• erkek gomlek dugmelerinin sagda, kadinlarinkinin ise solda olmasinin nedeni daha once yazilmis ama maalesef yanlis yazilmis.

    bunun sebebi, cook eskilere dayaniyor.
    cok cok eskiden, gomlek diktirmek cok cok pahaliymis. ozellikle gomlek dugmeleri asiri pahali oldugu icin, gomlek diktirmenin maaliyeti cok yuksekmis.
    dolayisiyla gomlek diktirip, giyebilenler sadece zengin kesimmis.

    zengin kesimin kadinlari ise o donemlerde yardimcilari tarafindan giydirildigi icin gomlek dugmeleri sol taraftadir.
    erkekler ise kendileri giyindigi icin gomlek dugmeleri sag taraftaymis.

    ufuk acmasa da ilginc bir bilgi.
  • (bkz: ötegezegen tespit metotları/@safagi sokmeyen cocuk)

    ayrı başlık olunca kaçırılabiliyor. insanlığın ötegezegen arayışında kullanıldığı metotlar anlatılmıştır.

    "bilim ancak hedefine eriştiğini hayal ettiği zaman tehlikelidir."

    bernard shaw
  • kabenin aslında kabe olmadığı. şuan kabe olarak bilinen mekkedeki yapının ilkel bir banka olduğu ve islamın aslında petra'da doğduğu.
  • küçük programlar ile telefon veya bilgisayardan silinmiş tüm fotoğrafları geri yükleyebiliyorsunuz.

    ilkokul aşkım ile evcilik ve doktorculuk fotoğraflarımızı buldum, çok duygulandım.
    ne yapıyor acaba şimdi? doktor? ev kadını?
  • 13 yaşında dünya satranç şampiyonu olmayı başaran ve şu an 28 yaşında dünya sıralamasında birinci sırada yer alan usta satranç oyuncusu magnus carlsen, 2012 yılında 10 tane satranç oyuncusuyla sırtı dönük olarak satranç maçı yapıyor ve 10 maçın 10'unu da kazanmayı başarıyor. evet yanlış duymadınız, aynı anda 10 kişiyle oynadığı satranç karşılaşmalarında satranç tahtalarına sırtı dönük olarak duruyor. taşların konumlarını sözlü olarak alıyor ve söylüyor, maçların sonuna kadar oyunlara hiç bakmıyor. maçları baştan sona hafızasında oynayarak 10 maçta da galip gelip olağanüstü bir başarıya imza atıyor. maçları kazanması bir yana, 10 maçı da hafızasında oynayarak bitirebilmek bile başlı başına inanılmaz bir başarı olarak herkesi şaşkınlık içinde bırakıyor.
    olayı zihninizde canlandıramadıysanız belki bu video yardımcı olabilir.
    aslında carlsen dehasını daha çok küçükken belli etmeye başlıyor.
    bu videoda carlsen'in 13 yaşındayken katıldığı turnuvada satranç tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük şampiyonu garry kasparov ile karşılaşmasından kısa bir bölüm izleyeceksiniz. bu turnuvada, carlsen dünya sıralamasında 700'üncü, kasparov ise 1. sıradayken eşleşiyorlar.
    maç saati geliyor, tüm satranç maçları başlıyor ama carlsen'in rakibi kasparov ortalarda gözükmüyor. carlsen bekliyor, bekliyor ve yarım saat sonra kasparov küçümser bir şekilde içeri giriyor ve maça başlıyorlar. ukala hareketlerle rakibini küçümseyerek maça başlayan kasparov hiç beklemediği bir zorlukla karşı karşıya kalıyor. buna karşın carlsen'in ise çok rahat bir şekilde oynadığını, hatta maç sırasında kasparov kara kara hamle düşünürken carlsen'ın bir ara sıkılarak masadan kalkıp etrafta gezinerek diğer maçları izlediği efsane anları bile görebilirsiniz! 13 yaşında bir çocuğun, dünya şampiyonu karşısındaki bu özgüven dolu, karizmatik hareketlerine hayran kalmamak gerçekten mümkün değil!
    nihayetinde karşılaşma tamamlanıyor ve herkesi şoke eden büyük bir sürprizle maç beraberlikle sonuçlanıyor. efsane şampiyon kasparov'a sıkıntılı anlar yaşatan adı sanı duyulmamış 13 yaşındaki magnus carlsen, efsane oyuncu karşısında beraberliği elde ediyor ama aslında oyun incelendiğinde galibiyeti kıl payı kaçırıyor diyebiliriz. sonrasında kasparov hızla masadan kalkarak tek kelime söylemeden çıkıp gidiyor. bu turnuva ise carlsen'in şampiyonluklarla süsleyeceği satranç kariyerinin ilk önemli adımı oluyor.

    dip not: videoların dili ingilizce fakat seçeneklerdeki otomatik çeviri sistemiyle* türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.
  • göbeklitepe

    oku,
  • son yılların en popüler yazarlarından yuval noah harari'nin de kitaplarında çokca değindiği 'transhümanizm', -yani insanın fiziksel ve zihinsel kabiliyetlerinin arttırılması, yaşlanma ve hastalalanıp güçten düşme gibi negatif yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren akım- sanıldığının aksine 1980'lerde a.b.d'de bir grup futurist, sanatçı ve bilimadamı tarafından başlatılmış değildir.

    genetik mühendisliği ve nanoteknolojiyi kullanarak antidepresan veya psikotik ilaçlarla insanlığın tüm psikolojik acılarını dindirme iddiasındaki 'hedonistic imperative' gibi teori olarak yapılabilir görünen, lakin karşıt fikirdekilere göre pratikte insanoğlunun inşa ettiği tüm sosyal, siyasi ve ahlaki değerleri yıkıp bizi en iyi ihtimalle herkesin aldığı uyuşturucularla gerçeklikten koptuğu aldous huxley'in 'brave new world' benzeri bir distopyaya götürebilecek olan bu akım genel itibariyle bilim ve teknolojinin tüm imkanlarının fiziksel ve mental olarak çok daha güçlü bir insan yaratılması için seferber edildiği bir sistemdir.

    nietzsche'nin meşhur 'über-mensch'ini açıklarken 'bir maymunun yanında insan neyse, insanın yanında üst-insan odur' şeklinde tarif ettiği bu kavram, tarihte ilkin rus & sovyet kozmizminin fikir babası olarak kabul edilen 'nikolai fyodorovich fedorov'un eserlerinde detaylı olarak görülür.
    fedorov, insanoğlunu tüm kozmosu dönüştürebilecek akılda ve yetenekte bir tür olarak tasavvur ediyordu. bize hayat veren tüm atalarımız, yani geçmişte yaşamış tüm ölüler diriltilmeli ve diriltilmiş bu nesiller uzayı fethedip tüm yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirmeliydi.
    sonsuz mutluluk için sadece her milletten ve kabileden insanlar değil, yaşamış olan bütün rasyonel varlıkları yaşama döndürmek gerekiyordu.
    ölüm tüm kötülüklerin sebebi olduğundan insan soyu ancak ölümsüzlükle mükemmelliğe uzanabilirdi.
    bu amaçla yapılması gereken şunlardı; dünyadaki tüm atomları ve molekülleri toplamak ve ölenlerin binlerce göbekten torunlarına geçen tüm genetik özellikleri kaydederek onları klonlamak.
    fedorov ölümden sonra ruhun bedenden çıkmasına rağmen insanın bütünlüğü sağlandıktan sonra ruhun yeniden kazanılacağını savunuyordu.
    ayrıca insanoğlu eğer diğer güneş sistemlerine, galaksilere ve hatta tüm evrene hükmetmek istiyorsa bunu şu anki zihin kapasitesi ve yetersiz fiziğiyle yapamayacağından, zayıf yönleri ile teknolojiyi birleştirerek yeni bir fiziksel form oluşması gerekiyordu.
    insanın herhangi bir araca gerek kalmadan uçabilmesi, atmosfer dışına çıkabilmesi, uzaydaki her ortamda yaşayabilmesi ve hatta kendi besinini kendi üretip enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için bu şarttı.

    federov'un bu görüşleri 1917 devriminden sonra sovyetlerde işçi sınıfının önüne konuldu.
    bu dönemde kozmistlerle birlikte çalışan maksim gorki'nin 'tanrı inşaası' (bogograditelstvo) dediği insanın tanrı katına yükseltilmesi düşüncesine en sert eleştiri devletin en tepesinden geldi. ekim devriminin mimarı lenin'den.

    burada troçki'nin o donemde söyledikleri de dikkat çekicidir;
    '...insanın yeni geliştirilmiş bir versiyonunu üretmek,işte bu komünizmin gelecekteki görevidir. ve bunun için önce insanla ilgili her şeyi ögrenmemiz gerek, anatomisini, fizyolijisini, psikolojisini... insan kendi kendine bakıp kendisini ham bir malzeme, ya da en iyisinden yarı tamamlanmış bir ürün olarak görüp şöyle demeli, 'sevgili homo sapiens, sonunda senin üzerinde çalışacağım.'

    daha sonra stalin'in emriyle 'karşıdevrimci terörist faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle' kurşuna dizilecek olan aleksey gastev daha 1922 yılında 'biyomekanik' terimini kullanmış olan bolşevik bir mühendis ve şairdi; tüm evrenin fabrika gibi yönetilebileceği, insanla makinenin kaynaşacağı bir toplum vizyonunu araştırıyordu.
    gastev 'emek enstitüsü'nün başındaydı, burada işçilerin makine gibi davranması için deneyler yapıyor, insanın mekanikleşmesini, evrimin bir sonraki adımı olarak görüyordu. en büyük hayali insanların yerini şifreli sayılar ve harflerle tanımlanan proleter birimlerin alacağı ütopik komünist bir dünya yaratmaktı. mekanik kolektivizm proleteryanın psikolojisindeki bireysel kişiliğin yerini alacak böylece artık duygulara yer olmayacaktı. insan ruhu artık bir çığlık ya da gülüşle değil, bir basınçölçer ya da hızölçerle ölçülecekti.

    kozmizm, işçi sınıfına hayallerin ötesinde bir teknoloji ve ölümsüzlük sunuyordu.
    kozmizmin başlıca tezleri şunlardı; 'kollektif cennet, bütün eziyetlerin aşılması ve evrenin fethi' dünya yaşamında sadece modern bilim ve teknolojinin gelişimi sayesinde gerçekleştirilebilir. gelecekte, kendi kendilerine doğrudan biyo-teknik üremeyle çoğalan iffetli post-insanların ortaya çıkmasıyla sadece cinsel fark ortadan kalkmış olmayacak; aynı zamanda geçmişin tüm ölülerini diriltmek de mümkün olacak böylece geçmişteki savaş, katliam, sömürü ve haksızlıkları da silinmiş olacak, yani geçmişteki eziyet ve yıkımlar dolayısıyla komünist olmayan evre de hafızalardan silinecek. bu biyo-kozmist ve biyo-politik gelecekte, sadece insanlar değil hayvanlar da, bitkiler de, bütün canlı varlıklar da kozmosun doğrudan kollektifleştirilmiş aklına katılacak...

    esasen, sadece tüm canlılar alemini, tüm evreni ve dahi tüm geçmişi ve geleceği değiştirmek isteyen kozmist komünistlerin değil, tüm insanlığın gılgamış destanı'ndan beri aradığı tam olarak budur;
    tüm semavi ve semavi olmayan dinlerin anlattığı da budur.
    zannımca bu işin sonu bellidir; 'kendini kısıtlayan bedeninden kurtulup ruhunu özgür bırakan insanoğlunun tanrıcılık oynaması ve en sonunda kendi kendini, güneş sistemini ve hatta samanyolu galaksisini patlatıp yok etmesi.'
    bir tık ötesi için (bkz: büyük patlama)
  • deniz kızı mitinin yola çıkmasının nedenlerinden biri manatigiller denilen bu canlılarmış.kısaca deniz ineği de deniliyor bu canlılara.dost canlısılar ve bunun nedeni de doğada hiç düşmanlarının olmayışı.
    manatigiller hakkında daha fazla bilgi
  • telefonda yazı imlecini istediğiniz yere kaydırmak için boşluk tuşuna basılı tutup sağa veya sola kaydırabilirsiniz. yıllarca parmağımla yanlış yazdığım yere tutturmaya çalışırdım.
  • (bkz: vlookup),(bkz: pivot),(bkz: filter) en basic konular olsa da bunları öğrenince excel kullanan insanların ufku epey açılır.
hesabın var mı? giriş yap