• yurt dışında bulunan abrus denen bitkinin tohumundan 2 tane yutulduğu takdirde kısa sure icinde genellikle otopside sebebi kalp krizi vb. olarak görülecek ölüm gerçekleşir.
    ayrıca bu tohumlar kurutulup aksesuar yapımında da kullanılıyor ancak deri ile uzun sure temas halinde bir sure denge bozukluğu, halüsinasyon gibi sıkıntılara yol açabiliyormuş. belki biliyorsunuz ama ben yeni öğrendim.

    edit: enrty altina enrty girip laf sokmak da moda olmuş anlasilan.
    yurt disi benim yurdumun dışında kalan her yerdir ama eksik bilgi olmasın tabi baktim anavatani endonezya'ymis.
  • belki çoğumuz farkında ama en az bir kişinin ufkunu bayaa bir katlayacak bir bilgi: dünya üzerinde bir çok kıta, ülke ve iklim var. çöller, buzullar, yağmur ormanları, himalayalar var. avustralya desen bambaşka bir yer. çılgın bir afrika var. güney amerika. çin.. rusya.. sibirya.. japonya.. hindistan var lan. say say bitmez.

    milyonlarca değişik hayvan bitki ve toplumların yaşadığı çok büyük bir küredir dünya.

    "yurtdışı" ise bu büyük küre üzerindeki küçücük anadolu yarımadası hariç her yer.
  • bermuda seytan ucgeninin sirri. cocuklar ben de gizemli ve tehlikeli seylere karsi manyakca bir ilgi var bu da onlardan biri, aldigim bilgilere gore, okyanusun yuttugu gemilerin, kaybolan ucaklarin katili okyanusun dibinde bulunan dogalgaz ve manyetik alan, bu alan zaman zaman oyke guclu bir manyetizma yayiyormus ki o esnada o bolgeden gecen bir ucagi yutabiliyormus. gemilerin akibeti ise soyleymis, gemilerin batmamasi icin suyun belli bir yogunlugu olmasi gerekiyormus yani normal duzeyde olmasi gerekiyor, iste bu alanda da suyun yogunlugunu kaybettigi zamanlar oluyormus ve hoop gemi hizlica dibe batiyormus. gercekten cok dehset bir sey cocuklar, bir anda bilmem kac km derinlikteki okyanusun dibine batiyorsun ve kurtulma sansin yok. yok ben gezmem oralarda.
  • babamin, "memlekete gidiyorum, memlekete gidecegim, memlekette olacagim..." gibi sözlerini duyunca "memleket" i bir sehir ismi sanar ve kendimce kiyaslamalar yapardim. acaba istanbul mu büyük "memleket" mi. acaba "memleket" nasil bir sehir.. "memleket"in kendine has plakasi olan bir sehir olmadigini, herhangi bir sehir oldugunu herkesin kendi sehrinin; kendine memleket oldugunu ögreneli ve aydinlanali 30 sene oldu ama.... gene de yazayim dedim.
  • olimpik branşlardan olan disk atma ile ilgili "disk nasıl atılır/elden çıkarılır" kısmına ait küçük ama tüm gidişatı etkileyen (bkz: akışkanlar mekaniği) bir bilgiyi paylaşmak isterim:

    dünya atletizm şampiyonasını izlediğimiz bugünlerde izleme fırsatı yakalayabileceğiniz disk atma müsabakalarında, diski uygun biçimde tutan ve kabaca tarifle kendi ekseni etrafında dönerek diski fırlatan sporcunun diske saat yönünde dönecek şekilde yön vererek elden çıkartması gerekmektedir. yani siz olsanız nasıl atardınız sorusuna cevaben (birçoğunun) yapacağınız canlandırmanın tam tersi yönde. diske son temas eden işaret parmağı olmalı, ya da frizbi attığınızı düşünerek anlamlandırabilirsiniz.

    bir de görsel ekleyeyim tam olsun:
    şekil

    edit: nedense herkeste sağ el dominant gibi düşünerek yazmışım, sol el dominant atletler için yukarıda bahsedilenin tam tersi geçerli olacaktır.
  • 1
    2
    3
    4

    "gümüş madalyanın mutsuzluğu"

    1992 barselona yaz oyunları üstüne cornell üniversitesi'nde yapılan araştırmada ilginç sonuçlar bulunmuş. madalya törenleri videoya alınmış ve öğrencilerden her madalya sahibinin yüzünü mutluluk açısından 1 ila 10 arası derecelendirilmesi istenmiş. çıkan sonuç ise çarpıcı. bronz madalya sahipleri gümüş madalya sahiplerine göre daha mutlu.

    bu olay günlük hayattan bir örnekle şöyle de açıklanabilir: diyelim ki maaşınıza %5 zam aldınız. fakat daha sonra sizinle aynı seviyedeki çalışma arkadaşınızın aldığı zammın %10 olduğunu duydunuz. eskisi kadar mutlu değilsiniz değil mi? şimdi bir de ayrı ayrı düşünün. siz %3 beklerken %5 aldınız, arkadaşınız ise %15 beklerken %10 aldı. hanginiz daha mutlu olurdu?

    psikolojide buna counterfactual thinking deniyor. aynı olay madalya konusunda da geçerli. bronz madalyayı alan kendisine referans olarak madalya almamış olmayı seçiyor ve kendisini dördüncüyle kıyaslayıp mutlu olabiliyor. fakat gümüş madalya sahibinin referans noktası altın madalya olduğu için kendisini o kadar da mutlu hissedemiyor.

    aslında olimpiyatlar üzerinden yapılan bu çalışma günlük hayatımızla da alakasız sayılmaz. hayat kalitemizi arttırıp bizi mutlu edecek şeyleri bu düşünce tarzı yüzünden görmezden geliyor, hatta bizi mutsuz etmesine sebep oluyor olabiliriz.

    kaynak
  • tum maddelerin kati halinin sivi halinde batmasi yuzememesine rağmen suyun katisi yani buz sıvısı yani suyunda yuzmektedir.
  • beyin görüntüleme sırasında keşfedilen bir bulguya göre, aşık olan bireylerin sevdikleri insanı düşündükleri sırada oluşan beyin görüntüsüyle obsesif hastaların beyin görüntüleri hemen hemen aynı!

    yani aşık kişi, aynı okb hastaları gibi aşık olduğu kişiye dair bir takıntı geliştiriyor aslında. sürekli onu düşünmek, her olayla onun arasında bağlantı kurmak, en ufak tartışmayı ciddi anlamda kafaya takmak vs. örnekler çoğaltılabilir.

    millet boşuna kafayı bozmuyormuş demek.
  • iphone kulaklığının yandan ses vermesi.
  • ayda bir türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanının sözlerini içinde bulunduran bir diskin olması ve dahi bir türk bayrağının aya gidip geri getirilmesidir. kaynak
hesabın var mı? giriş yap