• june ve jennifer 1963 yılında barbados'ta dünyaya geliyorlar tek yumurta ikizi olarak. anneleri ev hanımı, babaları hava kuvvetleri adına çalışıyor. kızlar doğduktan kısa bir süre sonra aile galler'e taşınıyor.

    kızlar etle tırnak gibiler ve kendilerine özel hızlı bir dil kullanıyorlar. bu yüzden etrafındakilerce pek anlaşılmıyorlar. o yıllarda pek bir popüler olan ırkçılık akımı da onların kendi yarattıkları dil ile anlaşmalarını zorunlu kılıyor. ve bu durum her ikisi de 14 yaşına gelene kadar sürüyor.

    aileleri onların toplumla kaynaşabilmeleri için her ikisini de ayrı ayrı yatılı okullara gönderiyor. ancak bu durum toplumla kaynaşmalarından ziyade onların daha içine kapanık bireyler olmalarına sebebiyet veriyor. durumun ciddiyetinin farkına varan aile bu uygulamadan vazgeçmeye karar veriyor. iki kızkardeş yeniden bir araya geliyor ve 2 yıl boyunca birbirinden ayrılmadan oyunlar oynuyorlar.

    sonrasında ikizler çeşitli konularda romanlar yazmaya başlıyor fakat bu konuda başarılı olamayınca suça yönelik eğilimler göstermeye başlıyorlar. ufak tefek hırsızlıklardan sonra bir evi yakma girişiminde bulununca kendilerini akıl hastanesinde buluyorlar.

    akıl hastanesinde birbirinden ayrı odalarda 14 sene kalmalarına rağmen her ikisi de aynı günlerde aynı garip davranışlarda bulunuyor. hayatlarının normale dönmesini isteyen iki kızkardeş birinin ölmesi halinde diğerinin hayatının normalleşeceğini düşünerek bu yönde karar alıyor. jennifer'ın ölümü seçmesiyle ve bu kararından kısa bir süre sonra bir röportajda bahsetmesiyle ikizlerin farklı hastanelerde kalmalarına karar veriliyor. jennifer'ın transferi esnasında jennifer diğer hastaneye geldiğinde araçta ölmüş olarak bulunuyor. yapılan otopside ise ani bir kalp enflamasyonu sebebi belirtilse de net ölüm sebebi bulunamıyor.

    june ise kardeşinin ölümünden sonra zaman içinde normalleşerek toplum tarafından kabul görüyor ve hala galler'de ailesi ile yaşantısına devam ediyor.

    (bkz: june ve jennifer gibbons)
  • (bkz: teleferik) açılmış
  • asla başka bir galaksiye seyahat edemeyecek olmamız. teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin takıldık samanyolu'na.
    şöyle ki bilinen üzere evren gittikçe genişliyor ve aradaki boşluklar git gide artıyor. pek yakın olmayan gelecekte gökyüzünde yıldızları seyretmemizin bile imkanı olmayacak. aradaki mesafeler artıyor ve biz hızlı bir mekik yapana dek (ışık hızında bile olsa) gidemeyeceğiz. çok yalnızız sözlük çok.
  • dikdatörlüğü veya monarşiyi kıyasıya eleştiren bir kişi olduğunu düşünelim. bu kişi eğer diktatörün ya da monarkın oğlu olarak dünyaya gelmiş olsaydı o zaman da sıkı bir diktatörlük veya monarşizm savunucusu olacaktı.
  • (bkz: teşbihte hata olmaz)

    bu sözün orijinalide aynen böyle. fakat anlatmak istediğini günümüzde insanlar yanlış anlıyor ve doğal olarak da yanlış kullanıyor... ortaya "abi teşbihte hata olmaz ayı gibi olmuşsun" gibi kullanımlar çıkıyor. böyle olunca da bir sözün arkasına saklanıp karşınızdakine dilediğiniz gibi döşeyebiliyorsunuz.

    aslında yanlış anlamakta haksız da sayılmayız çünkü sözde kip/zaman kayması var. "olmaz" kelimesindeki geniş zamanın olumsuzu olan -mez/-maz eki aslinda gereklilik kipi olan -meli/-malı ekinin vazifesini üstlenmekte. kısacası söz (bkz: teşbiste hata olmaz) degil, (bkz: teşbihte hata olmamalı) şeklinde güncellenebilir.

    sözün yanlış anlaşılan hali anlamda mesuliyeti karşı tarafa yüklüyordu güncel hali olunca anlam da anlatım da söyleyeni mesul kılıyor...
  • daha kolay bir hayat yaşamak istiyorsanız duygularınızı mümkün olduğunca arkanızda bırakın. duygularınız sizi yavaşlatır, mantıklı tercih yapmanızı zorlaştırır ve hataya sürükler. dahası ne kadar duygusalsanız psikolojik olarak o kadar çok yıpranırsınız. insanı fiziki olarak yaşlandıran tek şey zaman değil duygularınız da aynısını yapıyor.
  • neden evliliği güzel olanlara "kumrular gibi" benzetmesi yapılır ?
    çünkü kumru, asla eş değiştirmez .
    eşlerine bağlılığı ile meşhurdur. eşlerden biri ölecek olursa, kalan eş ömür boyu başkasıyla eşleşmez yada intihar eder .
  • evdeki wi-fi modeminizin nerede durduğunu google noktası noktasına biliyor ve bundan yararlanıyor! google streets araçları sadece sokakları fotoğraflamıyor, geçtiği sokaklardaki tüm wi-fi sinyallerini de algılayarak modemlerin yerlerini belirliyor ve daha sonra bunları haritalarda yön belirlemek için kullanıyor.

    harita uygulamaları yerinizi bulmak için çoğunlukla uzaydaki gps uydularını değil, mahallenizdeki wi-fi modemlerini kullanır. gps uydularından gelen sinyaller zayıftır. telefonunuz o sinyalleri açık alanlarda kullanabilir fakat iç mekanlarda ve ara sokaklarda uydu sinyalleri yetersizdir. telefonunuz yön bulmak için çoğunlukla etrafınızdaki wi-fi sinyallerini kullanır hatta bu sinyalleri kullanmak için wi-fi ağına bağlanmanıza bile gerek yoktur. telefonunuz sadece wi-fi sinyallerinin güçlerini ölçer ve bu sinyallerin güçlülüğüne, zayıflığına göre sizin yerinizi belirler. haritaları kullanırken, hiç bir ağa bağlanmasanız dahi uygulamanın ısrarla sizden wi-fi özelliğini açmanızı istemesinin sebebi işte budur.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap