya, rusya, putin, kate upton, silikon vadisi, uber, amazon, hava durumu, nba gibi konular var ve bunlar hakkındaki hiçbir gelişmeyi kaçırmıyorum. her gün haber sitelerine girip ilgilenmediğim konularda onlarca haber göreceğime e-mail hesabıma girip sadece ilgilendiğim konularda haberleri görüyorum.

    istediğiniz tüm konuları seçebiliyorsunuz ve istediğiniz tüm kombinasyonları yapabiliyorsunuz. örneğin tuttuğunuz takımdan sevdiğiniz bir sanatçıya kadar herşeyin e-mail alarmını yaratabiliyorsunuz.

    daha sonra bu konuda bazı değişiklikler, eklemeler veya çıkartmalar yapmak istiyorsanız aşağıdaki adrese girip her türlü değişikliği yapabiliyorsunuz.

    https://www.google.com/alerts

    bu sayfada ayrıca google şu ana kadar yaptığınız seçenekler ve aramalara göre yeni alert fikirleri de öneriyor ve "bu konuları alert'e ekleyenler bunları da ekledi" gibi önerilerde bulunuyor. çok faydalı.
  • boyut nedir, boyutlar arasındaki fark nedir.
    önce bir nokta ile başlayalım. geometriden bildiğimiz üzere noktanın ne büyüklüğü ne de boyutu vardır. nokta lan bildiğin işte. hayali bir şey. bir ikinci nokta bir başka yeri belirtmek için kullanalım. ancak o da belirsiz bir büyüklüğe sahiptir.
    ilk boyutu anlamak için, tek ihtiyacımız olan şey, herhangi iki noktayı birleştiren bir doğrudur. bir boyutlu nesne, sadece uzunluğa sahiptir. genişlik ve derinlik yoktur.

    eğer birinci boyutsal doğrumuzu alır ve bunu kesen bir ikinci doğru çizersek ikinci boyuta geçmiş oluruz. oluşturduğumuz nesne bir uzunluk ve genişliğe sahiptir, ancak derinliği yoktur. daha yüksek boyutları hayal etmemiz için ikinci boyutsal nesnemizi tanımlarken ilkinden ayrılmış bir ikinci doğru düşünürüz. şimdi düzlemgiller isimde iki boyutlu bir yaşam formu düşünün, hah, olmadı mı, nasıl bişeye benzer, iki boyutlu bir yaratık sadece uzunluk ve genişliğe sahiptir, bir oyun kartı üzerindeki krallık temsilcileri gibi. şimdi de şunu düşünün, bir düzlemgil, sindirim sistemine sahip olamazdı. çünkü ağzından başlayıp aşağıda son bulan bir yemek borusu kendisini ikiye bölerdi. bizim 3 boyutlu dünyamızı görmeye çalışan bir şekilleri sadece iki boyutlu anlardı. örnek, bir balonu önce küçük bir nokta olarak görür, sonra anlaşılmayan bir şekilde büyüyen içi boş bir daire olur belli bir büyüklüğe ulaşır ardından varlığını sonlandırmadan bir noktaya küçülürdü.

    üçüncü boyutu anlamak bizim için en kolayı çünkü hayatımızın her anı üç boyutlu. üç boyutlu bir nesne, uzunluk ve genişliğe ve yüksekliğe sahiptir. nasıl, şöyle, eğer masada duran bir gazete üstünde yürüyen bir karınca düşünürsek, bu karıncanın iki boyutlu bir gazete dünyasında yürüyen bir düzlemgil olduğunu hayal ederiz. eğer bu gazeteyi ortadan ikiye katlar yanisilindir şeklinde karınca büyülü bir şekilde iki boyutlu bir dünyadan kaybolup bir başkasına geçebilme yolu açarız. yani ona derinlik kazandırmış oluruz, yükseklik de diyebiliriz. kare bir iki boyutlu iken onu küp haline getirmek onu 3 boyutlu yapar, bunu ressamlar çok iyi bilir.

    dördüncü boyuta kelime olarak ne atayacağız? cevaplayan biri süre olabilir. eğer kendimizin 10 dk önceki halini düşünüp şu anki halimizi de düşünür isek arasındaki farka çizeceğimiz doğru dördüncü boyut olur. eğer vucudumuzu dördüncü boyutta görseydik dalgalanan bir yılan gibi olurdu, embriyo bir bir uçta ölmüş olan biz bir uçta. ancak üçüncü boyutta bir andan diğer ana yaşadığımız için iki boyutlu bir düzlemgillerimiz gibi olurdu. aynen düzlemgillerin bir üst boyuttaki nesnelerin kesitlerini görebildiği gibi, üç boyutlu bizler de dördüncü boyuttaki kendimizi üç boyutlu kesitini görebiliriz.

    bir boyutun bir diğeri üzerinde yığılmasının en şaşırtıcı yanlarından biri, bir aşağı boyutta bizim üst boyutta ki hareketlerimizin farkında olmamamızdır. basit bir örnek, eğer bir möbius şeridi yapacak olsam, bir gazete alın, bir kez bükün, sonlarını birleştirin yani silindir gibi. üzerinde uzunlamasına bir doğru çizin üstünde. doğrumuz sonuçta kendisi ile buluşmadan kağıdın her iki tarafında da olacaktır. şaşılacak bir şekilde, şeridin bir tarafı varmış ve iki boyutlu bir nesnenin gösterimiymiş gibi olmaktadır. bu da şu anlama geliyor, bu şeridin üstünde bizim çizdiğimiz doğru da yol alan farkına varmadan başladığı yere geri dönecektir. gerçekte ise düz bir doğruda yürüyor gibi hissetse de kendisi üçüncü boyutta takla atıyor ve bükülüyordur.
    dördüncü boyutta olan zaman, bize geçmişten geleceğe doğru giden düz bir doğru gibi gelir. ancak bu düz doğru, aynen möbius şeridinin gibi aslında bir üstteki boyutta bükülüp dönmektedir. böylece, bu dalgalanan uzun yılan bize herhangi bir zamanda dördüncü boyutta ki düz doğru gibi gelse de aslında kendisi beşinci boyuttaki herhangi bir zamanda kollara ayrılan yollar yığını gibidir. bu kolları etkileyenler bizim seçimlerimiz,şans ve diğerlerinin hareketleridir. kuantum fizikçileri bize dünyamızı oluşturan atomdan küçük parçacıkların gözlem kanununa göre dalga fonksiyon ihtimallerinin yığılmasıyla oluştuğunu söyler. yani beşinci boyutta oluşan ihtimallerin bizim zaman olarak tecrübe ettiğimiz dört boyutlu doğruya yığıldığını görmeye başlıyoruz.

    bir ayrım, çocukluğumuza geri dönüp kendimizi görmek isteseydik ne olurdu? dördüncü boyutu beşinci boyuta katlayarak, zaman ve uzay içersinde geriye doğru atlamayı hayal edebiliriz. fakat ya eğer örneğin sizi şu anda meşhur ve zengin edebilecek, çocukluğumuzu yapmış olabileceğimiz müthiş bir buluşun olduğu bir dünyaya gitmek istesek ne olur? dördüncü boyutta ki kendimizi şu anki zamandan beşinci boyuta doğru kollara ayrılıyor gibi hayal edebiliriz. ancak burdan nereye gidersek gidelim, müthiş çocuk mucit zaman çizgisi bizim şu anki zamanımızda ki mevcut seçenekler arasında yoktur. oraya buradan gidemeyiz. ne kadar seçim, şans ve diğerinin etkisi işe katılsa bile mümkün değil. o dünyaya gidebilmenin iki yolu var. birincisi zamanda geriye gitmek, bir şekilde yapacağımız icada neden olacak olayları tetiklemek daha sonra da beşinci boyuta geri dönerek sonuçlanacak yeni dünya ihtimallerini görmektir.
    ancak bu uzun yıllardır yoldur.
    kısa olan ise beşinci boyutu altıncı boyuta katlayarak böylece derhal şimdiki durumumuzdan farklı bir beşinci boyuta atlamaktır.

    dördüncü boyutu tanımlarken bir aşağıdaki boyutu alıp tek bir nokta gibi anladığımızı hayal ettik. dördüncü boyut evrendeki bir dakika öncesini şu anki zamanla birleştiren bir doğrudur. veya büyük resmi düşünür isek dördüncü boyutun büyük bir patlama (big bang) ile evrenimizin muhtemel sonunu birleştiren bir doğru olduğunu söyleyebiliriz.

    yedinci boyuta girerken, bütün altıncı boyut doğrusunu tek bir nokta gibi hayal etmek üzereyiz. bunu yapmak için büyük patlama ile başlayarak evrenimizin muhtemel olan tüm sonlarını birleştiren muhtemel zaman çizgilerini hayal ederek sıklıkla ima ettiğimiz bir kavram olan sonsuzluk gibi bütün hepsine tek bir nokta muamelesi yapmaktır. böylece bizim için yedinci boyutta bir nokta büyük patlamadan beri olmuş veya olacak olan muhtemel tüm zaman çizgilerini içeren sonsuzluk olacaktır.

    yedinci boyutta ki bir noktayı sonsuzluk olarak tanımlarken sadece resmin bir parçasını hayal ediyoruz. eğer yedi boyutlu bir doğru çiziyorsak yedinci boyutta ki farklı bir noktanın ne olacagini hayal etmemiz lazım. çünkü doğrumuz o nokta ile birleşecektir. ancak ortada sonsuzluktan daha fazla ne olabilir. cevap kendi büyük patlamamızdan farklı olarak başka başlangıç şartları ile oluşmuş tamamen farklı sonsuzlukların olabileceğidir. farklı başlangıç şartları yer çekimi, ışığın hızı gibi temel fizik kanunlarının bizimle aynı olmadığı evrenler oluşturabilir. böylece bu yeni evrenlerin başlangıçlarından muhtemel sonlarına kadar olan tüm muhtemel zaman çizgilerini bizimkinden farklı bir sonsuzluk oluşturacaltır. yedinci boyutta çizeceğimiz bir doğru bu sonsuzluklardan birisini diğerine bağlayacaktır.
    bu noktada önem taşıyan şey, yedinci boyutta ki bu doğrudan ayrılmış olan, bir başka sonsuzluğa doğru çizfiğimizde sekizinci boyuta geçmiş oluruz.

    daha önce keşfettiğimiz üzere bir boyuttaki bir noktadan diğer bir başkasına atlamak için basitçe bir v üst boyuta katlama yapıyorduk. karınca örneğini hatırlatırım. aynı şey dokuzuncu boyut için de geçerli. eğer sekizden dokuzuncu boyuta atlıyor olsaydık, bunun nedeni dokuzuncu boyuta doğru katlama yapabilmemiz olurdu.

    birinci boyutu konuşmadan önce ilk olarak geometrik olarak nokta kavramı olan sıfır boyutu ile başladık. nokta bir sistemde bir yeri gösterir ve her nokta belirsiz bir büyüklüğe sahiptir. ilk boyut böylece bu iki noktayı alır ve bir doğru ile birleştirir. dördüncü boyutu hayal ettiğimizde tüm üç boyutlu uzayı özel bir durum olan tek bir nokta olarak düşündük ve dört boyutlu bir doğruyu çizerken başka bir özel durumlu noktayı kullandık. bu çizdiğimiz doğruya zaman dedik. daha sonra yedinci boyutta büyük patlamamız ile oluşmuş olabilecek muhtemel tüm zaman çizgilerini tek bir nokta gibi düşündük ve bir doğru çizmek için tamamen farklı bir evrene ait muhtemel tüm zaman çizgilrrinden oluşan başka bir nokta kullandık.

    şimdi onuncu boyuta girerken, tüm muhtemel evrenlerden oluşmuş olabilecek tüm muhtemel zaman çizgileri için tüm kolları düşünecek ve bunları onuncu boyutta bir nokta imiş gibi hayal edeceğiz.

    vay be,şimdiye kadar iyiydi. ancak şu an tıkanma aşamasındayız; eğer döngüye uyarak onuncu boyutu bir doğru olarak düşünecek ortada doğruyu birleştireceğimiz başka bir doğru olması gerekir.

    ama dostlar,, demin tüm ihtimalleri onuncu boyutun içine koyduk ya bu yuzden gidecek yer, düşünecek yeni bir nokta kalmadı. zamanla onuncu boyutta tüm muhtemel evrenler için tüm muhtemel zaman çizgilerini düşündüğümüzden yolculuğumuz tamam olmuş gibi geliyor bana.
    sicim teorisinde fizikçiler bize, onuncu boyuttaki titreşen süper-sicimlerin evrenimizi ve diğer muhtemel tüm evrenleri oluşturan atomdan küçük parçacıklar olduğunu söylerler.
    diğer bişey deyişle, onuncu boyutta tüm ihtimaller bulunur. bu da zaten bizim kendimiz için bir diğerinin üstünde inşa edilmiş onuncu boyut kavramı gibi görünmektedir.

    anladım desem, anlamış olmam anlamadığım birçok şeyi ortaya çıkarıyor o zaman ben ne anladım diyorum. zaten yazı bu kadar yazı ve bilgi tüm boyutları anlamak ve çözmeye yeterli değil zaten babası gelse o da tam bilemez. en azından net kadar bilmediğimizi anlamış olduk. insan öğrendikçe ne kadar cahil olduğunu anlıyor.

    bu konunum devamını yazaçam.
    edit, videoun alt yazısının buraya aktarımı olup başka bir entry için giriş amacı taşımaktadır.
hesabın var mı? giriş yap