• atatürk'ün sağ gözüne 1911'de garp traplus'unda şarapnel parçası gelmesi ve görme yeteneğinin azalmasına rağmen güzel işler başarması.
  • divanu lugati't-türk'ün bir sahafta bulunması.
  • çığır açmak eski bir türkçe kelime imiş.
    eski türkçede dar, küçük yol demekle birlikte kar üstünde herhangi bir şekilde açılan yola çığır denirmiş. bu kelime dilimizde çığrından çıkmak, çığır açmak gibi deyimlerde kullanılıyormuş.

    başka bir bilgi ise ve ufku iki katına çıkarmasa bile genel kültür niteliğinde düşünürsek eğer, feriştah kelimesinin bize yansıması da biraz tuhaf.
    farsça olan 'firiştah' kelimesi, türkçe'de 'feriştah' şeklinde söylenmiş. firiştah, çok güzel olan gök varlıklarına denirmiş.

    bir diğeri ise nankör. nankör, farsça 'nan' (ekmek) ve 'kur' (kör) kelimelerinden (nankur) oluşmuş. gördüğü iyiliği unutan, iyilik bilmeyen kimse anlamına gelmekteymiş.

    başka bir kelime ise salaş. bugün daha çok giydiğimiz kıyafetler için kullandığımız 'salaş' kelimesi macarca'dan (szállás) dilimize girmiş. asıl anlamı kulübe ve bu tabir yalnızca binalar, kulübeler için kullanılırmış.

    türküsünü söylediğimiz bir diğer kelime ise "acem". acem kelimesini araplar kendileri haricindeki yabancılar için, türkler ise iranlılar için kullanırmış. 'acemi' arapça bir kelime ve "arapça bilmeyen, barbar, iranlı" anlamındaymış.
  • "kızartılmış yiyecekler neden daha lezzetli?

    kızartılmış ya da ızgarada pişirilen yiyecekleri genellikle haşlanmış olanlara tercih ederiz. bu durum, enzimatik olmayan bir dizi tepkime sonucu ortaya çıkan lezzet ve koku bileşenlerinden sorumlu maillard reaksiyonu ile açıklanabilir.

    "kahverengileşme reaksiyonları" olarak da anılan bu tepkimeler adını 1912 yılında proteinler ile şekerlerin etkileşimini açıklayan louis camille maillard'dan alıyor. başlangıçta şekerin karbonil grubu ile amino asitteki amino grubu tepkimeye geçerek glikozilamin bileşiğini oluşturur. glikozilaminin molekül yapısının değişmesiyle* ortaya çıkan yeni bileşik, ortamın ph değeri ölçüsünde yüzlerce farklı bileşeni ortaya çıkaracak olan tepkime zincirini başlatır. maillard reaksiyonu 140 - 165 °c arasında optimum düzeyde gerçekleşir.

    kızartılan yiyeceklerin kahverengileşmesi, tepkimede açığa çıkan melanoidin polimerleri ile gerçekleşir. kızartılmış ette bulunan tiyofenler, kızarmış ekmek ve kavrulmuş kahvede bulunan pirazinler ile karamelize esmerleşmeye yol açan furanonlar bu tepkimeyle açığa açıkabilecek ürünlerden sadece birkaçı.

    maillard reaksiyonu sadece güzel tat ve kokulardan sorumlu değil. uzun süreli pişirmelerde akrilamid gibi karsinojenler, yani kansere neden olan maddeler ve yiyeceklerimizin karamasına yol açan toksik yan ürünler de ortaya çıkarabiliyor." *
  • evlenme aşamasında fazla para harcanan evliliklerin boşanmayla sonuçlanma ihtimalinin az para haranan evliliklere göre daha yüksek olduğu.

    3000'den fazla kişiyle yapılan bir bilimsel çalışmaya göre evlilik yüzüğüne 2000 ile 4000 dolar arasında para harcanmış olan evlilikler 500 ile 2000 dolar arasında harcanmış olanlara göre 1.3 kat daha fazla boşanmayla sonuçlanmış.

    ayrıca düğün törenleri için 20 bin dolar ve üstü para harcanan evlilikler sadece 1000 dolar ve altında harcanan evliliklere göre 1.6 kat daha fazla boşanmayla sonuçlanmış.

    buna ek olarak eşinin dış görünüşünü kişiliğe göre daha önde tutan kişilerin evliliklerinin daha yüksek oranda boşanma ile sonuçlandığı ortaya çıkmış.

    balayına daha fazla para harcamanın ise evlilik süresini olumlu yönde etkilediği anlaşılmış. yani pahalı ve uzun bir balayı yapan çiftler, balayı yapmayan ya da balayına az para harcayan çiftlere göre daha uzun evliliklere sahipler.

    aslında bu araştırma maddiyata bağlı evliliklerin maddiyat dışındaki şeylere bağlı olanlara göre daha güçsüz olduğunu da gösteriyor.

    kaynak: https://www.independent.co.uk/…-study-a8435646.html
  • daha önce yazıldı mı bilmiyorum ama ardışık iki pozitif tam sayının toplamı bir sayının tam karesi ise özel üçgen oluyor ve bu üçgenin katları da. ben ilk öğrendiğimde çok şaşırmıştım, o yüzden paylaştım. (bkz: 3-4-5) (bkz: 5-12-13). hatta 11-60-61 de özel üçgen..
  • ingilizce, sanayi devrimi öncesinde tüm dünyada şuan amerikan aksanı olarak bildiğimiz şekliyle konuşuluyordu. sanayi devrimi sonrasında ingiltere'de sayıları artan elitler, soylu olduklarını belli etmek amacıyla kendi aralarında ingilizceyi daha kasıntı konuşmaya başladılar. hatta bazıları soyluluk yarışına girip, bu aksanı iyi konuşabilmeleri için çocuklarını dil kurslarına gönderdiler. sonuç olarak ingiliz aksanının ortaya çıkışı gösteriş merakından başka bir şey değildi.
  • hepimiz 23 derece eğik bir çubuk etrafında dönen dünya maketini gördük. bu çubuk dünyanın coğrafik kutupları denen kuzey ve güney kutuplarını deler. gerçekte de dünya sanki böyle bir çubuk varmış gibi döner. bu kutuplara coğrafi kutup diyoruz ve bu sabittir (milyar yıllık sürede durum farklı olabilir tabii ki).

    pusulalar ise tam olarak bu kutbu göstermez. pusulalar manyetik kutup denen ve dünyanın merkezinde dönen sıcak çekirdeğin oluşturduğu kutbu gösterir. bu kutup ise sabit değildir. sürekli yıldan yıla değiştirir. çok uzun zaman diliminde bu kutuplar yer değiştirir. denizcilik haritalarında bu yer değiştirme miktarı belirtilir ve buna göre pusula hatası düzeltilir. (manyetik pusula kullanılıyorsa tabii ki)

    tekrar konuya dönersek. son yıllarda manyetik kutup senede 35 mil hızla kanada dan sibirya ya doğru hareket etmeye başladı ve bu değişim gittikçe hızlanıyor.

    link

    yıllara göre manyetik kutup değişimi

    link
  • bir hocamızın paylaştığı deneyi anlatayım size ;

    3 maymunu aynı odaya koymuşlar , odada da bir köşeye muzları yığmışlar . maymunlar ne zaman muz yemek istese muza yaklaştıkları anda basınçlı suya mağruz bırakılmış ve basınçlı sudan korktukları için artık muza tenezzül dahi etmemeye başlamışlar.

    belli bir süre geçtikten sonra maymunlardan biri çıkarılıp yerine yeni bir maymun koymuşlar. yeni gelen maymun hemen muzlara gitmeye çalışmış. daha sonra önceden basınçlı suya mağruz bırakılan 2 maymun yeni maymunu iyice dövmüşler ve yeni maymun da muza tenezzül etmemeye başlamış.

    yine belli bir süre geçtikten sonra eski maymunlardan biri çıkarılıp yeni maymun koymuşlar. ve yeniden 2 maymun yeni gelen maymunu iyice döverek muza ulaşmasını engellemişler.

    son olarak eski maymunlardan sonuncusu da çıkarılıp yeni maymun kafese koyulmuş. kafese konulduğu muza yöneldiğinde diğer iki maymun tarafından dövülmüş ve muza hiç gitmemiş halbuki bu maymunlardan hiç biri basınçlı suya mağruz kalmamış,
    bu olayada “öğrenilmiş çaresizlik” denilmiş.

    edit: öğrenilmiş çaresizlik değil de sosyal davranış biçimi olabilirmiş. kesin bilen yeşillendirsin

    edit2: sosyal öğrenme imiş, uyaran ve düzelten yazarlara teşekkürler

    edit3: sosyal öğrenmenin insanlar üzerinde yapılan çok güzel bir deneyi paylaştı yazar arkadaşımız, teşekkürler.
    sosyal öğrenme
  • ozgurluk aniti osmanli icin yapilmaya baslanmis hatta abdulaziz parasinin bir kismini odemis fakat daha sonra maddi sikintilardan dolayi odemeler yapilamayinca amerikaya gitmistir
hesabın var mı? giriş yap