• (bkz: bulgurun haşlanmış buğdayla yapılması)
    ilk öğrendiğimde çok şaşırmış ve bilmeyen tek kişi bemim sanmıştım ama bunu sadece bulgurunu evde yapan eskiler biliyormuş.
    yapılışı: buğday bir süre haşlanıp şişmesi bekleniyor. şiştikten sonra kurutulan buğday değirmende istenilen ayarda inceltilir ve hayırlı olsun.
  • çoğu kişiden özür diliyorum ama bazı üşengeçler için kısa bir link hazırladım.

    --- spoiler ---

    başlıkta aramakla ilgili

    --- spoiler ---

    başlıkta ara fonksiyonu

    not: ekşisözlük, kendi sitesinde link paylaşmaya çalıştığımda "http://" fonksiyonunu kullandırtmadı. o yüzden kısa link kullandım.
  • (bkz: yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek) deyimindeki yüzmenin, derisini yüzmek olduğunu öğrenmemdir.
  • çernobil patlamasının sadece ilk etkisinin geçmesi için 300 yıl gerekli. bu kadar uzun bir etki süresine sahip olmasının nedeni patlama ile birlikte havaya karışan radyoaktif sezyum 137 elementi. sezyum 137 elementinin yarılanma süresi 30 yıl, tamamen yok olması için de 10 yarılama süresi, yani 300 yıl geçmesi gerekli. kazanın üstünden 30 yıldan fazla süre geçmesine rağmen sezyum 137 bulutunun geçtiği bölgelerde başta süt ve diğer besin maddeleri olmak üzere hala yüksek radyasyon tespit ediliyor. çernobil’den çok uzakta olan ingiltere ve yunanistan gibi ülkelerde tarım alanlarına hala devlet müdahalesi yapılıyor. örneğin ingiltere’de bugün bile belli bölgelerde hayvanların otlaması yasak.

    çernobil patlamasının halen devam eden etkileri için:
    https://www.youtube.com/watch?v=kt62davny1o
  • tatlı olan tavuk göğsünün içinde gerçek tavuk göğsü olması.
  • köylerde koyun, kuzu, keçi gibi hayvanlara "kınalı, esmer" gibi isimlerin genelde öylesine koyulduğunu düşünürdüm. meğer bu güzel canlılar göz çevresi ve sırt rengine göre isimleniyormuş.

    mesela "sedef" adı koyulması beyaz olmasından dolayı.
    sırtında kırmızı, kızılımsı renk olanlara "kınalı, mor".
    boz veya kül rengi varsa "maral".
    siyahlık olanlara "esmer, arap".
    göz kenarları siyahsa "karagöz", beyazsa "alagöz".
    beyazla karışık diğer renk taşıyanlara, ton ton renklerde olanlara ise "alaca" ismi veriliyor.
  • birazcık matematik,cebir,fizik ilginiz varsa ufkunuzu fersah fersah öteye taşıyacak bir kaç youtube kanalı vereceğim.bize üniversite son sınıfa kadar verilen derslerin bir boka yaramadığını,eğitim sistemimizin ne kadar berbat bir halde olduğunu suratımıza çarpan kanallar.
    ingilizce olanlar.
    -ilk youtube kanalımız3blue1brown bu stanford'lu bir abimizin bize defalarca anlatılan ,ama ne olduğunu bilmediğimiz konuları teker teker,animasyonlarla o kadar açık anlatıyor ki,izleyince anlayacaksınız.

    -bu kana ise numberphile
    daha çok matematik üzerine her soru işaretini,karmaşık problemleri,teoremleri sade bir şekilde anlatıyor, ki saatlerce başından kalkamadım ilk keşfettiğimde,sarışın abimizin ingiliz aksanını başta biraz anlamakta güçlük çeksemde, yavaş yavaş alışılıyor.

    -primer bu arkadaşlar ise temel evrim konularını animasyonlarla çok sade ve güzel şekilde anlatıyorlar bir göz atılması gerekiyor.

    -minutephysics bu kardeşlerim ise temel fizik yasalarını kısa videolar ve animasyonlarla mala anlatır gibi anlatıyorlar.

    mathloger bu abimizde matematiksel paradoksları,problemleri,temel teoremleri animasyonlarla ve kendine has tarzı ile anlatıyor.

    türkçe:
    neandertal academy na özellikle bu kanalın ayrıca takip edilip desteklenmesi gerekiyor yukarıda ki verdiğim kanallarda anlatılan kavramları çok basite indirgeyerek ,animasyonlarla anlatıyor , mesela bükülen uzayda nasıl hesap yapılabileceğini bile çok basit bişey gibi bana anlatmayı başarabildiyse kesinlikle desteklenmeyi hakediyor, ayrıca bu konuları ele alan karşılaştığım tek türkçe youtube kanalı,kıymetini bilmek gerek.

    pisagor matematik evi matematik üzerine , ali nesin'in de derslerinin bulunduğu çok faideli bir youtube kanalı ,içerisinde sayılar teorisi,temel matematik ,lineer cebir hakkında aslında biz bunları yaparken ne yapıyoruzu anlatan videolar mevcut yine benzerini görmediğim türkçe içerik üreten bir kanal.

    edit:bir kaç düzeltme.
  • bir nobel odul madalyasinda bulunan altin miktari, siradan bir havalimani x-ray cihazinda yaygara kopartacak kadar yogundur. ayrica, 1980 yilindan oncesine kadar, 23 karat altindan yapilan bu madalyanin gunumuzdeki degeri ise yaklasik bir milyon dolardir.

    ancak gunumuz icin oldukca prestijli ve degerli olan bu odul, nazi’lerin 1940 nisaninda danimarka’yi isgal ettigi siralarda, pek de sans getirmiyordu.

    olacaklari ongoren, biri yahudi (james franck) , digeri ise yahudi sempatizani (max von laue) iki nobel odullu bilim insani, 1938 yilinda, ellerindeki altin madalyalari korumak amaciyla, kopenhag’a, fizikci niels bohr’a gondermislerdi. zira, hitler almanya’sinda altin gondermek yasadisi idi ve yakalanmalari idamlarina yol acabilirdi.

    bohr’un yakin arkadasindan biri olan (ve 1943 yilinda nobel alacak olan ) george de hevesy isimli macar kimyager, madalyalari eritmeyi dusundu.ancak bir sorun vardi, tum degerli metaller gibi altin da hareketsiz bir metaldi ve cozulmesi cok zordu. ancak altin bile, hidroklorik asit ve nitrik asiti’in 3:1 oraninda karistirilmasiyla elde edilen kral suyu’na karsi caresizdi.

    bu cozeltide iki asit , oldukca yikici bir tandem etkisiyle tepkimeye girer. nitric asit, yuzeydeki altin atomundan bir kac electron kopartarak ise baslar ve bunlari altin iyonlarina donusturur. daha sonra devreye hidroklorik asit girer ve klorur iyonlari , altin iyonlari ile reaksiyona girerek onlari cozer. tum bu islemi cok uzun periyotlarda tekrarladiginizda altini eritebilirsiniz.

    1940’a donelim.

    almanlar kopenhag’a dogru ilerlerken, de hevesy – her ne kadar madalyalari gommeyi teklif etmisse de , bohr “nazilerin her yeri kazacaklarini dusunerek, buna karsi cikmistir” - bu metotla iki altin madalyayi da eritmeye baslar. ancak bu zamana karsi kolay olmayacakti, zira, bir madalyanin her biri 7 cm genisliginde, 200 gram ve 23 karattan olusur

    de hevesy, altinlari cozdugu, turunu renkli “kral suyu”nu laboratuarinda alelade bir rafa kaldirir. naziler, bohr’un laboraturani yagmaladiginda , portakal suyuna benzeyen bu sivi elbette dikkatlerini cekmez.

    de hevesy, nazi isgalinin ucuncu yili olan 1943’te, isvec’e kacar. savasin sonra ermesinin ardindan, laboratura donen “de hevesy”, cozeltiyi tipki biraktigi gibi bulur ve tersine islemle , siviyi tekrar altin haline getirir, ve altinlari, olan biteni anlatan bir mektupla ocak 1950’de stockholm’deki nobel akademisine gonderir.

    altin , cozeltiden sonra tekrar toplanir ve ocak 1952’de ,chicago universitesinde duzenlenen bir torenle, sahipleri max von laue ve james franck’e yeniden verilir.

    de hevesy 1966 yilinda , 80 yasinda hayata veda eder.
  • benim için okumak, daima okumak olmuştur. fakat burada söze başlarken bir bilmiş, bir hoca edasıyla ve klişelerle başlamayacağım sevgili dostlar. okuyun, okumayan kişi kuru ağaca benzer gibi naralarla gelmeyeceğim. gerçekten okumak, insanın ufkunu fazlasıyla genişletiyor. fakat buradaki esas sorular ''ne ve nasıl?'' sorularıdır. okuyacağınız eserler gerçekten hayatınızı değiştirmeli ve gerçekten size yeni ufuklar açmalıdır. zirâ, insan hayatının vadesi bir hayli sınırlı ve okumak, anlamak, sindirmek, bunları pratik etmek uzun zaman alan bir durum. ufku genişleten, hayatı değiştiren eser ve eserler kimi için büsbütün bir edebî eser olur, kimi için bir şiir dizesi olur kimi için de bir deneme olur. benim hayatımı değiştiren kitap seneler evvel okuduğum schopenhauer'in yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar isimli eseriydi. hayatımın en zor dönemlerinden geçiyordum, bu dönemi anlatmak dahi istemiyorum. fakat seneler evvel yaşamış bir filozofun görüşlerinde kendimi bulmak o kadar iyi gelmişti ki bir felsefe kitabı okurken gözlerim dolmuştu. şimdi odamda en sevdiğim insandan hediye olan kocaman bir portresi duruyor. her gün ona bakarak nasıl ayağa kalktığımı düşünür ve bilginin gücüne olan inancımı artırırım.

    velhasıl; burada, benim hayatımda önemli değişikliklere yol açan ve gerçekten ufkumun iki katına ulaşmasını sağlayan kitapları paylaşmak istiyorum sizlerle. belki sizlere de bir katkısı olur ümidiyle. bir türkçe öğretmeni olarak belki de mesleğimden daha çok ehemmiyet verdiğim felsefe alanında belirli bir düzeye geldiğime inanıyorum. zira salt bilgiden oluşan bir alan değil, hayatınızı çok yönlü bir şekilde etkiliyor. hemen her şeye karşı bakış açınızı değiştirebilecek bir niteliğe sahip. özellikle felsefeye merakı olan arkadaşlar için kendimce bir liste oluşturmak istiyorum. zira ahmet arslan'ın felsefe tanımıyla ''felsefe, insanı insan yapan ve bir hiç olmaktan kurtaran araştırma, soruşturma ruhunun, önemli sorular sorma ve onlara ciddi olarak cevaplar arama özelliğinin, erdemli olma ve mutlu yaşama talebinin kısaca bilgeliğe ulaşma özleminin en hakikî ve belki tek ifadesidir.'' gerçekten de bu tek ve hakikî mefhuma muhtaç olduğumuza inanıyorum.

    listeyi verdikten sonra birtakım açıklamalar yapacağım:

    ---------------------------------felsefeye başlangıç ---------------------------------

    1. felsefeye giriş - ahmet arslan (bu türdeki eserleri okurken bir roman edasıyla okumaktan ziyade yaptığınız felsefe okumalarında yararlanabileceğiniz bir kaynak olarak görün. elbette ki evvelâ baştan sona bir okuyun, fakat daha sonra elinize sık sık almanız gerecek, okuduğunuz bir felsefe kitabında karşılaştığınız kavramın içeriğine ulaşabileceğiniz bir başvuru kitabı niteliğinde)

    2. felsefeye giriş - nigel warburton

    3. felsefenin kısa tarihi - nigel warburton

    4. felsefenin öyküsü - bryan magee

    5. felsefe tarihi - ahmet cevizci

    5. denemeler - montaigne (dörtlü seri)

    6. sorgulayan denemeler - bertrand russell

    7. aylaklığa övgü - bertrand russell

    8. daha iyi bir dünya arayışı - karl popper

    9. hayat problem çözmektir - karl popper

    10. itiraflar - jean-jacques rousseau

    11. deliliğe övgü - erasmus

    12. felsefenin tesellisi - boethius

    13. içsel huzur iyi yaşamın kapısını açar - epiktetos

    14. büyük filozoflar - stephen law

    15. felsefe 101 - paul kleinman

    listeye göz atarken aklınıza ''felsefeye giriş, felsefe tarihi'' vesaire anladık da montaigne, itiraflar, popper falan ne alâka demiş olabilirsiniz. bu listeyi tamamen felsefeye bir yerden başlamak isteyen arkadaşlar için hazırladım. söz konusu eserlerin sizlere felsefeyi, düşünmeyi, sorgulamayı daha çok sevdirecek nitelikte olduklarını düşündüğüm için felsefe okumalarınızı genişletmenizi sağlayacakları fikrindeyim. hiç değilse benim deneyimlerim bu yönde olmuştu. elbette ki bazı arkadaşlara da aynı şekilde sirayet edecektir, düşüncesindeyim.

    ---------------------------------felsefe yolunda ilerleme ---------------------------------

    1. yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar - arthur schopenhauer (evet, burada bir pozitif ayrımcılık mevcut, o yüzden en başta)

    2. parerga and paralipomena - arthur schopenhauer (bu eser aynı adla dilimize çevrilmemiş olup say yayınlarından schopenhauer'in 17 kitaptan oluşan serisi bu kitaptan birçok çeviriyi içeriyor)

    3. ilk çağ felsefe tarihi - ahmet arslan

    4. batı felsefesi tarihi - bertrand russell (lütfen bu kitabı başlangıç kitabı olarak önerenlere aldırmayınız, kitabın içeriğine hakim olabilmek için hiç değilse orta düzeyde bir felsefî bilgiye sahip olmak gerekiyor)

    5. meditasyonlar - descartes

    6. duygular ya da ruh halleri - descartes

    7. pratik usun eleştirisi - immanuel kant

    8. bir bilicinin düşleri - immanuel kant

    9. insan anlığı üzerine bir deneme - john locke

    10. toplum sözleşmesi - jean-jacques rousseau

    11. insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı - jean-jacques rousseau

    12. paradokslar üzerinde raks: schopenhauer - senail özkan

    13. insanca pek insanca - nietzsche

    14. böyle buyurdu zerdüşt - nietzsche

    15. utopia - thomas more

    16. sokrates'in savunması - platon

    17. devlet - platon

    18. metafizik - aristoteles

    19. nikomakhos'a etik - aristoteles

    20. hayat ve toplum üstüne düşünceler - chamfort

    21. kriton - platon

    22. poetika - aristoteles

    23. atinalıların devleti - aristoteles

    24. ünlü filozofların yaşamları ve öğretileri - diogenes laertios

    25. aydınlar üzerine - sartre

    26. sokrates öncesi ve sonrası - cornford

    27. mutluluğun kazanılması - farabi

    28. kendime düşünceler - marcus aurelius

    29. ethica - spinoza

    30. putların alacakaranlığı - nietzsche

    31. ahlak mektupları - seneca

    32. bir filozofun itirafları - bryan magee

    33. insanın anlama yetisi üzerine bir soruşturma - hume

    34. neden hristiyan değilim - bertrand russell

    35. uzak - oruç aruoba

    36. etik - kropotkin

    37. batı dünyasına yön veren metinler - alev alatlı (felsefenin önemini anlayabileceğiniz bir seri)

    38. lykurgos'un hayatı - plutharkos

    39. mukaddime - ibn-i haldun

    40. tanrı yanılgısı - dawkins

    41. irrasyonel - stuart sutherland

    42. insan bilgisinin ilkeleri üzerine bir inceleme - berkeley

    43. mantık bilimi - hegel

    44. öznenin yorum bilgisi - foucault

    45. spinoza pratik felsefe - gilles deleuze

    46. hakikat şaraptadır - soren kierkegaard

    47. leviathan - thomas hobbes (felsefe ağırlıklı)

    48. denemeler - bacon

    49. yabancı - camus (felsefe ağırlıklı)

    50. upanişadlar insanlığın ilk felsefi metinleri - max muller, paul deussen

    51. upanishadlar - iş bankası kültür

    52. bhagavad gita - yol yayınları

    şüphesiz bu listeyi uzatmak ve mümkün. fakat fazlasıyla uzatmak istemiyorum. felsefe alanında nitelikli daha birçok kitap var elbette. fakat bunlar şahsımda iz bırakan kitaplar. aklıma gelmeyen daha niceleri var, aklıma geldikçe listeye yazmaya çalışacağım.

    bu kitapları okurken merakınızın artacağına emin olabilirsiniz. bilgi biraz da para gibidir. sahip oldukça daima daha fazlasını istersiniz. dolayısıyla bu eserleri okurken okduğunuz kişiye bazen hayran olacak bazen kızacak bazen de onunla hemhâl olacaksınız. bu merakınızı desteklemek ve okuduğunuz fikirlere daha fazla hakim olmak için mutlaka ama mutlaka biyografi kitapları okumanız öneririm.

    bunun için de iş bankası kültür yayınlarından çıkan muaazzam bir seri var. biraz pahalı olabilir. zira birçoğu ciltli. fakat insanın kendine yatırım yapmasından daha önemli ne olabilir ki hayatta? daha evvel sözlük yazarlarının kitaplıkları başlığında bir görsel paylaşmıştım. onu buraya ekliyorum bahsettiğim serinin görseline yazının sonundan ulaşabilirsiniz. ben bu seriye darwin'in ve budha'nın biyografilerini de ekledim. şu an darwin'i okuyorum. inanın bu seri o kadar kaliteli ki kişilerin fikirlerine ve hayatına dair hemen her şeyi içeriyor. eserlerin birçoğunun telif hakkı cambridge university presse ait. güvenle okuyabilirsiniz. çevirileri de bir o kadar güzel yapılmış diyebilirim. kitaplığınızda mutlaka bulunması gerektiğini düşünüyorum.

    ---------------------------------yan okumalar ---------------------------------

    1. biyografi ve otobiyografiler

    2. say büyük felsefe sözlüğü - ahmet cevizci

    3. açıköğretim felsefe dersi kitapları (şaka yapmıyorum, türkiye'deki en kaliteli kaynak kitaplarından)

    e, boş vaktiniz varsa açıköğretimden felsefe de okuyabilirsiniz elbette. şahsen yüksek lisansımı bitirdiğimde ilk işim olacak.*

    ----------------------- ''ille de roman olsun'' biraz da felsefe tadı olsun diyenlere-----------------------

    1. stefan zweig - tüm eserleri

    2. umberto eco - gülün adı

    3. sofie'nin dünyası (demezsem olmazdı tabii, ileri okumaya geçtiyseniz biraz basit kaçabilir)

    4. oblomov

    5. 1984 (klişe de yer alsın madem)

    6. bulantı

    7. karamazov kardeşler

    8. emile

    9. dönüşüm

    10. veba

    11. savaş ve barış

    12. candide

    13. micromegas

    14. doğunun limanları

    15. açlık

    16. dava

    17. gecenin sonuna yolculuk

    18. kırmızı ve siyah

    19. hayy bin yakzan

    20. siddharta

    elbette bu listeyi de uzatmak mümkün. kitap okumaktan ziyade nitelikli kitap okumanın ancak ve ancak insana yarar sağlayacağına inanan bir bireyim. büyük filozof schopenhauer'in şu fikrine pek bir inanırım: ''hayatta nasılsa edebiyatta da öyle: her nereye dönseniz derhal kendinizi düzelmez, yola gelmez bir insan güruhuyla karşı karşıya buluyorsunuz, her tarafı her bir köşeyi doldurmuşlar, tıpkı yaz sinekleri gibi sürü halinde her yere doluşup her şeyi kirletiyorlar. bir yığın berbat kitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğup kurtaran edebiyatın istilacı yabani otları da öyle. insanların zamanını, parasını, dikkatini gasp etmektedirler. bunlar ya safi para kazanmak ya da makam mevki elde etmek için yazılırlar. dolayısıyla sadece yararsız değildirler fakat müspet olarak zarar da verirler.''

    günümüzde bu durumun arşa çıktığını hepimiz görüyor, şahit oluyoruz. ben yalnızca zihninizin ve gözlerinizin yorgunluğunun, harcadığınız zamanın hakkını verebilecek kısa bir liste oluşturmaya çalıştım. herhangi bir iddiam vesaire yok. bilirkişi olduğumu, bu işten ben anlarım edasıyla yola çıktığımı vesaire söylemiyorum. sözlük ortamını bildiğim için bu yönde gelebilecek mesajların farkındayım, o yüzden bu hususu belirtme gereği duydum.

    bunun dışında her türlü öneriniz, sorularınız ve yardım talepleriniz için elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım.

    sorgulamanın, akletmenin ve hürriyetin zevkini doyasıya yaşamanız dileğiyle...

    bu listeleri zamanım ve bilgim yettikçe güncelleyeceğim, keyifli okumalar dilerim.

    görsel bahsettiğim seri kitaplığın sol en üst kısmında yer alıyor. şuradaki linkte de bir örneği mevcut bu manzara da hayatımda görmekten en fazla keyif aldığım manzaradır. öyle boş boş bakmak bile insana keyif veriyor. kitapları dost bilmekten, geçmiş yüzyılların dahileriyle konuşmaktan aldığım hazzı başka herhangi bir mefhumdan alamayacağıma inanıyorum. kitapların varlığı olmasaydı birçok belâya ve umutsuzluğa dûçâr olurdum sanırım. iyi ki varlar.

    sapere aude!

    yazının biraz daha derli toplu haline medium sayfamdan da ulaşabilirsiniz.
  • ufkum bir bilgiyle iki katına çıkacak kadar sığ değil.

    tşklr. iyi geceler.
hesabın var mı? giriş yap