• deniz yıldızları miğdelerini dışarı çıkararak besleniyorlar..
  • ne kadar ufku iki katina cikarir bilmem ama ; film izleme sitelerinde " robot olmadigimi onayla " sekmeleri var. bazen bu sekmelerde secilen fotograflar tekrar tekrar cikiyor. 2-3 dakika suruyor filmin acilmasi. resim secme yerine, play tusuna basar, dinlediginiz kelimeyi sekmeye yazarsaniz, hemen sak diye aciliyor.

    umarim isinize yarar. bazen cok sinir bozucu olabiliyor cunku. :)
  • belki daha önce bahsedilmiştir ama suna yıldızoğlunun aslen ingiliz olması. meğer hippi olarak seyahat ederken türkiye'ye gelmiş ve olaylar gelişmiş. asıl adı sonia eddy'ymiş.
  • bazı öğrendiklerimizin tabu veya yalan olması.
  • kapısı kapalı bir odadan sessizce çıkmak için(evde sigara içerken yakalanmak istemeyenler iyi bilir) kapının kolunu indirerek kapıyı açmak yerine kapının anahtarını yavaşça ters yöne döndürün ve evet olabilecek en sessiz şekilde çıkmış oldunuz
  • piyanist.

    1911 yilinda, zamanin rus imparatorlugu sinirlarindaki kucuk bir kasabada dogan wladyslaw szpilman, kucuk yasta annesinden piyano dersleri alirken, bunun, yillar sonra hayatta kalmasini saglayacak hayati bir adim oldugundan habersizdir.

    1926 yilinda, varsova’daki muzik akademisine kayit olan szpilman, 1930 yilinda egitimini tamamladiginda, calismalarina devam etmek uzere berlin’e gider. ancak, nazi’lerin 1933 yilinda iktidari ele gecirmeleri uzerine, tekrardan varsova’ya donmek zorunda kalir.

    1935 yilinda varsova devlet radyosunun piyanisti olan szpilman, almanlarin polonya’yi resmen isgal ettigi 1 eylul 1939 tarihine kadar radyoda calmayi surdurur. polonya halkinin, alman isgalinden once duydugu son canli yayin szpilman’in radyoda caldigi, chopin’in nocturne in c sharp minor (do diyez) adli eseridir. zira szpilman iceride calarken, almanlar, radyo binasini basmis, binayi bosalttirmis ve radyo yayini da kesmislerdir.

    her ne kadar szpilman ve ailesi , 400.000’den fazla yahudi’nin 3,5 kilometrekarelik bir alana hapsedildigi, ve alman isgalindeki avrupa’nin en buyuk yahudi gettosunun sinirlari icinde yasasa da , artik evlerini hic tanimadiklari insanlarla paylasmak zorunda kalacaklardir, cunku o donemde , her evdeki bir odaya yaklasik 9 kisi dusuyordur.

    szpilman , kendisinin ve ailesinin hayatini idame ettirebilmek icin getto’nun icindeki nowaczesna isimli bir kafede piyanist olarak calismaya baslar. daha sonra, leszno caddesindeki sztuka cafede is hayatina devam eder.

    1942 yilinda almanlar, avrupa’da kurduklari gettolardan toplama kamplarina buyuk sevkler baslatirlar. lviv ve zaslaw gettolari, belzec toplama kampina, lodz gettosu chelmno toplama kampina , bialystok gettosu sobibor toplama kampina, wroclaw ve cevresi majdanek’e , berlin, mechelen, drancy, westerbork ve italya’nin kuzeyindeki bir kac kucuk getto ise bir milyondan fazla insanin olecegi auschwitz toplama kampina gunlerce insan tasir. auschwitz’den sonra en cok olumun yasandigi treblinka toplama kampina ise sadece iki getto’dan sevkiyat yapilir; biri, yine bialystok, digeri ise varsova’dir.

    szpilman, trene binmekten, son anda kendisini taniyan bir judenrat (yahudi getto polisi) olan ıtzchal heller tarafindan kurtarilir, ancak ailesinin treblinka’ya goturulmesine engel olamaz.

    szpilman, gettodan kacacagi 13 subat 1943 tarihine kadar burada kalir ve bu esnada , varsova direniscilerinin silah alis-verislerine yardimci olur. (direnisciler, piyanistin kacisindan sonra nisan 1943’de ayaklanma baslatirlar ve 27 gun suren bu olaylarda, 17 alman askerine karsin 21.000 yahudi oldurulur)

    1944 agustosu’na kadar , farkli yerlerde saklanmaya devam eden szpilman, varsova radyosundan bazi arkadaslarinin da yardimiyla hayatta kalmayi basarir. en son bulundugu evin bir tank atisiyla hasar almasiyla burayi da terk etmek zorunda kalir. agustos ayindan kasim ayina kadar (hepsi bombalanmis-terk edilmis) evlerin bodrumlarinda, hastanelerde saklanmaya devam eden szpilman, kendisini, hayatinin degisecegi niepoldleglosci caddesi 223 numarali dairenin cati katinda buldugunda, varsova’da hayatta kalan 20 yahudiden biridir.

    bulundugu evin, geri cekilen nazilerin karargahi olarak kullanilmaya baslamasi sonucu , nazi yuzbasi wilm hosenfeld’in kendisini fark etmesi uzun surmez.
    hosenfeld, 1935 yilinda nazi partisine uye olmus, ancak nazi politikalarinin gittikce sertlesmesi sonucu, parti ile fikir ayriligina dusmus bir subaydir. 2.dunya savasi sirasinda, lehlere karsi sempati beslemis, hatta lehce ogrenmeye calismis ve kendisi gibi dusunen bir kac arkadasi ile birlikte, bir cok yahudiye yardim etmistir.

    23 temmuz 1942’de (varsova gettosunda gorevliyken) karisina yazdigi bir mektupta , su satirlari kaleme alir; “artik burada olmaktan hoslanmiyorum, burada neler yapiliyor? yahudileri nasil olduruyorlar? simdi yarim milyon insani surgun ediyoruz, tum bu olanlardan sonra, bir alman, dunyanin nasil yuzune bakabilir. askerlerimiz cephede, bunun icin mi oluyor? bunun tarihte asla bir emsali olmayacak”

    hosenfeld, 1942 yilinda, treblinka’ya giden bir trenden kacan leon warm-warczynski isimli bir yahudinin de hayatini kurtarmis, onu yerel bir atletizm takiminda gostermis ve adina sahte evraklar duzenlemistir. (warczynski daha sonralari, hosenfeld’in “yardim” mektubunu, szpilman’a ulastiracak kisi olacakti)

    yuzbasi ile karsilastiginda olecegini dusunen szpilman’in yanildigini anlamasi uzun surmez. zira, hosenfeld, szpilman’in piyanist oldugunu ogrenince ondan bir seyler calmasini ister.

    hosenfeld, ona, saklanabilecegi daha iyi bir yer gosterir, belirli periyotlarda yiyecek getirir ve hatta sovyet kusatmasinin daralmasiyla, bulunduklari karargahi terk ederken , bir paltosunu da ona verir.

    savasin sona ermesinden sonra, 1945 yilinda, szpilman, varsova radyosundaki isine geri doner ve caldigi ilk parca , 6 yil once yarim biraktigi nocturne in c sharp minor olur.

    wilm hosenfeld, almanlarin savasi kaybetmesiyle, sovyetlerce tutuklanir ve agir iskencelerden gecer. 7 mayis 1950 yilinda, varsova gettosundaki gorevinden oturu, 25 yil hapis cezasina carptirilir. durusma kararina “isledigi suclardan oturu, savunma hakki yoktur” yazisi eklenmistir.

    gonderildigi savas esirleri kampinda polonyali bir rahiple tanisan hosenfeld, rahipten 1942’de yardim ettigi leon-warm’i bulmasini ister.

    1951 ocak ayinda, leon-warm, hosenfeld’i kurtarmak icin, almaya’daki karisini ziyaret eder. ayni zamanda da , szpilman’a, hosenfeld'in kurtarilamsiyla ile ilgili bir mektup yazar (bu arada szpilman, 1950 yilina kadar, hosenfeld’in adini dahi bilmez, ta ki leon – warm ona ulasana kadar)

    leon-warm’in hosenfeld ile ilgili edindigi en son bilgi, fransa’nin brest kentindeki bir esir toplama kampinda oldugudur, daha sonra kendisinden olumune kadar haber alinamaz.

    hosenfeld, 13 agustos 1952 yilinda stalingrad yakinlarindaki bir kampta hayata veda eder

    1998 yilinda, wladyslaw szpilman, israil soykirim ani muzesi olan yad veshem’e, wilm hosenfeld’e “righteous among the nations” – “milletler arasi erdemli insan” nisani verilmesi icin cagrida bulunur , 11 yil sure inceleme sonucu , 2009 yilinda wilm hosenfeld, bu nisan’i alan bes nazi partisi uyesinden biri olur. (digerleri ; oskar schindler, karl plagge, albert goring, john rabe)

    szpilman 89 yasinda hayata veda eder , kendisinin ve hosenfeld’in cocuklari dost olarak kalir.

    szpilman’in 1945 yilinda anilarini yazdigi hatiratlar, 1997 yilinda oglu tarafindan kitap haline getirilir ve 35 dile cevrilir. 2002 yilinda gosterime giren piyanist filmi bu kitaptan uyarlanmis ve szpilman’i adrien brody (bu rol icin 16 kg vermistir) oynarken , wilm hosenfeld’i thomas kretschmann canlandirmistir.
  • düellolar, uzun ve - bazen trajik olsa da- renkli bir geçmişe sahiptir. düellonun kökenleri belirsizdir, ancak 16. yüzyılda düellolar, hesaplaşmak için popüler bir araç haline gelmişti. yasaklanma çabalarına rağmen, düellolar birkaç yüzyıl boyunca yaygın kaldı. bilinen en son düello, fransa’da 1967’de gerçekleştirilmiştir. tarihte yer alan binlerce düellodan, özellikle dikkat çeken sekiz düello ve neredeyse düello olan bir tanesi şöyledir;

    ben jonson vs gabriel spencer
    1598 yılında ingiliz oyun yazarı ve şair ben jonson, oyuncu gabriel spencer ile kavga etti. tartışma, spencer'ın öldürüldüğü bir kılıç düellosuna kadar büyümüştü. jonson daha sonra tutuklandı ve asılması emredildi. bununla birlikte jonson, latin incili'ni okuyabildiği için “din adamlarının yararı” kanunu gereğince ölümden yırtmayı başardı. bunun yerine parmağı damgalandı. jonson, genel olarak shakespeare'den sonra ikinci en önemli ingiliz oyun yazarı olarak kabul edilir.

    andrew jackson vs charles dickinson ve neredeyse alayınız
    askeri bir kahraman ve yedinci abd başkanı olan andrew jackson asabi bir karaktere sahipti. çok sayıda düelloda yer aldı -bazı bilgilerde tahmin edilen 100 düellosu olduğu yazar- ve çoğunda sık sık gülünç ve kötü niyetli söylentilere meze olan eşi rachel'ı savunuyordu. rachel'ın kötü niyetli ilk kocası lewis robards, onu haksız yere suçladı ve 1791'de rachel, robards'dan boşanmasının sonuçlandığına inandıktan sonra jackson'la evlendi. aslında ilk evliliği tam olarak sonuçlanmamıştı ve böylece iki eşli etiketini kazanmıştı. 1806 yılında jackson, rachel'ın itibarını zedelediği gerekçesiyle charles dickinson’ı bir düelloya davet etti. dickinson başarılı bir düellocu idi ve jackson'ı göğsünden vurdu. ancak jackson'ın aldığı yara ölümcül değildi ve jackson da ateş etti. jackson'ın mermisi ölümcüldü ve dickinson'ın amel defterini dürmeye yetmişti.

    leydi almeria braddock vs mrs. elphinstoe*
    düellolar sadece erkekler arasında geçerli değildi. 1792'de leydi almeria braddock, mrs. elphinstone tarafından yapılan yaşıyla ilgili bir yorumda hakarete maruz kaldı. braddock henüz 30 yaşında olmadığını iddia ederken, elphinstone gerçekte 60'tan fazla olduğunu diretmişti. tartışmayı sonlandırmak adına londra'daki hyde park'ta düello yapmaya karar verdiler. her iki kadın da tabancasını ateşledi ama ikisi de ıskaladı. düello bu noktada sona erebilirdi ancak kadınlar ellerine kılıçlar alarak devam etmeye karar verdi. koluna bir yara aldıktan sonra elphinstone, bir özür mektubu yazacağını söyledi ve düelloyu bitirdi.*

    alexander hamilton vs aaron burr
    alexander hamilton ve aaron burr'un uzun ve eğlendirici bir ilişkisi vardı. hamilton, eski hazine bakanı burr’dan açıkça hoşlanmıyordu ve birçok kez onun siyasi eylemlerini engellemeye çalıştı. tansiyon, 1804'te hamilton new york valiliği seçimi için burr'a karşı kampanyaya başladığında zirveye tırmandı. hamilton, burr’ın “adi bir görüşü” olduğu söyledikten sonra burr, hamilton’u düelloya davet etti. her ne kadar hamilton, en büyük oğlu üç yıl önce bir düelloda öldüğü için uygulamaya karşı olsa da, daveti kabul etti. ikili, new jersey'deki weehawken'da karşılaştı. hamilton karnından vuruldu ve ertesi gün öldü. ölümü öfkeye yol açtı ve burr’ın siyasi kariyeri etkili bir şekilde sona erdi.

    prenses pauline metternich vs kontes kielmannsegg
    petticoat düellosundan yüz yıl sonra, prenses pauline metternich ve kontes kielmannsegg müzikal bir sergide çiçek aranjmanları üzerinde tartıştılar. kadınlar, çırılçıplak bir halde kılıç düellosu yapmaya karar verdiler. çıplaklığın sebebi ise, düelloda oluşabilecek bir yaraya temas eden herhangi bir giysinin enfeksiyona neden olma ihtimalidir. kılıç yarası garip bir şekilde göz ardı edilmişti. saniyeler içinde taraflar, barones lubinska hakemliğinde, ilk “eşitlik taraftarı düello”ya hazırlandı. erkekler sırtlarını döndükten sonra, kadınlar kılıçlarla savaşmaya başladı ve her biri yara aldı. ağladıklarında, erkekler düelloyu yapan kadınlara yardım etmeye çalıştı. bununla birlikte, barones lubinska erkekleri şemsiyesiyle dövdü ve “azgın sefiller” olarak nitelendirdi. motivasyonlarının tamamen fedakarlık olmadığını düşünüyordu.

    éduard manet vs louis edmond duranty kılıç kalemden daha güçlüdür!
    1870 yılında édouard manet, sanat eleştirmeni louis edmond duranty’nin, kendisinin iki resmini incelemesindeki yorumlarını duyduğunda çıldırdı. bir kafede onunla karşılaştığında, manet duranty'yi tokatladı ve iki adam düello yapmayı kabul etti. kılıç kullanmayı seçtiler ve émile zola manet’in şahidi sıfatıyla orada yer aldı. duranty, göğsünden yaralandı ve bu noktada manet’nin şerefinin geri kazanıldığına karar verildi.

    aleksandr sergeyeviç puşkin vs georges charles d'anthès
    1836'da, modern rus edebiyatının kurucusu aleksandr puşkin, karısı natalya nikolayevna goncharova'nın, rusya'da yaşayan bir fransız askeri olan georges d'anthès ile bir ilişkisi olduğu iddiasına atıfta bulunarak “boynuzlananlar tarikatı” na seçildiğini açıklayan bir mektup aldı. d'anthès, puşkin'i ilişki olmadığını ikna edebildi ve daha sonra natalya’nın kız kardeşiyle evlendi. ancak, söylenti devam etti ve 1837'de iki adam sonunda düello sahnesine çıktı. puşkin ölümcül şekilde yaralandı ve iki gün sonra da öldü.

    john randolph vs henry clay
    john randolph, kendisine söylenen hakaret dolu bir kelime yüzünden ilk düellosuna henüz 18 yaşındayken katılmıştır. kendisi gibi bir öğrenci olan rakibini yaralamış ve özrü sonrası durum tatlıya bağlanmıştır. randolph daha sonra, bir gazetenin kendisi hakkında “yakıcı bir dili” olduğunu iddia etmesine rağmen başarılı bir siyasi kariyer başlattı. 1826'da randolph'un yakıcı dili, john quincy adams'ı başkanlık adaylığında destekleyip eyalet senatörlüğünü hileli bir kumarbazlıkla aldığı suçlamasını yaptığı clay'e döndü ve bu hakaretin üzerine clay bir düello istedi. clay, virginia'da, randolph'un vücudunun bölgelerini belirsiz bir varsayım haline getiren büyük bir sabahlık elbisesi ile karşı karşıya kaldı ve bu turu iptal edip daha sonra yapılacak olan ikinci bir tura karar verdiler. ikinci turda ilk atışı yapan clay ıskaladıktan sonra randolph havaya sıktı. düello sona erdi ve ikili artık arkadaş olmaya karar verdi.

    mark twain vs james laird*
    1864 yılında nevada'da bir gazete için çalışırken mark twain, rakip bir gazetenin yayımcısı olan james laird ile tartışmaya girdi. twain'in anlattıklarına göre anlaşmazlık, laird’in bir hayır kurumuna para verme sözünü tutmamasıydı. tatsızlık hızla arttı ve iki adam düello yapmayı kabul etti. gelin görün ki twain’in tabancası, kalemi ile uyuşmuyordu. şahidi olan steve gillis'ten aldığı derslere rağmen korkunç bir nişancıydı. laird, düelloya gelmeden kısa bir süre önce, gillis havadaki bir kuşu vurdu ve laird’in destekçilerine twain’in 30 metre uzaklıktan hayvanı öldürdüğünü bildirdi. iyice telaşlanan laird, daha sonra düelloyu iptal etmeyi seçti. twain, birkaç kez bu düello hakkında yazdı, ancak bazı tarihçiler düelloların hiçbir zaman planlanmadığını ve twain’in sürümünün tamamen kurgu olduğuna inanır.
  • android cihazınızdan rootsuz şekilde uygulamaları kaldırabilme imkanı.

    cihazlarımızda üreticilerden gelen bloatware uygulamalar olabiliyor. bunları çoğunlukla devredışı bırakabilme şansına sahip olsak da bazen bunu bile yapamıyoruz. ve kullanmadığımız halde hafızada yer tutuyorlar. burada anlatacağım yöntemle cihazdan istemediğiniz uygulamaları kaldırabilirsiniz. ama şunu unutmayın bu uygulamalar sistemden tamamen kalkmıyor. fabrika ayarına getirince hepsi geri geliyor. rootsuz olduğu için sisteme etki edemiyoruz ama kullanıcı tabanında küçük bir müdahale edebiliyoruz.

    önce cihazınızda geliştirici seçeneklerini aktif edin. bunu ayarlar- telefon hakkında- derleme numarasına birçok kez basarak(7-8 kez olabiliyor) aktif ediyoruz. daha sonra geliştirici seçeneği bölümünden usb hata ayıklamayı aktif ediyoruz.

    bu işlemi yapabilmek için uygulamaların package name'lerini bilmek gerekiyor. bunun için google araştırması yapabilir ya da mağazadan bu bilgiyi veren uygulamaları indirebilirsiniz. link2sd işimizi görür. buradaki gibi package name'i bulabiliyoruz. https://eksiup.com/p/ni56000c59uz

    örnek bir uygulamanın package name'ini atayım.

    samsung email package name; com.samsung.android.email.provider

    şimdi sıra bilgisayar bağlantımızı kurma geldi. bildiğim kadarıyla bu işlemi linux ve windows üzerinde yapabiliyoruz. telefon için usb driver zaten bilgisayara önceden bağlamış olduğunuzu düşünerek bilgisayarda hazır duruyordur. bu yüzden adb driver ile işe başlayacağız.

    adb driver'ı buradan indirebilirsiniz. indirdiğimiz dosyanın içinde adb-setup-1.4.2.exe dosyasına tıklayarak kurulumu yapıyoruz. zipli dosyada adb klasörünü de c: sürücüsüne kopyalayın. klasöre girin ve boş bir alanda iken shift tuşuna basılı tutarak sağ tıklayın. açılan menüden powershell penceresini buradan açın seçeneğini tıklayarak adb komut penceresini açın. şu şekilde bir görüntüyle karşılacaksınız;
    https://eksiup.com/p/cn56005yx52w

    bu aşamadan sonra telefonu bilgisayara bağlayalım. data erişimine izin isterse kabul edin. telefon bağlama işi bitince komut bölümüne adb devices yazıyoruz. sorun olmazsa aşağıdaki bir ekran karşımıza çıkar;
    https://eksiup.com/p/qi560074p6ea

    daha sonra ise adb shell komutunu giriyoruz. karşımıza bu sefer şöyle bir ekran çıkması gerek;

    https://eksiup.com/p/sb56010cn9se

    şimdi her şey hazır. package name'ini bildiğimiz bir uygulamayı kaldırma işine girelim. öncelikle package name öncesinde pm uninstall -k --user 0 yazarak işe başlamamız gerek. önce bu sonra bir boşluk bırakıp package name. üstte samsung email için package name vermiştim. yani samsung email'i kaldırmak şu kodu yazmamız gerek.

    `pm uninstall -k --user 0 com.samsung.android.email.provider`

    bu kodu yazdıktan sonra şu şekilde ekran çıkıyorsa işlem tamam demektir.
    https://eksiup.com/p/oy560168v2or

    cihazda ayarlardan uygulamalar bölümüne bakarsanız artık samsung email gözükmeyecektir.

    bu şekilde yaparak bloatware uygulamaların hepsini kaldırabilirsiniz. ancak dikkat etmeniz gereken sistem uygulamalarına müdahale etmeyin. bu uygulamaları telefonunuz sıfırlanıncaya kadar görmezsiniz. geri yüklemek isterseniz de şunu uygulamanız gerek.

    `adb shell cmd package install-existing <package name>`

    package name bölüme istenen uygulamanın package name'ini yazın. uygulama cihaza tekrar yüklenecektir. tam olarak silinmediği için sistemde hala duruyor aslında. bu şekilde geri getirilebiliyor.

    xda'da huawei için hangileri kaldırmada sorun yaratmaz, hangileri kaldırılmamalı detaylı bilgi paylaşılmış. huawei sahipleri buraya bakabilir. diğer marka kullanan arkadaşlar google araştırması yapmalı. ancak google uygulamaları(kitap, müzik, foto, drive, gmail, chrome) gönül rahatlığıyla kaldırılabilir.
  • kalp her gün, bir tırı 20 mil götürebilecek kadar enerji üretmektedir. bu ortalama bir insan ömrü için, aya gidip gelecek kadar yol anlamına gelmektedir.

    bu nedenle birine i love you to the moon and back dediğinizde, aslında kalbinizin tüm yaşamınız ürettiği enerji ile onları sevdiğinizi söylüyorsunuz.

    *
  • ne tarafa dönersek dönelim götümüzün hep arkada kaldığı gerçeği.
hesabın var mı? giriş yap